AntidepresaN
New member
Erdoğan Ne Diyor Ben Anlayamadım
Terör Türkiye’nin başkenti Ankara’yı vuruyor. PKK’nın intihar eylemcisi altı kişiyi canından ediyor, yüzlerce insanımızı yaralıyor, kollar bacaklar havalarda uçuşuyor.
Güneydoğu’dan her gün altı yedi şehit haberi geliyor. Barzani, “Kerkük’ü ağzına alırsan Diyarbakır’ı elinden alırım!” türünden meydan okumalarda bulunuyor. Talabani, Irak’ın kuzeyi ile ilgili Türkiye’nin dile getirdiği endişelere, “Elimde harita var, Kerkük eskiden beri Kürt şehriydi!” türünden cevaplar veriyor ve böyle bir Türkiye’de Başbakan Erdoğan terörle ilgili açıklamalarda bulunurken lafının bir yerine aşağıdaki cümleyi sıkıştırıveriyor:
“-Eğer ordudan bir talep gelirse Kuzey Irak’a girmek için TBMM’den karar çıkartırız!”
İşte ben bu Erdoğan’ı anlayamıyorum ve birileri nasıl anlıyor gerçekten onlara imreniyorum. Beyefendi bu Genelkurmay en az üç defa PKK’nın Irak’ın kuzeyinde Barzani ve Amerikan güçleri tarafından himaye edildiğini söylemedi mi? MGK’da PKK’ya Barzani ve Amerika’nın yaptığı yardım ve verdiği desteğin belgeleri önünüze konmadı mı? Bizzat Genelkurmay Başkanı PKK’nın arkasında ABD’nin olduğunu, Barzani’yi konuşturanın Amerika olduğunu, Irak’ın kuzeyine girilirse netice alınabileceğini ama bunun için “siyasi irade gerekeceğini” söylemedi mi? Her şey bu kadar ortada iken hâlâ, “Ordu isterse!” demenin âlemi ne? Hem daha iki hafta önce siz değil miydiniz, “Genelkurmay Başkanı bana bağlı!” diyen? Şimdi ne oldu da sanki, “Ben (en azından terör konusunda) Genelkurmay Başkanına bağlıyım!” diye yorumlanabilecek, “İsterlerse TBMM’den karar çıkartırız!” diyor, diyebiliyorsunuz?
Velhasıl sizin hükûmet olarak Türkiye’nin milli bütünlüğünü tehdit eden ve başkent Ankara’yı bile kan gölüne çeviren PKK terörü bahsinde bir programınız yok mu? Siz, böylesine ciddi ve çaplı bir meselede Genelkurmay’ın iki dudağı arasına bakmak zorunda mısınız? Yahut kimi gün “Irak’ın kuzeyine girmek için siyasi irade istiyorum!” diyen Genelkurmay Başkanı’nı duymazlıktan gelecek, kimi gün de, “Ben her şeye hazırım yeter ki Genelkurmay sınırı geçmeye cesaret edebilsin!” diyerek terörden bunalan millete, “Top bende değil, askerde!” mesajı
vereceksiniz, yani bir öyle bir böyle hareket
edeceksiniz, bu icraat!
Biliyorum, çaresizsiniz!
Çünkü bugün “Irak’ın kuzeyi” diye bir ‘realite’ varsa ve bugün Irak’ta bir kaos mevcutsa ve bugün Irak fiilen üçe bölünmüşse ve bugün Irak’ın kuzeyinde PKK gayet rahat bir şekilde barınabiliyorsa bu, ABD/Siyonist ittifakın “Büyük Ortadoğu Projesi” neticesidir. ABD Büyük Ortadoğu Projesi gereği Irak’ı işgal etmeseydi, Irak’ta 750 bin Müslüman’ı katletmeseydi ve Irak’ı fiilen üçe bölüp Barzani’yi azdırmasaydı, PKK’yı Irak’ın kuzeyine yerleştirip ve bu terör örgütünün bir kolunu İran’ın bir kolunu da Türkiye’nin üzerine çullandırmasaydı, Güneydoğu’dan her gün altı yedi Mehmetçik tabutlar içersinde baba ocağına dönmeyecek ve bugün Ankara kan gölüne çevrilmeyecek, çevrilemeyecekti.
Bütün bunlar Büyük Ortadoğu Projesi’nin neticeleridir ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Erdoğan işte bu Büyük Ortadoğu Projesi’nin “Eş Başkanı” dır ve Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 24 ülkenin sınırlarını değiştirecek olan işte bu Büyük Ortadoğu Projesi için, “Amerika ile birlikte hareket ediyoruz!” demektedir. ABD, “Büyük Ortadoğu Projesi stratejisi” gereği, Irak’ın kuzeyinde Barzani’ye Türklerin nüfus ve tapu dairelerini talan ettirdi, Mehmetçiğin başına çuval geçirdi, Kerkük ve Telafer’de Türk katliamı yaptı, yapıyor ve Irak’ta bu “strateji gereği” her gün yüzlerce Müslüman katlediliyor, PKK’ya C4 patlayıcılar sağlanıyor, bu patlayıcıları bellerine sarmış intihar bombacıları Ankara’da infilak ediyor, İzmir, Konya, Mersin ve İstanbul’da serseri mayın gibi dolaşıyor.
Durum bu kadar aşikârken Erdoğan-Gül ikilisi hâlâ “Eş Başkan” olmaktan gurur duyuyor ve hâlâ, “ABD bizim stratejik ortağımız!” diyor, diyebiliyor. Türkiye vallahi iyi ayakta duruyor!
