Başbakanın gafları

fulus1000

New member
Katılım
2 Tem 2006
Mesajlar
427
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
everywhere
MHP'den 'Başbakan'ın gafları' klibi

MHP'den 'Başbakan'ın gafları' klibi


MHP, Recep Tayyip Erdoğan’ın gaf olarak nitelenen bazı sözlerini “A’dan Z’ye RTE" isimli bir klipte topladı.
MHP’nin seçim nedeniyle hazırlattığı klip, iktidara "basiretsiz ve korkak" yakıştırmasıyla başlıyor.
AKP hükümeti döneminde Türk halkının onurun kırıldığı iddia edilen klipte, bu dönemde terörün Türkiye’ye kafa tuttuğu belirtildi.
Hükümetin AB’nin tüm söylediklerini sorgulamadan yerine getirdiği öne sürülen klipte, hükümetin "AB türküsü söylediği" kaydedildi.
Klipte, AKP hükümeti döneminde dış borcun 179 milyar dolar arttığı, Telekom ve Tüpraş gibi önemli kurumların satıldığı, asgari üçretin sadece 32 lira artırıldığı belirtilerek, AKP’nin iktidarını türbana borçlu olduğu, ancak Anayasa’yı bile değiştirecek güce sahip olmalarına karşın konuyla ilgili hiçbir adım atmadıkları ifade edildi. Klipte, bununla da kalmayıp, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül’ün Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ndeki türban davasını geri çektiği, Erdoğan’ın ise yine türbanla ilgili olarak “geneli kucaklayalım" dediği kaydedildi.
Klipte de yer alan, Başbakan, TBBM Başkanı Bülent Arınç ve bazı Bakanların “gaf" olarak nitelenen sözleri şöyle:
“-Erdoğan: ‘Lan terbiyesizlik yapma, hadi ananı da al git’, ‘toprak satılıyorsa alıp götürmüyorlar ya’, ‘Sayın Öcalan düşüncelerinin değil, şuanda, almış olduğu kellelerin hesabını veriyor’, ‘askerlik yan gelip yatma yeri değildir’ -Arınç: ‘Başörtüsü bizim namus borcumuzdur’, -Mehmet Ali Şahin: ‘Başörtüsü yüzde 1.5’in sorunudur toplumu ilgilendirmez’, -Sami Güçlü: ‘Gözünüzü toprak doyursun’, -Kemal Unakıtan: ‘Babalar gibi satarım’.

“SINIRDAKİ TOPRAKLARIMIZ BİLE SATILIYOR"
İktidara gelmeden önce “AB diyerek karın doymaz" diyen Edoğan’ın daha sonra hem AB, hem de İMF ile ilgili düşüncelerini değiştirdiği belirtilen klipte, Türkiye’nin sınırlarının değişeceğini söyleyen, sınır ihlali yapan ABD’ye ses çıkarmadı kaydedildi. Klipte, Türk askerinin başına çuval geçirildiği de anımsatıldı.
Yunanistan’ın sınırdan ya da sınırına yakın yerlerden asla toprak satmadığına işaret edilen klipte, Türk sınırındaki toprakların kapış kapış alındığı belirtildi. Klipte, “Başbakan satılanın sadece ev olduğunu sanıyor, vatan toprağı olduğunu bilmiyor" denilerek, Erdoğan’ın “Toprak satılıyorsa alıp götürmüyorlar ya" dediği hatırlatıldı.
Klipte, Erdoğan’ın Türkiye’de 36 etnik grup bulunduğunu söylediği, teröre yardım ve yataklık edilmesini neredeyse suç olmaktan çıkardığı, "Türkiyeli" diye bir üst kimlik tanımı yaptığı, Kürt sorununu tanıdığı, Öcalan’a af teklifi getirmeye çalıştığı belirtildi.
Öte yandan 10 yıl önce Erdoğan’ın henüz Refah Partiliyken söylediği “Bu demokrasi araç mı olacak amaç mı, bize göre Demokrasi hiçbir zaman amaç olamaz, araçtır. Demokrasiye inandığını söyleyenler bunun neticesine de katlanmak zorundadırlarö, 1993’te Bursa’da söylediği “hem laik hem Müslüman olunmaz" sözlerinin de anımsatıldığı klipte, Erdoğan’ın Başbakan olduktan sonra “Demokrasi, laiklik bir araçtır. Dinler de bir araçtır" dediği kaydedildi.

