Bozkurt

ülkücüler hep dayak atıyo herlde beyin kullanma diye bişey yok bunu ben demiyorum kendiniz diyosunuz.. elinize veriyolar bi çay hepinizi kandırıyolar size sorsam kaç kere siyasi ansiklopedisi okudunuz cevap veremezsiniz boş boş konuşucaksınız nca okuyup bilmeden bildiğiniz sadece kurtları anırtmak

sen kendin sorup kendin cevaplayacağına bizlere sorsana ;)
kuyruk acın ne kadar da derinmiş ya :durdurun

peki ben sana bişey sorcam sen kaç kere Kuran veya dini kitap okudun ?

siyasi ansiklopedi olayına gelince önceleri her aklıma takılanı araştırırdım rahat ol sen ;)

 
bozkurt işin gücün yok mu senin.. sizin ne olduğunuzu yıllar önce gördük bu sitedeki genç nesile ülkücüleri iyilermiş gibi göstermeye çalışima..burda senin kadar siyaset yapan yok ..
 
bozkurt işin gücün yok mu senin.. sizin ne olduğunuzu yıllar önce gördük bu sitedeki genç nesile ülkücüleri iyilermiş gibi göstermeye çalışima..burda senin kadar siyaset yapan yok ..

yıllar öncesinden bahsediyorsan seve seve anlatırım ben 80 öncesini sana ;)
bir tarafta köy basan,dağa çıkan,banka soyan,büyük elçi kızı kaçıranlar,albay karısı yaralayanlar.
diğer tarafta ocaklarının parasını ödemek için kanlarını satan ÜLKÜCÜLER!

Varsın her yalancı güneş gibi doğsunlar….
Elbet vardır “Her gecenin bir sabahı”
O sabah “Türkeş’in çocuklarının” öncülüğünde,
Milli devlet güçlü iktidara ulaştığımızda,
Güneş bir başka doğacak Aziz milletimizin üstüne.
Açlar tok, çıplak kalmayacak.
Mutluluğu paylaşacağız,
Acıları paylaştığımız gibi.
Hedeflerimiz olacak,
Kızıl elma diyeceğiz,
İlay-ı Kelimetullah diyeceğiz,
Her dem omurgalı doğduk..
Omurgalı öleceğiz..
 
Türklük İslamlığın önünde MHP de her nedense...Oysa bizim Atalarımız İslamdan öncede Türk'tü...İslamdan sonrada Türk olacaklr.
 
cebinize para konuldu ne ocak parası ödemesi .arkanızda güç vardı emparyalizm yandaşlarının gücü.. ülkücüler belinde silah solcu avına çıkıyordu her gece neden bi tane banka soydukları için mi (banka da emperyalizm para bankasıydı) tabi ki hayır .. siz değilmisiniz elinde silahla akdeniz üniversinde gençlere kurşun sıkan ömer ulusoyu fecabook da onu destekleyen ve bir kahraman gibi lanse eden... bu mu vatanseverlik .. yıllar önce de aynısını yaptınız bırakın artık sol takıntısını da bu ülke için iyi neler yapabiliriz onu tartışalım emin ol vatanımı çok seviyorum

ayrıca da şunu ekleyeyim :12 Eylül’de yakalanan bir tabancanın sabahleyin bir solcuyu, öğleden sonra bir sağcıyı vurmuş olduğunun ortaya çıktığını hiç unutmayın.
 
acıkcası bu türk islam görüşünü bencil bir görüş oldugunu düşünüyorum... biz türk olarak ve derinlere inmeden düşündügümüzde gurur verici bişeymiş havası vermesi çok normal. hatta olması gerekn görüşün ancak böyle olacagı savunulabilir. konuyu ayn bakış acısıyla düşünmeye devam edersek bir arap asıllı birinin arap islam mührünü dünyaya vuracagız gibisinden bi akım bi organizsyon oluşsa(var mıdır net bilmiyorum) bu bizi hiç bi şekilde alakadar etmez dolaylı olarak. hatta belki sadece gülünüp geçilir. Demek istedigim şu ki türkeş in açıkladıgı türk islam mührü bu anlam evrenselliği ifade etmiyor. Yani bu bir ırka mahsus olacaksa ancak o ırkın mensuplarını iilgilendiren bierşey olur ve daha da öteye gecemez. Konuda bu anlam verilmesinin sebebi de elbette şu turancılık diye bilinnen bir çok yönden de çok büyük bir düşünce olan ancak türklerin yapacagı bir dünya düzeninde çeşitli ırklardan kacının bu ırk tarafından kurulmuş düzen catısı altında mutlu ve samimi olabilecegi tahmin edesiniz ki soru işareti olur.Bunu anlmak için başka bir millete dayalı düzende samimi olamayacagımızı tahmin etmek yeterli olsa gerek.Şu nu acıklmadan yazımı bitirmermek istemem; eger dünya da bir düzen kurulacaksa bunu ırka entegre etmek yanlış her nekadr içerisin de mükemmel bir islam olsa da ırk konusu ikisin birleşiminden olacak mükemmeliğe engel olur.Bilinir ki İslam evrenseldir ancak islam millete, sınıfa, topluluğa entegre edilmiş birşey değildir. Aksine o bir inanç sistemidr. Ve ancak bu şekilde evrensel olablirdi oldu da... Son olarak şunu da belirteyim yanlış anlaşılmak istemem sonucta ben de bir türküm bu yaptıgım yorum kendi ırkıma göre bakış acımın biraz daha daha dışından bakıldıgın da bunları yazma geregi duydum . İyi forumlar...
 
