Bu ne şimdi?

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
daha oncede bu sekil tartismalarda onerdigim gibi

burada kuru kuru tartisacagimza tarih biliminden yararlanalim Des, ne dersin?

arastiralim sonuclari buraya yazalim, zaten fazla birsey yok;

ESKİ KİTAP :Tekke ve zaviyeler bilime ve laik yaşama aykırı, çağdışı kurumlar ve birer sömürü merkezleri durumuna geldikleri için kapatıldı
YENİ KİTAP :İslam dini ile bağdaşmayan inançlar ve adetler ortaya çıktığı için kapatıldı

ESKİ KİTAP :Şeyh Sait ve Derviş Mehmet'in birer tarikat mensubudur
YENİ KİTAP :BU BİLGİ ÇIKARILDI

ESKİ KİTAP :II. Abdülhamit aydınlara karşı baskı uyguladı
YENİ KİTAP :BU BİLGİ ÇIKARILDI

ESKİ KİTAP :Vahdettin ile Damat Ferit İngilizlerle işbirliği yaptı
YENİ KİTAP :Vahdettin yapmadı, Damat Ferit yaptı

ESKİ KİTAP :Atatürk'ün Samsun'a çıkışı konusunda Atatürk'ün Padişah Vahdettin hakkındaki sözleri yer alıyordu.
YENİ KİTAP :Atatürk’le Vahdettin arasında bir uyum olduğu yazıldı.

ESKİ KİTAP :padişah Vahdettin İngiltere'ye sığındı
YENİ KİTAP :padişah Vahdettin Malta'ya gitti

ESKİ KİTAP :Türk kadını bilinçlendikçe kendiliğinden onu Orta Çağ yaşayışına hapseden kılıklardan kurtuldu, modern kıyafetleri benimsedi.
YENİ KİTAP :Cumhuriyet Dönemi'nde kadınlar için giyim kuşam konusunda herhangi bir yasa çıkarılmadı.


yukarida yazilanların cogu bir siyasi gorus dogrultusunda yazilmis seylerdi degismeleri iyi oldu, şeyh kismini bilmiyorum bir tek.


kabul mu?
 
tamam olur ifrit her olayda kanıt gösterelim tarihe bakarak.
gerçi bugünden sonra pek fazla buralarda olamicam. size cevap
vermekten yoksun kalacağım üzülüyorum.

ama ben hiçbir zaman ne bilim bi tartışma bi kavga çıksın istemiyorum.
sizin din ve milliyetçiilk hakkındaki yorumlarınızı sert katı ve yoruma açık olmayan olarak buluyorum. bu beni çileden çıkarıyor.

mesela bir arkadaşınız gelip pm den küfür eder.
bi başkası beni dövmeye çağırır. işte ben buyüzden
size her zaman karşılık vereceğim.

herkezin kendine göre düşünceleri görüşleri vardır. bu düşüncelere
saygı göstermemek kendine saygı göstermemekle aynıdır.
mantıklı düzeyli aşırıya kaçmayan her düşünceye sonsuz saygılıyım.

açık açık söylüyorum ben sol görüşlü bir insanım Sosyal Demokratim
bir partiye üyeliğim var o partide görevlerim var. ama sol görüşlü olmam
hiç bir zaman benim vatanıma bayrağıma türkiye cumhuriyetine sahip çıkmama
engel olamaz. bu vatan bütündür. kimse gelip bana hava civa yapmasın
vatanım için her zaman en önde olurum.

din çok ince ve hassas bir konu. sandığınız gibi din hakkınd ilgi oalrak yoksun biri değilim. kuran ın türkçesini okudum ve bu okumaya tam 1 ayımı verdim kelime kelime satır satır okuyarak. yanımda bir sözlük gerektiği zaman kelimelerin anlamalrına bakarak. ve bunun sonucunda kararımı verdim ve kendime bir yol seçtim.

