melihbakir
LorD oF The WaReZ
ERKEKLERDE CINSEL SORUNLAR
Sertleşme Sorunu (Erektil Disfonksiyon) Nedir?
Sertleşme sorunu, yeterli bir cinsel performans için gerekli ereksiyonu (penis sertleşmesini) başlatamama, sağlayamama veya sürdürememe durumudur.
Erken boşalma veya kısırlıkla (infertilite) aynı anlama gelmemektedir.
Sertleşme sorunu veya hekimlerin tercih ettiği deyişle "erektil disfonksiyon", yaşam boyu her on erkekten en az birini etkileyen yaygın bir problemdir.
Cinsellik, insan hayatında biyolojik olarak üreme fonksiyonunun çok ötesinde, kilit bir öneme sahiptir. Bu nedenle, cinsellikle ilgili yaşanan sorunlar sosyal ilişkileri oldukça olumsuz yönde etkilemektedir.
Sertleşme sorunu çok sık karşılaşılan bir problemdir. Ara sıra karşılaşılan ereksiyon (sertleşme) sorunundan, tümüyle yitirilen sertleşme fonksiyonuna kadar uzanan geniş bir yelpazeyi içerir. Genç yaşlarda da görülmekle birlikte, kırk yaş üstü erkeklerin yaklaşık yarısında sertleşme sorunu bulunmaktadır. Çoğu erkek hayatının belli bir döneminde, özellikle stres altında, alkol etkisi sonucu veya ciddi bir rahatsızlık geçirdiği zamanlarda ereksiyonla ilgili sorunlar yaşar. Ancak bu uzun süre devam ederse, doktora başvurulmalı ve tedavi yolları aranmalıdır.
Sertleşme Nasıl Gerçekleşir?
Sertleşme, kan damarlarının genişleyerek, penise kan dolması sonucu oluşur.
Bu olayın meydana gelmesinde, beyin, omurilik, sinirler, kan damarları, penis düz kası ve hormonlar rol almaktadır. Sertleşme için, görüntü, düşünce, dokunma, koku, ses veya bunların bir birleşimi sonucu uyarılma gerekmektedir.
Uyarı sonucu beyinden penise sinirler yoluyla mesajlar gönderilir ve peniste kan akımı artmaya başlar. Penise dolan kan, oradaki kasların gevşemesiyle hapsedilir.
Ereksiyon (sertleşme), boşalmaya veya cinsel ilgi bitene kadar devam eder.
Erektil Disfonksiyonun Nedenleri Nelerdir?
Sertleşme sorunu, yaşlanmanın doğal bir sonucu değildir. Nadiren gençlerde rastlansa da, çoğunlukla yaşlanmayla birlikte oluşan çeşitli fiziksel rahatsızlıkların, hastalıkların bir sonucu olarak veya bunların tedavi edilmesi için kullanılan ilaçlar nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Uzun yıllar, sertleşme sorununun çoğunlukla psikolojik nedenlerden kaynaklandığına inanılmıştır. Ancak günümüzde birçok araştırmacı, hastaların %85'ten fazlasında sorunun organik nedenlere bağlı olarak geliştiği ve başarıyla tedavi edilebileceği görüşünde birleşmişlerdir.
Organik Nedenler:
Vasküler (damarsal) nedenler Oldukça sık karşılaşılan bir sorundur. Penise giden kan akımının azalması veya kanın peniste tutulamaması sonucu oluşur. Vasküler nedenler için risk faktörleri sigara kullanımı, yüksek tansiyon, diyabet (şeker hastalığı), kalp hastalığı ve yüksek kolesterol düzeyidir. Tedavi edilmemiş yüksek tansiyonlu hastaların %8-10'unda sertleşme sorunu geliştiği görülmüştür. Damar sertliği (arteroskleroz) özellikle elli yaş üstü erkekler için ciddi bir risk faktörüdür. Arterlerin daralmasına neden olur ve penise giden kan akımı azalır.
Diyabet (şeker hastalığı) Sertleşme sorununun en sık karşılaşılan nedenlerinden biridir. Hem dolaşım, hem de sinir sistemini etkilemektedir. Bütün diyabetik hastaların %30'u bu sorunla karşılaşmakta ve bu oran 60 yaş üzerinde %55'e kadar yükselmektedir.
Nörolojik nedenle Bu durumda beyinden penise giden mesaj engellenmektedir. Örnek olarak, omurilik yaralanmaları, serebrovasküler hastalıklar, multiple skleroz, mesane, prostat, bağırsağa yönelik radikal pelvik cerrahiler verilebilir.
Hormonal nedenler Nadirdir ve testislerden üretilen testosteron azlığına bağlı olarak azalmış cinsel istek söz konusudur.