cebinize para konuldu ne ocak parası ödemesi .arkanızda güç vardı emparyalizm yandaşlarının gücü.. ülkücüler belinde silah solcu avına çıkıyordu her gece neden bi tane banka soydukları için mi (banka da emperyalizm para bankasıydı) tabi ki hayır .. siz değilmisiniz elinde silahla akdeniz üniversinde gençlere kurşun sıkan ömer ulusoyu fecabook da onu destekleyen ve bir kahraman gibi lanse eden... bu mu vatanseverlik .. yıllar önce de aynısını yaptınız bırakın artık sol takıntısını da bu ülke için iyi neler yapabiliriz onu tartışalım emin ol vatanımı çok seviyorum

ayrıca da şunu ekleyeyim :12 Eylül’de yakalanan bir tabancanın sabahleyin bir solcuyu, öğleden sonra bir sağcıyı vurmuş olduğunun ortaya çıktığını hiç unutmayın.

gelipte konuların ortasına atlamak böyle birşey olsa gerek ki bunlar daha önce defalarca tartışıldı.
antalya olayında olay solcularla değil pkklılarla çıkmış ama onlarda sizi çok sevdiklerinden size sığınmışlar.
ona bakarsan her Trabzonspor maçında da ogün samast oley diye tezaurat yapılıyor :D
cebimize nerden para konuldu kanıtlasana;
Üç Kan - 1

1973 seçimleri öncesiydi.
MHP seçimlere hazırlanıyordu…
Yüreği, fikri, bileği güçlü onbinlerce gence sahip ülkücü harekette
cep delik cepken delikti.
Yusuf İmamoğlu İstanbul Edebiyat Fakültesi'nin önünde bir sabah pusu
kurularak şehit edilmişti….
Cebinden çıkan bütün parası sadece 35 kuruştu…
Otopsi raporunda iki gündür bir şey yemediği, midesinin boş olduğu
yazılıydı. Şehit olduğu gün de bir simit alacak parası olmadığı
için, okuluna aç gidiyordu.
Gerçek ülkücülerin 'parayla' arası ne zaman iyi oldu ki?
İşte bir seçim daha gelip çatmıştı ama yine MHP'nin kasası
tamtakırdı…

Ramiz Ongun, Muhittin Çolak, Mithat Evci, Salih Dilek
arkadaşlarıyla oturmuş, eller şakaklarda: ÇARE….
Ongun: ' Kanlarımızı satacağız.'
Hepsi hayretle gözlerini başkanlarına çevirdi.
- 'Kızılay'la görüşelim.'
Onlar ne ihale komisyonculuğunu, ne kara para mafyacılığını, ne
haraççılığı ne de temsil ettikleri güçlü makamların üzerinden maddi
çıkar sağlamayı düşünemezlerdi.
Çünkü iman ettikleri davaları böyle kirli düşünceleri akıllarından
bile geçirmelerine izin vermezdi.
Güçleri ancak kanlarına yetiyordu….
Bazen dökerler, bazen de teşkilatlarının ihtiyacı için Kızılay'a
satarlardı…
Kızılay'la görüşüldü, anlaşıldı.
Her ülkücü makbuz karşılığı kanlarını Kızılay'a verecekler,
makbuzları teşkilatlarına getireceklerdi.
Kızılay Kan Merkezleri önünde uzun 'Ülkücü Kuyrukları' oluştu…Kan
vermek için…
Şevkle, heyecanla kanlarını verdiler. Makbuzlarını teşkilatlarına
getirip teslim ettiler.
14 Ekim 1973 seçimleri öncesi toplanan kan bedelleri bir milyon
lirayı aştı.
Bir gün kan verenlerin kuyruğunda 'aksakal' bir ihtiyarı sıra
beklerken gördüler. Tanıdılar, yanına geldiler.
- Amcacığım,senin burada ne işin var?
- Kan vermeye geldim.
- Ama?...
- Ne aması ben kan veremez miyim?
- Ama amca…
- Ne oldu? Benim oğlum ülküdaşınız, kardeşiniz bütün kanını bu dava
için döküp şehit olmadı mı? Onun fedakarlığı yanında ben bir ünite
kan vermişim çok mu gördünüz?.....
21 Mart 1970 günü komünistlerce işgal edilen Yüksek Öğretmen
Okulu'nda esir edilerek şehit edilen Süleyman Özmen'in babasına
sarıldıklarında MHP'nin gelecekteki iktidarının müjdecisi yaşları
göz pınarlarından boşalmış, boğazlar düğümlenmişti


