Birey Laik Olur mu ?

The_MC®

New member
Katılım
6 Eyl 2006
Mesajlar
9
Reaction score
0
Puanları
0
Birey laik olur mu?


Bu soruya cevap vermeden önce laikligin bizde kullanilan birkaç tarifini hatirlayalim:

1. Laiklik bir devlet tavridir, devletin bütün inançlar ve ideolojiler karsisinda esit mesafede bulunmasidir.

2. Laiklik din ile devlet islerinin birbirinden ayrilmasidir.

3. Devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukukî temel düzeninin kismen de olsa, din kurallarina dayandirilmamasidir.

Bu üç tarifte de dikkat çeken unsur, laikligin devletle ilgili bir kural ve kavram oldugudur. “Dini ayiracak, din temeline dayanmayacak, dinlere esit mesafede duracak olan” birey degil, devlettir.

Olmayacak seyi olur saysak da “birey laik olur” desek, bakiniz bundan nasil çeliskiler dogar: Bir kimse mesela Müslüman olacak, ama dünya islerine, dini karistirmayacak, veya hem Müslüman olacak, hem de bütün dinlere, inançlara ve inkarlara esit mesafede duracak, yahut da hem Müslüman olacak hem de siyasi, sosyal, ekonomik, hukuki islerini dinden bagimsiz olarak yürütecek.

Bir kimsenin bu olabilir diyebilmesi için hem bir dine inanmamis/baglanmamis, hem de -inanmasa bile- dindarlik denen seyin ne oldugu hakkinda en küçük bir dogru bilgi ve düsünce sahibi olmamis bulunmasi gerekir.

Bir zamanlar Bati'da, din adamlarina (ruhban sinifina) klerje, din adami olmayan kisilere -ki bunlarin kahir çogunlugu Hristiyandir- laik denmistir. Ama burada laik kelimesinin manasi, “dini dünya hayatina karistirmayan insan” degil, din adami (rahip, papaz) olmayan insan demektir.

Sözün özüne gelince:

Bati'da uygulanan demokrasilerin birçogunda devlet laiktir, ama bireyler için böyle bir nitelik söz konusu olmaz. Bireyler bir dini seçerler veya seçmezler, seçtikleri dine göre yasarlar, bu dinin kurallarini dünya hayatlarina da uygularlar. Farkli bir dini seçme ve ona göre yasama hürriyeti tanimak baskadir, her dine “gerçeklik ve kurtaricilik açisindan” esit olarak bakmak baskadir; bu ikincisinin laiklikle ilgisi yoktur.

Türkiye'de de yapilmasi gereken sey, insanlara inanç veya inançsizligi seçme ve evrensel hukuk çerçevesinde buna göre yasama hürriyeti vermek, hiçbir dini ve ideolojiyi bireylere dayatmamak, mecbur kilmamaktir. Bu yapilirsa Türkiye, çagdas manada laik bir ülke, vatandaslari da “laik ülkenin vatandaslari” olur, ama bireyler laik olmazlar.


İşte Laikliğin Ulusal Tanımları :
http://www.thefreedictionary.com/laic
 
Bireyler laik olamazlar. İbadet saatleri çalışma saatlerine denk geliyorsa, ibadetini terkedip dünya işiyle meşkul olmak laiklik olmaz. Bir söz vardır her koyun kendi bacağından asılır. Kul ile Allah arasına girmeyi doğru bulmuyorum. Herkes dinini özgürce yaşasın, isteyen ibadetini yapar isteyen yapmaz. İbadet yapmamak laiklik gereği değildir. Ancak devlet dairelerinde mesai saatleri içersinde kimsenin namaz kıldığını daha doğrusu kılabildiğini sanmıyorum.


Edit: Bir arkadaş, hafta sonları sokaklarda pervasızca gezerken veya kahvehanelerde zaman öldürürken akıllarına gelmeyen namazın devlet dairesinde çalışIrken aklına geldiğine değinmiş. Yine siyasi politik bir bakış açısı.

Kamu alanlarında her ne hikmetse laiklik denilince akla ilk gelen şey giyilen kıyafetin yada namaz kılmanın siyasi görüşünü dışa yansıttığı sannedilmekte. Örneğin memurların namaz kılmaları yada başlarını kapatmaları sözde siyasi düşüncesini yansıtıyor. Namaz kılanların yada başını bağlayanların halkın gözünde normal karşılanmasına hatta takdire şahen bulunmasına rağmen kamu alanı içersinde önyargıya maruz kalıyor hatta kabul görmüyor. Cumhuriyet mitinglerinde laiklik savunulurken demokrasi ve özgürlük sözde savunuluyor, özde bir icraat yok.