din hakkında forumda çıkan siyasi içerikli konularda tabiki sesimi çıkarırım. dini siyasete alet ettirmem. ayrıca bağnaz dinciliğede sonuna kadar karşıyım.

yaw böyle daldım yazıyorum süreklü tertıştığım arkadaşlara bilgi olsun...

saygılarımla...

cevap vermenize gerek yok çünkü kimseye bi sataşma alf atma yok sadece
düşüncelerimi paylaştım
 
Zaman zaman bu türden Cumhuriyet karşıtı girişimler gerçekleşiyor.Tarihi farklı bir şekilde tanımlama girişimleri bunlar.Önce bir tekrar Padişah Vahdettin'i anımsıyalım :

Osmanlı Padişahı Mehmet VI (Vahideddin Efendi)'yı tanıtıcı birkaç olay

9 Kasım 1918'de Padişah, cuma selamlığından sonra görüştüğü Rauf Bey'e: 'Millet bir koyun sürüsü. Yönetim için bir çoban lazım. O da benim' diyordu. (1)

24 Kasım 1918'de Padişah, 'The Daily Mail' muhabirine şöyle diyordu: 'İngiliz milletine karşı beslediğim sevgi ve hayranlığı, babam Abdülmecit'ten miras aldım. Memleketimle İngiltere arasındaki dostluğu güçlendirmek için elimden geleni yapacağım. (2)

İstanbul'daki İngiliz Karadeniz orduları Komutanı Millie, 16 Aralık 1918'de hükümetine gönderdiği raporda: 'Padişah, barışı beklersek geç kalacağımızı söyleyerek, İngiltere'nin Osmanlı Devleti'nin idaresinin mümkün olan çabuklukla ele almasını istiyor. İç kısımlara İngiliz kontrol subaylarının bir an önce gönderilmesini rica ediyor. (3)

21 Aralık 1918'de Padişah, İngilizlere karşı sesini yükselten Mebuslar Meclisi'ni kapattı. (4)

30 Aralık 1918'de, İstanbul'daki İngiliz Yüksek Komiseri, Padişah'tan gizli kaydıyla aldığı mesajı, Londra'ya bildiriyordu: 'Padişah, bütün umudunu İngiltere'ye bağladı. Her istediğimiz kimsenin tutuklanmasına razı. İngiliz Kralı'nın, kendisinin halifelik makamında kalması için yardım edip edemeyeceğini soruyor'. (5)

İstanbul'daki İngiliz Yüksek Komiser Vekili Amiral Webb'in Ocak 1919 ayı ortalarında bir dostuna yazdığı mektuptan: '...Görünürde memleketi işgal etmediğimiz halde, valileri tayin ediyor veya görevden uzaklaştırıyoruz. Rum ve Ermeni tutukluları, işledikleri suçlara bakmaksızın serbest bırakıyoruz. Padişah bizi buraya yerleştirmek istiyor. (6)

Paris'te devam eden barış konferansında konuşan İngiliz Başbakanı Lloyd George, 5 Nisan 1919'daki toplantıda: 'Yunanlıların, İtalyanlar'dan önce Anadolu'ya çıkmalarına izin verelim. ABD birlikleri İstanbul'a ve Ermenistan'a, İngiliz birlikleri Kafkasya'ya, Fransız birlikleri Suriye'ye gönderilsin' dedi. (7)

Padişah, 28 Nisan 1920'de, İstanbul'da, Ankara Hükümeti'ne karşı ayaklanmış bulunan Bolu, Düzce, Sapanca ve Gerede'den gelen ve kendisine bağlılıklarını bildiren heyetlere, rütbe ve nişanlar dağıttı. 3 Mayıs 1920'de Bolu'yu ele geçiren isyancılar, mutasarrıf vekilini ve 13 devlet memurunu parçaladılar. Hastanedeki yaralı subayları çırılçıplak şehirde dolaştırdılar ve çeşitli işkencelerle öldürdüler. (8)