Üç Kan - 2
1979 yılının Mart ayı. Bursa'da Taner Kalkancı ülküdaşımız pusuya
düşürülür….Hastaneye yetiştirilir…Ameliyata alınır…Ameliyat uzun
sürer...Kan yetmez..Acil kana ihtiyaç vardır..İkinci, üçüncü
ameliyat gerekmektedir…Gün geceye dönmüştür…
Çevre illere telefon edilir…
İzmir Ocak Başkanı Mehmet Ali Metin, Bursa'dan Himmet Ağabeyin acil
kan yetiştirin imdadına 17 ünite kan hazırlar.
Elde taka bir Murat 124…Başka araç yoktur. Bir ağabeylerinin Renault
arabasını isterler. Araba geldiğinde çeyrek depo benzin vardır.
Yetmiş beş liraya dolan depoyu tam doldurabilmeleri için elli yedi
liraya ihtiyaç vardır. Ocakta bulunan sekiz on arkadaş ceplerini
boşaltır, otuz sekiz lira toplarlar. On dokuz liraya ihtiyaç kalır.
Tam bu sırada başkanın odasına Turan İbrim ağabeyleri girer. Eczacı
olan Turan Ağabeyleri:
- Hayırdır çocuklar, bu ne telaş?
- Abi, Bursa'ya kan yetiştirmemiz lazım, arabayı bulduk, benzin
parasını denkleştiremedik.On dokuz liraya ihtiyaç var.
- Hadi şanslısınız, bizim eczane bugün nöbetçi,arayalım bakalım
kasada kaç lira var?
Gültepe'deki eczane aranır…Kalfaya Turan ağabeyleri sorar:
- Kasada kaç lira var?
- 27 lira abi.
- Hemen çırakla ocağa gönder..
- Peki abi.
Para gelir. Turan ağabeyleri cebindeki 20 lirayı da ekler.
- Yolda lazım olur.Allah yolunuzu açık etsin, haydi yola koyulun
bakalım…
Sabaha karşı saat 03.30'da hastaneye yetişirler. Hastanede toplanan
kan 117 üniteyi bulur.
Ama bu kanlar Taner'e nasip olmaz. 03.05'te ülküdaşları ruhunu
teslim etmiş, ülkücü şehitler arasında yerini almıştır.
Ramazan ile Yasin bitkin, yorgun ve üzgün, Öğle namazında Ulu
Camii'nden cenazesi kaldırılacak olan Taner ülküdaşlarına son
görevlerini yapmak için izin almak üzere İzmir Ocak Başkanı Mehmet
Ali Metin'i ararlar.
- Başkanım, yetiştik yetiştik ama maalesef… Taner 03.05'te ruhunu
teslim etmiş..Müsaade edersen cenazesini kaldırdıktan sonra yola
çıkmak istiyoruz.
Telefonun diğer ucunda Başkanları titrek bir sesle,
- Allah rahmet eylesin. Bursalı ülküdaşlarımız şehidimizin
cenazesine yeter. Siz buraya öğlen namazına yetişin, Turan İbrim
Ağabeyi eczanesinde kurşunladılar…Şehit oldu…


Üç Kan - 3

11 Kasım 1980 günü televizyonlarda, akşam haberlerinde MHP ve
ülkücüleri hedef alan ihtilal konseyinin arananlar listesini
yayınladıklarını ve kendisinin de arandığını; Kadir eve geldiğinde
boynuna sarılarak ağlayan eşinden öğrenmişti.
Üç beş parça eşyayı bir çantaya alel acele ile koyduktan sonra
hamile eşini, 2 yaşındaki oğlunu Allah'a emanet ederek gecenin
karanlığına daldığında Kadir yedi yıl sürecek uzun bir ayrılığa adım
attığını bilmiyordu..
Ayrılırken eşine sadece 'Ocağımızı tüttür, Allah'a emanet olun'
diyebilmişti.
Kadir, MHP ve Yan Kuruluşlar davasının sanığı olarak her yerde
aranıyordu artık. Resimleri aranan Marksistlerle beraber afiş
yapılmış her yere asılmıştı.
Ankara'da kendisi gibi aranan bir ağabeyi ile aynı evde kalmaya
başladı.
Gündüzleri evde bir ölü sessizliği ile kalıyorlar, ancak geceleri
hareket edebiliyorlardı.
Aklı eşindeydi, yakında doğum vardı.
Haftada 1 gün Pazar akşamları saat sekizde mahalledeki bir
ülküdaşlarının evinden telefonla eşiyle 3-4 dakika konuşabiliyordu.
Çünkü her zaman sıkı olan arama ve yol kontrolü yapan asker –polis
timleri sadece Pazar günü akşam sekiz dokuz arası yoktu. Dallas
dizisini seyretmek için hepsi en yakın kahvelere koşuyordu.
'Ceyar'ı kim vurdu?'….
Telefon edeceği güne kadar her hafta Kadir!e sanki bir yıl gibi
geliyordu. Acaba kız mı oğlan mı? Doğum oldu mu?
Bir gün kabus gibi bir rüya gördü. Rüyasında korkunç bir doğum olayı
yaşanıyordu…Anne baygın, çığlıklar içindeydi: Ortalık kan revan….
Doktorlar anneyi mi yoksa bebeği mi kurtaralım diye aralarında
konuşurken, Kadir duyulmayan, çıkmayan sesi ile; 'Hayır, ikisini de
kurtarın, Allah'ım ikisini de kurtar' diye rüyasında çığlık atmaya
çalışıyordu. Sesini duyuramıyordu, eşinin elini tutamıyordu, hiçbir
yardımı olamıyordu, hiçbir şey yapamıyordu…Allah'ına yalvarırken,
rüyasında bir
adakta bulundu…Bir söz verdi…
- Allah'ım eğer eşim ve çocuğum kurtulursa, ilk duyduğum 'kan
anonsunda' ya yeni doğan bir bebeğe, ya da doğum yapan bir anneye
kan vereceğim. Duyduğum ilk anonsa koşacağım. Ne olur kurtar onları….
Kadir, sıçrayarak kabus gibi bir rüyadan uyandığında her tarafını
ter basmış, dudağı uçuklamış, tir tir titriyordu…
Abdest aldı, iki rekat namaz kıldı… Ve rüyasındaki adağını, sözünü
ağlayarak tek sığınağı Allah'a Yaradanına tekrar yineledi.
Pazar gününe iki gün vardı.
Herkes Pazar günü saat akşam 8'i Ceyar'ı kimin vurduğunun merakı ile
iple çekiyordu. Kadir ise telefonu….
Telefonun ahizesini kulağına alıp çevir sesini duyduğunda kalbinin
atışlarının sesi kulaklarından duyuluyordu.
Konuştu…
Bir oğlu olmuştu. Biricik eşi zor bir doğum yapmış, hastanede idi.
Durumu iyi idi. Merak etmemesini söyleyen babası Allah hiçbirimizin
acısını göstermesin rahat ol derken, 'Adını Alperen koyduk.' dedi.
Kadir bir şükür namazı daha kıldıktan sonra radyonun başına oturdu…
Artık onun kulağı radyonun Dr. Sami Ulus Çocuk Hastanesi'nden
yapılacak kendi kan grubu anonsundaydı.
Bir gün, iki gün derken onuncu gün anonsu duydu. Gündüz öğlen saat
12 idi. Yeni doğan bir bebeğe acil kan lazımdı..

