Cİn,lerİn ÖzellİĞİ

medyum

New member
Katılım
6 May 2006
Mesajlar
720
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
64
Konum
istanbul
"CİNLER"in çok önemli birkaç özelliği vardır ki, bu hususlar konuyu dikkatle tetkik edenlerin asla gözünden kaçmaz.

1. CİNLER`de mantıksal bütünlük yoktur.
2. CİNLER`de büyüklük duygusu aşırı gelişmiştir.
3. CİNLER`de kendini kontrol mekanizması çok zayıftır.
4. CİNLER`de sürekli tekrarlar mevcuttur.

Hangi isim altında, dünyanın neresinde olursa olsun verdikleri tebliğlerde daima yukarıda saydığımız bu dört esası derhal müşâhede edebiliriz. Şimdi bu dört hususu açıklamaya çalışalım:

1-CİNLERDE mantıksal bütünlük yoktur, dedik. Eğer CİNLERDEN ya da kendi tanıtımlarına göre UZAYLILARDAN alınan tebliğler dikkatle tetkik edilecek olunursa, verilen konularda baştan sona mantıksal bir bütünlülük asla görülemez. Sürekli çelişkili beyânlar verilir. Bir yerde verilen beyân, bir başka yerde, ötekine ters düşer. Bunu kamufle etmek için de hemen bir yafta, bir kılıf sererler; "biz sizi düşündürmek, imtihan etmek, dikkatinizi ölçmek için bu çelişkileri koyuyoruz.’’ Oysa, sürekli çelişki içindedirler. Bunun sebebi de "zekâ"ca güçlü olmalarına karşılık "akıl" yönünden bir hayli ölçülü yapıya sahip olmalarıdır. Pratik "zekâ" ile o an için o konuya bir çözüm getirebilirler, ancak "akıl" son derece sınırlı olduğu için, o anda buldukları çözüm mutlaka bir süre evvel verdikleri tebliğlere; ya da, bir süre sonra verecekleri tebliğlere, son derece ters düşerek, büyük bir çelişki oluşturacaktır.

Bunun en büyük örneklerinden biri de kendi kutsal kitaplarındaki CİNLERİN varlığı konusudur. 86. sayfada "CİNLER yoktur" denilirken, 151. 152. 153. 204. ve 319 sayfalarda "RESMEN CİNLERİN VARLIĞI AÇIKLANMAKTA" ve bu konuda da hayli bilgi verilmektedir.

2-CİNLERDE büyüklük duygusu aşırı gelişmiştir. Burada bahsi geçen büyüklük, sadece duygusal büyüklük, gurur kibir anlamında olmayıp; birimsel ve boyutsal anlamdadır aynı zamanda. Bir yandan kendilerini yeryüzünün yöneticileri olarak gösterip insanları buna inandırmaya çalışırlarken; diğer yandan da birimsel ve boyutsal büyüklüklerle düşünceleri allak - bullak edip, çaresiz hâle getirme
çabaları içindedirler. İşte bu akıldışı büyüklük kavramlarına bir örne
"1- Galaksi salkımlarından Alemler

2- Alem salkımlarından kâinatlar

3- Kâinat salkımlarından evrenler

4- Evren salkımlarından ilâniheye Bizlerin sistemine göre 3 galaksi bir bütündür.

6 Galaksiye 1 Nova denir.

3 Nova - 18 Galaksidir.

18 Galaksi bir öz çekirdek olarak küçük bir (Evren Çekirdeği) oluşturur

18 Galaksi bütününe 1 Kozma denir.

1 Kozma küçük bir evren çekirdeğidir.

3 Kozma 3 evren çekirdeği oluşturur.

3 Evren çekirdeği 54 galaksidir.

54 Galaksi 1 galaksi salkımını oluşturur.

9 Galaksi salkımına bir evrensel koloni denir.

1 evrensel koloni 486 galaksiden oluşur.

