B- EDİNİLMİŞ MALLARA KATILMA
4721 sayılı yasayla kanuni mal rejimi, edinilmiş mallara katılma rejimi olarak kabul edildi. Eski rejimin-mal ayrılığı- adil olmayan sonuçlar doğurması nedeniyle ve İsviçre Medeni Kanunundaki değişiklik nazara alınarak bu değişiklik yapıldı. Kanunun 219 maddesinde, edinilmiş malların ne olduğunun tanımı yapılarak bentler halinde sayılmıştır.
Her şeyden önce bu rejim, sanıldığı gibi, eşlerin tüm mallarının bölüşülmesini öngören bir rejim değildir.
Edinilmiş mallara katılma rejiminde, eşlerin EVLİLİK SÜRESİNCE EDİNDİKLERİ mallara katılım söz konusudur. Eşlerin evlilik sırasında gerek bekar iken gerek önceki evliliklerinden edindikleri mallarda diğer eşin hiçbir hakkı mevcut değildir. Örneğin, on yıllık evliliğine son veren bir kişinin yaptığı yeni evlilikte, on yıllık evlilik süresince edindiği ve getirdiği mallarda yeni evlilikteki diğer eşin hiçbir hakkı mevcut değildir. Edinilmiş mallara katılma rejiminde, evlilik süresince kural olarak emek karşılığında edinilen mallara katılma söz konusudur[3].
O halde edinilmiş mallara katılma rejiminin hareket noktasını, eşlerin evlilik süresince emek karşılığı edindiği mallarda bölüşüm olup, bir eşin emek karşılığında edindiği malda, ister ev işlerinde, ister ücret karşılığında bir meslekte çalışan diğer eşin de katkısının bulunması mantığı oluşturmaktadır.
Bu açıklamamıza göre edinilmiş mallara katılma rejiminde, eşlerin evlilik süresince emek karşılığı olmadan, emeksiz olarak edindiği mallara katılım söz konusu değildir. Nitekim kanunun 219.maddesinde “Edinilmiş mallar” sayılmış ve bu gruba nelerin girdiği beş bent halinde sayılmıştır.
Mal rejimi tasfiye edildiğinde sadece “edinilmiş mallar” eşler arasında yarı yarıya “eşit olarak” paylaştırılır.
'Edinilmiş mallar;
-Çalışma karşılığında kazanılan mallar (maaş);
-Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurumu veya sandık tarafından yapılan ödemeler (ör:emekli maaş, kıdem tazminatları);
-Çalışma gücünün kaybı sebebiyle kendisine ödenilen tazminatlar,
-Kişisel malların geliri (kira, faiz gelirleri gibi),
-Edinilmiş malların yerine geçen değerler olarak sıralanıyor[4].
Bir eşin bütün malları aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir. Görüldüğü gibi, hangi malın edinilmiş hangi malın kişisel mal olduğu oldukça karışıktır ve iç içe geçmiştir. Dolayısıyla, boşanma durumunda bu malların eşler arasında tasfiyesi bir çok problemi de beraberinde getirecektir. Örneğin: miras yoluyla kendisine oldukça eski bir ev kalan kadın, eşinin emekli maaşı ile evin içini yaptırmışlarsa, boşanma durumunda bu malların nasıl tasfiye edileceği son derece karmaşıktır. İşte bu noktada kanunun 219. maddesinin 5. bendinde sayılan “edinilmiş mallar yerine geçen değerler” hususu devreye girecektir.
II- EDİNİLMİŞ MALLARIN YERİNE GEÇEN DEĞERLER
Edinilmiş mallar yerine geçen değerler 219/2 bent 5 hükmüne göre edinilmiş mallardan sayılır. Katılma rejiminde edinilmiş bir malın elden çıkarılması her zaman beklenir. Yaşamın olağan akışına göre yerine bir değerin geçmesi de olağandır. O kadar ki, edinilmiş bir malın hasara uğraması ya da yok edilmesi karşılığı ödenen tazminatlar bile edinilmiş mal sayılacaktır.