Kaçak kaldığı, saklandığı evde giyindi.Hastaneye gitmeye karar
verdi. Evdeki arkadaşları:

- Durum kritik, her yerde arama var, kimliğin yok, resimlerin
duvarda, Hastanede polis kimlik sorabilir, Gel vazgeç, Adağını
serbest olduğun günlerde yerine getirirsin,mazeretin var….dedilerse
de o sadece kabus gibi gördüğü rüyayı ve verdiği sözü düşünüyordu…
Dr. Sami Ulus Çocuk Hastanesinin önüne geldiğinde ön kapıdan değil
mutfak girişinden girdi. Kan verme bölümüne geldiğinde telaş ve
heyecanla bekleyen bir genç ve bir yaşlı teyzenin beklediğini gördü.
Kan merkezinin önünde, her geçene yaşlı teyze kolundan tutup
soruyordu:
- Evladım, radyodan mı geldin?
- Bizim kanı vermeye mi geldin?
- Torunum ölmek üzere…
Kadir yaşlı teyzeye yanaştı.
- Teyze sizin kan grubu neydi?
- Ben bilmem oğul. Oğlan söylesin..
Yanındaki genç:
- Abi 0 Rh Negatif.
- Tamam ben o kan için geldim. Bebek için değil mi? diye Kadir
sorunca yaşlı teyze ağlar halde:
- He oğul he..
Diyebildi.
Kadir gerekli olan kanın tümünü vermek istediğini söyledi.
Gerekli kanın tümünü verdikten sonra on dakika kadar istirahat
ettirildi.. Şekerli limonatayı içti. Kalkmak üzereyken içeri yaşlı
teyze girdi.
- Oğlum Allah ne muradın varsa versin.Seni kazadan beladan korusun.
Nasıl bir hayır yaptın bilemezsin.
- Teyzeciğim önemi yok.
- Ah oğul, bilmezsin ki bu bebenin, bu bebenin… diye kekelerken
yanındaki genç oğlan yaşlı annesinin kolundan tutarak çekti.
- Hadi anne gidiyoruz. Abi sağol.
Kadir ne olduğunu, yaşlı teyzenin ne söylemek istediğini
anlayamamıştı.
O sırada yaşlı teyze,
'Dur oğul, ben diyeceğim. O da kimin çocuğuna kan verdiğini bilsin.'
dedi ve Kadir'e döndü:
'Bak oğlum, bu çocuğun babası cezaevinde Mamak'ta. Türkeş'le beraber
hapiste… Benim oğlum ülkücü. Adını telefonunu ver, inşallah
çıkacaklar,seni bulsun.
Seyyar arabada gömlek satar. Sana bir gömlek getirir. Tanışırsın
yiğittir benim oğlum….
Kadir yaşlı teyzeye sarıldığında kulağına fısıldadı…
- Teyze oğluna müjdeyi ver. Bebeğine bir ülküdaşın kan verdi de.
Onun damarlarında bir ülkücü ağabeyin kanı var de…
- Hadi Allah'ısmarladık.
Kadir hastanenin merdivenlerinden koşarak inerken sadece:
- Bu sürprizin için teşekkürler Allah'ım diyebildi


bu arada ava çıkmak mava çıkmak demişsin ya öldürülen Ülkücülerle solcuları kıyaslama istersen altında ezilirsin ;)
Vatanı çok seviyor olabilirsin ama yolun yanlış oldukça bir işe yaramaz birader ;)
selametle
 
gelipte konuların ortasına atlamak böyle birşey olsa gerek ki bunlar daha önce defalarca tartışıldı.
antalya olayında olay solcularla değil pkklılarla çıkmış ama onlarda sizi çok sevdiklerinden size sığınmışlar.
ona bakarsan her Trabzonspor maçında da ogün samast oley diye tezaurat yapılıyor :D
cebimize nerden para konuldu kanıtlasana;
Üç Kan - 1

