Demokratik Açılım [ Tek Başlık ]

son moda teröristi affederek güya! barıs saglamaya calıstıgını soyleyenler ve onları savunanlar oldu.

adaletten bahsedenler teröristleri AKlamayı adalet sanıyor olsa gerek.
 
mutluluk verici falan degil, sebebini de acıklıyım.

dagdan elini kolunu sallayarak iniyor.

ayaklarına kadar Türkice Cumhuriyetinin hakimi ,savcısı gidiyor. keyifleri bozulmasın diye sınıra gostermelik mahkeme kuruluyor.

gostermelik 2 soru soruluyor.

konvoylar esliginde kahraman gibi karsılanıyorlar.

meydanlarda konusma yapıyorlar.

ve hiç ceza almadan...

sence normal mi bu?

adamlar sorgulanmadı bile arkadasım?

o kadar daga cıkmıs pkkya katılmıs.yıllarca dagda kalmıs.

askere kursun sıkmış, Türkiye Cumhuriyeti'nin bölünmesi için çabalamış.

ve "kahraman" gibi karsılanıyor..

normal mi gercekten? icine sindirebiliyor musun bunu?

ceza almadılar diyorum, duyuyormusun acaba? terörist ceza almadı? bir sey ifade ediyor mu?

terör biticek diye korkuyorsunuz diyorsunuz daha dün havan topuyla saldırdılar 1 asker yaralandı. buna ne diyorsun? :001_huh:

terörün bitmesini herkes istiyor ancak teröristlerin "kahraman" gibi karsılandıgı , ceza almadıkları ve dogru duzgun sorgulanmadıkları bir ortamı aklı basında,bu vatanı seven hiç kimse icine sindiremez. zaten bu dediginiz olayın terörü bitirecegi falan da yok daha olayın ertesi gunu saldırdılar ve askerimiz yaralandı :glare:

ha bir de mesajında bazı kişiler hakkında bir sey soylemişsin ama onlar kendileri cevap vermekten kose bucak kacıp sonra bize camur atarlar kactınız diye=)

onlara sorulan sorular cevapsız kalır, 3 kelimelik dagarcıklarıyla seviyelerine yakısan cumleler kurarlar.hiç bir soruya cevap veremeyip "benim herseye vercek cevabım var" diye alakasız bir sey soylerler. hiç bir soruya cevap vermeden tüm sorulara cevap verdim diye hayal ederler üstüne birde yüzsüz gibi sizi suclarlar.kısacası hayal dünyalarında mutludurlar ve pkkyı alkıslarlar cunku onların fiyatı 2 paket makarna 3 kilo kömürdür.

Bak güzel kardeşim. Bu dağdan inen grup pişmanlık yasasından faydalanmak üzere ülkeye gelmiş olan ve hiç bir olaya karışmamış olan yani bir ayağı gitmiş ama diğer ayağı keşke gitmeseydim demiş olan teröristlerden oluşuyor. Bu adamı eğer ne olursan ol buraya geldiğinde seni asacağım diye getiremezsin. Gel seni sorgulayayım eğer bir suça karışmamışsan serbestsin dedin diye bu insanlar gönderildi. Bu teslim olma süreci bir süre devam edecek. Sonrasında Devlet son bir çağrı yapacak suçluysan gel suçunu çek diye ve suça karışmış olanların iki seçeneği olacak 1- Teslim olup cezasını çekecek. 2- Dağda yaşamaya devam edip birgün görüldüğünde asker kurşunu ile ölüp gidecek.

Tam 25 yıldır bildiğimiz yöntemi uyguladık. Silahlı mücadele. Ve sonuç ortada 40.000 şehit ve 700 milyar dolar harcama. Geldiğimiz nokta yine aynı. Değişen birşey yok. Birde silahsız mücadeleyi denemekte fayda var kanaatindeyim.

Başbakan taa başından beri söylüyor Demokratik açılım bir proje değil bir SÜREÇtir diye. Bu sürecin birçok safhası var. bunlardan sadece birkeçtanesi yürürlüğe girdi ve sonuçları yavaş yavaş çıplak gözle görülebiliyor. Mesela komşularla sıfır problem de bu teslim olma hadisesi gibi Demokratik açılımın bir parçası. Bekleyip gelişmeleri hep birlikte göreceğiz.