Hasan Demir
Terör Türkiye’nin başkenti Ankara’yı vuruyor. PKK’nın intihar eylemcisi altı kişiyi canından ediyor, yüzlerce insanımızı yaralıyor, kollar bacaklar havalarda uçuşuyor.
Güneydoğu’dan her gün altı yedi şehit haberi geliyor. Barzani, “Kerkük’ü ağzına alırsan Diyarbakır’ı elinden alırım!” türünden meydan okumalarda bulunuyor. Talabani, Irak’ın kuzeyi ile ilgili Türkiye’nin dile getirdiği endişelere, “Elimde harita var, Kerkük eskiden beri Kürt şehriydi!” türünden cevaplar veriyor ve böyle bir Türkiye’de Başbakan Erdoğan terörle ilgili açıklamalarda bulunurken lafının bir yerine aşağıdaki cümleyi sıkıştırıveriyor:
“-Eğer ordudan bir talep gelirse Kuzey Irak’a girmek için TBMM’den karar çıkartırız!”
İşte ben bu Erdoğan’ı anlayamıyorum ve birileri nasıl anlıyor gerçekten onlara imreniyorum. Beyefendi bu Genelkurmay en az üç defa PKK’nın Irak’ın kuzeyinde Barzani ve Amerikan güçleri tarafından himaye edildiğini söylemedi mi? MGK’da PKK’ya Barzani ve Amerika’nın yaptığı yardım ve verdiği desteğin belgeleri önünüze konmadı mı? Bizzat Genelkurmay Başkanı PKK’nın arkasında ABD’nin olduğunu, Barzani’yi konuşturanın Amerika olduğunu, Irak’ın kuzeyine girilirse netice alınabileceğini ama bunun için “siyasi irade gerekeceğini” söylemedi mi? Her şey bu kadar ortada iken hâlâ, “Ordu isterse!” demenin âlemi ne? Hem daha iki hafta önce siz değil miydiniz, “Genelkurmay Başkanı bana bağlı!” diyen? Şimdi ne oldu da sanki, “Ben (en azından terör konusunda) Genelkurmay Başkanına bağlıyım!” diye yorumlanabilecek, “İsterlerse TBMM’den karar çıkartırız!” diyor, diyebiliyorsunuz?
Velhasıl sizin hükûmet olarak Türkiye’nin milli bütünlüğünü tehdit eden ve başkent Ankara’yı bile kan gölüne çeviren PKK terörü bahsinde bir programınız yok mu? Siz, böylesine ciddi ve çaplı bir meselede Genelkurmay’ın iki dudağı arasına bakmak zorunda mısınız? Yahut kimi gün “Irak’ın kuzeyine girmek için siyasi irade istiyorum!” diyen Genelkurmay Başkanı’nı duymazlıktan gelecek, kimi gün de, “Ben her şeye hazırım yeter ki Genelkurmay sınırı geçmeye cesaret edebilsin!” diyerek terörden bunalan millete, “Top bende değil, askerde!” mesajı
vereceksiniz, yani bir öyle bir böyle hareket
edeceksiniz, bu icraat!
Biliyorum, çaresizsiniz!
Çünkü bugün “Irak’ın kuzeyi” diye bir ‘realite’ varsa ve bugün Irak’ta bir kaos mevcutsa ve bugün Irak fiilen üçe bölünmüşse ve bugün Irak’ın kuzeyinde PKK gayet rahat bir şekilde barınabiliyorsa bu, ABD/Siyonist ittifakın “Büyük Ortadoğu Projesi” neticesidir. ABD Büyük Ortadoğu Projesi gereği Irak’ı işgal etmeseydi, Irak’ta 750 bin Müslüman’ı katletmeseydi ve Irak’ı fiilen üçe bölüp Barzani’yi azdırmasaydı, PKK’yı Irak’ın kuzeyine yerleştirip ve bu terör örgütünün bir kolunu İran’ın bir kolunu da Türkiye’nin üzerine çullandırmasaydı, Güneydoğu’dan her gün altı yedi Mehmetçik tabutlar içersinde baba ocağına dönmeyecek ve bugün Ankara kan gölüne çevrilmeyecek, çevrilemeyecekti.
Bütün bunlar Büyük Ortadoğu Projesi’nin neticeleridir ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Erdoğan işte bu Büyük Ortadoğu Projesi’nin “Eş Başkanı” dır ve Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 24 ülkenin sınırlarını değiştirecek olan işte bu Büyük Ortadoğu Projesi için, “Amerika ile birlikte hareket ediyoruz!” demektedir. ABD, “Büyük Ortadoğu Projesi stratejisi” gereği, Irak’ın kuzeyinde Barzani’ye Türklerin nüfus ve tapu dairelerini talan ettirdi, Mehmetçiğin başına çuval geçirdi, Kerkük ve Telafer’de Türk katliamı yaptı, yapıyor ve Irak’ta bu “strateji gereği” her gün yüzlerce Müslüman katlediliyor, PKK’ya C4 patlayıcılar sağlanıyor, bu patlayıcıları bellerine sarmış intihar bombacıları Ankara’da infilak ediyor, İzmir, Konya, Mersin ve İstanbul’da serseri mayın gibi dolaşıyor.
Durum bu kadar aşikârken Erdoğan-Gül ikilisi hâlâ “Eş Başkan” olmaktan gurur duyuyor ve hâlâ, “ABD bizim stratejik ortağımız!” diyor, diyebiliyor. Türkiye vallahi iyi ayakta duruyor!
Hasan Demir