Bir Nefeste dr.

Dilimde bir şarkı günaydın öpücüğü tadında.

[video=TARKAN - ACIMAYACAK 2010 YEN? ALBÜM ?LK KEZ]1989[/video]
 
Her mutsuzluğun ötesinde yine yaşam bekler..
Ama insana özgü bir yeteneksizliktir yaşayamamak ..
Yoksa hangi balık boğmuş kendini;
Hangi serçe atlamış damdan...


Mutsuz olmakla mutlu olmanın arasında ince çizgi var mıdır? Yoksa üzgün olmakla mutlu olmanın geçiş süreci midir mutsuzluk? Ya da mutlu olmak ulaşılması gereken şey mi? İnsan doğduğunda ne mutlu, ne de mutsuzdur daha doğrusu bunu bilmiyoruz. Yani eğer bunu büyüyerek öğreniyorsak mutsuz olmayı öğrenmesek ya. Hayat zorluklarında da hep gülümseyebilsek. Bunu yapabilir miyiz? Yaşayabilmek için mutsuzluk gerekli mi?


Gözümü bu sorularla açtım, tedavi görmeli miyim?
 
Az da yağsa kar, bembeyaz olmasa da... İstanbul yine güzel. Umutlarım bembeyaz o yetiyor bana. Geyik boynuzu altındaki şöminenin önündeki ayı postunun üstünde şarap içmesem de, yüreğinde yaktığı şöminenin önünde, ben çoktan bağdaş kurdum oturuyorum. Zaten sevmem şarabı taze sıkılmış portakal yetiyor. C vitamini besliyor yüreğimi.
 
4 mevsim arasına sıkışmış ömrüm, bu sıralar İstanbul gibi. Ne havasına güven oluyor ne de...
Bir günde yaşanıyor 4 mevsim. Hayatımın baharında kışı da yazı da aynı gün yaşıyorum.

"Hayatımın baharı" hadi ordan! Bahar güzeldir de, uçuşan kelebeklerin ömrü kısa.
 
Evraka! Evraka!
Saklanan güneşmiş derin düşüncelerin sebebi. Dün akşamdan beri güneş tepede. Bak iyiyim. Kuzey kutbuna da gitmek gerekmiyormuş sürekli güneş ışığı için.
 
Birinin ruhunun ağırlığını ölçmek mümkün mü? bak günlük sigara deneyiyle mümkün.

D: Dumanın ağırlığını ha?

P: Tamamen. Dumanın ağırlığını.

T: Yapamazsın ki. Havanın ağırlığını ölçmek gibi bir şey olur.

P: Bence de tuhaf. Neredeyse birinin ruhunun ağırlığını ölçmek gibi bir şey. Önce yakılmamış bir sigara almış, teraziye koyup tartmış. Sonra yakmış, içmeye başlamış, külleri dikkatle terazinin kefesine silkiyormuş. Bitirince, izmariti küllerin yanına kefeye koymuş ve kefede ne varsa tartmış. Sonra bunu içilmemiş sigaranın ağırlığından çıkarmış. Aradaki fark dumanın ağırlığıymış.


Paul Auster


İyi de ben kullanmıyorum ki sigara. Bu ruhsuzları anlamayacağım anlamına mı geliyor?
 
Terazi adaletin simgesidir. Tarafsız, kendi bildiğini okur. Denge Terazinin kendi elinde. Mitolojide Adalet tanrıçası Themis' in elindeydi.
 
Bak şimdi o sigarayı insan olarak düşündüm.İnsanın kendinden kaçması gibi ..
Duman!
Dumanda yaşanmışlıklar gibi.
İkili sohbete dönüyor kaçtım ben.
 
Sigara insan
duman da yaşanmışlıkların sonucu. İnsandan geriye kalan.
 