1973 seçimleri öncesiydi.
MHP seçimlere hazırlanıyordu…
Yüreği, fikri, bileği güçlü onbinlerce gence sahip ülkücü harekette
cep delik cepken delikti.
Yusuf İmamoğlu İstanbul Edebiyat Fakültesi'nin önünde bir sabah pusu
kurularak şehit edilmişti….
Cebinden çıkan bütün parası sadece 35 kuruştu…
Otopsi raporunda iki gündür bir şey yemediği, midesinin boş olduğu
yazılıydı. Şehit olduğu gün de bir simit alacak parası olmadığı
için, okuluna aç gidiyordu.
Gerçek ülkücülerin 'parayla' arası ne zaman iyi oldu ki?
İşte bir seçim daha gelip çatmıştı ama yine MHP'nin kasası
tamtakırdı…

Ramiz Ongun, Muhittin Çolak, Mithat Evci, Salih Dilek
arkadaşlarıyla oturmuş, eller şakaklarda: ÇARE….
Ongun: ' Kanlarımızı satacağız.'
Hepsi hayretle gözlerini başkanlarına çevirdi.
- 'Kızılay'la görüşelim.'
Onlar ne ihale komisyonculuğunu, ne kara para mafyacılığını, ne
haraççılığı ne de temsil ettikleri güçlü makamların üzerinden maddi
çıkar sağlamayı düşünemezlerdi.
Çünkü iman ettikleri davaları böyle kirli düşünceleri akıllarından
bile geçirmelerine izin vermezdi.
Güçleri ancak kanlarına yetiyordu….
Bazen dökerler, bazen de teşkilatlarının ihtiyacı için Kızılay'a
satarlardı…
Kızılay'la görüşüldü, anlaşıldı.
Her ülkücü makbuz karşılığı kanlarını Kızılay'a verecekler,
makbuzları teşkilatlarına getireceklerdi.
Kızılay Kan Merkezleri önünde uzun 'Ülkücü Kuyrukları' oluştu…Kan
vermek için…
Şevkle, heyecanla kanlarını verdiler. Makbuzlarını teşkilatlarına
getirip teslim ettiler.
14 Ekim 1973 seçimleri öncesi toplanan kan bedelleri bir milyon
lirayı aştı.
Bir gün kan verenlerin kuyruğunda 'aksakal' bir ihtiyarı sıra
beklerken gördüler. Tanıdılar, yanına geldiler.
- Amcacığım,senin burada ne işin var?
- Kan vermeye geldim.
- Ama?...
- Ne aması ben kan veremez miyim?
- Ama amca…
- Ne oldu? Benim oğlum ülküdaşınız, kardeşiniz bütün kanını bu dava
için döküp şehit olmadı mı? Onun fedakarlığı yanında ben bir ünite
kan vermişim çok mu gördünüz?.....
21 Mart 1970 günü komünistlerce işgal edilen Yüksek Öğretmen
Okulu'nda esir edilerek şehit edilen Süleyman Özmen'in babasına
sarıldıklarında MHP'nin gelecekteki iktidarının müjdecisi yaşları
göz pınarlarından boşalmış, boğazlar düğümlenmişti


Üç Kan - 2
1979 yılının Mart ayı. Bursa'da Taner Kalkancı ülküdaşımız pusuya
düşürülür….Hastaneye yetiştirilir…Ameliyata alınır…Ameliyat uzun
sürer...Kan yetmez..Acil kana ihtiyaç vardır..İkinci, üçüncü
ameliyat gerekmektedir…Gün geceye dönmüştür…
Çevre illere telefon edilir…
İzmir Ocak Başkanı Mehmet Ali Metin, Bursa'dan Himmet Ağabeyin acil
kan yetiştirin imdadına 17 ünite kan hazırlar.
Elde taka bir Murat 124…Başka araç yoktur. Bir ağabeylerinin Renault
arabasını isterler. Araba geldiğinde çeyrek depo benzin vardır.
Yetmiş beş liraya dolan depoyu tam doldurabilmeleri için elli yedi
liraya ihtiyaç vardır. Ocakta bulunan sekiz on arkadaş ceplerini
boşaltır, otuz sekiz lira toplarlar. On dokuz liraya ihtiyaç kalır.
Tam bu sırada başkanın odasına Turan İbrim ağabeyleri girer. Eczacı
olan Turan Ağabeyleri:
- Hayırdır çocuklar, bu ne telaş?
- Abi, Bursa'ya kan yetiştirmemiz lazım, arabayı bulduk, benzin
parasını denkleştiremedik.On dokuz liraya ihtiyaç var.
- Hadi şanslısınız, bizim eczane bugün nöbetçi,arayalım bakalım
kasada kaç lira var?
Gültepe'deki eczane aranır…Kalfaya Turan ağabeyleri sorar:
- Kasada kaç lira var?
- 27 lira abi.
- Hemen çırakla ocağa gönder..
- Peki abi.
Para gelir. Turan ağabeyleri cebindeki 20 lirayı da ekler.
- Yolda lazım olur.Allah yolunuzu açık etsin, haydi yola koyulun
bakalım…
Sabaha karşı saat 03.30'da hastaneye yetişirler. Hastanede toplanan
kan 117 üniteyi bulur.
Ama bu kanlar Taner'e nasip olmaz. 03.05'te ülküdaşları ruhunu
teslim etmiş, ülkücü şehitler arasında yerini almıştır.
Ramazan ile Yasin bitkin, yorgun ve üzgün, Öğle namazında Ulu
Camii'nden cenazesi kaldırılacak olan Taner ülküdaşlarına son
görevlerini yapmak için izin almak üzere İzmir Ocak Başkanı Mehmet
Ali Metin'i ararlar.
- Başkanım, yetiştik yetiştik ama maalesef… Taner 03.05'te ruhunu
teslim etmiş..Müsaade edersen cenazesini kaldırdıktan sonra yola
çıkmak istiyoruz.
Telefonun diğer ucunda Başkanları titrek bir sesle,
- Allah rahmet eylesin. Bursalı ülküdaşlarımız şehidimizin
cenazesine yeter. Siz buraya öğlen namazına yetişin, Turan İbrim
Ağabeyi eczanesinde kurşunladılar…Şehit oldu…