Edinilmiş bir mal bir bedel karşılığında elden çıkarılmış ise bu bedel edinilmiş mal sayılacaktır. Edinilmiş malların yerine geçen değerler, doğrudan doğruya edinilmiş mal grubuna dahil olur. (TMK 219/II b.5) Bu kural, taraf iradelerinden tamamen bağımsızdır. Değerin yerine geçmesi doğrudan doğruya kanundan dolayıdır.
“Değerin yerine geçmesi” kavramı altında edinilmiş mal grubuna dahil bir değerin bu gruptan çıkması, fakat onun yerine aynı cins olup olmadığı önem taşımayan bir başka değerin girmesi olarak tarif edilir.
TMK 219/b. 5’e göre edinilmiş malların yerine geçen değerler (kaim değer=sürrogat) yine edinilmiş mal kalmaya devam eder. Kaim değer, şeyin yok olması veya mülkiyetinin devredilmesi sonucu yerine geçen değeri ifade eder. Bir mal grubundan çıkan değer, tüketilmişse veya başka birine bağışlanmışsa, çıkan değerin yerine geçecek bir değerden söz edilmez. Mesela, edinilmiş mal grubundaki hisse senetleri satılmış, alınan para ile yerine bir tablo satın alınmış ise tablo, edinilmiş mal grubuna dahil olur. Fakat bağışlama veya tüketilme karşılığında bir artı değer meydana gelmemişse bu durumda edinilmiş mal yerine geçen değerden söz edilmeyecektir.
b) Arızi Bir Olay Neticesi Elde Edilen Değerler
Bir malın yerine geçme, mutlaka değiş tokuş anlamına gelmez. Arızi bir olayı sonucu eşlerden birinin malvarlığında artı bir değer meydana gelebilir. Bu, bir haksız fiil sonucu olabileceği gibi haksız fiil dışında kazanılan bir tazminat sonucu elde edilen bir getiri şeklinde de olabilir.. Mesela, haksız fiil dolayısıyla böyle bir durum ortaya çıkabilir. Edinilmiş mal grubuna dahil bir aracın tamamen hasar görmesi halinde, hasar neticesinde sigorta şirketinde veya karşı taraftan alınan bedel de edinilmiş mal grubuna dahildir. Çünkü haksız fiil olayına konu olan araç edinilmiş mal grubuna dahil olduğundan elde edilen hasar karşılığı da buraya dahil olacaktır.
Aynı şekilde edinilmiş mal grubuna ve üzerinde bir yararlanma hakkı olan bir mal tamamen yararlanılmayacak bir hale gelmişse hakkın konusu yerine geçen karşılık üzerindeki yararlanma, edinilmiş mal grubuna dahil olur. (TMK 798/II[5]) Bir malın edinilmiş mal grubuna dahil edilmiş olması için, o malın kullanış amacı haklı değildir. Haklı olan, malın tedarik edilmesindeki kaynaktır. Mesela, A aylık maaşını biriktirerek bir diz üstü bilgisayar almıştır. Bu bilgisayarın ailenin bütün fertleri tarafından kullanılıyor olması halinde de bilgisayar A’nın edindiği mal grubuna dahil olur. Aynı şekilde A, 10 sene önce kazandığı para ile bir halı satın almıştır. Daha sonra A, teyzesinden kalan miras ile yeni bir halı satın almıştır. Yeni halı, A’nın kişisel malvarlığına dahildir[6].
b) Şans, Talih veya Benzeri Yollardan Elde Edilen Değerler
İsviçre Federal Mahkemesi, eşlerden birinin lotodan kazandığı ikramiyeyi, loto koçanının edinilmiş mallar vasıtasıyla satın alınması durumunda, edinilmiş mal olarak kabul etmiştir[7]. Türk hukukunda bu konuda net bir görüş birliği bulunmasa da genel eğilim konunun özünü oluşturan “emek karşılığı elde edilen değer” kavramının içini doldurmadığından edinilmiş mal yerine geçen değerler kategorisine sokulmaması gerektiği yönündedir.
