EfeRanDuM - ReFaRanDum İle İlGiLi 2 GüZeL YaZı

Leke

Altın Üye
Katılım
25 Haz 2005
Mesajlar
9,652
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
40
Konum
DoĞDuĞuMDa O KaDaR ŞaŞıRDıM Ki , BiR BuÇuK SeNe Ko
Eferandum...


YARIN Türkiye’miz, yeryüzünün en komik hukuk ve siyaset olayına sahne olacak:

Referandum...

Biliyorsunuz Başbakan seçim öncesi Abdullah Gül’ü, "11’inci cumhurbaşkanı" seçtiremeyeceğini anladığı gün efelenerek buna karar vermişti.

Bu yüzden bunun asıl adı şöyledir:

Eferandum...

Eferandum enteresan bir girişimdi. Çünkü arkadaşlar hukuktan, yasadan, devlet yönetiminden çok iyi anladıkları için, bir "11’inci Cumhurbaşkanı" varken, bir tane daha "11’inci Cumhurbaşkanı" seçmeye kalktılar.

Seçilseydi...

10 ile 11 arasında başka rakam olmadığı için, Abdullah Gül 10.5’uncu cumhurbaşkanı olacaktı.

Ne yaptılar?

Eferandum oylanmaya başladıktan sonra içini değiştirdiler.

Böylece eferandum bittiğinde, seçmenin bir kısmı "11’inci Cumhurbaşkanı" için, bir kısmı "12’inci Cumhurbaşkanı" için oy kullanmış olacak.

Yüksek Seçim Kurulu ise eferanduma "devam" kararı aldığı gibi, dün de 7.5 YTL olan sandığa gitmeme cezasını 17 YTL’ye çıkarttı. Akşam da 19 YTL olarak düzeltti.

Dünya gülüyor bize.

*

Saygın hukuk adamı Prof. Ahmet Mumcu dün Melih Aşık’ın köşesinde şöyle diyordu:

"Hukuk, en yüksek yargıçlarca katledildi (....) Naçiz bir hukukçu olarak utanç içindeyim..."

Olsun...

Eferandum yapılıyor.

CHP sandığa gitmeme kararında, MHP gidip "hayır" oyu verme çağrısı yaptı taraftarına.

AKP ile DTP el ele "evet" istiyorlar.

*

Elbette aziz halkımızın çoğunluğu, eminim neye oy verdiğini bilmeden gidip "evet" diyecektir.

Tıpkı nereye sürüklendiğinin, kendi çocuklarının dünyasını nasıl kararttığının, başına nelerin geldiğinin, uygar dünyadan nasıl koptuğunun hálá farkında olmadığı gibi.

Ben ise...

Tüm çağdaş ülkelerde bir "demokratik hak" olarak kabul edilen "sandığa gitmeme" hakkımı kullanacağım.

Oy vermeyeceğim.

Eferandumda ben yokum.

Ya siz?..


Bekir Coşkun

Sorunlar bitmiyor tersine ağırlaşıyor


TÜRKİYE hem içeride, hem dışarıda savrulup duruyor.

Terör, Kuzey Irak, Kıbrıs, Ege, Ermeni sorunu, AB ile durma noktasına gelen ilişkiler...

Bunlara bir de ekonomik zorlukları ekleyin.

Bu sorunların çözülememesinin nedeni, Ankara’nın yürüttüğü siyaset stratejisindeki yanlışlardır.

Erdoğan hükümeti inatla kendi bildiği yolda yürüyor.

Uzlaşma ve yardımlaşma yollarını kullanmayı sevmiyor.

Neyse hükümetin elini siyaseten güçlendiren tezkere çok geç de olsa Meclis’ten geçirildi.

Önemli olan, bu gücü maharetle kullanarak sınırötesi operasyona gerek kalmadan sonuca ulaşmaktır.

* * *

Şu referandum olayına bakın.

Tam "skandal".

Cumhuriyet döneminde böyle bir garabet yaşanmadı.

Referandum başlamış, ama metin Çankaya’da oturan Cumhurbaşkanı’nın durumuyla çelişiyor.