Üç Kan - 3

11 Kasım 1980 günü televizyonlarda, akşam haberlerinde MHP ve
ülkücüleri hedef alan ihtilal konseyinin arananlar listesini
yayınladıklarını ve kendisinin de arandığını; Kadir eve geldiğinde
boynuna sarılarak ağlayan eşinden öğrenmişti.
Üç beş parça eşyayı bir çantaya alel acele ile koyduktan sonra
hamile eşini, 2 yaşındaki oğlunu Allah'a emanet ederek gecenin
karanlığına daldığında Kadir yedi yıl sürecek uzun bir ayrılığa adım
attığını bilmiyordu..
Ayrılırken eşine sadece 'Ocağımızı tüttür, Allah'a emanet olun'
diyebilmişti.
Kadir, MHP ve Yan Kuruluşlar davasının sanığı olarak her yerde
aranıyordu artık. Resimleri aranan Marksistlerle beraber afiş
yapılmış her yere asılmıştı.
Ankara'da kendisi gibi aranan bir ağabeyi ile aynı evde kalmaya
başladı.
Gündüzleri evde bir ölü sessizliği ile kalıyorlar, ancak geceleri
hareket edebiliyorlardı.
Aklı eşindeydi, yakında doğum vardı.
Haftada 1 gün Pazar akşamları saat sekizde mahalledeki bir
ülküdaşlarının evinden telefonla eşiyle 3-4 dakika konuşabiliyordu.
Çünkü her zaman sıkı olan arama ve yol kontrolü yapan asker –polis
timleri sadece Pazar günü akşam sekiz dokuz arası yoktu. Dallas
dizisini seyretmek için hepsi en yakın kahvelere koşuyordu.
'Ceyar'ı kim vurdu?'….
Telefon edeceği güne kadar her hafta Kadir!e sanki bir yıl gibi
geliyordu. Acaba kız mı oğlan mı? Doğum oldu mu?
Bir gün kabus gibi bir rüya gördü. Rüyasında korkunç bir doğum olayı
yaşanıyordu…Anne baygın, çığlıklar içindeydi: Ortalık kan revan….
Doktorlar anneyi mi yoksa bebeği mi kurtaralım diye aralarında
konuşurken, Kadir duyulmayan, çıkmayan sesi ile; 'Hayır, ikisini de
kurtarın, Allah'ım ikisini de kurtar' diye rüyasında çığlık atmaya
çalışıyordu. Sesini duyuramıyordu, eşinin elini tutamıyordu, hiçbir
yardımı olamıyordu, hiçbir şey yapamıyordu…Allah'ına yalvarırken,
rüyasında bir
adakta bulundu…Bir söz verdi…
- Allah'ım eğer eşim ve çocuğum kurtulursa, ilk duyduğum 'kan
anonsunda' ya yeni doğan bir bebeğe, ya da doğum yapan bir anneye
kan vereceğim. Duyduğum ilk anonsa koşacağım. Ne olur kurtar onları….
Kadir, sıçrayarak kabus gibi bir rüyadan uyandığında her tarafını
ter basmış, dudağı uçuklamış, tir tir titriyordu…
Abdest aldı, iki rekat namaz kıldı… Ve rüyasındaki adağını, sözünü
ağlayarak tek sığınağı Allah'a Yaradanına tekrar yineledi.
Pazar gününe iki gün vardı.
Herkes Pazar günü saat akşam 8'i Ceyar'ı kimin vurduğunun merakı ile
iple çekiyordu. Kadir ise telefonu….
Telefonun ahizesini kulağına alıp çevir sesini duyduğunda kalbinin
atışlarının sesi kulaklarından duyuluyordu.
Konuştu…
Bir oğlu olmuştu. Biricik eşi zor bir doğum yapmış, hastanede idi.
Durumu iyi idi. Merak etmemesini söyleyen babası Allah hiçbirimizin
acısını göstermesin rahat ol derken, 'Adını Alperen koyduk.' dedi.
Kadir bir şükür namazı daha kıldıktan sonra radyonun başına oturdu…
Artık onun kulağı radyonun Dr. Sami Ulus Çocuk Hastanesi'nden
yapılacak kendi kan grubu anonsundaydı.
Bir gün, iki gün derken onuncu gün anonsu duydu. Gündüz öğlen saat
12 idi. Yeni doğan bir bebeğe acil kan lazımdı..