KLİBİN İNTERNET ORTAMINDA YAYILMASI BEKLENİYOR
İnternet ortamında yayılması beklenen klipte, değiştiğini iddia eden Başbakan’ın, Kasımpaşa Kartal’da daire, 336 metrekare arsa, bir şirkette yüzde 10 pay, işsiz oğluna 3 milyon dolarlık bir gemi ve Üsküdar’da değeri trilyonları bulan villalar alarak “gerçekten" çok değiştiği, hatta vatandaşa “senin de oğlun işsiz kalsın" diyebildiği vurgulandı.
AKP hükümeti döneminde işsiz sayısının 2 milyon 700 bine ulaştığı belirtilen klipte, 22 Temmuz günü herkesin sandık başına gitmesi istendi.


MİLLİYET
 
MHP, Recep Tayyip Erdoğan’ın gaf olarak nitelenen bazı sözlerini “A’dan Z’ye RTE" isimli bir klipte topladı.

MHP’nin seçim nedeniyle hazırlattığı klip, iktidara "basiretsiz ve korkak" yakıştırmasıyla başlıyor.

AKP hükümeti döneminde Türk halkının onurun kırıldığı iddia edilen klipte, bu dönemde terörün Türkiye’ye kafa tuttuğu belirtildi.

Hükümetin AB’nin tüm söylediklerini sorgulamadan yerine getirdiği öne sürülen klipte, hükümetin "AB türküsü söylediği" kaydedildi.

Klipte, AKP hükümeti döneminde dış borcun 179 milyar dolar arttığı, Telekom ve Tüpraş gibi önemli kurumların satıldığı, asgari üçretin sadece 32 lira artırıldığı belirtilerek, AKP’nin iktidarını türbana borçlu olduğu, ancak Anayasa’yı bile değiştirecek güce sahip olmalarına karşın konuyla ilgili hiçbir adım atmadıkları ifade edildi. Klipte, bununla da kalmayıp, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül’ün Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ndeki türban davasını geri çektiği, Erdoğan’ın ise yine türbanla ilgili olarak “geneli kucaklayalım" dediği kaydedildi.

Klipte de yer alan, Başbakan, TBBM Başkanı Bülent Arınç ve bazı Bakanların “gaf" olarak nitelenen sözleri şöyle:

“-Erdoğan: ‘Lan terbiyesizlik yapma, hadi ananı da al git’, ‘toprak satılıyorsa alıp götürmüyorlar ya’, ‘Sayın Öcalan düşüncelerinin değil, şuanda, almış olduğu kellelerin hesabını veriyor’, ‘askerlik yan gelip yatma yeri değildir’ -Arınç: ‘Başörtüsü bizim namus borcumuzdur’, -Mehmet Ali Şahin: ‘Başörtüsü yüzde 1.5’in sorunudur toplumu ilgilendirmez’, -Sami Güçlü: ‘Gözünüzü toprak doyursun’, -Kemal Unakıtan: ‘Babalar gibi satarım’.

“SINIRDAKİ TOPRAKLARIMIZ BİLE SATILIYOR"

İktidara gelmeden önce “AB diyerek karın doymaz" diyen Edoğan’ın daha sonra hem AB, hem de İMF ile ilgili düşüncelerini değiştirdiği belirtilen klipte, Türkiye’nin sınırlarının değişeceğini söyleyen, sınır ihlali yapan ABD’ye ses çıkarmadı kaydedildi. Klipte, Türk askerinin başına çuval geçirildiği de anımsatıldı.

Yunanistan’ın sınırdan ya da sınırına yakın yerlerden asla toprak satmadığına işaret edilen klipte, Türk sınırındaki toprakların kapış kapış alındığı belirtildi. Klipte, “Başbakan satılanın sadece ev olduğunu sanıyor, vatan toprağı olduğunu bilmiyor" denilerek, Erdoğan’ın “Toprak satılıyorsa alıp götürmüyorlar ya" dediği hatırlatıldı.

Klipte, Erdoğan’ın Türkiye’de 36 etnik grup bulunduğunu söylediği, teröre yardım ve yataklık edilmesini neredeyse suç olmaktan çıkardığı, "Türkiyeli" diye bir üst kimlik tanımı yaptığı, Kürt sorununu tanıdığı, Öcalan’a af teklifi getirmeye çalıştığı belirtildi.