486 Galaksi 27 Kozma`yı teşkil eder.

27 Kozma 1 evrensel koloni o da eşit 486 Galaksi olduğuna göre şimdi 18 evrensel koloniyi hesaplayın: 486 x 18 - 8748 galaksi. Buna 1 kozma birleşim merkezi denir. 18 Evrensel koloni - 8748 Galaksi 486 Kozma 27 Kozma birleşim merkezi 8748 x 27 - 236196 Galaksiden oluşur." CİNLER, kendilerinin insanlardan ne kadar üstün, büyük ve yüce olduklarına inandırmak için de bakın insanlarla aralarına kaç mertebe koyarlar. Aynı kitap aynı sayfa... "Yansıma odaklarının sizden bize hiyerarşik boyut sıralanışı şöyledir:

GÜNEŞ - IŞIK BOYUTU

IŞIK BOYUTU - RAB BOYUTU

RAB - IŞIK EVREN BOYUTU

IŞIK EVREN BOYUTU - RUHSAL PLAN BOYUTU

RUHSAL PLAN - ATOMİK BÜTÜN BOYUTU

ATOMİK BÜTÜN - REALİTE BOYUTU

REALİTE BOYUTU - KRİSTAL GÜRZÜN TÜM GÜCÜ. (SİSTEM) işte budur.
Not: Buradaki RAB tâbiri YARADAN için kullanılmıştır.
"MERKEZ"
Aynı kitabın 283. sayfasında gene bu türden ve daha başka yerlerinde gene benzer türden, öylesine atmaca, "Kabul edersen" hesabına dayalı büyüklükler anlatılmaktadır ki; normal şuur sahibi bir insanın bütün bunları kabûlü oldukça güçtür. Ya inananlar, diyeceksiniz..? CİNLERİN, kendilerini UZAYLILAR diye tanıtarak verdikleri tebliğlere inanan insanların çok çok büyük bir kısmının, temelde İslâm düşünce sistemi, Tasavvuf düşünce sistemi üzerine alt yapıları mevcut değildir. Bahsedilen konular üzerinde, Kur`ân`ın görüşü nedir, o konuda Allah Rasûlü ne demiştir, hiç haberleri yoktur. Normal şartlarda konuşula gelenin çok değişiği olarak, bu bilgilere rastlanınca, hâliyle inanmaktadırlar...
Üstelik...
CİNLER, bu kişilerin çoğunda halusinasyon türü, uzaylı - uzay gemili rüyalar veya uyanıklık halinde görülen imajlar da göstermektedirler ki, artık onlar için inanmaktan başkaca bir yol kalmamaktadır.[SIalıntı[/SIZE]
 
verdiğin bilgiler için saol sırf bu konu için deil bütün konularını okumaya çalışıyorum eline sağlık
 
korkuya taşındı, yeri hertelden deil ..
 
ewlh eline sağlık..!!
 
ben kucukken cok korkardım cinden :(
 
benden güçlü olmadıkları kesin...bilgiler için teşekkür....
 
Sağolasın bazılarını bilmiyordum.
 
İslam dinine göre, cinler ateşten yaratılmış ve melekler gibi gözle görülmeyen ruhani varlıklardır. İnsanlar gibi yerler, içerler, evlenirler ve çoğalırlar. Erkeklik ve dişilikleri vardır. Fani, yani ölümlüdürler. Fakat insanlardan daha uzun süre yaşadıklarına inanılır. Geleceği ve gaybı bilmezler. Ancak Allah'ın kendilerine bildirdiği kadar bilgiye sahiptirler. Fakat cinler, ruhani varlıklardan olduklarından, insanların görmediği ve bilmediği birçok olayları görür ve bilirler. Cinler de insanlar gibi belli işleri yapmakla sorumludurlar. İslam inancına göre İslam'ın son peygamberi Muhammed islamı cinlere de anlatmıştır. Bir kısmı kabul ederek müslüman olmuş, bir kısmı ise kabul etmemiştir. Cinlerin, kendileri istemedikleri takdirde, insanların duyu organlarıyla algılanamayacağına inanılır. Ayrıca çeşitli şekillere girebildiklerine, kuvvetli ve hızlı olduklarına inanılır

İslam'da cinler de Allah'a karşı sorumludur, İslam'a inanmak ve ibadet etmek zorundadırlar. Bu nedenle yaşamları sırasında yaptıklarının hesabını insanlar gibi vermek zorundadırlar. Böylece, İslam inancına göre, öldüklerinde, iyi işler yapan ve inanan cinler cennete, kötü işler yapan ve inanmayan cinler ise cehenneme gider.

Kuranı Kerim'de Cin Suresi dışında cinlerin bahsi geçen sureler: Zariyat. Hicr, İsra, Rahman, Kehf, Ahkaf, Enam, Neml, Sad, Saffat, Sebe, Fussılet, Secde, Araf, Nas.