c) Edinilmiş Mal İle Kişisel Malın İç İçe Geçmesi Halinde Malın Gruplandırılması
Şayet katılma rejimi içerisinde edinilen malın bedeli, hem edinilmiş maldan hem de kişisel maldan karşılanmışsa, çoğunluk hissesinin hangi mal türüne ait olduğuna bakılır. Katılan değerlerden hangisi fazlaysa mal o gruba dahil edilecektir, fakat diğer mal grubundan yapılan katkı çıkarılarak sonuca gidilecektir. Örneğin A, evlilik süresince biriktirdiği 40 bin YTL' ye, kendisine miras kalan arsanın satışından elde ettiği 10 bin YTL' yi ekleyerek bir daire almışsa, daireyi asıl finanse eden 40 bin YTL olduğundan, daire edinilmiş mal kabul edilecek. Ve tasfiye aşamasında, A' nın kişisel malından yaptığı katkı ayrıldıktan sonra bu daire üzerinde diğer eş için katılma alacağı hakkı söz konusu olacak.
Yine edinilmiş malın karşılığında yeni bir mal elde eden eşin yeni malı da edinilmiş mal kabul edilir. Örneğin; evlilik süresince maaşından biriktirdiği para ile arsa satın alan eş, daha sonra bu arsayı satıp yerine bir apartman dairesi alırsa bu daire de o eşin edinilmiş mallarına dahil olacaktır. Arsayı satıp yerine mal almaz ve parayı bankaya yatırırsa, bu defa bankadaki para edinilmiş mal kabul edilecektir. Yine başka bir örneğe göre, fabrikada çalışan A, on yıllık evliliği süresince biriktirdiği ücretleriyle bir arsa satın almıştır. Satın alınan bu arsa, edinilmiş malın yerine geçen değerdir. A, bu arsayı yükleniciye verip, bir daire almış olduğunda bu kez edinilmiş malın, yani arsanın yerine geçen değer daire olacaktır ve bu değer eşler arasında paylaştırılacaktır[8].
SONUÇ
Türk Medeni Kanunu’nun mal rejimine ilişkin hükümleri, özellikle kadının korunması için konulmuş hükümlerdir. Kadın dışarıda çalışmamasına rağmen, evinde çalışmakta emek harcamakta, yıllar sonra boşandığında ise, malvarlığı bakımından evlendiği andaki değeriyle eşit miktarda olarak bundan sonraki yaşantısına devam ettirmek zorunda kalmaktadır. Bu durum ise kadının mağdur olmasına neden olmaktadır. Bu açıdan edinilmiş mallarda katılma rejimi kadının mağduriyetini önlemeyi amaçlamıştır. Edinilmiş mallara katılma rejiminin kabulünün olumlu bir değişim olduğu tartışmasız olarak kabul edilmektedir.
Mal rejiminin uygulanma aşamasında bir takım zorluklar yaşanacağı şüphesizdir. Özellikle tasfiye aşamasında, hangi malların hangi mal gruplarına girdiği veya hangi malvarlığı değerini edinilmiş mal veya edinilmiş mal yerine geçen değer olacağı ve dolayısıyla tespiti noktasında beraberinde bazı zorlukları da getireceği şüpheden uzaktır. İşte bu noktada eşlerin tespiti (yazılı olmuş olması veya üzerinde mutabakata varılarak sorunu çözmeyle) önem arz edecektir. Eşlerin, ihtilaf yaşamadan anlaşmaları halinde söz konusu tespitin dolayısıyla paylaşımın da kolay olacağı bilinen bir gerçektir.
Bu hususta eşler arasında birbirlerine bilgi verme yükümüne ilişkin bir maddenin kanun koyucu tarafından düzenlenmemiş olması önemli bir eksikliktir. Zira eşlerin birlikte refah ve saadet için çalışma yükümlülükleri, birbirlerine maddi durumları hakkında bilgi vermelerini -hakların korunmasına yararlı olduğu ölçüde – zorunlu kılmaktadır.
Yine zamanaşımına ilişkin özel bir hüküm olmaması nedeniyle genel hükümlerdeki zamanaşımına ilişkin hükümlerin uygulanması daha adil sonuçlar getirecektir. Tüm bunlarla birlikte edinilmiş mal yerine geçen değerin de eşler tarafından tespiti ve paylaşımın buna göre yapılması daha adil olacağından kanun koyucu tarafından bu hususun düzenlenmiş olması önemli bir eksikliği gidermiş bulunmaktadır.