Kaçak kaldığı, saklandığı evde giyindi.Hastaneye gitmeye karar
verdi. Evdeki arkadaşları:

- Durum kritik, her yerde arama var, kimliğin yok, resimlerin
duvarda, Hastanede polis kimlik sorabilir, Gel vazgeç, Adağını
serbest olduğun günlerde yerine getirirsin,mazeretin var….dedilerse
de o sadece kabus gibi gördüğü rüyayı ve verdiği sözü düşünüyordu…
Dr. Sami Ulus Çocuk Hastanesinin önüne geldiğinde ön kapıdan değil
mutfak girişinden girdi. Kan verme bölümüne geldiğinde telaş ve
heyecanla bekleyen bir genç ve bir yaşlı teyzenin beklediğini gördü.
Kan merkezinin önünde, her geçene yaşlı teyze kolundan tutup
soruyordu:
- Evladım, radyodan mı geldin?
- Bizim kanı vermeye mi geldin?
- Torunum ölmek üzere…
Kadir yaşlı teyzeye yanaştı.
- Teyze sizin kan grubu neydi?
- Ben bilmem oğul. Oğlan söylesin..
Yanındaki genç:
- Abi 0 Rh Negatif.
- Tamam ben o kan için geldim. Bebek için değil mi? diye Kadir
sorunca yaşlı teyze ağlar halde:
- He oğul he..
Diyebildi.
Kadir gerekli olan kanın tümünü vermek istediğini söyledi.
Gerekli kanın tümünü verdikten sonra on dakika kadar istirahat
ettirildi.. Şekerli limonatayı içti. Kalkmak üzereyken içeri yaşlı
teyze girdi.
- Oğlum Allah ne muradın varsa versin.Seni kazadan beladan korusun.
Nasıl bir hayır yaptın bilemezsin.
- Teyzeciğim önemi yok.
- Ah oğul, bilmezsin ki bu bebenin, bu bebenin… diye kekelerken
yanındaki genç oğlan yaşlı annesinin kolundan tutarak çekti.
- Hadi anne gidiyoruz. Abi sağol.
Kadir ne olduğunu, yaşlı teyzenin ne söylemek istediğini
anlayamamıştı.
O sırada yaşlı teyze,
'Dur oğul, ben diyeceğim. O da kimin çocuğuna kan verdiğini bilsin.'
dedi ve Kadir'e döndü:
'Bak oğlum, bu çocuğun babası cezaevinde Mamak'ta. Türkeş'le beraber
hapiste… Benim oğlum ülkücü. Adını telefonunu ver, inşallah
çıkacaklar,seni bulsun.
Seyyar arabada gömlek satar. Sana bir gömlek getirir. Tanışırsın
yiğittir benim oğlum….
Kadir yaşlı teyzeye sarıldığında kulağına fısıldadı…
- Teyze oğluna müjdeyi ver. Bebeğine bir ülküdaşın kan verdi de.
Onun damarlarında bir ülkücü ağabeyin kanı var de…
- Hadi Allah'ısmarladık.
Kadir hastanenin merdivenlerinden koşarak inerken sadece:
- Bu sürprizin için teşekkürler Allah'ım diyebildi


bu arada ava çıkmak mava çıkmak demişsin ya öldürülen Ülkücülerle solcuları kıyaslama istersen altında ezilirsin ;)
Vatanı çok seviyor olabilirsin ama yolun yanlış oldukça bir işe yaramaz birader ;)
selametle



daha önce bu sitede deildim. ömer ulusoy herkese sıktı ne pkk sı size zaten solcu pkk lı farketmiyor ama bilmiyorsunuz ki aralarında çok büyük fark olduğunu ve aynı kefeye koyanlar solcuları toplum önünde alt etmek için yapıyor ve şiddetle kınyorum bu şekilde düşünenleri. bu ülkede türk olmayan biri öldürülüyorsa ardında sizinkiler halay çeker ogün samast örneği gibi bence insan öldürmek doğru değil düşüncesi ne olursa olsun .. kan vermiş olabilirsiniz.. solcular canlarını verdi siz kan vermissiniz çok mu ölen solcu sayısının 500 bini geçtiğini duymuştum ki büyük ihtimal doğrudur halk için birşeyler yapmak vatan için birşey yapmakla aynı şey şunu bi öğrenin bee..ayrıca solcular zaten parası sömürülen fakirlerin yanındaydı yani sizde parasız olduğunuza göre sizin içinde birşeyler yapmaya çalışmışlar :) ama gözünüz kör beyniniz kitli
 
Teşekkürler Bozkurt Ağabeyim...
Allah Türk ve İslam Güneşini Batırmasın Bu Topraklar Üzerinde...
 
zodijackyl --- sadece duyma az yaşa inan kafanda kurgula ; ))

sabit bi fikir oluşmuş kafanızda gdiyosunuz...

ülkücü denınce aklına ömer ulusoy mu geliyo ... anlında zülfikar dövmesi olan akli dengesinin bilinmeyen biri..

hem simdi ülkemizde ben vatanımı seviyorum diyen herkes senın gözünde ülkücüyse ne mutlu bu camiamıza... ben öyle bişey demedim dersen ki ogün şamast ı bu olaya karıstırmandan yola cıktım cunku ogun samast ın teskilatla ne baglantısı var tek söyledigi sey Tanrı Türk ü korusun... ne diyim ki baska = ))
 
zodijackyl --- sadece duyma az yaşa inan kafanda kurgula ; ))

sabit bi fikir oluşmuş kafanızda gdiyosunuz...