Bu arada Başbakan DTP'yi bu teslim olma olayını siyasi bir şov'a çevirmeme konusunda kınadı. Bugün Ahmet Türk'ün yaptığı açıklamada ; Türkiyenin her yerinden gelen yoğun tepkilere kulak vermezsek bu sürecin önünü tıkarız dedi. Yani yaptığı olayın yanlışlığının farkına vardılar. Bundan sonra daha dikkatli olacaklarını tahmin ediyorum.

Bu arada En kötüsünü düşünelim . Diyelim ki bu açılım ters tepki yaptı ve PKK tekrar azdı. Olabilir buda bir seçenek. Bizler ölmedik kardeş sen ölmedin , ben ölmedim. Belki 40.000 şehit verdik ama hala şehit olmak için sırada bekleyen onmilyonlarca Mehmetçik var. Korkayın bu ülke en zayıf zamanında ( I.Dünya Savaşı sonrası) bile kimseye yar olmadı. Bu saatten sonra yan bakanın gözleri oyulur bu konuda rahat olalım. saygılarımla.
 
TuğяuL;4717534' Alıntı:
New konular hep aynı artık birleştir şunları. Sende çok sık açtığın için mi birleştirmiyorsun. :=)

nerde kaldı senin tarafsız yönetimin . benzer konular daha önce tek başlık ta birleştirildi.

Ben sonuna kadar tarafsız bir yönetim sergilerim bundan hiç kimsenin zerre

bir şüphesi zaten yokta şimdi tarafsız yönetim ile konu birleştirmenin mantığı nedir : ) ?

Yani sana pm den de belirttim şu an için konuları birleştirmeye gerek görmüyorum ihtayaç duyulduğunda birleştirebiliriz bu çok önemli bir konu değil böyle şeylere fazla takılmayın siz girip yorumunuzu yapın saygı ve sevgi çerçevesinde tartışın bölümün tadını çıkartın iyi forumlar.
 
TuğяuL;4713621' Alıntı:
Bunların gerçek amacını ve niyeti dünde yazmıştım.

Bunlar terörün AKP döneminde bitmesinden se hiç bitmemesini isteyen ne idüğü belirsiz kişilerdir.

En büyük korkuları terörde AKP zamanında biterse bunlardan hiç kurtulamayız korkusu.

yoksa daha dün en azılı terör örgütü sol gruplara devrimci diyenler bu günlerde Türkeş

den daha hızlı milliyetcilik taslamaya başladı.Yakında birde Aya karşı topluca uluma

merasimleri dünlerlerse işte ozaman seyreyle ozaman komediyi.

keller sağırlar birbirlerini ağırlar:durdurun:durdurun:durdurun
 
Dağdan inenler maşa
Ama tabikide serbest bırakılmasının saunulcak bir tek tarafı yok
O çapulcuların serbest bırakılışı tamamen şerefsizliktir.

Ama dağa pkkyı çıkaran ve onları bitirmemek için ellerinden geleni yaptıkları mahkemece tespit edilmiş ergenekoncuların bırakılmasını istemek aynı derecede yanlıştır.

Yanlış başka bir yanlışla düzeltilmez.
 
Girip nasıl yorum yapacaz söylermiisn küfürden ve hakaretten geçilmiyıor.Ağzımızı açar açmaz hakaret yiyoruz.

bence de konular birleştirilsin yoksa serbest kürsüde sayfa tamamen benzer konularla dolup taşacak
 
bu sorunun cevabı belli bu memlekette teröristlerin üstüne aydın insanlardan daha çok titreniyor gözlerini açıp bunu dile getirebilecek akpli var mı?
 
Pkklı Hainler Parti Kuracak

kvx10ateslim_olan_pkklilar.jpg


"DTP yakında kapanacak, dağdan inenler geniş tabanlı bir parti kuracak!" Tüm bunları söyleyen komplocuların piri Mahir Kaynak!

Eski istihbaratçı Mahir Kaynak, PKK'lıların teslim olmasıyla ilgili 'İşi etnik çatışma çıkarmak için kullanan DTP, yakında kapatılır. Gelenler CHP'nin yerine oynayacak yeni bir sol parti kuracak' dedi


Abdullah Öcalan'ın isteğiyle PKK'lıların teslim olması ne anlama geliyor? DTP, bunu provakasyon olarak kullanıyor mu? Sürecin sonunda ne görünüyor? Merak edilen soruları eski istihbaratçı Mahir Kaynakdeğerlendirdi.