Öte yandan 10 yıl önce Erdoğan’ın henüz Refah Partiliyken söylediği “Bu demokrasi araç mı olacak amaç mı, bize göre Demokrasi hiçbir zaman amaç olamaz, araçtır. Demokrasiye inandığını söyleyenler bunun neticesine de katlanmak zorundadırlarö, 1993’te Bursa’da söylediği “hem laik hem Müslüman olunmaz" sözlerinin de anımsatıldığı klipte, Erdoğan’ın Başbakan olduktan sonra “Demokrasi, laiklik bir araçtır. Dinler de bir araçtır" dediği kaydedildi.

İnternet ortamında yayınlanan klipte, değiştiğini iddia eden Başbakan’ın, Kasımpaşa Kartal’da daire, 336 metrekare arsa, bir şirkette yüzde 10 pay, işsiz oğluna 3 milyon dolarlık bir gemi ve Üsküdar’da değeri trilyonları bulan villalar alarak “gerçekten" çok değiştiği, hatta vatandaşa “senin de oğlun işsiz kalsın" diyebildiği vurgulandı.

AKP hükümeti döneminde işsiz sayısının 2 milyon 700 bine ulaştığı belirtilen klipte, 22 Temmuz günü herkesin sandık başına gitmesi

http://www.netegel.com/tv_haberleri/video/kDVhymc6vTLb/basbakanin_gaflari_klibi.html

Kaynak
 
Klipte oldukça eksiklik var,, :eek:
aydınlatılmış duble yolların yapılması, iktidara gelir gelmez nemaların geri ödenmesi, ders kitaplarının bedava olması, banka hortumcusunun afedersiniz donuna kadar herşeyinin elinden alınması, faizlerin düşürülmesi, enflasyonun düşürülmesi, ihracatın 3 yılda 2 ye katlanması, ekonomimizin yıllık 6 ile 9 arasında büyümesi, akaryakıt pompalarına yazarkasa taktırılıp vergi kaçırılmasının önlenmesi, hastanelerin birleştirilmesi, milyonlarca dar gelirliye ucuz konut yapılması, kendi giderlerini karşılayamayan işletmelerin cesaretle ve rekor fiyatlarla özelleştirilmesi, 3 yılda 80 bin traktörün satılması vs. vs..
 
eksik olan senin bilgilerin.
ders kitapları bedavaya nasıl satlıyor sen bi öğren bakalım. din dersi kitaplarında ab nin ve avrupanın istedği gibi ayetler yazılmış. daha doğrsu ayetlerde eksiklik var. bunun önüne ancak bu şekilde geçilebilirdi.
duble yol dediğin düzce-akçakoca arasına yapılan gidiş ve dönüş olmak üzere çift taraflı olanı ise evet tam 6 ay da tamamlanıyor. ama son 6 ayda
banka hortumcularının önünün kesilmesi iyi birşey ama aydın doğanın sahip olduğu banka ve işletmelerin borçlarının silinmesi ve ertlenmesi için ne gibi açıklama yapabilirsin. bekliyorum.
ihracaat arttmışsa ithalaat daha da çok arttı. bunu neden eklemediniz bay çok bilmiş.
3 yılda satılan 80 bin traktör şimdi icralık. daha doğrusu çiftçi ancak kendi boğazına bakabiliyor ve bir çok çiftçi traktörünü satıyor ve elinden çıkarmaya çalışıyor.
büyüme rakamlarımız sanal büyümeler. halka yansıyan büyüme sakamlarını yazacak olursak eksi haneli bir rakamlar yazabilirz. bu da küçülme demektir.

sanal gelişmelerle ilgilenmeyelim. halkı kandırmak çok kolay yada göz boyamak. halk için 4,5 yılda ne yaptınız onu açıklayın.
herşeyi elinize, yüzünüze ve gözünüze bulaştırdınız.
TÜRKİYENİN GELMİŞ GEÇMİŞ EN BECERİKSİZ VE EN YALANCI BAŞBAKANIYLA KARŞI KARŞIYAYIZ
 
Ekonomi hakkında biraz bilgi vermek istiyorum toz pempe göstermeye çalışmak yersiz...!!

Büyüme

Büyüme ağırlıkla, düşen kurlar ile ucuzlayan
ithalat sonucunda, ham madde ve ara malı ithaline dayalı hale gelmektedir. Büyümenin iç
talepten kaynaklanması halinde, talebin yatırımı, yatırımında istihdamı uyaracağı bir
gerçektir. Enflasyonu kontrol etme güdüsüyle iç talebi artırıcı bir iktisat politikasına ağırlık
verilmediği apaçık ortadadır. İşsizliğin ücretler üzerinde önemli baskı oluşturması ve üretimin
reel maliyetlerindeki azalış da nedenler arasındadır. Reel ücretin düşmesinin iç talebin de
düşmesine neden olduğu, böylece büyümenin kaynaklarının dış dünyaya yöneldiği ortaya
çıkmaktadır.