Kabul kararı ile Cumhurbaşkanı’nın istifa etmesi gerekecek.

Panikleyen iktidar, bu kez daha büyük bir skandala imza atıyor.

Oylanmakta olan metinde değişiklik yapılıyor.

* * *

AKP’nin referandum konusundaki tutumu, baştan itibaren antidemokratiktir.

Bu, "Ben ülkeyi keyfimin istediği gibi yönetirim. Hukuk mukuk tanımam" anlayışıdır.

Oylamaya 4 gün kala referanduma sunulan metinde değişiklik yapılmasının bir örneği dünyada yoktur.

Cumhurbaşkanı da bu değişiklik metnini jet hızıyla onaylamakta bir sakınca görmemiştir.

Telaş içinde garip bir tutum sergilenmiştir.

Bu onay, hukuk devleti açısından büyük bir talihsizliktir.

Anlaşılan 11. Cumhurbaşkanı, hukuk devleti titizliği içinde olmayacak.

Rejim açısından endişe duyulacak bir durum.

Cumhurbaşkanı Gül’ün gösterdiği telaşı anlıyorum.

Ama o makam, kişisel hesapları kaldırmayacak kadar sorumluluk gerektiren bir makamdır.

Rejimin güvencesidir, supabıdır.

* * *

Bugüne kadar sınır kapılarında 20 bine yakın oy kullanıldı.

Referandum 10 bin oy farkla kabul edilirse ne olacak?

Yüksek Seçim Kurulu ne yapacak?

Tersini düşünelim.

Sınır kapılarında kullanılan oylar, sonucu etkilemeyecek sayıda kaldı.

Bu sonuç, referandumun hukuka uygunluğunu sağlayacak mı?

* * *

Bugün yaşadıklarımızı, AKP iktidarının nasıl keyfi bir yönetim özlemi içinde olduğunu yandaşları bile görmeye başladı.

Ama hálá görmemek için direnenler var.

Bir iktidar için en tehlikeli olan, "Ben istediğimi yaparım. Halk benim yanımda" psikolojisidir.

İktidarları yok eden de bu psikolojidir.


Tufan Türenç

Ben yazılar güzel olduğu için sizinle paylaşmak istedim . Yine yaptıklarıyla Hukuk'un üstünlüğüne karşı gelen zihniyet '' yola devam '' ediyor .
İktidara geldiklerinden beri devletin tüm üst katlarıyla çatışma içinde olan hükümet yine ne yaptıklarını bilmeden bir yola girmişlerdir .
Büyük ihtimalle yarınki referandumun sonucu Evet çıkacak .
O yüzden şimdiden hayırlı olsun diyelim .
 
çok güzel iki yazı .Teşekkürler.Referandum komedisine bir eklemede ben yapmak istiyorum.Tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanı Gül , tarafsızlık ilkesini ihlal ederek iktidarın propoganda konuşmalarına katıldı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TRT-1 de yaptığı propoganda konuşmasında yarın AKP'nin dayatmasıyla yapılan referandumdaki maddeleri övdü.
 
Kısaca şöyle diyebiliriz bu referandum için hukuksuzluga evet,diktatörlüge evet,gericilige evet,iç ve dış siyasetin çorba olmasına evet dedirme oylaması.
 
Köpeğini kaşıyan bekir in zoru derdi başka.Senin derdin hukukun komediye dönüşmesi değil senin derdin bir daha o makama CHP ile yakından uzaktan alakası olmayan birisi çıkacağı için.Sende biliyorsin ki millet seçerse A.N.Sezer tipi kişiler asla ve asla Cumhurbaşkanı seçilmeyecek

Madem hukukun komediye dönüşmesi seni bukadar üzdü neden 367 komedisi hukuk diye yutturulunca sesini çıkarmadın hatta bu komediye destek verdin.,

Ep-ğer hukuk komedileri senin işine geliyorsu iyi güzel ama işine yaramıyorsu başlarsın edebiyat parçalamaya
 
refarandumun ne madde içerdiğini bilsek evet hayır diyeceğiz ama ama ve ama terör olaylarıyla örtpas edildi refarandum
 
Geri
Üst