Cin insan gibi akıl ve şuur sahibi bir çeşit mahluktur. Yalnız nasıl olduğunu bilemeyiz, varlığında şüphe yoktur. Çünkü Kur'an-ı Kerim, te'vil götürmeyen açık bir ifade ile onların varlığından, küfür ve imanlarından söz ediyor. Bu bir gerçektir, varlıklarını inkar etmek küfürdür.

Onlarla evlenme meselesine gelince, mümkün mü değil mi pek bilinmez. Onlarla evlenmekten söz eden, daha çok avamdır. Şimdiye kadar herhangi bir insanın cinlerle evlendiği sabit olmamıştır. Sorulduğu için bu mesele dile getirildi, yoksa üzerinde durmaya değmez ve onlarla evlenmek uzak bir ihtimal de olsa, fıkıh kitaplarımız onu ihmal etmemişler dile getirmemişlerdir; şöyle ki:

Bir insanın bir hayvan ile, cins ayrılığı olduğu için evlenmesi caiz olmadığı gibi cinni ile de evlenmesi caiz değildir (el-Fetava'l-Hadisiyye).


onların zamanı ve mekânı da bizimkinden ayrıdır. Meselâ kendi yıllarına göre yirmi yaşındaki bir cin bizim zamanımızla bin, hattâ binbeşyüz yıl öncesinden beri var olmuş olabilir. Meselâ Peygamberimizle görüşen cinin hâlâ yaşadığı söylenir. Yine bizim mekânımız, yani maddemiz onlar için boşluk hükmündedir. Onun için onların nüfûz edebilen, yani sizabilen ateşten yarâtıldıkları bildirilmiştir. (bk. er-Rahmân (55) 15)


Bazı kötü ruhlu insanların sihir konusunda cinlerden yararlandıkları doğrudur. Ancak bu, sanıldığı ve korkulduğu ölçüde değildir. Inancı güçlü insanlara cinlerin zarar veremeyeceği bir gerçektir. Zaten Kur'ân-ı Kerîm'de sihirle ugraşanlar için: "Allah'ın izni olmadan onlar kimseye zarar veremezler" (Bakara (2) 102) denir. Onların, çoğu zaman yalan söylediklerini de yine Kur'ân-ı Kerim'den öğreniyoruz. Bu sebeple piyasada cinlerle sihir yaptığını veya yapılanları etkisiz hale getirdığını söyleyenlerin çoğunun, aslında böyle birşeyle ilgisi yoktur. Cinlerle ilişki kurabilenleri, onların en fazla binde biri kadardır. Bunların çoğu da cinler tarafından kandırılmakta ve yanlış bilgi vermektedirler.

Zamanımızda cahil kesim insanları ve özellikle de kadınlar bu tür insanlara akın etmekte, onlara milyonlar akıtmakta ve onları bir kâhin sayıp, gaybı bilebileceklerine inanmaktadırlar. Halbuki, bunların hepsi büyük günahtır. Hattâ bazıları insanı küfre, yani dinden çıkmaya kadar götürür.

Ancak her nasılsa cinlerin etkileyebildiği bir takım insanlar ve cinleri etkileyip onların etkilerini zararsız hale getiren bir takım insanlar da yok değildir. Ama bu ikinciler yaptıkları karşılığında para almazlar ve bunun istismarını yapmazlar.

Şeytan da insanları sürekli Allah'a başkaldırmaya çağıran bir kötü ruhânîdir. En büyük özelliği, inatçılığı yüzünden Allah'ın dediğini yapmamasıdır.

Cinlerin de şeytanların da varlığını Kur'ân-ı Kerîm haber vermektedir. Bu yüzden onlara inanmamak da küfrü gerektirir. Çünkü özellikle cinlerden sözeden başlı başına bir cin sûresi dahi vardır. Artık onların varlığını mikrop gibi şeylerle açıklamak yanlış bir yoldur.

Şeytan, Allah'a rakip olabilecek bir güç değil, insanlardan kimin iyi, kimin kötüyü seçeceğinin belli olması için Allah tarafından yaratılıp, eylemlerine izin verilen bir varlıktır. Allah isteseydi onu yaratmayabilirdi. Ancak o zaman kötülüklerden kaçınmanın önemi kalmazdı.
 
Cinlerin bayhsettiğin özelliği olanlarının yanı sıra mslüman olanları da var.. genel olarak bir kötü kanı bırakmayalım kimselerin üstüne yamuluruz maazallah
 
Elİne SaĞlik

Elİne SaĞlik:clap:durdurun
 
emegıne saglık
 
Geri
Üst