Enflasyon

Tüketici Fiyatları Endeksi’ne (TÜFE) göre enflasyon; 2005 yılı sonunda yüzde 7,72
iken, 2006 yılında 2 puan artarak, yüzde 9,65’e yükseldi. Üretici Fiyatları Endeksi’ne (ÜFE)
göre enflasyon ise; 2005 yılı sonunda yüzde 2,66 iken, 2006 yılında tam 9 puan artarak,
yüzde 11,58’e yükseldi.


Bilindiği gibi 2006 yılında açık enflasyon hedeflemesine geçilmiştir. 2006 yılı için ise
yüzde 5 hedeflenmiştir. Ancak sonuç neredeyse hedefin iki katı olarak gerçekleşmiştir. Bu
sapmaya rağmen hükümet enflasyonda başarılı olduklarını ve kötü günlerin geçtiğini sürekli
olarak tekrarlamaktadır.

2006 yılı enflasyonla mücadele açısından tam anlamıyla bir hayal kırıklığı yılı
olmuştur. Enflasyonla mücadelede önceki yıllarda yakalanan başarının reel kesime
yansıması yetersiz kalmıştı. Piyasalardaki durgunluk, nakit sıkıntısı bunun en iyi
göstergesidir. Önceki yıllar için genel anlamda ekonominin iyileştiğinden bahsedilse de
piyasalar içten içe bir bunalım yaşamaktaydı. 2006 yılında bu sıkıntıların üzerine
enflasyondaki hedeften yüzde yüz oranında sapılması da eklenince iç piyasalar açısından
tam olarak bir stagflasyon durumu ortaya çıkmış oldu. Stagflasyon, işsizlik ile enflasyonun
aynı anda yaşandığı makroekonomik duruma verilen addır. Bu durumda ekonomideki işsizlik
oranı artarken fiyatlar da yükselmektedir. Enflasyonu düşürmek adına IMF direktifleri ile
halkın fakirleştirmesi çözüm olmak bir yana, çözümsüzlük ve ekonomik sıkıntıların devam
etmesi anlamına gelmektedir. Sorunun tek bir çözümü vardır o da üretimdir. Üretime dayalı
bir ekonomi modeli reel (gerçek) ekonomi anlamına gelmektedir.


İSTİHDAM VE İŞSİZLİK

2006 yılında Türkiye’nin önündeki en önemli sorunlardan bir yine işsizlik olarak göze
çarpmaktadır. Türkiye Ekonomisinin hızlı büyümesine rağmen istihdam üretemeyen
yapısının hala devam ettiğini görmekteyiz. Bu durum, ekonomideki büyümenin sanal bir
büyüme olduğu ve yatırıma ve üretime dayalı reel bir büyüme olmadığı sonucunu ortaya
çıkarmaktadır. Nitekim son 1 yıllık zaman diliminde işsizlik rakamlarında gözle görülür bir
gelişme görülmemesi de bu savımızı desteklemektedir. İstihdamın artırılamamasında öne
çıkan faktörler, istihdam üzerindeki vergi ve sigorta prim yükünün fazlalığı, sanayide
maliyetleri düşürme adına teknolojik yatırımlara ağırlık verilmesi, kamu yatırımlarının
daralması, yeni istihdam alanlarının oluşturulamaması, KOBİ’lerde üretimin azalması,
ithalatın artması vb. sayılabilir.


FAİZLER

Ülkemizde ekonomi kesimi tarafından kendisinden en fazla şikayet edilen bir konu da
yüksek reel faizlerdir. Gelişmiş ülkelerde yıllık "reel faiz" yüzde 2-3, en fazla yüzde 4
dolayındadır ve nadiren de olsa bu oranın aşıldığı görülmemektedir. Ancak başta Latin
Amerika olmak üzere gelişmekte olan bazı ülkelerdeki faizler, yüksek oranlarda
seyretmektedir.
Ne yazık ki, uzun yıllardan beri Türkiye de bu kategori içinde yer almakta, hatta pek
çok ülkenin de önünde gitmektedir. Enflasyonun düşürülmeye çalışıldığı bir ekonomide
dünyada rekor sayılacak reel faiz gerçekleşmeleri üretimi, yatırımı ve istihdamı
engellemektedir. Dünyanın en yüksek reel faizini ödemeye devam eden Türkiye'nin, 1994
krizini izleyen 12 yılda yıllık ortalama yüzde 17.6'lık reel faiz ödediği görülmektedir.

