__ela__
şizoҒгєη сαdı
- Katılım
- 2 Nis 2007
- Mesajlar
- 2,889
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
FAY HATTI 1
Ne zaman geçmişe dönsem yüzümü
Su dilenir doymamış yanlarım.
Tarih sancılarını taşır kendi içinde
Deli zamanlarda bir kız doğurur
Özlemler alır götürür derinliğine umudu
Sessiz bir ölüm
girer sokaklarına yüreklerine.
Sarsıntıların ortasına düşer
Işık sızmaz çığlığı bebeklerin
Henüz doğmamışlığın duvarlarından
Bedenimin kuytu yerlerine gömülü ellerim
Taşıyamıyor acısını çığlığımın
Korkuların kırıldığı yerde susmuş-
İnsanların dilleri.
Çocukların gizemli gülüşlerinde kalır sevda.
Fay hattında yüreğim.
Yaşayan ne varsa sarsıntıda
Ölümün adını kazıdığı günlükler
Çoğalır sayfa sayfa..
Kabardıkça daralıyor döşüm
Son seferinde alabora ümitler
İçi boş bir yaşam sundular
bizim gibilere.
Siren sesleri korku taşıyor.
Geceye serpilmiş düşlerime…
Göğüs kafesime saplanan sancı
Sıyrılıp uykunun tutsaklığından
Bulanık yüzleri gömmekte gözlerime.
Son sesim dökülüyor bedenimden
Dudaklarında saman sarısı yangın
Sesimi duyan var! mı.
Yarada hançer oynaması gibi.
Acıtıyor bedenimi her şey.
Fay hattında yüreğim…
FAY HATTI 2
Ey yüreği parçalayan kurşun
Demiri delen çelik
Ocaklarda tavlanan bilinç
Haberin var mı?
Madencinin kazmasıyla sökülüyor
dağların yüreği.
Görüyor musun?
Yenik yanlarımı kuşatan karanlık
Gün doğmaz ölü gözlerine cesetlerimizin
Sokaklarda depremin ayak izleri
Fay hattında yüreğim..
Bataklığın kaba timsahları
Az dişlerini bileyerek dolaşıyor
Şehrin caddelerinde.
Göz yiyen balıklarla dans ederek
Sürüngenler sarmış ölü bedenleri.
Birden dalıp gidiyorum geçmişime
Tarihin derinliğinde.
Kendi ciğerlerini parçalıyor aç insanlar
Ölü bedenler yağmasında çapulcunun.
Altıncı filoya peşkeş çekilirken halkımız
Altmış sekizde isyanda yürek
Sarsıntıya düştü liman
Bahardan önce tutuştu nevroz ateşleri
Çiçek düşleminde filizler koparıldı
Yetmiş iki martında.
Mayıs ta sallantıda yurdum
Deniz kuşatmış Ankara sokaklarını.
Yetmiş yedi de taksim sallanıyor
Ayak esleriyle emekçinin
Sokaklar depremin ayak izlerini taşıyor
Fay hattında yüreğim..
FAY HATTI 3
On iki eylül
Cunta yasalarıyla parçalandı ekmek
En büyük lokmasını çaldılar soframızın.
Grizular patlamakta anaların yüreğinde
Aç çocuklar payını aldı göçüklerden
Zaman..gerisinde gitmemizin utancıyla çıldırdı.
Harabeler altında saklı mutluluğun resmi
Yaşamın depremi sevişirken ölümle
Sarsıntıya düştü körfez
İzmit sallanıyor
Yalova-Gölcük sallantıda:
Harabeler altında kalıyor çaresizlik
Solgun dudaklar yağmasında çapulcunun
Yüreğini çalıyorlar ölülerimizin
İstanbul sallanıyor bedenimde.
Marmara ya akıp gidiyor sevdalar
Yılan balıkları iş başında
Rant peşinde yönetenler.
Ölülerimizin üstünden geçen yasalar
Çalıyor çocuklarımızın geleceğini
Sessiz ölüm soluksuz düştü geceye
On binlerin son nefesi kalıyor dudaklarında
Sokaklar çığlık çığlığa
Bedenin sallantıda
fay hattında yüreğim
Sokaklarda depremin ayak izleri………
Yıllardır yaşamın depremleriyle yaralar alarak hayatını sürdüren emekçi halkım.sonunda kırılan fayların, yarattığı depremlere,yenik düştüler. Selam olsun güneşe yüz dönmeden ana karnında karanlığa gömülen yarınlara.
Fayın ve hayatın depremlerinde yaşamını yitiren tüm insanların önünde saygıyla eğiliyorum.
yalnızlık
bugün yine seni düşündüm
tıpkı dün yaptığım gibi
ve yalnızlığımla vedalaşmaya karar verdim
bir umut sardı dört bir yanımı
gözlerini düşündüm önce
okadar güzeldiki
sanki sonsuzluğun anahtarıydı
benim için
kalbini düşündüm
okadar güzeldiki
hiç benim olmayacak kadar
güzel we temizdi
sonra kendimi düşündüm
sadece senden başkasını görmeyen gözlerimi
senin için ölmeye hazır kalbimi gördüm
ve yalnızlığımın bitmeyeceğini anladım...
YILDIZLAR
kaç zamandır tatildeydim...ve şimdi yine burdayım....:victory