ülkücü denınce aklına ömer ulusoy mu geliyo ... anlında zülfikar dövmesi olan akli dengesinin bilinmeyen biri..

hem simdi ülkemizde ben vatanımı seviyorum diyen herkes senın gözünde ülkücüyse ne mutlu bu camiamıza... ben öyle bişey demedim dersen ki ogün şamast ı bu olaya karıstırmandan yola cıktım cunku ogun samast ın teskilatla ne baglantısı var tek söyledigi sey Tanrı Türk ü korusun... ne diyim ki baska = ))

ömer ulusoy değil destekleyneleri geliyor aklıma.. ogün samastı ben deil bozkurt arkadşımız bahsetti camianızda olsun olmasın arkasından helal olsun dmeyin katillerin..ayrıca camia demissin belli fikrilere hitap ettiğin burdan belli çünkü bir oluşmun içindesin.. ben belli oluşum deil sadece dışardan bakan sol görüşlü bir demokratik vatandaşım.. belli bir kitleye de hitap etme amacı gütmüyorum.. doğru ve mantıklı gelen her konunun yanındayım..belki inamayacaksın mhp lideri devlet bahçeliyi olumlu doğru bir insan olarak görüyorum.. vatanını her seven ülkücü olması imkansız bu şekilde kastedmede bulunmadım

ayrıca bu konu hiç bitmez çünkü mutlaka her zaman bir cvp hakkı doğar :D
 
camia derken b en olusum ıcındeysem sende acık acık soluosun sol görüslüyüm diye.. sol sag farketmez o önemli degil...önemli olan ülkenin bütünlüğü devlet bahceliyi sen dogru bi insan olarak görüyorsun ama bende öyle görmüyorum ; ))

ömer ulusoy pkk lılara kurşun sıkmıstır ben alkıslamasamda .. benimsemiyorum... kursun sıktıgı adam senın devletını bölmek isteyen Atatürk e küfür eden insanlar
 
ülke bütünlüğünü bölmeye yönelik her tütlü eylem ve atatürke küfür ve hakaret de varsa ben bunların karşısında en önde gitmye razıyım..zaten türkiye yine bir kaostur gidiyor dediğin gibi sol-sağ önemli değil bence mantıklı haraket etme zamanı çünkü bu durumdan faydalanmak isteyem kanı bozuklar çıkacaktır

ömer ulusoy kime sıktı bilemem ama bir pravokatör olduğu kesin.üniveristerlede pkk varsa bunu da çözmek gerekli bu ülkeyi sevmiyorsan okullarında da okumasınlar..
 
eywAllah bak güzel kardeşim aynı seylerden bahsedıoruz bizde provakatör diyoruz zaten adamın ülkü ocaklarındaki görüntüsü malatyadan mı kayserıdemı ne ortaya cıkıyor zaten ki olay antalyada oluyor..

aynı seylerden bahsedıoruz ama üşte kült olmus kafalarda bi ülkücü kimligi var ki yanlış insanlar tarafından olusturulmus.. onu aşmak lazım sadece..
 
ömer ulusoy konusunda ben sadece facebookda ki gruplardan yola çıkarak bazı ükücülerin yanlış düşündüğünü anlatmak istedim am bu konuda senden bilgi almış oldum eyw.. sohbet güzeldi eminim ikimizde ülkenin çıkarlarını düşünüyoruz bu konuda hem fikiriz. aynı ülkenin cesur yürekli evlatlarıyız bundan da kuşkum yok..
 
bozkurt işin gücün yok mu senin.. sizin ne olduğunuzu yıllar önce gördük bu sitedeki genç nesile ülkücüleri iyilermiş gibi göstermeye çalışima..burda senin kadar siyaset yapan yok ..

Çünkü Koca Sitede O ADam Kadar SİyaSetten Anlayan Yokkkkkkkk....! Lafını Tart Biç Öyle Konuş
 
ömer ulusoy konusunda ben sadece facebookda ki gruplardan yola çıkarak bazı ükücülerin yanlış düşündüğünü anlatmak istedim am bu konuda senden bilgi almış oldum eyw.. sohbet güzeldi eminim ikimizde ülkenin çıkarlarını düşünüyoruz bu konuda hem fikiriz. aynı ülkenin cesur yürekli evlatlarıyız bundan da kuşkum yok..

bu facebook dediğin nedir ordaki adamların esaslı Ülkücü olduklarını nerden biliyorsun ki ?
Adamın video kayıtlarını gördüysen zaten hep kameraya oynuyor ;)
 
Arkadaşlar ben sadece sizlerden bişey istiyorum rica ediyorum bi gidin ülkü ocaklarına yapılan faaliyetlere bakın böyle önyargılı şeyler yazmayın burda ordakiler sizin bildiğiniz gibi mafya vari adamlar deiller bende bulundum içlerinde muhsin yazıcıoğlu gibiler yapıyodu o işleri ve partiyi karıştırmak için yapılmış şeyler bunlar bi gidip görseniz anlıcaksınız gerçeği ve sonra gelin burda bizlerle paylaşın böyle atıp tutmakla olmuyo bu işler...
 
arkadaşlar gerçekten ciddi olalım yani bozkurtlar anırtmann anlamı ne ben anlamıyorum güç gösterisimi eğer öyleyse kendiniz anırın yada atlar simgeniz olsun dimi yani şimdi bozkurtlular bana kızıcak ama sizde başka bi simge istemezmiydiniz...ükü ocaklarının içinde tartışma,bilgi edinme bilgi öğretme diye bişey yokkki beyninizi yıkıyolar bir parti fazla dinci olmamsı lazım çünkü o parti iktidara geldimi ülkeyide dinci yapar ve bizim ülkemizin dini yoktur anayasaya bakın ama siz bunlarla uğraşmazsınız siz hepiniz türkiyenin dini müslümnlıktır diyosunuz ama anayasada türkiyenin dini yoktur kabul edilmiştir...lütfen biraz okuyun bilgilenin
 
Geri
Üst