KAZANMADILAR! PKK BİTECEK!


Akşam'ın haberine göre; Habur Sınır Kapısı'nda PKK'lılar için yapılan karşılama töreninin 'DTP'nin şovu' şeklinde değerlendirilmesiyle ilgili Kaynak, 'Bazılarında, PKK'lıların başarı kazandığı şeklinde intiba oldu. Bu kesinlikle doğru değil. Bir taraf bütün faaliyetlerini tasfiye ediyor. Şimdi kim kazandı bu işte? Ama ötekiler de görüntüyü kurtarıyorlar. PKK bitecektir, öyle gözüküyor' dedi.


DTP KAPANACAK, DAĞDAN İNENLER YENİ PARTİ KURACAK!


Kaynak bu sürecin sonunda, dağdan inenlerin yeni bir siyasi oluşum başlatacağını ve şimdi 'Şov yaptığı' söylenen DTP'nin yerine sol eğilimli yeni bir parti kurulabileceğini söyledi. Kaynak, sözlerine şöyle devam etti:


'Bu siyasi hareket, DTP'den farklı olacak. Önümüzdeki günlerde DTP'nin kapatılma olasılığı var. Yeni bir siyasi oluşuma gidilirken, DTP hakkında kapatma kararı verilirse şaşırmam. Yeni kurulacak partinin tabanı DTP'ye göre daha geniş olur. DTP'de egemen sınıf, PKK'yı hasım olarak görüyor. Bu hasmı kontrol etmek için etnik çatışmayı tahrik ediyor. Yeni partinin, PKK eğilimine sahip insanların kuracağı sol bir parti olacağını zannediyorum. Kurulacak yeni parti etnik veya sınıf temeline dayalı olmayacak. CHP'nin yerine oynayacak bir parti olacak. Etnik temeli tercih edenler Kürtlerin egemen sınıfları. Varlıklarını böyle koruyacaklarını düşünüyorlar.'


TEZKERE SADECE PKK İÇİN DEĞİL


Sınır ötesi operasyon için çıkarılan tezkere konusunda da farklı bir yaklaşım getiren Kaynak, 'Biz hepimiz PKK'ya yönelik operasyon olarak düşünüyoruz. Ya orada bir Arap - Kürt çatışması çıkarsa. Böyle bir tezkereye ihtiyaç yok mu o zaman?' dedi.

DAĞDAN İNENLER PARTİ KURACAK!

 
Cumhuriyet kuruldu kurulalı bu kadar kötü bir tablo yaşanmamıştı. Dağdan inerek gelene af çıktığına göre adadan yüzerek gelene de af yakındır . E partı baskansız olmaz .. !! onuda affederler yakında . adım gıbı eminim ..
 
Peygamber Tayyip AKP dini ni kurdu.
AKP dinine inanmayanlar cennete gidemeyecekler.

akp ye oy vermeyenler patates dinindendir gibi birde slogan bulurlar, zaten olur olmadık yerde o kafir bu münafık şu dinsiz damgası yapıştırıyorlar.
 
akp ye oy vermeyenler patates dinindendir gibi birde slogan bulurlar, zaten olur olmadık yerde o kafir bu münafık şu dinsiz damgası yapıştırıyorlar.



Olur olmadık yerde şuna kafir buna münafık damgası vurulduğuna dahil 5 adet somut örnek ver.

Yoksa kendine Cahil fikir beyan etmekten aciz iftiracı Müfteri damgasını sen kendi ellerinle vurmuş olacaksın
 
Olur olmadık yerde şuna kafir buna münafık damgası vurulduğuna dahil 5 adet somut örnek ver.

Yoksa kendine Cahil fikir beyan etmekten aciz iftiracı Müfteri damgasını sen kendi ellerinle vurmuş olacaksın


Mhp ye şamanist Chp ye dinsiz diyenlerin kim olduğunu sanıyorsun?

Dini siyasete alet edenlerin kim olduğunu sanıyorsun?

aç bir akp şakşakçısı üzmezci fetulahçı gazete oku dinsiz chp ile şamanist mhp ve müslüman akp nin haberlerini oku...
 