İlaçlar Yüksek tansiyon, kalp hastalıkları ve psikiyatrik hastalıklar için kullanılan birçok ilaç sertleşmeye engel olabilir.
Organik Olmayan Nedenler:
Psikolojik nedenler Bu durumda, penil mekanizmalar normaldir, fakat ereksiyon (sertleşme), başarısızlık korkusu gibi basit anksiyeteden, kişisel sorunlara, depresyona ve diğer psikolojik rahatsızlıklara dek uzanan psikolojik sorunlar sonucu engellenir.
Stres, cinsel yaşamı olumsuz yönde etkiler.
Sertleşme sorunu, ancak doktor tarafından yapılan muayene sonrasında teşhis edilebilir, bu yüzden konuyu doktora anlatmak ve tedavi arayışına girmek en doğrusudur. Sorun açıkça doktora anlatılmalı ve hiçbir bilgi saklanmamalıdır, çünkü bu verilecek tedaviyi etkileyebilir. Doktor, hastadan edindiği bilgiler ve fizik muayeneyle teşhis koyabilse de bazı basit testler yapmak gerekebilir. İleri tetkikler ise, çoğunlukla genç ve özel sorunları olan hasta grubu içindir.
Tam kan (kan şekeri, kolesterol, trigliserid, testosteron, bilirubin, albumin, kreatinin ve diğer enzimler) ve idrar tahlili başvurulan ilk basit tetkiklerdir. Çoğu hastada daha ileri tetkik gerekmez, ancak bazı özel durumlarda ileri test ve tetkikler yapmak gerekebilir. Bunlardan ilki, nörolojik bir test olan bulbokavernöz reflekse bakılmasıdır.
Doktor bir parmağını anüse yerleştirir ve diğer eliyle glans penisi sıkar. Normal reflekste anal sfinkter kasılır.
Uyku sırasında penis monitorizasyonu, ereksiyon varlığı ve derecesi hakkında doktora önemli bilgiler verir. Her erkek uyku sırasında normalde üç ila beş kez ereksiyon yaşar. Eğer sorun psikolojik ise, hasta bu ereksiyonları yaşamaya devam eder, sorun fiziksel ise bu ereksiyonların sıklığı ve derecesi azalır. Bu test doktora, fiziksel ve psikolojik nedenlerin ayrımında yol göstermektedir.
Fiziksel bir sorun olup olmadığını gösterebilen daha basit bir test penise özel bir takım ilaçların enjekte edilmesidir. Bu ilaçlar kan dolaşımını etkiler ve genellikle kan akımıyla ilgili sorun yoksa ereksiyon olur.
Renkli Doppler ultrasonografi daha spesifik bir yöntemdir ve ses dalgaları yardımıyla kan damarlarının haritasını ortaya çıkarır.
Daha ileri tetkiklere nadiren ihtiyaç duyulur.
Sertleşme Sorunu (Erektil Disfonksiyon) Nedir?
Sertleşme sorunu, yeterli bir cinsel performans için gerekli ereksiyonu (penis sertleşmesini) başlatamama, sağlayamama veya sürdürememe durumudur.
Erken boşalma veya kısırlıkla (infertilite) aynı anlama gelmemektedir.
Sertleşme sorunu veya hekimlerin tercih ettiği deyişle "erektil disfonksiyon", yaşam boyu her on erkekten en az birini etkileyen yaygın bir problemdir.
Cinsellik, insan hayatında biyolojik olarak üreme fonksiyonunun çok ötesinde, kilit bir öneme sahiptir. Bu nedenle, cinsellikle ilgili yaşanan sorunlar sosyal ilişkileri oldukça olumsuz yönde etkilemektedir.
Sertleşme sorunu çok sık karşılaşılan bir problemdir. Ara sıra karşılaşılan ereksiyon (sertleşme) sorunundan, tümüyle yitirilen sertleşme fonksiyonuna kadar uzanan geniş bir yelpazeyi içerir. Genç yaşlarda da görülmekle birlikte, kırk yaş üstü erkeklerin yaklaşık yarısında sertleşme sorunu bulunmaktadır. Çoğu erkek hayatının belli bir döneminde, özellikle stres altında, alkol etkisi sonucu veya ciddi bir rahatsızlık geçirdiği zamanlarda ereksiyonla ilgili sorunlar yaşar. Ancak bu uzun süre devam ederse, doktora başvurulmalı ve tedavi yolları aranmalıdır.
Sertleşme Nasıl Gerçekleşir?
Sertleşme, kan damarlarının genişleyerek, penise kan dolması sonucu oluşur.
