64general1
New member
- Katılım
- 14 Haz 2007
- Mesajlar
- 1,720
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
İŞTE HİLTON GERÇEGİ.
Keseceğiz dediği hortumu yandaş iş adamı havuzuna bağladı! Tek başarısı, hortumculuğun yerine dişlemeyi getirmek. Buradan zafer çıkartmaya çalışıyor.
Duvara dayandı.
Hilton’u kalkan yaptı.
Hilton’un duvarıyla, bahçesiyle, ağacıyla, havuzu, saunasıyla ve yeşil alanıyla kendisini savunacağını zannediyor. En iyi savunma saldırıdır yapıyor.
Savunamaz.
Hilton’un satışı lekedir.
Defodur, sinsiliktir.
Dalavera doludur.
Hilton’u devlet şirketinin elinden alıp satılığa çıkartan Özelleştirme İdaresi, aynı arsa içinde ek binalar yapılabileceğini ancak bunun için “gerekli imar değişikliğinin Hilton’u alacaklar tarafından talep edilmesinin uygun görüldüğünü” açıklamıştı.
Bu açıklama yapıldı.
Başbakan, Tayyip Erdoğan’dı.
Hilton’un satılabilmesi için “Başbakan’ın onay vermesi” gerekiyordu, onay verdi. Onay verdiğine göre Özelleştirme İdaresi tarafından öngörülen “Hilton’u alacak olanın, arazisi üzerinde ek bina yapacaksa imar değişikliği talebinde bulunabilmesi imkânının da Hilton ile birlikte satılığa çıkarıldığını” bilir.
Biliyordu.
Bilmemesi mümkün değil.
***
Hilton, bu haliyle 255.5 milyon dolar edecek bir otel değildi. Onu alan, bahçesine ek binalar yapma imkânını da satın alırsa ancak bu parayı verebilirdi.
Bu biliniyordu.
Şimdi sıkı durun.
Belgesini açıklıyorum.
Hürriyet Gazetesi yazarı Ege Cansen, 10 Ağustos 2005 tarihinde (Hilton satılmadan bir-iki hafta önce) “Hilton’u satacakları uyaran” bir yazı yazdı.
Yazıda şöyle diyordu:
“(...) ihaleyi yapacak ilgilileri uyarmak istiyorum. Bu otel binasını ve arsasını alacak olanların verecekleri ’çok yüksek bir fiyatın’gerekçesi o emsalsiz arazi parçasının ’imar durumunu’değiştirmek olabilir. İhalenin adil bir şekilde yapılabilmesi ve maksimum fiyatın oluşması için arsanın ’yeni imar durumunun’şimdiden belirlenmesi ve tüm teklif sahiplerinin bunu önceden bilmesi gerekir. Bina ve arsası satıldıktan sonra, imar durumu değiştirilerek oluşacak ve asılda kamuya ait bir rantın özel bir kişiye transfer edilmemesi için bu şarttır...”
***
Ege Cansen yazmış.
Uyarmış. Dikkat çekmiş.
Hilton’u satıyorsunuz, bunun imar durumunu netleştirin, doğacak şehir rantı kamuya kalsın. Veya satış sözleşmesinin altına bir madde koyun: Hilton’u alan arsasının imar durumunun değiştirirse doğacak rant Hazine’ye devredilir diye yazın.
Bunu yapmamışlar.
Sinsiliğe sarılmışlar.
Hilton’u satın alan nasıl olsa bize imar durumu için gelecek. Biz ona “elimizi öptürür” dediğimizi yaptırırız, “arsa dişleme modelini ona da uygularız” diye düşünmüşler.
Düşünmemişlerdir diyemem.
Kimse diyemez.
5 yıldır hem büyük kentlerin hem de Ankara’nın yönetimindeler. Kentlerde imar durumu değişiklikleriyle büyük şehir rantlarının doğduğunu en iyi onlar biliyor. İmar durumu değişikliğinden doğacak rantlar devlete aktarılır diye bir yasa çıkarmayı düşünmediler.
Fener ışığında Müslüman parası soyuluyor.
Hilton’u kalkan yapıyor.
Hilton’u satarken biliyordu.