ŞEhitlerin Kanı Yerde Kalmaz Allah onu Cennetinin En güzel yerinde Ağırlar ama Bu Yapılan Haksızlık Bizim şehitlerimizi öldüren şerefsizleri Kahramanca Ağırlayan o.....ları DPT lilerin ve Bu Hainleri Besleyenlerin Allah belasını Versin . İnşallah şehitlerimizin kanı yerde kalmaz Alayını Yakacaksın bunların :durdurun
 
Konuyu nerelerden alıp nerelere götüren cahil cühela ile. Hayatında el tokadı yemediğinden kendi yumruğunu balyoz sanan korkaklarla. Yorumlara yazacak cevap bulamayınca insanların dinine peygamberine saldıran zavallılarla böylesi ciddi konular tartışılmaz. Varsa efendice yorum yazcak delikanlı oturup adam gibi tartışırız. Bu süreci neden desteklediğimi adam gibi anlatırım. Sende çıkarsın gördüğün yanlışları anlatırsın. Medeni olmak budur. Varsa böylesi buyrun yazışalım. Karşıdakini tahrik etmek kalleşliktir , biçareliktir. Bilgi dağarcığına güvenemeyen bilgisizlerin işidir. Konuyla alakası olmayanlardan özür dilerim.
 
Amerikanın pisikolojik savaş veren mangaları olduğuna dikkatinizi çekmek istiyorum.

Parayla eğitimle mankurtlaştırdığı ajanlar iç siyasetimizde çok aktifler bu ajanların yetiştiği okullardan nur yağdığı varsayılıyor......

kesinlikle katılıyorum çünkü insan bu kadar hain olamaz eğer oluyosada bizler hainliğin yeni bir boyutuna tanık oluyoruz yaşadığımız çağda
 
Kürtler neden dağa çıkıyorlar?


Son günlerde bu soru dilden dile dolaşıyor. Aslında soru son 25 yıldır vardı. Ancak hiçbir zaman bu kadar popüler olmamıştı. Bu durumu Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'a borçluyuz. Başbuğ, Genelkurmay başkanı koltuğuna oturmasına sayılı günler kala, 'Dağa çıkışları durdurmamız lazım' deyince medya leşgerlerinin oluşturduğu koro hep bir ağızdan 'Paşamız çok haklı' diye haykırıverdiler. Ancak dikkati çeken bir durum var ortada. Medyaya çıkan kanaat önderleri, 'paşaya selam' seremonisinden sonra sözlerini hep 'dağa çıkışları durdurmamız lazım' diyerek bitiriyorlar. İlginç ama gariptir... Ne dağa çıkışların sosyo-kültürel zeminini ne de dağı çekim haline getiren siyasal-politik atmosferi irdeliyorlar. Kanaatimizce bu durumu iki sebep doğurmaktadır. Ya kalem erbapları, kelam ustaları işi deştikçe batacaklarını düşünüyorlar... Ya da söyleyecek sözleri, edecek kelamları bulunmuyor. Öyle ya Boğaz'da viski yudumlayan bir 'kanaat önderi' nereden bilebilir ki 'yoksul ve asabi' Kürdün neden dağa çıktığını? Mademki konu gündemde, madem ki herkes dağa çıkışların durdurulmasından dem vuruyor, öyleyse bu konu üzerinde durmak 'dinen caiz' hale gelmiştir. Çünkü Kürt sorununda 'hakikati ifşa edecek sırrın' dağa çıkışlarda olduğunu düşünüyoruz.

Konuya bir soru sorarak başlayalım. Madem ki her şeyi özgürce tartışacağız değil mi? Soru şu: Bir Kürt genci dağa çıkmaya nasıl karar vermektedir? Amacımız yanıtsız sorular sormak değil. Bir Kürt genci dağa 'bilinç' oluşturduktan sonra çıkmaktadır. O zaman soru sormaya devam edelim: O bilinci doğuran hangi faktörlerdir? Bize göre iki faktördür.

1) Haksızlığa uğramışlığın yarattığı travma,

2) Haklı olduğuna dair geliştirdiği sezgi.