Ne zaman geçmişe dönsem yüzümü
Su dilenir doymamış yanlarım.
Tarih sancılarını taşır kendi içinde
Deli zamanlarda bir kız doğurur
Özlemler alır götürür derinliğine umudu
Sessiz bir ölüm
girer sokaklarına yüreklerine.
Sarsıntıların ortasına düşer
Işık sızmaz çığlığı bebeklerin
Henüz doğmamışlığın duvarlarından
Bedenimin kuytu yerlerine gömülü ellerim
Taşıyamıyor acısını çığlığımın
Korkuların kırıldığı yerde susmuş-
İnsanların dilleri.
Çocukların gizemli gülüşlerinde kalır sevda.
Fay hattında yüreğim.
Yaşayan ne varsa sarsıntıda
Ölümün adını kazıdığı günlükler
Çoğalır sayfa sayfa..
Kabardıkça daralıyor döşüm
Son seferinde alabora ümitler
İçi boş bir yaşam sundular
bizim gibilere.
Siren sesleri korku taşıyor.
Geceye serpilmiş düşlerime…
Göğüs kafesime saplanan sancı
Sıyrılıp uykunun tutsaklığından
Bulanık yüzleri gömmekte gözlerime.
Son sesim dökülüyor bedenimden
Dudaklarında saman sarısı yangın
Sesimi duyan var! mı.
Yarada hançer oynaması gibi.
Acıtıyor bedenimi her şey.
Fay hattında yüreğim…

FAY HATTI 2
Ey yüreği parçalayan kurşun
Demiri delen çelik
Ocaklarda tavlanan bilinç
Haberin var mı?
Madencinin kazmasıyla sökülüyor
dağların yüreği.
Görüyor musun?
Yenik yanlarımı kuşatan karanlık
Gün doğmaz ölü gözlerine cesetlerimizin
Sokaklarda depremin ayak izleri
Fay hattında yüreğim..
Bataklığın kaba timsahları
Az dişlerini bileyerek dolaşıyor
Şehrin caddelerinde.
Göz yiyen balıklarla dans ederek
Sürüngenler sarmış ölü bedenleri.
Birden dalıp gidiyorum geçmişime
Tarihin derinliğinde.
Kendi ciğerlerini parçalıyor aç insanlar
Ölü bedenler yağmasında çapulcunun.
Altıncı filoya peşkeş çekilirken halkımız
Altmış sekizde isyanda yürek
Sarsıntıya düştü liman
Bahardan önce tutuştu nevroz ateşleri
Çiçek düşleminde filizler koparıldı
Yetmiş iki martında.
Mayıs ta sallantıda yurdum
Deniz kuşatmış Ankara sokaklarını.
Yetmiş yedi de taksim sallanıyor
Ayak esleriyle emekçinin
Sokaklar depremin ayak izlerini taşıyor
Fay hattında yüreğim..

FAY HATTI 3
On iki eylül
Cunta yasalarıyla parçalandı ekmek
En büyük lokmasını çaldılar soframızın.
Grizular patlamakta anaların yüreğinde
Aç çocuklar payını aldı göçüklerden
Zaman..gerisinde gitmemizin utancıyla çıldırdı.
Harabeler altında saklı mutluluğun resmi
Yaşamın depremi sevişirken ölümle
Sarsıntıya düştü körfez
İzmit sallanıyor
Yalova-Gölcük sallantıda:
Harabeler altında kalıyor çaresizlik
Solgun dudaklar yağmasında çapulcunun
Yüreğini çalıyorlar ölülerimizin
İstanbul sallanıyor bedenimde.
Marmara ya akıp gidiyor sevdalar
Yılan balıkları iş başında
Rant peşinde yönetenler.
Ölülerimizin üstünden geçen yasalar
Çalıyor çocuklarımızın geleceğini
Sessiz ölüm soluksuz düştü geceye
On binlerin son nefesi kalıyor dudaklarında
Sokaklar çığlık çığlığa
Bedenin sallantıda
fay hattında yüreğim
Sokaklarda depremin ayak izleri………
Yıllardır yaşamın depremleriyle yaralar alarak hayatını sürdüren emekçi halkım.sonunda kırılan fayların, yarattığı depremlere,yenik düştüler. Selam olsun güneşe yüz dönmeden ana karnında karanlığa gömülen yarınlara.
Fayın ve hayatın depremlerinde yaşamını yitiren tüm insanların önünde saygıyla eğiliyorum.

yalnızlık
bugün yine seni düşündüm
tıpkı dün yaptığım gibi
ve yalnızlığımla vedalaşmaya karar verdim
bir umut sardı dört bir yanımı
gözlerini düşündüm önce
okadar güzeldiki
sanki sonsuzluğun anahtarıydı
benim için
kalbini düşündüm
okadar güzeldiki
hiç benim olmayacak kadar
güzel we temizdi
sonra kendimi düşündüm
sadece senden başkasını görmeyen gözlerimi
senin için ölmeye hazır kalbimi gördüm
ve yalnızlığımın bitmeyeceğini anladım...

YILDIZLAR
yıldızlara bakarken karar verdim gitmeye
bize benzettim yıldızları
birbirimiz için parlıyorduk
çok yakındık birbirimize
gururumdan vazgeçip
hayırları tüketmeye geliyordum
belki diyerek
bir mucize bekliyordum
gözlerinin içine bakıyordum
içimde fırtınalar kopuyordu
tam zamanı dediğim anda
güneş doğuyordu
ne sen kalıyordun ortalıkta ne de ben
söz verdim kendime
yıldızlara baka baka
güneşin olmadığı bir yere gitmeye.....
bize benzettim yıldızları
birbirimiz için parlıyorduk
çok yakındık birbirimize
gururumdan vazgeçip
hayırları tüketmeye geliyordum
belki diyerek
bir mucize bekliyordum
gözlerinin içine bakıyordum
içimde fırtınalar kopuyordu
tam zamanı dediğim anda
güneş doğuyordu
ne sen kalıyordun ortalıkta ne de ben
söz verdim kendime
yıldızlara baka baka
güneşin olmadığı bir yere gitmeye.....
kaç zamandır tatildeydim...ve şimdi yine burdayım....:victory