İstanbul Hükümeti'nin (Nemrut) Mustafa Paşa başkanlığında toplanan 1 no.lu Savaş Divanı, 11 Mayıs 1920 günü, Mustafa Kemal Paşa ve diğer bazı Kuvayi Milliye önderlerini ölüm cezasına çarptırdı. Karar, 24 Mayıs'ta Padişah tarafından onaylandı. (8)

17 Mayıs 1920'de ABD Senatosu, Batı Anadolu'nun Yunanlılara verilmesi ve Başkan Wilson'un Ermenistan'ın sınırlarını tespit etmesini karara bağladı. (9)
Son Osmanlı Padişah'ı Mehmet VI (Vahidettin), 17 Kasım 1922'de ülkesini terk ederek İngilizlere sığındı.
Bu kadar yeter mi?

* * *
(1) 10 Kasım 1918 tarihli 'Hadisat' gazetesi.
(2) Lütfü Simavi. 'Osmanlı Sarayı'nın Son Günleri'
(3) Sina Akşin. 'İstanbul Hükümetleri ve Milli Mücadele'
(4) 22 Aralık 1918 tarihli 'Vakit', 'Hadisat', 'İkdam', 'Tasviri Efkar' gazeteleri
(5) Gotthard Jaeschke. 'Türk Kurtuluş Savaşı'yla ilgili İngiliz Belgeleri'
(6) Selahi Sonyel. 'Türk Kurtuluş Savaşı ve Dış Politika'
(7) Laurence Evans. 'Türkiye'nin Paylaşılması'
(8) Gnkur. Hrp. Ta. D. 'Türk Kurtuluş Savaşı'
(9) Dimitri Kitsidis. 'Yunan Propagandası'


Sıtma tutmuş gibi yazılı ve görsel medyada tekrarlanan iddialardan en komiği Vahdettin'in Mustafa Kemal'e altın verdiği olayıdır , hem de ne için Milli Mücadeleyi başlatsın diye

Bir iddiaya göre - kapatılan RP milletvekili H. Hüseyin Ceylan ortaya atmıştı - kadife bir kese içinde 40000 altın vermiş , bir başka iddiaya göre ise padişahın, son görüşmesinden ayrılırken Mustafa Kemal Paşa'ya 'kırmızı atlas bir kese içinde 10.000 Reşat altını verdiği ve Paşa'nın bunu cebine koyup çıktığı söylenir.

1 altın lira 7.2 grdır. 40000 altınlık versiyonda Mustafa Kemal kese içerisinde 288 kilo altını alır Sultandan ve cebine koyar çıkar , ikinci versiyonda daha mütevazi bir rakam var :72 kg altın :)

Dünya halter rekorları liginde tescil ettirilmesi gereken bir durum :)


Efendim aslında Vahdettin Milli mücadele için Mustafa Kemal'i görevlendirmiştir iddiası ? Hiç böyle bir şey mümkün olabilir mi?

Vahdettin Mustafa Kemal’i Milli Mücadeleyi Başlatsın diye Anadolu’ya göndermiş(!)

Bu iddiayı destekleyen yazarlar ve onların incileri:

K.Mısıroğlu , Sarıklı Mücahitler, sayfa 33
“Sevres sulh projesi teklifini alınca , buna karşı ilk tedbirleri düşünüp planlayan, bunun için M.Kemal Paşayı olağanüstü yetkilerle donatıp Anadolu’ya gönderen Sultan Vahideddin’dir”

DOĞRUSU:
M.Kemal İstanbul’dan 16 mayıs 1919’da ayrılmış, sevres sulh projesi ise hükümetin temsilcisi Tevfik Paşaya, tam 360 gün sonra, 11 mayıs 1920’de Paris’te teslim edilmiştir.
Mevlanzade Rıfat, Türkiye İnkılabının İç Yüzü, sayfa 209
“Verilen vazife görünüşte Ordu Müfettişliği, hakikatte ise ordu dışında bir ihtiyat kuvveti hazırlamaktı.”