4721 sayılı yasayla kanuni mal rejimi, edinilmiş mallara katılma rejimi olarak kabul edildi. Eski rejimin-mal ayrılığı- adil olmayan sonuçlar doğurması nedeniyle ve İsviçre Medeni Kanunundaki değişiklik nazara alınarak bu değişiklik yapıldı. Kanunun 219 maddesinde, edinilmiş malların ne olduğunun tanımı yapılarak bentler halinde sayılmıştır.
Her şeyden önce bu rejim, sanıldığı gibi, eşlerin tüm mallarının bölüşülmesini öngören bir rejim değildir.
Edinilmiş mallara katılma rejiminde, eşlerin EVLİLİK SÜRESİNCE EDİNDİKLERİ mallara katılım söz konusudur. Eşlerin evlilik sırasında gerek bekar iken gerek önceki evliliklerinden edindikleri mallarda diğer eşin hiçbir hakkı mevcut değildir. Örneğin, on yıllık evliliğine son veren bir kişinin yaptığı yeni evlilikte, on yıllık evlilik süresince edindiği ve getirdiği mallarda yeni evlilikteki diğer eşin hiçbir hakkı mevcut değildir. Edinilmiş mallara katılma rejiminde, evlilik süresince kural olarak emek karşılığında edinilen mallara katılma söz konusudur[3].
O halde edinilmiş mallara katılma rejiminin hareket noktasını, eşlerin evlilik süresince emek karşılığı edindiği mallarda bölüşüm olup, bir eşin emek karşılığında edindiği malda, ister ev işlerinde, ister ücret karşılığında bir meslekte çalışan diğer eşin de katkısının bulunması mantığı oluşturmaktadır.
Bu açıklamamıza göre edinilmiş mallara katılma rejiminde, eşlerin evlilik süresince emek karşılığı olmadan, emeksiz olarak edindiği mallara katılım söz konusu değildir. Nitekim kanunun 219.maddesinde “Edinilmiş mallar” sayılmış ve bu gruba nelerin girdiği beş bent halinde sayılmıştır.
Mal rejimi tasfiye edildiğinde sadece “edinilmiş mallar” eşler arasında yarı yarıya “eşit olarak” paylaştırılır.
'Edinilmiş mallar;
-Çalışma karşılığında kazanılan mallar (maaş);
-Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurumu veya sandık tarafından yapılan ödemeler (ör:emekli maaş, kıdem tazminatları);
-Çalışma gücünün kaybı sebebiyle kendisine ödenilen tazminatlar,
-Kişisel malların geliri (kira, faiz gelirleri gibi),
-Edinilmiş malların yerine geçen değerler olarak sıralanıyor[4].
Bir eşin bütün malları aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir. Görüldüğü gibi, hangi malın edinilmiş hangi malın kişisel mal olduğu oldukça karışıktır ve iç içe geçmiştir. Dolayısıyla, boşanma durumunda bu malların eşler arasında tasfiyesi bir çok problemi de beraberinde getirecektir. Örneğin: miras yoluyla kendisine oldukça eski bir ev kalan kadın, eşinin emekli maaşı ile evin içini yaptırmışlarsa, boşanma durumunda bu malların nasıl tasfiye edileceği son derece karmaşıktır. İşte bu noktada kanunun 219. maddesinin 5. bendinde sayılan “edinilmiş mallar yerine geçen değerler” hususu devreye girecektir.
II- EDİNİLMİŞ MALLARIN YERİNE GEÇEN DEĞERLER
Edinilmiş mallar yerine geçen değerler 219/2 bent 5 hükmüne göre edinilmiş mallardan sayılır. Katılma rejiminde edinilmiş bir malın elden çıkarılması her zaman beklenir. Yaşamın olağan akışına göre yerine bir değerin geçmesi de olağandır. O kadar ki, edinilmiş bir malın hasara uğraması ya da yok edilmesi karşılığı ödenen tazminatlar bile edinilmiş mal sayılacaktır.