Türkiye'nin iç borçlanmasını diğer ülkelere göre oldukça yüksek faiz oranlarıyla
gerçekleştirmesi iç borç stokunu hızla büyütmüştür. 1994 yılında 799 milyon YTL olan iç borç
stoku, 2006 yılı sonunda 251.5 milyar YTL'ye kadar tırmanmıştır.
Son olarak dikkat çekilmesi gereken bir konu 205 milyar YTL’lik bütçeden ödenecek
faizin 53 milyar YTL olduğudur. Yani bütçenin yüzde 25’i faize gitmektedir. Yatırıma ayrılan
pay ise sadece 16 milyar YTL’dir. Bu oranlar yukarıda da belirtildiği gibi Türkiye’deki bütçe
gelirlerinin nereye ve kimlere gittiğine ait önemli bir göstergedir.

ÖZELLEŞTİRME

2006 yılındaki gelişmelere değinmeden önce özelleştirme açısından çok önemli
gelişmelerin olduğu 2005 yılına bir göz atalım. Türkiye’de 20 yıldır yapılamayan özelleştirme
çalışmalarında 2005 yılında rekor üstüne rekor kırılmış, Cumhuriyet tarihinin en büyük
özelleştirmeleri gerçekleştirilmiştir. Telekom, Tüpraş, Ereğli Demir Çelik başta olmak üzere,
çok büyük tesisler özelleştirilmiş, 2003 yılında 20, 2004'te 18 yabancı şirketin
gerçekleştirdikleri işlem sayısı 2005'te 61'e çıkmıştır. Bu işlemlerin açıklanan değeri ise 17
milyar Dolar olmuştur. Hükümet, özelleştirme adı altında kamunun 22,1 milyar Dolarlık
fabrikasını, malını mülkünü satmıştır. Ancak Maliye Bakanı'nın açıklamasına göre, bu kadar
satıştan Hazine'ye 2005 yılı sonuna kadar sadece 1.3 milyar Dolar para girmiştir. Bu rakam
59. Hükümet döneminde ödenen faizlerin yüzde 1’i bile değildir.

Burada tartışılması gereken başka bir konu “Babalar gibi satarım” sözünün sahibi
Maliye Bakanı tarafından ifade edilen “Bunları satıp da üstünde oturmayacaklar. Turşusunu
kuracak değiller ya, Bankayı sırtına alıp ben bunu Yunanistan'a götüreyim diyeni gördün
mü?” cümleleridir. Bu cümlelerin ne anlama geldiği büyük bir ihtimalle sözün sahibi
tarafından ya bilinmemektedir ya da bile bile yanıltmak anlamına gelmektedir.
Çünkü küresel sermaye, azgelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerin zengin vahalarına
el koymak için özelleştirmeyi bir araç olarak kullanmaktadırlar. Gelişmiş ülkelerdeki
özelleştirmelerin etkileri ile az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerdeki özelleştirmelerin
etkileri bir birinden farklıdır. Gelişmiş ülkelerde özelleştirme alan şirketler o ülkelere aittir.
Aşırı karlar doğsa bile, karlar yine kendi ekonomilerinde kalmaktadır. Şirketler o ülkeleri
aleyhine uluslar üstü güç ve siyasal güç kullanamazlar. Azgelişmiş veya Türkiye gibi
gelişmekte olan ülkelerde ise durum çok farklıdır. Çok uluslu şirketler bu ülkelere karşı
toplam karlarını maksimize etme stratejisi izleyebilirler. Başka piyasalarda kazandıkları
karlar, onların bir veya birkaç piyasada bir süre zarar etmeyi göze almalarını mümkün
kılabilir. Böylece girmek istedikleri ülkelerdeki yerli firmaları ezebilirler. Hükümetleri
sıkıştırabilirler. Kendi ülkelerinin ve uluslar üstü kuruluşların siyasal desteğini arkalarına
alırlar. ( Dr. Ahmet Atılgan)
Böylece babalar gibi satılan kuruluşlar, ülkemizde yok pahasına aldıkları stratejik
kurumları aleyhimize kullanarak ve kazandıklarını kendi ülkelerine taşıyarak babalar gibi bizi
sömürürler.