Birinci faktörü sosyo-kültürel ve siyasi şartlar ile tarihsel algılar belirlemektedir. Yani daha çok 'etkilenme' durumu belirleyici olmaktadır. Örneğin Dersimli gençlerin dağa çıkışlarında daha çok bir travma olarak anlatılan Dersim 38 Katliamı'nın hatıraları etkili olmaktadır. İkinci faktör (haklı olduğu inancı) ise, dağa çıkacak potansiyel adaylarda orda olması gerektiğine dair tasavvura sebep olmaktadır. Kuşkusuz dağ bilincinin oluşturulmasında yoksulluk, feodal değer yargılarının yarattığı baskı, kentleşmeye bağlı olarak yaşanan anomi (değerlerde aşınma, kültürel şok vs) gibi faktörler de etkili olmaktadır. Ancak biz bu faktörlerin iki temel faktörü besleyen destekleyici manivelalar olduğunu, başat değil tali vasatlar olduğunu düşünmekteyiz.

Sorularımızı sürdürelim. Her haklı olduğuna dair sezgi geliştiren, haksızlığın travmasına maruz kalan insan dağa gitmediğine göre dağa gideni diğerlerinden ayrı kılan nedir? Soruya dört seçenekli yanıt, hakikati aydınlatacaktır. Bir, taraf tutma tutumu. Yani taraflar arasında taraf olunarak mücadeleye müdahil olma arzusu. İki, kendisiyle aynı ideali paylaşanlarla (haksızlığa uğrayan ve haklı olduğuna inananlar kümesi) özdeşleşme, böylece hayatını anlamlı kılma isteği. Üç, dağın kendisine kazandıracağı statüyü edinme arzusu. Üçüncü seçeneği biraz daha açalım. Dağ bilinci oluşturan Kürt genci açısından 'dağ', 'kendisini onurlandıran, toplum içinde önemli ve değerli kılan' bir sosyal statü paylaşımıdır. Cenazelere katılan kalabalık kitlelerin haykırdığı sloganlar, yöresinin önemli ve etkili kişilerinin cenazelere giderek acıyı paylaşma edimleri bu algısının daha da pekişmesine neden olmaktadır. Bu üçüncü seçenek aynı zamanda toplumsal ekonun 'dağa çıkış'ın şifrelenmiş zihniyet kodudur. Dört, etkili sonuçlar doğuran dağdaki mücadelenin başarılı olacağı yönünde yarattığı çekim hali.

Can alıcı bir soru daha soralım. Öyle ya Türkiye dağa çıkışları konuşmuyor mu? O zaman sansürsüz, korkusuz düşünmekte yarar var. Dağa çıkışlar nasıl bir demografik seyir izledi? 1978-1984 arası katılımlar daha çok üniversiteli gençliğe dayalı olarak gelişti. 1984 sonrası ağırlıklı olarak köylü gençlik dağlara akın etti. 1988-1999 yılları arasında tıpkı ilk periyotta olduğu gibi yine ağırlıklı olarak üniversiteli gençlik yönünü dağlara çevirdi. Ancak köylü gençlik de azımsanmayacak oranı oluşturdu. 1999-2005 yılları arası daha çok kozmopolitik bir toplumsal yapı dağlara çıktı. Her kesimden, her sınıftan, her eğitim durumundan bireyler eşit ağırlıklı olarak dağlı oldu. Burada duralım ve bir soru daha soralım. Dağa çıkışlar sürüyor mu? Başbuğ isyan ettiğine göre, sürüyor. O halde hangi yaş kategorileri ve demografik gruplar dağa çıkmaktadır?

Sorunun birinci kısmından başlayalım. Daha çok 18-20 yaş arası gençler dağa çıkmaktadır. Peki ama niye? Önce insanın yapacağı tercihlerde etkili bir vasat olan kişiliğe dair bazı tespitler yapalım. Süreklilik kazanmış davranış olarak tanımlayabileceğimiz kişilik, 0 ila 7 yaş arasında şekillenmektedir. Dolayısıyla şu an dağa çıkanların kişiliklerinin şekillendiği yıllar 1988 ila 1997 arasına tekabül etmektedir. Peki o yıllarda neler oldu? Binlerce faili meçhul cinayet, binlerce köylerin boşaltılması, ağır işkence vakaları, savaşın en çatışmalı hali... değil mi? O zaman şu an dağa çıkan yeni kuşağı kişiliği çatışmalı ortamda oluşan savaş kuşağı olarak tanımlamak olası. Bu meselenin bir yönü. Diğer yönü bu gençler savaşın yarattığı mağduriyeti içeren anlatılarla büyüdüler. Büyüklerinden köylerinin nasıl boşaltıldığını, kendilerine nasıl işkence yapıldığını, çatışmalı ortamın nasıl geliştiğini dinleyerek öfkelendiler. Şimdi bu kuşağın neden dağa çıktığı daha anlaşılır bir hale geldi mi? Demek ki dağa çıkışın 'anlamlı ve anlaşılır' bir arka zemini varmış.

