MiKeRiNoS
New member
- Katılım
- 24 Haz 2006
- Mesajlar
- 1,472
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 39
Bitmeyen Sevdalar
Bana ölmedim de ne olur
Hasretinle yakarken esaretin bıraktığı acılarımı
Yorgunlaşan gözlerimi kapamadım
Susturmak istedim içimdeki ağlayan çocuğu
Kim bilir şimdi hangi kahpe nehirlerde sürükleniyorsun
Yada hangi yalancı aşkların kollarında kıvranıyorsun
Bana ölmedim de ne olur
Benimse kirpiklerim kapanmıyor ve hala ıslak
Gururumu bırakıp sana gelmeliydim
Felç olmuş ayaklarıma inat.
Elini tutup seni getirmeliydim
Hangi aşkın ayrılığı bu kadar ağır ve uzun oldu
Cinayet akşamlarında sessiz kaldın aşkımız vurulurken
Bense patlamış volkan gibi yakıyordum katilleri
Haykırışım yetersiz kaldı
Ve sen gittin
Üstüme düşen koca dağları bile göz önüne aldım
Acıtmadım içimdeki seni
Gençliğimi bir cellatın halatına astım
Ve sen vurdun sandalyeye o kahrolası tekmeyi
Olsun senin elinden ölüm bile güzel olsa gerek
Her ne kadar sarmasan da derin yaralarımı
Ve her ne kadar da ısıtmasan içimi
Ben göz yaşlarımla ıslattım çatlayan dudaklarımı
Kana buladım dilimi
Kaç kereler ısırdım dudaklarımı
Adını anmamak için kaç kereler yemin ettim
Tutamadım, cehennem ateşi paklar ancak beni
Ben savaşın tam ortasındayım
Filistinli bir çocuk tutuyor elimi
Onun özgürlüğe umutla baktığı gibi seviyorum seni
Yada Afrika da aç kalmış insanların ekmeğe baktığı gibi
Şimdi şarkılar fısıldıyorum gök yüzüne
Notalarıma es koymadan ve durmadan söylüyorum seni
Sense son gidişinde ölüm çukurunu atmıştın beni
Yusuf un kuyusundaydım kurtarır elbet birileri
Hangi toprak kabullenir günahlarımı
Hangi deniz dalgalarıyla kapatır rezilliğimi
Hangi rüzgar savurur sana olan inatçılığımı
Ve hangi akşamlar kapatır yanaklarımdan süzülen göz yaşlarımı
Hangimiz bu aşkın katili kaydı tutulmamış cinayet defterinde
Sen mi kurşun sıktın acımasızca yüreğime
Sen mi kibrit çaktın ayrılığa
Yada ben mi sebep oldum bütün bunlara
Bana ölmedim de ne olur
Eylüle inat ölmedim de
Kara basan gecelere bıraktım küllerimi
Sensizliğin girdabında boğuldum
Her akşam, ama her akşam avuçlarımdaki dua oldun
Belki de ben basit bir kapı koluydum senin için
Her yanımı hastalıklar sarmış apansız
Ölümün beşiğinde sallanıyorum
Uykum geliyor
Ve yavaş, yavaş kapanıyor gözlerim
Azrail fısıldıyor kulağıma
Hadi kalk gidiyoruz…
selami çakır
Bana ölmedim de ne olur
Hasretinle yakarken esaretin bıraktığı acılarımı
Yorgunlaşan gözlerimi kapamadım
Susturmak istedim içimdeki ağlayan çocuğu
Kim bilir şimdi hangi kahpe nehirlerde sürükleniyorsun
Yada hangi yalancı aşkların kollarında kıvranıyorsun
Bana ölmedim de ne olur
Benimse kirpiklerim kapanmıyor ve hala ıslak
Gururumu bırakıp sana gelmeliydim
Felç olmuş ayaklarıma inat.
Elini tutup seni getirmeliydim
Hangi aşkın ayrılığı bu kadar ağır ve uzun oldu
Cinayet akşamlarında sessiz kaldın aşkımız vurulurken
Bense patlamış volkan gibi yakıyordum katilleri
Haykırışım yetersiz kaldı
Ve sen gittin
Üstüme düşen koca dağları bile göz önüne aldım
Acıtmadım içimdeki seni
Gençliğimi bir cellatın halatına astım
Ve sen vurdun sandalyeye o kahrolası tekmeyi
Olsun senin elinden ölüm bile güzel olsa gerek
Her ne kadar sarmasan da derin yaralarımı
Ve her ne kadar da ısıtmasan içimi
Ben göz yaşlarımla ıslattım çatlayan dudaklarımı
Kana buladım dilimi
Kaç kereler ısırdım dudaklarımı
Adını anmamak için kaç kereler yemin ettim
Tutamadım, cehennem ateşi paklar ancak beni
Ben savaşın tam ortasındayım
Filistinli bir çocuk tutuyor elimi
Onun özgürlüğe umutla baktığı gibi seviyorum seni
Yada Afrika da aç kalmış insanların ekmeğe baktığı gibi
Şimdi şarkılar fısıldıyorum gök yüzüne
Notalarıma es koymadan ve durmadan söylüyorum seni
Sense son gidişinde ölüm çukurunu atmıştın beni
Yusuf un kuyusundaydım kurtarır elbet birileri
Hangi toprak kabullenir günahlarımı
Hangi deniz dalgalarıyla kapatır rezilliğimi
Hangi rüzgar savurur sana olan inatçılığımı
Ve hangi akşamlar kapatır yanaklarımdan süzülen göz yaşlarımı
Hangimiz bu aşkın katili kaydı tutulmamış cinayet defterinde
Sen mi kurşun sıktın acımasızca yüreğime
Sen mi kibrit çaktın ayrılığa
Yada ben mi sebep oldum bütün bunlara
Bana ölmedim de ne olur
Eylüle inat ölmedim de
Kara basan gecelere bıraktım küllerimi
Sensizliğin girdabında boğuldum
Her akşam, ama her akşam avuçlarımdaki dua oldun
Belki de ben basit bir kapı koluydum senin için
Her yanımı hastalıklar sarmış apansız
Ölümün beşiğinde sallanıyorum
Uykum geliyor
Ve yavaş, yavaş kapanıyor gözlerim
Azrail fısıldıyor kulağıma
Hadi kalk gidiyoruz…
selami çakır