Artık hal öyle bir duruma gelmiştirki kendi dinimizden korkar olduk. Dinini yaşamak isteyenlere yaşatmıyoruz ve adına laiklik diyoruz. İşte laiklik karşıtlarının olmasının nedeni budur. Bu düzen böyle devam ettikçe laikliğe karşı olanlar var olmaya devam edecektir. Ve bizler burada birlik olalım mesajları vermeye devam edeceğiz, kendimiz söyleyip kendimiz dinleyeceğiz, bir arpa boyu yol alamayacağız.
 
bu konunun tartışılması bile komik geliyor... daha önce açılan konuya cevap vermiştim. devlet laik olur kişilerde böyle bir vasıl aranmaz :)ki aransaydı işin içinden çıkılmaz ama biz bunu her ne hikmetse 2 de 1 ortamı germek için ortaya atıyoruz olmadık sonuçlarla karşılaşıyoruz
 
Dediğin gibi birey ancak laiklik ilkesini destekleyebilir ama laik olamaz... Olmasına gerek de yoktur... Yani burada dediğin laik olma tanımı:" Her dine eşit mesafede olup, hiçbirine tölerans tanımamak, din ile dünya işlerini ayırmak" ise böyle bir şey insan için olamaz. İnsandan bunu beklemek dini özgürlüğüne karışmaktır. Çünkü eğer ben kendi dinimin bir üstünlüğü olduğunu düşünmeseydim bu dine spor olsun diye girmezdim değil mi :)

Zaten ateist bile laik birey olamaz çünkü ateist de diğer dinlere olumsuz bakmakta onların saçma olduklarını düşünmektedir, ateiste sen bunları da kabul et diymeyeceğin gibi müslümana hristiyana da diyemezsin. Eğer bireyin laik olması bir ülkede zorunluluksa o ülke aslında laik değildir, çünkü din özgürlüğü gereksiz yere sınırlanmıştır. Ve bu ülkede karışıklık çıkması gayet normaldir...

Laik olmak devletin bir özelliğidir. Kişiler yalnızca din özgürlüğünü kabul etmek ve başka insanların dinlerine hakaret etmemek, saygısızlık etmemek ile yükümlüdür. Zaten laikliğin amacı bireylerin değil devletin laik olmasıdır. Çünkü devlet laik olursa insan istediği dini seçebilir, her insan dinine bakılmadan istediği haktan eşit olarak yararlanabilir...

Laikliğin amacı açısından da tanımı açısından da bireyin laikliği mümkün değildir...

Bu arada belirtmeden geçemeyeceğim bir arkadaş namaz kılanların haftasonu kahvehanelerde gezdiğini hafta içi sadece devlet dairelerinde çalışanların namaz talebinde bulunduğu gibi her namaz kılanı kapsamayan örneksiz bir genelleme yapmış... Bu kişiler haftasonu nama zkılmazlarmış. Acaba neye göre uydurmuş bu bilgiyi. Beş vakit namaz kılan devlet dairesinden izin istemekte haklıdır. Özel sektörde tepki koyamaz çünkü kurallar sektör patronunun elindedir. Devlet dairesinde çalışanların namaz isteğini duyacağız tabii ki, çünkü orası devlet dairesidir ve kurallar sabittir. Özel sektördekilerden böyle bir istek duyamayız çünkü onlar ya izin verirler, ya da izain verilmeyen yerde kişi zaten çalışmaz. Başka seçenek yoktur.
Nedense bazıları böyle istekte buluurlar derken, nedeni hiç düşünmemiş bence arkadaş. Çünkü sebep çok açık. Belki dediği gibi devlet dairesine inat olsun diye namaz kılmak isteyen de vardır ama çoğunluğu normalde de namaz kılanlardır.
 
bireyin laik olamayacağı fikrine katılıyorum. birey ancak Laiklik'i destekler. bireyin inancını özgürce yaşayabilir ama bu kuralları hiçe sayacağı anlamına gelmez. Ben yöneticilik yapıyorum ve patronlarımın hepsi ateist. ancak firmada çalışan muhafazakar arkadaşlarımıza kesinlikle baskı yapılmıyor, iş akışını aksatmayacak şekilde namazlarını kılıyorlar, Cuma namazına gidiyorlar, oruçlarını tutuyorlar. Oruç tutmayan insanlar içinde yemek veriliyor öğle arasında. İşte bu bütün inançlara saygıdır. burada önemli olan " iş akışınının aksamamasıdır". yani arkadaş namaz kılacam diye müşterisini bırakıp gidemez, ancak yerine birini bırakır o zaman ibadetini yerine getirir ve zaman kaybetmeden işine geri döner. Hiçkimse kendi inançlarını başkalarına anlatamaz, siyasi parti propagandası yapmak, insanları etkilemeye çalışmak yasaktır, bu kuralı ihlal eden kişiler işten atılır. İnsanlar dini inançlarını kendi içlerinde yaşadığı zaman Laiklik denen kavram artık tartışılmaz.
 