DIŞ TİCARET

Türkiye ekonomisinde tehlike çanları her geçen gün daha açık duyulmaya
başlamaktadır. Ekonomideki kırılganlığın en önemli ayaklarından bir olan cari açığın, bunun
kalemlerinden bir olan dış ticaret açığının hız kesmeden artması bunun en açık
göstergelerinden birisidir. Sürekli olarak karşılanacak güçte olunduğu belirtilse de diğer
ekonomik göstergelerde olduğu gibi burada da yanıltma politikası süregitmektedir. Karşılayan
güç sıcak paradır ve sıcak para da ülkemize ait bir kaynak değildir. Buna rağmen bu
kaynakla ayakta duran ekonomi ve onun belirleyicileri bunun bilincinde olup, para
politikalarını şekillendirmekte ve faizleri sürekli üst seviyelerde tutmaktadırlar.
İkinci bir yanıltma da hükümetin sürekli ihracat rakamlarından rekor olarak
bahsetmesidir. İthalattan hiç bahsedilmemesi çok ilginçtir. Hükümetin ülkenin gelirlerinin
yükselmesinden bahsetmesi ama giderlerinin aslında gelirlerinden daha fazla gerçekleştiğini
gizlemesi ahlaki bir durum değildir. Çünkü bu açık milletin açığıdır ve bu açığı iktidarlar değil
millet karşılayacaktır.
Türkiye İstatistik Kurumu TÜİK’in verilerine göre, geçen yıl Türkiye 85.1 milyar
Dolarlık ihracata karşılık, 137 milyar Dolarlık ithalat yapmıştır. Türkiye'nin geçen yılın
tamamındaki dış ticaret açığı da 2005 yılına göre yüzde 19.8 artışla 51.8 milyar Dolara çıktı.
Türkiye 2005 yılında 73.4 milyar Dolar ihracat, 116.7 milyar Dolar ithalat yapmıştı. Söz
konusu dönemde toplam 43.2 milyar Dolarlık dış ticaret açığı verilmişti.
Cari denge rakamları ise çok büyük risk taşımaktadır. 2005 yılında 22,8 milyar Dolar
olarak gerçekleşen cari işlemler açığı, 2006 yılında % 37,2 artışla 31,3 milyar Dolara
ulaşmıştır.
 
saymakla bıtmez wala....!!!
22 temmuzda ınsallah bı kısım kesımın serrınden korunacaz:D
 
akp hükümeti olmasa idi şu anda dolar üç milyonu bulurdu. hortumcular hala hortumlamaya devam ederdi. siz ne kadar görmek istemesenizde dengeli bir ekonomi tablosu oluşmazdı. bunlar saymakla bitmez ama bunları görebilmek için objektif bakabilmek lazım. zaten seçim sonrası en büyük cevap alınmış olunacak..
 
sayın arkadaşım Milliyetçi Hareket Partisi 1968 yılından beri şehit cenazesi kaldırmaktadır. duamız odur ki birdaha şehit cenazesi kalmasın ve bizde kaldırmayalım.

ayrıca arkadaşım benim şehidim kalleşçe vurulacak şehit düşürülecek bende televizyondan sessizce uğurlanışını mı izleyeceğim.

afedersin ama kardeşim ben bir ülkücü oalrak giderim cenazeme sahip çaıkarım, avaz avaz bağırırım şehitler ölmez vatan bölünmez sizler bizi yıldıramayackasnız diye. hükümete illaki protesto ederim hükümeti
geçenlerde binbaşıyı kamyonete koyup götürdüler, binbaşının eşi şehidini ilk defa kamyonet kasasında gördü. ama sen benden iyi biliyorsun bu hükümet pkk ....lerine devlatin ambülansını tahsis etti. senin benim paramla taşındı o ...ler. biraz elini vicdanına koy medyadan takip etme gündemi. eğer yüzleri varsa hükümet yada akpliyim diyenler gelsin orada bağırsın. akpliler bağıramaz çünkü onalrın mensup olduğu partinin lideri bu ...lere sayın diyiyor şehidime kelle diyor. eğer akp li biri ben hala akp liyim diyorsa bu kişi şehidime kelle denmesini apoya sayın denmesini kabul ediyor demektir. saygılarımla
 