Duvara dayandı.
Necati Doğru
http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?Newsid=198796
Keseceğiz dediği hortumu yandaş iş adamı havuzuna bağladı! Tek başarısı, hortumculuğun yerine dişlemeyi getirmek. Buradan zafer çıkartmaya çalışıyor.
Duvara dayandı.
Hilton’u kalkan yaptı.
Hilton’un duvarıyla, bahçesiyle, ağacıyla, havuzu, saunasıyla ve yeşil alanıyla kendisini savunacağını zannediyor. En iyi savunma saldırıdır yapıyor.
Savunamaz.
Hilton’un satışı lekedir.
Defodur, sinsiliktir.
Dalavera doludur.
Hilton’u devlet şirketinin elinden alıp satılığa çıkartan Özelleştirme İdaresi, aynı arsa içinde ek binalar yapılabileceğini ancak bunun için “gerekli imar değişikliğinin Hilton’u alacaklar tarafından talep edilmesinin uygun görüldüğünü” açıklamıştı.
Bu açıklama yapıldı.
Başbakan, Tayyip Erdoğan’dı.
Hilton’un satılabilmesi için “Başbakan’ın onay vermesi” gerekiyordu, onay verdi. Onay verdiğine göre Özelleştirme İdaresi tarafından öngörülen “Hilton’u alacak olanın, arazisi üzerinde ek bina yapacaksa imar değişikliği talebinde bulunabilmesi imkânının da Hilton ile birlikte satılığa çıkarıldığını” bilir.
Biliyordu.
Bilmemesi mümkün değil.
***
Hilton, bu haliyle 255.5 milyon dolar edecek bir otel değildi. Onu alan, bahçesine ek binalar yapma imkânını da satın alırsa ancak bu parayı verebilirdi.
Bu biliniyordu.
Şimdi sıkı durun.
Belgesini açıklıyorum.
Hürriyet Gazetesi yazarı Ege Cansen, 10 Ağustos 2005 tarihinde (Hilton satılmadan bir-iki hafta önce) “Hilton’u satacakları uyaran” bir yazı yazdı.
Yazıda şöyle diyordu:
“(...) ihaleyi yapacak ilgilileri uyarmak istiyorum. Bu otel binasını ve arsasını alacak olanların verecekleri ’çok yüksek bir fiyatın’gerekçesi o emsalsiz arazi parçasının ’imar durumunu’değiştirmek olabilir. İhalenin adil bir şekilde yapılabilmesi ve maksimum fiyatın oluşması için arsanın ’yeni imar durumunun’şimdiden belirlenmesi ve tüm teklif sahiplerinin bunu önceden bilmesi gerekir. Bina ve arsası satıldıktan sonra, imar durumu değiştirilerek oluşacak ve asılda kamuya ait bir rantın özel bir kişiye transfer edilmemesi için bu şarttır...”
***
Ege Cansen yazmış.
Uyarmış. Dikkat çekmiş.
Hilton’u satıyorsunuz, bunun imar durumunu netleştirin, doğacak şehir rantı kamuya kalsın. Veya satış sözleşmesinin altına bir madde koyun: Hilton’u alan arsasının imar durumunun değiştirirse doğacak rant Hazine’ye devredilir diye yazın.
Bunu yapmamışlar.
Sinsiliğe sarılmışlar.
Hilton’u satın alan nasıl olsa bize imar durumu için gelecek. Biz ona “elimizi öptürür” dediğimizi yaptırırız, “arsa dişleme modelini ona da uygularız” diye düşünmüşler.
Düşünmemişlerdir diyemem.
Kimse diyemez.
5 yıldır hem büyük kentlerin hem de Ankara’nın yönetimindeler. Kentlerde imar durumu değişiklikleriyle büyük şehir rantlarının doğduğunu en iyi onlar biliyor. İmar durumu değişikliğinden doğacak rantlar devlete aktarılır diye bir yasa çıkarmayı düşünmediler.
Fener ışığında Müslüman parası soyuluyor.
Hilton’u kalkan yapıyor.
Hilton’u satarken biliyordu.
Duvara dayandı.
Necati Doğru
http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?Newsid=198796