N.Atsız , Türk Ülküsü , sayfa 86
“Teşkilat yapması için…”

N.F. Kısakürek , Vahidüddin , sayfa 161 – 162
“Milletten gelen ayarlı , ancak göz korkutma planında bir direnme için…”

A.Dilipak , Cumhuriyete Giden Yol , sayfa 34 – 35
“ İstanbul.. Anadolu’ya gönderilecek zabitan ve müfettişlerle, Anadolu’daki kurtuluş hareketini koordine etmek istiyordu. Vahdettin’in planı buydu”

DOĞRUSU:
Gelişimin çok kısa bir öyküsü :
1. İngiliz Yüksek Komiseri Amiral Calthorpe ile Fransız Yüksek Komiseri Amiral Amet, daha Kasım 1919 sonunda “Samsun’da Türklerin, Hristiyanları toptan öldürmek için silahlandıkları” görüşündedirler.(Jeschke , İng. Belgeleri , s. 202)
2. İngilizler, 11 Kasım 1918 günü “Türkiye ile Rusya arasında, harpten önceki hudut ötesinde bulunan bütün Türk birliklerinin geri alınmasını” isterler.(Mondros , s.230)
3. İngilizler, kış ortasında 1914 sınırı gerisine çekilmek zorunda bırakılan 9. Türk ordusunda, terhis ve fazla silahların teslim edilmesi işlerinin hızlı gitmediğinden şikayet ederler.( Jeschke , İng. Belgeleri , s. 102)
4. Doğu illerinde asayişin sağlanması büyük önem taşıyordu. Çünkü mütareke antlaşmasının 24. maddesi gereğince , Bitlis,Van,Erzurum,Diyarbakır ve Elazığ illerinde çıkacak bir karışıklık, galip devletlere bu illeri işgal hakkını vermekteydi.
5. İngiliz Yüksek Komiseri Amiral Calthorpe 21 Nisan 1919’da Osmanlı Hariciye Nazırlığına bir nota verir. Notanın içeriği şöyledir:
• Erzurum,Erzincan,Bayburt ve Sivas kesimlerinde , askeri durumun iyi olmadığı
• Bu kesimlerde, baştan başa şuralar kurulduğu
• Şuraların, ordunun denetimi altında asker topladıkları,
• Bu hal durdurulmazsa işlerin ciddiyet kesbedebileceği,
• Bu oluşumları engellemek için derhal talimat verilmesi.


6. Osmanlı Hariciye Nazırlığı, İngiliz Yüksek Komiserliğine ,”İmparatorluk Hükümetinin, asayişin bozulmasını önlemek için M.Kemal Paşayı bu havalide bulunan Osmanlı kıtalarına Umumi Müfettiş tayin ettiğini” bildirir,( Jeschke , İng. Belgeleri , s. 104)
Durum gösteriyor ki bu görev M. Kemal’i Anadolu’ya göndermek için uydurulmuş bir görev değildir.
Bu görevin, Milli Mücadeleyi başlatmak için verildiği iddiasının gerçeklerle hiçbir alakası yoktur.

Bu konuyla ilgili çok detaylı bilgilere Şu Çılgın Türkler adlı kitabıyla tanıdığımız Yazar Turgut Özakman'ın Vahidettin, M. Kemal ve Milli Mücadele / Yalanlar, Yanlışlar, Yutturmacalar adlı kitabında ulaşabilirsiniz.
 
des gösteriLen saygıdan bahsediyorsun bir konu açtığımızda zırt diye bitiyorsun orda konuyLa monuyLa işin yok sana faLancı abin vermiş ayarı ondan aLdığın güçLe yürüyorsun konuyLa aLakası biLe oLmayan aLaycı saçma sapan yorumLar ekLiyorsun sonrada beni dövmeye çağırdıLar diye mızmızLanıyorsun..Her yere zıpLama konuyLa iLgiLi yorumLarını ekLe çekiL köşene bak o zaman Laf eden oLuyor mu sana
 
