64general1
New member
- Katılım
- 14 Haz 2007
- Mesajlar
- 1,720
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
“Ergenekon” adı verilen ve başlatılmasından bu yana 13 ay geçmesine karşın henüz yargı süreci başlamadığından yasal görünümlü ama hukuksal açıdan özürlü ve insan hakları açısından da bir karabasan olan “harekât” sayesinde bazı ezberlerin bozulduğuna, boyaların dökülüp foyaların ortaya çıktığına tanık olduk.
Özellikle “Sol” görünümlü “Ne gerekirse o olurum abi”lerin, insan hak ve özgürlüklerinin görünürde bayraktarlığını yapanların, siyasal liberalliği hiç kimseye bırakmayanların bu harekât karşısında aldıkları tavır, tuttukları alkış ve verdikleri destek çok net bir ölçek oldu içtenlikleri açısından. Bugüne dek devletin bireyi ezmesine, devletin bireye zulmetmesine, devletin bireyin en doğal insan haklarını çiğnemesine haklı olarak karşı çıkanların, devletin bireyin hizmetinde olması gerektiğinin sözcülüğünü yapanların, “devlet-birey” ikileminde önceliği bireye verenlerin “Ergenekon” olayında bütün bu savunduklarını unutarak insanların bir hukuk ve hatta bir kanun devletine bile değil, bir polis devletine yakışan usullerle gözaltına alınıp tutuklanmalarını alkışlamaları;
İki üç gün sonra salıverilecek gazete genel yayın yönetmenlerinin kelepçelenerek gözaltına alınmasını devletin -basına baskısı olarak görmek bir yana- bireye zulmü olarak görmemeleri, kınamamaları, İHE Bildirisinin 11. maddesinde de dile getirilen “bir insanın adil bir yargılanma ile suçu sabit oluncaya dek suçsuz olduğu” ilkesine karşın yapılan bireyleri suçlayıcı medya yayınlarına karşı çıkmak bir yana, o yayınları yapanlar ve destek verenlerin bizzat kendileri olmaları, bir kez daha gerçek yüzlerini görmemizi sağladı.
Döküldü boyalar, çıktı foyalar.
Bu yüzleri unutmayın...
Unutmayın ki yarın öbür gün tekrar “devlet ve birey” ilişkisinde atıp tutmaya başladıklarında yazdıklarını çizdiklerini önlerine koyun. Bugünkü Vatan’da haberleştirildiği üzere; Askeri savcılığın “Dağlıca baskını” ile ilgili belgeleri isteme yazısı üzerine (Ahmet Altan’ı gözaltına alması üzerine değil!) bunu “Genelkurmay’ın Taraf’a Baskın Planı” üst manşetiyle haber yapanların ikiyüzlülüklerini bir kenara not edin.
Yasalar karşı tarafa işletildiğinde o uygulamaların hukuka uygunluklarını sorgulamadan ve sorun etmeden manşetleriyle destek verenlerin, aynı yasalar kendilerinden sadece bazı belgeleri istediğinde bunu “Genelkurmay’ın Taraf’a baskın Planı” diyerek ve çarpıtarak yaygara koparmalarını yazın bir kenara.
Demokratlıklarının, insan hak ve özgürlüklerine, hukuka ve hukukun üstünlüğüne ilişkin tutumlarının ne olduğuna ilişkin gerçek kanıtlardır bunlar.
Gün gelir yüzlerine çarpmak için lazım olur. Yazın kenara...
Kemal ÖNCÜ
Özellikle “Sol” görünümlü “Ne gerekirse o olurum abi”lerin, insan hak ve özgürlüklerinin görünürde bayraktarlığını yapanların, siyasal liberalliği hiç kimseye bırakmayanların bu harekât karşısında aldıkları tavır, tuttukları alkış ve verdikleri destek çok net bir ölçek oldu içtenlikleri açısından. Bugüne dek devletin bireyi ezmesine, devletin bireye zulmetmesine, devletin bireyin en doğal insan haklarını çiğnemesine haklı olarak karşı çıkanların, devletin bireyin hizmetinde olması gerektiğinin sözcülüğünü yapanların, “devlet-birey” ikileminde önceliği bireye verenlerin “Ergenekon” olayında bütün bu savunduklarını unutarak insanların bir hukuk ve hatta bir kanun devletine bile değil, bir polis devletine yakışan usullerle gözaltına alınıp tutuklanmalarını alkışlamaları;
İki üç gün sonra salıverilecek gazete genel yayın yönetmenlerinin kelepçelenerek gözaltına alınmasını devletin -basına baskısı olarak görmek bir yana- bireye zulmü olarak görmemeleri, kınamamaları, İHE Bildirisinin 11. maddesinde de dile getirilen “bir insanın adil bir yargılanma ile suçu sabit oluncaya dek suçsuz olduğu” ilkesine karşın yapılan bireyleri suçlayıcı medya yayınlarına karşı çıkmak bir yana, o yayınları yapanlar ve destek verenlerin bizzat kendileri olmaları, bir kez daha gerçek yüzlerini görmemizi sağladı.
Döküldü boyalar, çıktı foyalar.
Bu yüzleri unutmayın...
Unutmayın ki yarın öbür gün tekrar “devlet ve birey” ilişkisinde atıp tutmaya başladıklarında yazdıklarını çizdiklerini önlerine koyun. Bugünkü Vatan’da haberleştirildiği üzere; Askeri savcılığın “Dağlıca baskını” ile ilgili belgeleri isteme yazısı üzerine (Ahmet Altan’ı gözaltına alması üzerine değil!) bunu “Genelkurmay’ın Taraf’a Baskın Planı” üst manşetiyle haber yapanların ikiyüzlülüklerini bir kenara not edin.
Yasalar karşı tarafa işletildiğinde o uygulamaların hukuka uygunluklarını sorgulamadan ve sorun etmeden manşetleriyle destek verenlerin, aynı yasalar kendilerinden sadece bazı belgeleri istediğinde bunu “Genelkurmay’ın Taraf’a baskın Planı” diyerek ve çarpıtarak yaygara koparmalarını yazın bir kenara.
Demokratlıklarının, insan hak ve özgürlüklerine, hukuka ve hukukun üstünlüğüne ilişkin tutumlarının ne olduğuna ilişkin gerçek kanıtlardır bunlar.
Gün gelir yüzlerine çarpmak için lazım olur. Yazın kenara...
Kemal ÖNCÜ