Edinilmiş bir mal bir bedel karşılığında elden çıkarılmış ise bu bedel edinilmiş mal sayılacaktır. Edinilmiş malların yerine geçen değerler, doğrudan doğruya edinilmiş mal grubuna dahil olur. (TMK 219/II b.5) Bu kural, taraf iradelerinden tamamen bağımsızdır. Değerin yerine geçmesi doğrudan doğruya kanundan dolayıdır.
“Değerin yerine geçmesi” kavramı altında edinilmiş mal grubuna dahil bir değerin bu gruptan çıkması, fakat onun yerine aynı cins olup olmadığı önem taşımayan bir başka değerin girmesi olarak tarif edilir.
TMK 219/b. 5’e göre edinilmiş malların yerine geçen değerler (kaim değer=sürrogat) yine edinilmiş mal kalmaya devam eder. Kaim değer, şeyin yok olması veya mülkiyetinin devredilmesi sonucu yerine geçen değeri ifade eder. Bir mal grubundan çıkan değer, tüketilmişse veya başka birine bağışlanmışsa, çıkan değerin yerine geçecek bir değerden söz edilmez. Mesela, edinilmiş mal grubundaki hisse senetleri satılmış, alınan para ile yerine bir tablo satın alınmış ise tablo, edinilmiş mal grubuna dahil olur. Fakat bağışlama veya tüketilme karşılığında bir artı değer meydana gelmemişse bu durumda edinilmiş mal yerine geçen değerden söz edilmeyecektir.
b) Arızi Bir Olay Neticesi Elde Edilen Değerler
Bir malın yerine geçme, mutlaka değiş tokuş anlamına gelmez. Arızi bir olayı sonucu eşlerden birinin malvarlığında artı bir değer meydana gelebilir. Bu, bir haksız fiil sonucu olabileceği gibi haksız fiil dışında kazanılan bir tazminat sonucu elde edilen bir getiri şeklinde de olabilir.. Mesela, haksız fiil dolayısıyla böyle bir durum ortaya çıkabilir. Edinilmiş mal grubuna dahil bir aracın tamamen hasar görmesi halinde, hasar neticesinde sigorta şirketinde veya karşı taraftan alınan bedel de edinilmiş mal grubuna dahildir. Çünkü haksız fiil olayına konu olan araç edinilmiş mal grubuna dahil olduğundan elde edilen hasar karşılığı da buraya dahil olacaktır.
Aynı şekilde edinilmiş mal grubuna ve üzerinde bir yararlanma hakkı olan bir mal tamamen yararlanılmayacak bir hale gelmişse hakkın konusu yerine geçen karşılık üzerindeki yararlanma, edinilmiş mal grubuna dahil olur. (TMK 798/II[5]) Bir malın edinilmiş mal grubuna dahil edilmiş olması için, o malın kullanış amacı haklı değildir. Haklı olan, malın tedarik edilmesindeki kaynaktır. Mesela, A aylık maaşını biriktirerek bir diz üstü bilgisayar almıştır. Bu bilgisayarın ailenin bütün fertleri tarafından kullanılıyor olması halinde de bilgisayar A’nın edindiği mal grubuna dahil olur. Aynı şekilde A, 10 sene önce kazandığı para ile bir halı satın almıştır. Daha sonra A, teyzesinden kalan miras ile yeni bir halı satın almıştır. Yeni halı, A’nın kişisel malvarlığına dahildir[6].
b) Şans, Talih veya Benzeri Yollardan Elde Edilen Değerler
İsviçre Federal Mahkemesi, eşlerden birinin lotodan kazandığı ikramiyeyi, loto koçanının edinilmiş mallar vasıtasıyla satın alınması durumunda, edinilmiş mal olarak kabul etmiştir[7]. Türk hukukunda bu konuda net bir görüş birliği bulunmasa da genel eğilim konunun özünü oluşturan “emek karşılığı elde edilen değer” kavramının içini doldurmadığından edinilmiş mal yerine geçen değerler kategorisine sokulmaması gerektiği yönündedir.