kişi laik değildir.çok doğru
ama kişiler olarak devletin laikliğini anlayamıyoruz

örneğin
namaz kılmak haftasonu sokakta perasızca gezerken veya bütün gün ara vermeden dumanaltı olmuş kahvede otururken değilde, her nedense devlet dairesinde çalışırken bazı insanların aklına

ve yine her nedense bu tepkiler devlete karşı oluyor sadece
özel sektörde çalışan insanlar nedense hiç bu tepkiyi göstermezler
patron beni namaza göndermiyor diyen birini görmedim henüz
ama sanılmasın ki özel sektörde patronlar buna izin veriyor
emin olun pek çok patron bu konuda devletten çok daha katıdır.
aslında benim gözümde bu;devleti yakalamışken eleştirelim anlayışıdır.


gelelim bir diğer noktaya;

"Laiklik, devlet yönetiminde her hangi bir dinin referans alınmamasını ve devletin dinler karşısında tarafsız olmasını savunan prensiptir."

yani düşünün ki devlet işe A ya da B kişisini alacak
A kişisi Müslüman B kişisi Hristiyan
A kişisi işe alındığında B ağlamayacak
B kişisi işe alındığında A ağlayamayacak

ama en önemlisi devlet onları Müslüman veya Hristiyan olduğu için işe almayacak
bir diğerine göre yapacağı daha kaliteli iş, bir diğerine göre vereceği daha kaliteli hizmet için devlet A veya B kişisini işe alacak.

bir diğer noktada şudur:

daha önce "devlet din hizmeti veriyorsa laiklik yoktur" deniliyordu bazı yorumlarda
tamam gelin anlaşalım devlet din hizmetini verilmesini desteklemesin??
dini işlerden kendini tamamen soyutlasın imamların maaşlarını da mahallede aramızda toplarız her ay ve Diyanet İşleri Başkanlığı da doğal olarak kapanır.okullarda din dersi olmaz insanlar dinini devlet denetimi olmayan yerlerde din dersi verenlerden öğrenmeye başlarlar ve böylece ülkenin her yeri fethullahçı,süleymancı vs. ocu bucu dolar!öyle mi olmalı?

hayır.devletin tarafsız olması demek kendisini halka verilmesi gereken halkın talep ettiği dini hizmetten soyutlaması demek değildir.

orasından burasından laikliği tartışmak bunun üzerinden kutuplaşmak Türkiye ye zarar verir


-editlenecektir-
 
laiklik güzel bişey olsa idi yönettimiz ülkelerin kölesi olmazdık laiklik bu ülkeden gitmeden kimse huzura varamaz buna emin olun din ve dvlet işleri ayrıldı bakın ne zulümlere maruz kalıyoruz laiklik engisisyon döneminde avrupada çok yapılan işkenceler sonucunda çıkmıştır ozamanlarda papazlar yönetiyodu ülkeleri herkezede zulum ediyolardı halk isyan etti ve sonunda papazları çldürüp laikliği getirdiler onların ihtiyacı vardı ama bizim yok hiç bir zamanda olmıcak çünki islam bize yeter hatta artar
 
Bizler cok garip bi milletiz mesela bir kitabi masanın oynamaması icin ayagının altına koyarız
veya pilav pişerken gazete yi kapagının altına koyarız daha güzel olsun die

Yani bizim evrensel olan şeyleri kendimize göre cevirme huyumuz var bizde laikligi öyle bi alıp uygulamışızki ne kimse tam ne oldugunu bilmiyor nede nasıl uygulanacagını

Mesela abd de bir müslüman vekil meclisde yemin edecekken eline kitabı olan Kuran-ı Kerim veriliyor ve ona el basıp yemin ediyor hiç kimse bunu ne dert ediyor nede başka bişey ama burda o kitab meclise girse olay olur ben hala anlamadım ne oluyo nasıl oluyo ne olacak
 
çünkü dostum bizim mecliste güzel dinimizi üç beş oy için kullanabilecek çok adam var.
Laiklik de aslında din istismarına son vermiştir
 
Geri
Üst