Güzeldi...bu..yakında bir nefeste PirAdam açsam mı acaba...:) :)
 
Kramponlarımı çalıp beni 2 numara büyük ayakkabıyla halısahada palyaço gibi koşturan 10 gol yerine 6 gol atmamı sağlayan hırsız arkadaş, yakalarsam top yerine seni sokucam kaleye :mad:
 
Belki de herşeyi mahvetmemek için bu kaçışların sebebi. Doluya yakalanacağımı bile bile yağmurdan kaçışlarım bu sebepten belki. Bazen bir Mister No' ya nanik yapıp "puxa vida" çekeyim, yağmurdan sonra güneş mi dolu mu? göreyim diyorum...

Güneş aydınlığın simgesi olduğu için seviyoruz belki ama güneşe baktığında da hiç birşey göremiyorsun, nedir bu çelişki?
 
Dün öyle korktum ki anlatamam. Onlara her gidişimde "neden aramıyorsun lan hiç hayırsız" diye enseme de bi şaplak yerdim. "Arıyorum da hep oğlun çıkıyo telefona Memet amca" diye cevap veriyordum. "Lan bırak oğlumun peşini ne işin var pis cimbomluyla, futboldan anlamayan adam mı olurmuş?"

Dün yanına koştum verilmeyen golümüzü anlatacaktım sana. Fenerin de bala kazandığını anlatacaktım senden yine enseme şaplak yiyecektim "sen de anlamıyorsun futboldan" diyecektin Memet amca çok korkuttun beni be! burnundan içeri sokulan hortumu görünce Fenerbahçe Ulan! diye bağıracaktım az kaldı Beşiktaşlı olduğumu unutup. Çok şükür iyiymiş durumun doktorlar öyle söyledi, ama sigarayı da bırakman gerekiyormuş.

Geçmiş olsun Memet Amca.
 
Dedemi tanısaydım kesin şöyle bir öğüt verirdi bana; "Sen sen ol riyakâr insanlardan uzak dur. Onların tuzağına düşme" Ben de kafamı sallar "tamam dede yeeaa" derdim. Bilmezdim ki; bu yaşımda çevremin riyâkar insanlarla dolup taşacağını.
Belki ben de yapıyorumdur da farkında değilimdir. Zaten kimse kabul etmez ikiyüzlülüğü. Sorsan kendisi bir melek. İyilik abidesi.
Zaten böyle olsan peygamberliğini ilan edersin.
 
Fırat Olmak

Seni Çok iyi anlıyorum be Fırat, boş ver içinden geldiği gibi davran.



 
"Ti" ye alasım var hayatı, nanik yapasım var özlemlere. Ağlanacak halimize katıla katıla gülesim var. Eros' un oklarıyla cirit oynayasım... Altın boynuzlu Beyaz atını Veli Efendi' de koşturup bahis oynayasım var.
 
Bir boktan geçecek güne daha merhaba, sadece bugün değil gelecek 1 ay da çok kötü geçecek gibi görünyor. zaten perşembenin gelişi Çarşambanın gidişinden belliydi. Birşey aksi gitmeye başladı mı herşey üstüste geliyor.
 
Dışarda hava güneşliymiş. İnsanın içine işliyormuş sıcak. Benim üzerimde mi dolaşıyor sadece karabulutlar?
Yazıyorum yazıyorum ama bu da merhem olmuyor ki. Kusura bakma günlük içimi döküyorum ama idare et yoksa ağlıycam hüngür hüngür.
 
Bazen "Senin annen bir melekti yavrum" avuntularıyla büyümüş annesini arayan Sezercik olmak istiyorum, bazen de daha bebekken ikiz kardeşinden ayrı kalmış düşman eline düşmüş Malkoçoğlu gibi hissediyorum

Anlayacağın kaybolan birşeyler var, belki de gerçekleşmeyen hayaller... Arada sırada rüyamda yürüdüğüm yolun sonunda görünen cennet bahçesine varmadan açılan yardan aşağı düşmem bu sebepten belki. Güneşli başlayan günün sonunda hep kötü şeyler olacak bugün hissiyatı da bu sebepten.
Paronid şizofren mi?
Yok be olm! ne alakası var?
 
Geri
Üst