c) Edinilmiş Mal İle Kişisel Malın İç İçe Geçmesi Halinde Malın Gruplandırılması
Şayet katılma rejimi içerisinde edinilen malın bedeli, hem edinilmiş maldan hem de kişisel maldan karşılanmışsa, çoğunluk hissesinin hangi mal türüne ait olduğuna bakılır. Katılan değerlerden hangisi fazlaysa mal o gruba dahil edilecektir, fakat diğer mal grubundan yapılan katkı çıkarılarak sonuca gidilecektir. Örneğin A, evlilik süresince biriktirdiği 40 bin YTL' ye, kendisine miras kalan arsanın satışından elde ettiği 10 bin YTL' yi ekleyerek bir daire almışsa, daireyi asıl finanse eden 40 bin YTL olduğundan, daire edinilmiş mal kabul edilecek. Ve tasfiye aşamasında, A' nın kişisel malından yaptığı katkı ayrıldıktan sonra bu daire üzerinde diğer eş için katılma alacağı hakkı söz konusu olacak.
Yine edinilmiş malın karşılığında yeni bir mal elde eden eşin yeni malı da edinilmiş mal kabul edilir. Örneğin; evlilik süresince maaşından biriktirdiği para ile arsa satın alan eş, daha sonra bu arsayı satıp yerine bir apartman dairesi alırsa bu daire de o eşin edinilmiş mallarına dahil olacaktır. Arsayı satıp yerine mal almaz ve parayı bankaya yatırırsa, bu defa bankadaki para edinilmiş mal kabul edilecektir. Yine başka bir örneğe göre, fabrikada çalışan A, on yıllık evliliği süresince biriktirdiği ücretleriyle bir arsa satın almıştır. Satın alınan bu arsa, edinilmiş malın yerine geçen değerdir. A, bu arsayı yükleniciye verip, bir daire almış olduğunda bu kez edinilmiş malın, yani arsanın yerine geçen değer daire olacaktır ve bu değer eşler arasında paylaştırılacaktır[8].
SONUÇ
Türk Medeni Kanunu’nun mal rejimine ilişkin hükümleri, özellikle kadının korunması için konulmuş hükümlerdir. Kadın dışarıda çalışmamasına rağmen, evinde çalışmakta emek harcamakta, yıllar sonra boşandığında ise, malvarlığı bakımından evlendiği andaki değeriyle eşit miktarda olarak bundan sonraki yaşantısına devam ettirmek zorunda kalmaktadır. Bu durum ise kadının mağdur olmasına neden olmaktadır. Bu açıdan edinilmiş mallarda katılma rejimi kadının mağduriyetini önlemeyi amaçlamıştır. Edinilmiş mallara katılma rejiminin kabulünün olumlu bir değişim olduğu tartışmasız olarak kabul edilmektedir.
Mal rejiminin uygulanma aşamasında bir takım zorluklar yaşanacağı şüphesizdir. Özellikle tasfiye aşamasında, hangi malların hangi mal gruplarına girdiği veya hangi malvarlığı değerini edinilmiş mal veya edinilmiş mal yerine geçen değer olacağı ve dolayısıyla tespiti noktasında beraberinde bazı zorlukları da getireceği şüpheden uzaktır. İşte bu noktada eşlerin tespiti (yazılı olmuş olması veya üzerinde mutabakata varılarak sorunu çözmeyle) önem arz edecektir. Eşlerin, ihtilaf yaşamadan anlaşmaları halinde söz konusu tespitin dolayısıyla paylaşımın da kolay olacağı bilinen bir gerçektir.
Bu hususta eşler arasında birbirlerine bilgi verme yükümüne ilişkin bir maddenin kanun koyucu tarafından düzenlenmemiş olması önemli bir eksikliktir. Zira eşlerin birlikte refah ve saadet için çalışma yükümlülükleri, birbirlerine maddi durumları hakkında bilgi vermelerini -hakların korunmasına yararlı olduğu ölçüde – zorunlu kılmaktadır.
Yine zamanaşımına ilişkin özel bir hüküm olmaması nedeniyle genel hükümlerdeki zamanaşımına ilişkin hükümlerin uygulanması daha adil sonuçlar getirecektir. Tüm bunlarla birlikte edinilmiş mal yerine geçen değerin de eşler tarafından tespiti ve paylaşımın buna göre yapılması daha adil olacağından kanun koyucu tarafından bu hususun düzenlenmiş olması önemli bir eksikliği gidermiş bulunmaktadır.