أĸяα' Alıntı:
des gösteriLen saygıdan bahsediyorsun bir konu açtığımızda zırt diye bitiyorsun orda konuyLa monuyLa işin yok sana faLancı abin vermiş ayarı ondan aLdığın güçLe yürüyorsun konuyLa aLakası biLe oLmayan aLaycı saçma sapan yorumLar ekLiyorsun sonrada beni dövmeye çağırdıLar diye mızmızLanıyorsun..Her yere zıpLama konuyLa iLgiLi yorumLarını ekLe çekiL köşene bak o zaman Laf eden oLuyor mu sana
Bu dediklerine senin de sadık kalmanı rica ederim. Ve herkesin...
 
Ben sizlerin bu tartışmalarını gördükçe üzülüyorum.
Gereksiz yere polemiklere ve tartışmalara giriyorsunuz.
Burda siyasi fikirlerimi sizlerle paylaşmayacağım çünkü anlamsız geliyor.
Onun yerine size bir bakış açısı sunmak istiyorum.

Aslında hepimiz aynı değerleri ailelerimizde koruyarak yaşatıyoruz.
Hepimiz örfe adetlere ve kanunlara saygılı vatandaşlarız.
Ama maalesef yıllarca bu ülkeyi kemirip bitiren kısır tartışmalara alet oluyoruz.
Bunu da bilnçli bir şekilde bize yaptırıyorlar.

Bu ülkede nedense herkes kendi ideolojik görüşünün ülkeyi kurtaracağını düşünüyor.
Oysa ki 1980 yılında ihtilalle sonuçlanan bir takım olaylar bütününü bu ülke acı bir biçimde test etti.
O zaman da iki ayrı ideoloji birbiriyle çarpıştı ve neticesi ülkemize laos getirdi.
O dönemde birbirinin gözünü oyan karşıt idolojiler bir süre sonra işbirliği yaptılar.
Sonraları ticaret hayatında ortaklık kurdular. Bazıları saf değiştirip gözünü oymakiçin fırsat kolladıkları düşmalarının saflarına geçtiler.
Şu anda birlikte aynı parti,de siyaset yapıyorlar.
İdeolojiler değişti. Hatta artık kimin hangi ideolojiyi benimsediğini bile çözemiyorum.
Örneğin günümüz politikasında solcular milliyetçi , sağçılar sosyal demokrat oluverdi.
Yaşananların hepsi çok anlamsız.

Şimdi size iki çift lafım var.
Birincisi cumhuriyet niye kuruldu acaba diye kendinize bir sorun?
Herşey çok mu iyiydi de , birlerine rahat battı ülke rejimini elbirliğiyle değiştirdiler?
Yakın tarihmizi iyi irdeleyin. Öyle 100 sene evveline değil , 20-30 sene geriye gidin ve üzerimize oynanan oyunları görün.

İkincisi inançlarınızı karşınıdaki insanlara dikte etmeden önce açın Kuran'ı okuyun.
Ama türkçe çevirisini okuyun. İçine yorum katılmadan çevirilmiş olanı bulun onu okuyun.
O zaman dinimizi gerçekten öğrenir ve çok daha iyi yorum yaparsınız.
Bir takım adamların dayattığı hurafelerin peşinden gitmekten vazgeçersiniz.

Son sözüm de şudur.
Bugün Türkiye'nin içine sürüklendiği durum Cumhuriyet'in kurulduğu döneme giderek yaklaşmaktadır. Aynı şartlar oluşturulmaya çalışılmaktadır.
O dönemde bize ait olan topraklar üzerinnde kendilerine bugün yeni ülke kuran devletlerin hali acınacak durumdadır.
Bunları güzelce irdeleyin. Niye bu haldeler?
Düşmanla işbirliği yaptılar ve ihanetlerinin bedelini çok ağır ödüyorlar.
İşgalci devletlerin kuklası oldular. İşte Filistin , işte Irak!