K£ĿWΪNAТǾЯ' Alıntı:
Klipte oldukça eksiklik var,, :eek:
aydınlatılmış duble yolların yapılması, iktidara gelir gelmez nemaların geri ödenmesi, ders kitaplarının bedava olması, banka hortumcusunun afedersiniz donuna kadar herşeyinin elinden alınması, faizlerin düşürülmesi, enflasyonun düşürülmesi, ihracatın 3 yılda 2 ye katlanması, ekonomimizin yıllık 6 ile 9 arasında büyümesi, akaryakıt pompalarına yazarkasa taktırılıp vergi kaçırılmasının önlenmesi, hastanelerin birleştirilmesi, milyonlarca dar gelirliye ucuz konut yapılması, kendi giderlerini karşılayamayan işletmelerin cesaretle ve rekor fiyatlarla özelleştirilmesi, 3 yılda 80 bin traktörün satılması vs. vs..

arkadaşım şu anki muhalefet bu iyi gelişmeleri görmezden geliyor yada göremeyecek kadar saf
kime anlatıyorsun ......
 
askerlerimiz insanlarımız ölürken başka neyin üstüne siyaset yapılabilirki. birileri çok yakın tarihimizde camilerde MEB. okulların da siyaset yapmıyormuydu . ne yapılmalı bu vatan için ölenlerin hakkını savunmamalımı? ölen ölsün biz barzani ve talabani ile görüşelim ne güzel . saygılarımla.
 
Aydın doğanın borçlarının silinmesiyle ilgili v.u.k. 376. maddesine göz atmanızı tavsiye ederim. Vergi cezalarındaki indirim vatandaş ahmet için ne ise doğan grubu için de geçerli ve bu yasa akp döneminde değil senelerdir uygulamada olan bir yasa. Borç silme diye nitelendirdiğiniz şey aslında ceza indirimidir ve yasal haktır.

İthalatın artmasında ise ithal mallarının nekadarının üretimde nekadarının tüketimde kullanıldığı önemli. Biz millet olarak cep telefonları, bilgisayar, beyaz eşya, otomobil, oyuncak, giyim, gıda vs. vs. ithal mallarını tüketirsek ithalat yükselir düşürmek te yine milletimizin elinde. Akp yi bu konuda suçlamak çokta mantıklı değil.

İcralık çiftçilere gelince onlar 1999-2002 arasındaydı yani mhp-anap-dsp dönemindeydi. Siz buna nasıl cevap vereceksiniz bende bunu merak ediyorum. Dikkatinizi çekerim bu hükümet çiftçi borçlarını affeden bir yasa çıkardı.

Gaf adı üstünde gaf, çillerde apo ya sayın dedi ecevitte sayın dedi ama kimse bu kadar üzerinde durmadı. Akp sizi neden bu kadar rahatsız ediyorki yoksa baraja takıldığınız içinmi. Acaba derdiniz ülke meselelerimi yoksa barajı geçebilmekmi. Eğer ülke meseleleri derseniz 1999-2002 arasında gördük meseleleri nasıl çözdüğünüzü. Akp yi sadece chp eleştirsin diğer partiler komik olmasın.
 
bizden başka sahip çıkan yok ya, kendileri de gelemiyorlar yuhalanacağız diye, barzaniye talabaniye gidiyorlar niye çünkü talabani ve barzani abd abilerine akp ile biz memnunuz diyor. ey millet masonlar, siyonistler, ermeniler, hristyanlar, tüsiad, abd, avrupa birliği akp diyorsa bunun sonucunda ne çıkar acaba
 
konular birleştirilmiştir..
 
:
K£ĿWΪNAТǾЯ' Alıntı:
Klipte oldukça eksiklik var,, :eek:
aydınlatılmış duble yolların yapılması, iktidara gelir gelmez nemaların geri ödenmesi, ders kitaplarının bedava olması, banka hortumcusunun afedersiniz donuna kadar herşeyinin elinden alınması, faizlerin düşürülmesi, enflasyonun düşürülmesi, ihracatın 3 yılda 2 ye katlanması, ekonomimizin yıllık 6 ile 9 arasında büyümesi, akaryakıt pompalarına yazarkasa taktırılıp vergi kaçırılmasının önlenmesi, hastanelerin birleştirilmesi, milyonlarca dar gelirliye ucuz konut yapılması, kendi giderlerini karşılayamayan işletmelerin cesaretle ve rekor fiyatlarla özelleştirilmesi, 3 yılda 80 bin traktörün satılması vs. vs..
ekonomi büyümüşmüş...faizler düşürülmüşmüş...ihracat katlanmışmış...cık sokağa bak mıllet aç işsiz fakir daha fakir zengin daha zengin sizin malıye bakanınız babalar gıbı satıyor dort bır yanı işçiler işsiz kalıyor...sen hala duble yol de görüyoruz bi yağmurda o duble ne hale gelıyor...biraz gercekci olun:mad: :mad:
 
