sideways
New member
- Katılım
- 6 Ara 2006
- Mesajlar
- 695
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
18 Nisan 1922 tarihinde TBMM’de konuşma yapan Atatürk, Türk ordusunun görevini hatırlatarak, “Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti’nin ordusu, işgaller yapmak ve saltanatlar yıkmak veya saltanatlar kurmak için şunun bunun elinde korunma aracı olmaktan uzaktır” dedikten sonra, ordu mensuplarına şu tarihi çağrıyı yapıyor: “Ya siyaset, ya üniforma!”
1909 yılındaki İttihat ve Terakki kongresinde siyasete müdahalenin orduyu zaafa uğrattığının altını çizen Atatürk, ordu mensuplarına şu tavsiyelerde bulunuyor: “Buradaki kişiler politikada devam etmek istiyorlarsa ordudan çıksınlar, üniformalarını çıkarıp siyaset yapsınlar.”
Silah arkadaşı Ali Fuat Cebesoy da, Atatürk’ün bu yönünü anılarında şöyle vurguluyor: “Atatürk ‘Bir subay, hatta memleketini kurtaran veya Meşrutiyeti kuran bir ihtilalden sonra bunlarla ilgisini kesmiş olsa dahi askeri vasfından birçok şey kaybeder.”
Ali Fuat Cebesoy Paşa şunları da ekliyor: “Atatürk, ‘Bir ordunun cevheri ne olursa olsun, siyasete karışırsa, birlikte hareket ve savaşma kabiliyetini kaybeder ve vatanın savunma gücünü hiçe indirir’ demişti.”
Siyasetle ilişkisini kesmeyen subayların orduda karışıklık meydana getirdiklerini aktaran Cebesoy; Atatürk’ün, “Subaylar siyasetle ilişkisini tümüyle kesmediklerinden, kaybedilen disiplinin uzun zaman düzelemediği ve ancak vatan tehlikeye düştüğü vakit cevherini kaybetmemiş ordunun güçlükle disiplinini yeniden kazandığı görülmüştür” dediğini hatırlatıyor.
Zira Atatürk, Trablusgarp ve Balkan savaşları örneklerini göstererek, “siyasete bulaşan askerlerin, ordunun disiplinini bozduğunu” vurguluyor.
AK Partili bir ismin Köşk'e çıkmasını istemeyen çevreler seçimlere ordunun müdahil olmasını isterken; Atatürk’ün 1924 yılında yaptığı bir açıklama manidar bulundu. Atatürk’ün, TSK’nın görevi konusunda şu hatırlatması dikkat çekiyor: “Şüphe yok ki biricik amacı, görevi, düşüncesi ve hazırlığı vatan savunmasıyla sınırlanmış olan bu topluluk, memleketin siyasetini yönetenlerin en sonunda verecekleri kararla faaliyete geçer.”
ORDU BİR PARTİNİN ALETİ OLAMAZ
Atatürk’ün, “Bir ordu herhangi bir siyasi partinin aleti haline gelince, onun yeniden disiplinini iade etmek çok inkılaplara lüzum gösterir” dediğini aktaran Ali Fuat Cebesoy, anılarında şunlara vurgu yapıyor: “İşte Atatürk daha Meşrutiyet devrinde böyle düşünüyordu ve bu düşüncesinin isabeti de Milli Mücadele'de görülmüştü.”
kaynak:vakit
1909 yılındaki İttihat ve Terakki kongresinde siyasete müdahalenin orduyu zaafa uğrattığının altını çizen Atatürk, ordu mensuplarına şu tavsiyelerde bulunuyor: “Buradaki kişiler politikada devam etmek istiyorlarsa ordudan çıksınlar, üniformalarını çıkarıp siyaset yapsınlar.”
Silah arkadaşı Ali Fuat Cebesoy da, Atatürk’ün bu yönünü anılarında şöyle vurguluyor: “Atatürk ‘Bir subay, hatta memleketini kurtaran veya Meşrutiyeti kuran bir ihtilalden sonra bunlarla ilgisini kesmiş olsa dahi askeri vasfından birçok şey kaybeder.”
Ali Fuat Cebesoy Paşa şunları da ekliyor: “Atatürk, ‘Bir ordunun cevheri ne olursa olsun, siyasete karışırsa, birlikte hareket ve savaşma kabiliyetini kaybeder ve vatanın savunma gücünü hiçe indirir’ demişti.”
Siyasetle ilişkisini kesmeyen subayların orduda karışıklık meydana getirdiklerini aktaran Cebesoy; Atatürk’ün, “Subaylar siyasetle ilişkisini tümüyle kesmediklerinden, kaybedilen disiplinin uzun zaman düzelemediği ve ancak vatan tehlikeye düştüğü vakit cevherini kaybetmemiş ordunun güçlükle disiplinini yeniden kazandığı görülmüştür” dediğini hatırlatıyor.
Zira Atatürk, Trablusgarp ve Balkan savaşları örneklerini göstererek, “siyasete bulaşan askerlerin, ordunun disiplinini bozduğunu” vurguluyor.
AK Partili bir ismin Köşk'e çıkmasını istemeyen çevreler seçimlere ordunun müdahil olmasını isterken; Atatürk’ün 1924 yılında yaptığı bir açıklama manidar bulundu. Atatürk’ün, TSK’nın görevi konusunda şu hatırlatması dikkat çekiyor: “Şüphe yok ki biricik amacı, görevi, düşüncesi ve hazırlığı vatan savunmasıyla sınırlanmış olan bu topluluk, memleketin siyasetini yönetenlerin en sonunda verecekleri kararla faaliyete geçer.”
ORDU BİR PARTİNİN ALETİ OLAMAZ
Atatürk’ün, “Bir ordu herhangi bir siyasi partinin aleti haline gelince, onun yeniden disiplinini iade etmek çok inkılaplara lüzum gösterir” dediğini aktaran Ali Fuat Cebesoy, anılarında şunlara vurgu yapıyor: “İşte Atatürk daha Meşrutiyet devrinde böyle düşünüyordu ve bu düşüncesinin isabeti de Milli Mücadele'de görülmüştü.”
kaynak:vakit