Şimdi sorumuzun ikinci bölümünü yanıtlayalım. Dağa çıkanların yüzde 70'i yoksul aile çocuklarıdır. Ancak yoksulluk farkındalığı zannedildiği gibi temel belirleyici parametre değildir. Bunu unutmayalım. Daha da çarpıcı olanı dağa çıkanların ağırlıklı bir kesimini lise mezunlarının oluşturmasıdır. Demek ki neymiş, 'cehalet' dağa çıkışlarda etkili bir faktör değilmiş. Konuyla ilgili bazı veriler daha verelim. Ancak vereceğimiz verilerin bir saha araştırması sonucunu yansıtmadığını, yıllardır sorunu yakından izleyen bir gazetecinin toplum içinde yürüttüğü gözlemden edindiği sonuçlar olduğunu özellikle vurgulayalım. Gözlem ve kanaatlerimize göre, dağa çıkanların yüzde 50'sini lise mezunları, yüzde 30'unu ilkokul mezunları, yüzde 20'isini üniversite mezunları oluşturmaktadır. Tabi bu veriler Türkiye için geçerlidir.

Şimdi en can alıcı soruyu soralım. Dağa çıkışlarda PKK'nin yürüttüğü cephe faaliyetleri mi daha çok etkili olmaktadır yoksa kendiliğinden çıkışlar mı? Siz sormadınız ama biz sormakta bir sakınca görmedik. Yanıtı merak ediyorsunuz değil mi? O zaman sözü fazla uzatmadan söyleyelim. PKK'nin cephe faaliyetlerinden ziyade kendiliğinden çıkışlar daha etkilidir. Sizi daha da şaşırtacak diğer gözlemlerimizi de paylaşalım. Türkiye'nin batısından dağa gidenlerin sayısı Bölge illerinden dağa gidenlerin sayısından daha az değildir. Daha da şaşırtacak bir veri daha verelim. AKP'nin belediye kazandığı illerde dağa çıkışlarda büyük bir artış yaşanmaktadır.

Sözün özü şudur: Mademki siz bu tartışmayı başlattınız. Biz de kafalarınızdaki şablonları değil gerçek verileri tartışmanız için bu gözlemlerimiz belki sizde ufuk açar, belki sizi hidayete erdirir diye düşündük. Evet dağa çıkışları tartışalım. Bizce sorunun çözümüne katkısı da olur. Çünkü dağa çıkışlar kadar Kürt sorununu daha özlü, daha çarpıcı anlatacak bir 'anlatının' bulunamayacağı kanaatindeyiz. Çünkü o alanın kendisi PKK'nin komplo teorileriyle değil, toplumsallıkla açıklanacağının en özlü ifadesidir.

CENGİZ KORKMAZ
 
eleştirel, görüşü olmayan, inanç belirler gibi parti tutan, herhangi bir konuyla ilgili görüş bildirmek yerine,

başkasının görüşlerinin taraftarlığını yapmayı marifet sayan, sürü pisikolojisinden kurtulamamış,

insanlardan, elbetteki kendisi gibi olmayanı anlamasını beklemek saflık olur.

başkalarının belleğiyle olayları anlamaya çalışan, birilerinin özetleriyle konuları çözmeye çalışan insanlara,

''senin fikrin ne.? neden?'' diye sorsanız . kendince yapacağı en mantıklı iş başkasını fikrini gelip buraya yazmak olacaktır.

o bakımdan hangi görüşü savunursa savunsun, bu kendi fikri ve düşüncesi olmayan, sanal insanlarla tartışmak, bir nebzede olsa gülümsemenin, ötesinde insana birşey kazandırmayacağı gibi boşa vakit kaybından öteye geçmez.

bu mesajın konuyla ilgisi yok.

konuya mesaj atan kimilerinin, ne bu konuyla nede ilgili diğer konularla hiç alakası yok.
 