Muresin sana bisi daha diyim.BİR KERE APOYU ASACAM DİYOR BAHÇELİ KEŞKE ASSIN AMA YALAN SÖYLÜYOR APOYU TÜRKİYE DEİL AMERİKA YAKALADI ABD SART KOSTU SİZE WERİRİZ AMA ASMICAKSİNİZ DİE O ZMAN DA BAHÇELİ İKTİDARDI HEMEN YUMULDULAR BAHÇELİ,ECEVİT,MESUT YILMAZ HOPPP İMZAA ATILAR ASMICAZ DİEEEE....NOLDUUU SİNDİ ASACAM DİYORRR BİR KERE MHP ŞEHİDİN ARKASINDAN SİYASET YAPARSA BİRAZ ZOR OY TOPLARRR MURESİNNN.....AKP YEDE İYİ BİR BOqq DEMİOMM HA YANLIS ANNAMAA!!!!BU TÜRKİYEYİ KİMSE DÜZELTEMEZ!!!!!! BUNU BİLİNN ŞEHİDİ TABİ ARKALICAZZ BİZİM GÖREVİMİZZ AAMAA SİYASET OLMAZZ ŞEHİDİN ARKADSINDAN BUNU HERKZ ANNADI.
 
şehit aileleri derneğinin açıklamasını hatırlarmak isterim.
ŞEHİT KANIYLA SİYASET YAPAN KANSIZDIR !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
 
V.manisa45' Alıntı:
Muresin sana bisi daha diyim.BİR KERE APOYU ASACAM DİYOR BAHÇELİ KEŞKE ASSIN AMA YALAN SÖYLÜYOR APOYU TÜRKİYE DEİL AMERİKA YAKALADI ABD SART KOSTU SİZE WERİRİZ AMA ASMICAKSİNİZ DİE O ZMAN DA BAHÇELİ İKTİDARDI HEMEN YUMULDULAR BAHÇELİ,ECEVİT,MESUT YILMAZ HOPPP İMZAA ATILAR ASMICAZ DİEEEE....NOLDUUU SİNDİ ASACAM DİYORRR BİR KERE MHP ŞEHİDİN ARKASINDAN SİYASET YAPARSA BİRAZ ZOR OY TOPLARRR MURESİNNN.....AKP YEDE İYİ BİR BOqq DEMİOMM HA YANLIS ANNAMAA!!!!BU TÜRKİYEYİ KİMSE DÜZELTEMEZ!!!!!! BUNU BİLİNN ŞEHİDİ TABİ ARKALICAZZ BİZİM GÖREVİMİZZ AAMAA SİYASET OLMAZZ ŞEHİDİN ARKADSINDAN BUNU HERKZ ANNADI.


kardeşim anlama özürlü müsünüz nesinizbak bakalım kim asmamış apo tini. yahu. apo itinin yakalandığında 56. hükümet vardı. ve apo iti 56. hükümet tarafındsan konuldu imralıya.
anlamak istemiyorsunzu anladık. ama bari yalan atarken destekli at bari.
amerika yakalamışmış yok asılmayacakmış o şartla verilirmiş. tamam hadi bunlar kapalı kapılar ardında konuşuldu belki bilmiyoruz ama apo iti 56. hükümet zamanında yakalandı.

bu ne saçmalık yahu. herkes bi tarafından konuşuyor. aklı ile konuşan bir kişi yokmu şu idam konusunda.
işte buyur mecliste yapılan idam oylaması.

http://www.ortadogugazetesi.net/habergoster.asp?id=7262

mMUSTANGg' Alıntı:
şehit aileleri derneğinin açıklamasını hatırlarmak isterim.
ŞEHİT KANIYLA SİYASET YAPAN KANSIZDIR !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

işinize gelince ne de güzel hatırladınız şehit ailelerini. MHP 1960 lardan beri şehit cenaesi gömüyor. siz gelene kadar bundan kimse rahatsız olmadı. CAMİ AVLSUNDA ŞEHİTLER ÖLMEZ DENİLMESİ TEKBİR GETİRİLMESİ sizi ne de çok rahatsız etti.
din üzerinden syaset yapanlar ne olacak güzel kardeşim
tıpkı tayyip gibi akp gibi
ne diyeceğiz senin mantığına göre
"DİNSİZ" mi dememiz gerekiyor.
 
Geri
Üst