metalic
New member
- Katılım
- 18 May 2006
- Mesajlar
- 3,007
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 119
Enflasyon çift haneli günlere döndü.
Şehit cenazeleri geliyor.
Halkın yoksulluğu artıyor.
Tecavüzler, cinnet cinayetleri herkesi şoke ediyor.
Dış politikada bir tek başarı yok. Üstelik Azerbaycan gibi dost ülkeler kaybedilmek üzere...
Bu gerçekler ortada iken Başbakan Erdoğan her daim yaptığı oyuna başvuruyor; gündemi değiştirmek için bu kez İsmet İnönü'yü diline doluyor.
Biliyor ki İnönü'yle ilgili sözleri kamuoyunda çok tartışılacak.
Evet, gündemi değiştirmek için Türkiye tarihinin önemli bir asker ve siyaset adamını diline dolamaktan çekinmiyor.
Bakınız...
İsmet İnönü eleştirilemez mi?
Eleştirilir.
Zaten 1946'dan beri en sert eleştirilen liderlerin başında rahmetli İnönü gelir.
İnönü sadece eleştirilmemiş kafasına taş da atılmıştır. Öldürülmekle de itham edilmiştir.
Bunları yaşadık.
Ve bugün Başbakan Erdoğan'ın sözlerini duyunca anladık ki daha da yaşayacağız.
Ama bir haksızlık var.
Başbakan Erdoğan ve yandaşları nedense Müslümanlığı "tekellerine" almak istiyor.
Güya...
Atatürk'ün İsmet İnönü'ye Konya'daki bazı tarihi eserlerin onarılması için gönderdiği telgrafı hatırlatan Erdoğan, "Şu 7,5 yıl içinde Türkiye'nin her köşesinde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün İsmet İnönü'ye yazdığı o mektuptaki o incelik var ya... Ah ah, o mektubu iyi incelemek lazım, teferruatına girmeyeceğim. Hani diyor ya, 'o camiler, kervansaraylar askerlerden boşaltılsın...' Sadece o değil, orada daha başka şeyler de var. Onu eğer incelersek, araştırırsak onların içinde nelerin olduğunu görürüz. İşte biz, oraları onlardan temizliyoruz. Ve bu nesile onları kazandırdık, şimdi de geleceğe kazandırıyoruz. Fark bu. 7.5 yıl içinde tarihi eserlerimiz yeniden hayata döndü. Bunlar ahır olarak kullanılıyordu. Bu ahırlardan temizledik. Bu tarihe ihanet değil midir? İşte bunlardan temizleyerek onları bugüne ve geleceğe kazandırdık. Yeniden can suyuna kavuşturduk." açıklamasını yaptı.
Ne var bunda?
İnönü asker ve siyaset adamı olarak hangi dönemi yaşadı.
Balkan Savaşı, Trablusgarp Savaşı, Birinci Dünya Savaşı, Kurtuluş Savaşı ve İkinci Dünya Savaşı...
Bu olağanüstü savaş koşullarını unutup yapılan birkaç uygulamayla İnönü'nün inancını mı sorgulayacaksınız? Ayıp değil mi? Günah değil mi?
İsmet İnönü'nün dindarlığını Erdoğan mı teraziye koyup ölçecek?
Daha düne kadar İnönü'nün Çankaya Köşkü'nde namaz kıldığını, annesi Cevriye Hanım'ın başı kapalı olduğu halde Çankaya Köşkü'nde yaşadığını söyleyen Erdoğan şimdi nasıl bu ailenin inancına dil uzatabilir?
Mesele camilerin ahır yapılması konusu mu?
Kurtuluş Savaşı'nda, İkinci Dünya Savaşı'nda, yani o olağanüstü koşullarda savaş stokları bir-iki camide ve devletin bazı vakıf binalarında saklandı.
Şimdi söyler misiniz, ne var bunda?
Üstelik bilgisizler.
Konuşmasında Atatürk için "Gazi" diyor.
Peki, niye "Gazi"?
Kimlere "Gazi" denir?
Yanıtını biliyorsunuz.
O halde Allah yolunda savaşanların camilere buğday koymasını niye dilinize doluyorsunuz?
Savaş döneminde Allah'ın evi de gazaya katılır.
Bir kez de açın tarihimizi okuyunuz.
Camilerin savaş döneminde sadece ibadet yeri olarak kullanılmadıklarını bilmiyorlar!
Öte yandan...
Bu konuda polemik yapanlar Türkiye'nin hangi bağımsızlıkçı politikaları içinde oldular.
Eğer mevzubahis cami ise, camileri düşman çizmelerinin altından kurtaran asker İsmet İnönü'ydü.
Eğer mevzubahis cami ise, Afganistan'da, Irak'ta Amerikan askerlerinin botlarıyla girip Müslümanları öldürdükleri politikalara nasıl destek verdiklerini açıklasınlar?
Bütün mesele ne biliyor musunuz?
Her iktidarını kaybeden politikacının yaptığını yapıyorlar; halkın dini inançlarını sömürerek ayakta kalmaya çalışıyorlar.
Ama...
Yeter be kardeşim!