APO ile Anlaşmışlar, Genel Af Uygulamaya Girdi

aytun.jpg


Şimdi Temmuz 2009’da yazdığım “Abdullah Öcalan 5 Yıl Sonra DTP Genel Başkanı” başlıklı yazımı hatırlayalım:


Telefonumun diğer ucunda ünlü bir gazeteci vardı.


Sarsıcı şeyler anlatıyordu.


İznini alarak özetliyorum:


Hükümet Kürt açılımı konusunda “taviz yok, Muhattap yok” derken, aslında uzun bir zamandır ve sessiz bir şekilde PKK ile görüşmeler yaptığı belirtiliyor.


Bir yıldır üzerinde durulan projeye göre; dağdaki Türkiyeli PKK’lılar Türkiye’ye dönerken herhangi bir takibata uğramayacak, bunlara çeşitli rehabilitasyon programlarıyla sivil hayata uyumları sağlanacak.


(Bunlar) silahlarını ABD gözetiminde,Kürt yetkililere teslim ederek Türkiye’ye giriş yapacaklardır.


Irak’ta kalmak isteyenler kalacak.


5 yıllık bir süre için Norveç’te ikamet edecek olan PKK yöneticileri, bu süre sonunda herhangi bir sorun yaratmazlarsa Türkiye’ye dönebilecekler.


PKK içerisindeki İran, Irak, Suriye ve Ermenistanlı Kürtlerin, daha önce PKK’nın İran kolu PJAK içerinde yer alması hedefleniyordu ancak Obama’nın politika değişikliğiyle birlikte PJAK’ın da tasfiyesi gündeme geldi.


Murat Karayılan’ın örgütün internet sitesindeki açıklamaları bu politika değişikliğinin PKK tarafından da benimsendiğini gösterdi.

***

Projeye göre 5 yıl sonra çatışmasızlık ortamının verdiği sükunet ortamıyla, İmralı’da yatmakta olan Abdullah Öcalan’ın da serbest bırakılacağı belirtiliyor.


Bu anlamda Bölgede; projenin başarıya ulaşması için Erdoğan’ın Güneydoğu’da DTP’nin karşısına güçlü adaylar çıkartmayarak, PKK’ya siyasi alanda mücadele edilebileceğini gösterdiği konuşuluyor.

***
Projeye PKK içerisinde de karşı çıkan gruplar var.


Özellikle Geçtiğimiz günlerde Amanos dağlarından kent merkezine inip eylem yapmaya çalışan 3 kişilik grubun etkisiz hale getirilmesi, Beytüşşebap ilçesinde 2 DTP’linin öldürülmesi gibi eylemlerin provokatif amaçlı eylemler olduğu belirtiliyor.


Proje’nin PKK yönüyle başarılı olabilmesi için örgütte para kaynaklarını elinde bulunduran güçler ikna edildi.


Siyasallaşma Projesine karşı çıkan özellikle silahlı kanat sorumlusu Bahoz Erdal kod isimli Suriyeli Fehman Hüseyin ve ekibinin tasfiyesi zor bir süreçle tamamlandı.


Bu amaçla örgüt içi çatışmaların da yaşandığı biliniyor.

***

Temmuz’daki yazım böyleydi işte!


Yazıyı yazarken aldığım habere göre de Kandil’den de sekiz kişi geliyor.


Yazdığım herşey nasıl ki o zaman yalanlanmadıysa, şimdi doğrulanıyor.


APO’nun talimatı ile PKK’lı guruplar dün teslim oldu.


Teslim olan bu guruplar aldığım bilgilere göre poliste hemen serbest kalacaklar.


Sonra büyük gösterilerle Güneydoğu’yu gezecekler.


Ama olup bitenden muhalefetin haberi yok.


Açılım telkin edildiği gibi yürüyor.


Tek eksiği törenlere Başbakan ve Genelkurmay Başkanı’nında katılmamış olması!


Kaynak
 
Çankayaya bile çıktılar, Meclis ne kelime...
 
Geri
Üst