Bir takım olayları değerlendirirken lütfen aklınızı kullanın.
Sadece kendi fikirleriniz önemli olmasın. Karşınızdaki insanın yerine kendinizi koyarak onun da fikirlerine saygı gösterin ve ne demek istediğini anlamaya çalışın.

Umarım hepiniz bir gün yurtdışına çıkarsınız. O zaman memleketimizin değerini anlayacaksınız.
Örneğin bir Arap ülkesine bir Afrika ülkesine ve bir Avrupa ülkesine veya Amerikaya gittiğinizde şunları farkedeceksiniz.
Dünyanın en güzel ülkesinde yaşıyoruz.
Dinimizi de inancımızı da gönlümüzce yaşayabiliyoruz.
Sonuna kadar Özgürüz!
Belki fakiriz ama mutlu insanlarız.
Ve cumhuriyetimiz bizi bir millet yapıyor.
Bunların kıymetini kaybetmeden anlarsak mesafe alırız.
Yoksa biz de düşmanlarımızın köpeği oluruz.
Saygılarımla...
 
أĸяα' Alıntı:
des gösteriLen saygıdan bahsediyorsun bir konu açtığımızda zırt diye bitiyorsun orda konuyLa monuyLa işin yok sana faLancı abin vermiş ayarı ondan aLdığın güçLe yürüyorsun konuyLa aLakası biLe oLmayan aLaycı saçma sapan yorumLar ekLiyorsun sonrada beni dövmeye çağırdıLar diye mızmızLanıyorsun..Her yere zıpLama konuyLa iLgiLi yorumLarını ekLe çekiL köşene bak o zaman Laf eden oLuyor mu sana



senin gibi bağnaz tipler olduğu sürece atlarım ben konuyada
başka şeyede merak etme. adamın asabını bozmaktan başka bişeye
yaramazsınız. ne yazdığımın tek kelimesini bile anlamamşsın.
kimmiş lan benim falanca abim. adam ol senide adamdan saysınlar.
hakaretse hakaret. ben ne diyorum sen ne diyorsun. en pozitif
düşüncelerle yaklaşıyorum sen hala ukalalık peşindesin. ne mızlancam
22 yıldır bu şehirdeyim. istesem heran istediğimi yaptıracak güçteyim.
ister resmi ister gayresmi herşeyi yaptırabilirim. mızmızlancakmışım pehhh.
 
أĸяα' Alıntı:
des gösteriLen saygıdan bahsediyorsun bir konu açtığımızda zırt diye bitiyorsun orda konuyLa monuyLa işin yok sana faLancı abin vermiş ayarı ondan aLdığın güçLe yürüyorsun konuyLa aLakası biLe oLmayan aLaycı saçma sapan yorumLar ekLiyorsun sonrada beni dövmeye çağırdıLar diye mızmızLanıyorsun..Her yere zıpLama konuyLa iLgiLi yorumLarını ekLe çekiL köşene bak o zaman Laf eden oLuyor mu sana

niye cekilsin zoruna mı gidiyor konuşması. isteyen istediğini yazar. sen nasıl her siyasi konuda din
propagandası yapıp herşeye atlıyorsun oda istediğini yazar.

Birde su üslubuna dikkate et. artsilik yapmadan konuş
 
biri des biri çakaL siz ne diyorsunuz ya?

des sende adres mevcut ister resmi ister gayriresmi her haLukarda bekLerim burdan bastın havanı geL yüzüme karşı bas

ÇakaL sende kimin köpeğiysen git onun bahçesinde havLa sana bir usLup gösteririm aLıpta gidemezsin
 
İnternet delikanlılığı gerçek delikanlılığa da zarar veriyor.
Foruma bakıyorum artık bazı kişiler açık ve net şekilde diger kullanıcıları tehdit ediyor. Buna kimse müdahele etmiyor??? Özelden edilen küfürleri ve tehditleri hiç hesaba katmıyorum bile...
Sınırsız banlanan kullanıcıların birkaç gün içerisinde banları açılıyor?
Forumun kuralları artık kimse tarafından kaale alınmıyor galiba?
 