Bıkıp usandık artık bu düzeysiz siyaset kurnazlığından...
::Kaynak::
Şehit cenazeleri geliyor.
Halkın yoksulluğu artıyor.
Tecavüzler, cinnet cinayetleri herkesi şoke ediyor.
Dış politikada bir tek başarı yok. Üstelik Azerbaycan gibi dost ülkeler kaybedilmek üzere...
Bu gerçekler ortada iken Başbakan Erdoğan her daim yaptığı oyuna başvuruyor; gündemi değiştirmek için bu kez İsmet İnönü'yü diline doluyor.
Biliyor ki İnönü'yle ilgili sözleri kamuoyunda çok tartışılacak.
Evet, gündemi değiştirmek için Türkiye tarihinin önemli bir asker ve siyaset adamını diline dolamaktan çekinmiyor.
Bakınız...
İsmet İnönü eleştirilemez mi?
Eleştirilir.
Zaten 1946'dan beri en sert eleştirilen liderlerin başında rahmetli İnönü gelir.
İnönü sadece eleştirilmemiş kafasına taş da atılmıştır. Öldürülmekle de itham edilmiştir.
Bunları yaşadık.
Ve bugün Başbakan Erdoğan'ın sözlerini duyunca anladık ki daha da yaşayacağız.
Ama bir haksızlık var.
Başbakan Erdoğan ve yandaşları nedense Müslümanlığı "tekellerine" almak istiyor.
Güya...
Atatürk'ün İsmet İnönü'ye Konya'daki bazı tarihi eserlerin onarılması için gönderdiği telgrafı hatırlatan Erdoğan, "Şu 7,5 yıl içinde Türkiye'nin her köşesinde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün İsmet İnönü'ye yazdığı o mektuptaki o incelik var ya... Ah ah, o mektubu iyi incelemek lazım, teferruatına girmeyeceğim. Hani diyor ya, 'o camiler, kervansaraylar askerlerden boşaltılsın...' Sadece o değil, orada daha başka şeyler de var. Onu eğer incelersek, araştırırsak onların içinde nelerin olduğunu görürüz. İşte biz, oraları onlardan temizliyoruz. Ve bu nesile onları kazandırdık, şimdi de geleceğe kazandırıyoruz. Fark bu. 7.5 yıl içinde tarihi eserlerimiz yeniden hayata döndü. Bunlar ahır olarak kullanılıyordu. Bu ahırlardan temizledik. Bu tarihe ihanet değil midir? İşte bunlardan temizleyerek onları bugüne ve geleceğe kazandırdık. Yeniden can suyuna kavuşturduk." açıklamasını yaptı.
Ne var bunda?
İnönü asker ve siyaset adamı olarak hangi dönemi yaşadı.
Balkan Savaşı, Trablusgarp Savaşı, Birinci Dünya Savaşı, Kurtuluş Savaşı ve İkinci Dünya Savaşı...
Bu olağanüstü savaş koşullarını unutup yapılan birkaç uygulamayla İnönü'nün inancını mı sorgulayacaksınız? Ayıp değil mi? Günah değil mi?
İsmet İnönü'nün dindarlığını Erdoğan mı teraziye koyup ölçecek?
Daha düne kadar İnönü'nün Çankaya Köşkü'nde namaz kıldığını, annesi Cevriye Hanım'ın başı kapalı olduğu halde Çankaya Köşkü'nde yaşadığını söyleyen Erdoğan şimdi nasıl bu ailenin inancına dil uzatabilir?
Mesele camilerin ahır yapılması konusu mu?
Kurtuluş Savaşı'nda, İkinci Dünya Savaşı'nda, yani o olağanüstü koşullarda savaş stokları bir-iki camide ve devletin bazı vakıf binalarında saklandı.
Şimdi söyler misiniz, ne var bunda?
Üstelik bilgisizler.
Konuşmasında Atatürk için "Gazi" diyor.
Peki, niye "Gazi"?
Kimlere "Gazi" denir?
Yanıtını biliyorsunuz.
O halde Allah yolunda savaşanların camilere buğday koymasını niye dilinize doluyorsunuz?
Savaş döneminde Allah'ın evi de gazaya katılır.
Bir kez de açın tarihimizi okuyunuz.
Camilerin savaş döneminde sadece ibadet yeri olarak kullanılmadıklarını bilmiyorlar!
Öte yandan...
Bu konuda polemik yapanlar Türkiye'nin hangi bağımsızlıkçı politikaları içinde oldular.
Eğer mevzubahis cami ise, camileri düşman çizmelerinin altından kurtaran asker İsmet İnönü'ydü.
Eğer mevzubahis cami ise, Afganistan'da, Irak'ta Amerikan askerlerinin botlarıyla girip Müslümanları öldürdükleri politikalara nasıl destek verdiklerini açıklasınlar?
Bütün mesele ne biliyor musunuz?
Her iktidarını kaybeden politikacının yaptığını yapıyorlar; halkın dini inançlarını sömürerek ayakta kalmaya çalışıyorlar.
Ama...
Yeter be kardeşim!
Bıkıp usandık artık bu düzeysiz siyaset kurnazlığından...
::Kaynak::