Ben kimseye küfretmedim özeLden
kimin ne oLduğunu yeterince gördük zaten
des gibi anca bu LafLarı kLavyeden yazcak adam değiLim

sadece özür diLeyeceğim soLariz var
ona özürLerimi sunuyorum
ve darzamat sende kastetmeyi kes artık bu mesajını 35 yerde okudum amma zoruna gitmiş
erkek oLda oraya İKRA diye yaz
çekememezLiğini bu kadar bariz gösterme
heryerde bunu yazıyorsun
ne hazımsız adammışsın

kim iLgiLenecekse kim banLayacaksa banLasın
 
أĸяα' Alıntı:
biri des biri çakaL siz ne diyorsunuz ya?

des sende adres mevcut ister resmi ister gayriresmi her haLukarda bekLerim burdan bastın havanı geL yüzüme karşı bas

ÇakaL sende kimin köpeğiysen git onun bahçesinde havLa sana bir usLup gösteririm aLıpta gidemezsin


ben sizin gibi arkamı ocağa buzdolabına verip delikanlılık
yapmam ikra. sizin zaten malesef o çalışmayan kafanız
anca kavga dövüş tartışma dışında hiç çalışmıyor. sen ne
diyorsun asıl. sen git o köpeklerine söyle tasmanı taksınlar.
köpekler arası dayanışma vardır sizde biribrinize bile tasma
takmanız lazım sizin



yok hayır gelsem ne olacak ne geçecek eline. ciddi sölüyorum
uğraşma benimle. beni forumda olup reelden tanıyanlar bilir boşa laf sallamam.
damarıma basma.

ulan siz gelene kadar forumda böyle şeyler yoktu.
acaba sorun kimde soruyorum arkadaşlara.

iyilikle yaklaşıyoruz yine yaranamıoz.
her zaman tartışacaz anlaşılan.
 
أĸяα' Alıntı:
biri des biri çakaL siz ne diyorsunuz ya?

des sende adres mevcut ister resmi ister gayriresmi her haLukarda bekLerim burdan bastın havanı geL yüzüme karşı bas

ÇakaL sende kimin köpeğiysen git onun bahçesinde havLa sana bir usLup gösteririm aLıpta gidemezsin

senın varya domaltır köpek gibi uluturum o zaman görürsün kimin köpeğiyim
 
Kural yoksa biz de ona göre davranalım ikra denen şahısa??? Adminlerden cevap bekliyorum

Edit : İkra kendini Samsun'un sahibi zannediyor her yeni yetme Samsun genci gibi... Burada sesimizi çıkarmıyoruz bizi adam yerine koymuyor ikra bey ama gerçek hayatt acıdır. İnternete benzemez...
Şimdi çıkmak zorundayım konus bakalım arkamdan rahatca...
 
Aferin hepinize.
Çok büyük iş başardınız.
Ne için kavga ettiğinize bir bakın bakalım?
Bi anlık öfke ile birbirinize neler söylüyorsunuz.
Aslında bir masanın başına otursanız hepiniz aşağı yukarı aynı değerlere sahip olduğunuzu göreceksiniz.
Ama sanal ortam olunca böyle oluyor işte.
Hiçbirinize yakıştıramıyorum.
 
lazaslan' Alıntı:
Aferin hepinize.
Çok büyük iş başardınız.
Ne için kavga ettiğinize bir bakın bakalım?
Bi anlık öfke ile birbirinize neler söylüyorsunuz.
Aslında bir masanın başına otursanız hepiniz aşağı yukarı aynı değerlere sahip olduğunuzu göreceksiniz.
Ama sanal ortam olunca böyle oluyor işte.
Hiçbirinize yakıştıramıyorum.


demogoji yapma lazaslan. biranlık öfke değil
bu. insanlar insanlara nasıl yaklaşacağını bilmiyorlar.
iyi niyetle yaklaşıma onlar kendi bildiğini yapıyor.
bilip bilmeden yorum yapma lütfen.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Geri
Üst