Bu olayın meydana gelmesinde, beyin, omurilik, sinirler, kan damarları, penis düz kası ve hormonlar rol almaktadır. Sertleşme için, görüntü, düşünce, dokunma, koku, ses veya bunların bir birleşimi sonucu uyarılma gerekmektedir.
Uyarı sonucu beyinden penise sinirler yoluyla mesajlar gönderilir ve peniste kan akımı artmaya başlar. Penise dolan kan, oradaki kasların gevşemesiyle hapsedilir.
Ereksiyon (sertleşme), boşalmaya veya cinsel ilgi bitene kadar devam eder.
Erektil Disfonksiyonun Nedenleri Nelerdir?
Sertleşme sorunu, yaşlanmanın doğal bir sonucu değildir. Nadiren gençlerde rastlansa da, çoğunlukla yaşlanmayla birlikte oluşan çeşitli fiziksel rahatsızlıkların, hastalıkların bir sonucu olarak veya bunların tedavi edilmesi için kullanılan ilaçlar nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Uzun yıllar, sertleşme sorununun çoğunlukla psikolojik nedenlerden kaynaklandığına inanılmıştır. Ancak günümüzde birçok araştırmacı, hastaların %85'ten fazlasında sorunun organik nedenlere bağlı olarak geliştiği ve başarıyla tedavi edilebileceği görüşünde birleşmişlerdir.
Organik Nedenler:
Vasküler (damarsal) nedenler Oldukça sık karşılaşılan bir sorundur. Penise giden kan akımının azalması veya kanın peniste tutulamaması sonucu oluşur. Vasküler nedenler için risk faktörleri sigara kullanımı, yüksek tansiyon, diyabet (şeker hastalığı), kalp hastalığı ve yüksek kolesterol düzeyidir. Tedavi edilmemiş yüksek tansiyonlu hastaların %8-10'unda sertleşme sorunu geliştiği görülmüştür. Damar sertliği (arteroskleroz) özellikle elli yaş üstü erkekler için ciddi bir risk faktörüdür. Arterlerin daralmasına neden olur ve penise giden kan akımı azalır.
Diyabet (şeker hastalığı) Sertleşme sorununun en sık karşılaşılan nedenlerinden biridir. Hem dolaşım, hem de sinir sistemini etkilemektedir. Bütün diyabetik hastaların %30'u bu sorunla karşılaşmakta ve bu oran 60 yaş üzerinde %55'e kadar yükselmektedir.
Nörolojik nedenle Bu durumda beyinden penise giden mesaj engellenmektedir. Örnek olarak, omurilik yaralanmaları, serebrovasküler hastalıklar, multiple skleroz, mesane, prostat, bağırsağa yönelik radikal pelvik cerrahiler verilebilir.
Hormonal nedenler Nadirdir ve testislerden üretilen testosteron azlığına bağlı olarak azalmış cinsel istek söz konusudur.
İlaçlar Yüksek tansiyon, kalp hastalıkları ve psikiyatrik hastalıklar için kullanılan birçok ilaç sertleşmeye engel olabilir.
Organik Olmayan Nedenler:
Psikolojik nedenler Bu durumda, penil mekanizmalar normaldir, fakat ereksiyon (sertleşme), başarısızlık korkusu gibi basit anksiyeteden, kişisel sorunlara, depresyona ve diğer psikolojik rahatsızlıklara dek uzanan psikolojik sorunlar sonucu engellenir.
Stres, cinsel yaşamı olumsuz yönde etkiler.
Sertleşme sorunu, ancak doktor tarafından yapılan muayene sonrasında teşhis edilebilir, bu yüzden konuyu doktora anlatmak ve tedavi arayışına girmek en doğrusudur. Sorun açıkça doktora anlatılmalı ve hiçbir bilgi saklanmamalıdır, çünkü bu verilecek tedaviyi etkileyebilir. Doktor, hastadan edindiği bilgiler ve fizik muayeneyle teşhis koyabilse de bazı basit testler yapmak gerekebilir. İleri tetkikler ise, çoğunlukla genç ve özel sorunları olan hasta grubu içindir.
Tam kan (kan şekeri, kolesterol, trigliserid, testosteron, bilirubin, albumin, kreatinin ve diğer enzimler) ve idrar tahlili başvurulan ilk basit tetkiklerdir. Çoğu hastada daha ileri tetkik gerekmez, ancak bazı özel durumlarda ileri test ve tetkikler yapmak gerekebilir. Bunlardan ilki, nörolojik bir test olan bulbokavernöz reflekse bakılmasıdır.
Doktor bir parmağını anüse yerleştirir ve diğer eliyle glans penisi sıkar. Normal reflekste anal sfinkter kasılır.
Uyku sırasında penis monitorizasyonu, ereksiyon varlığı ve derecesi hakkında doktora önemli bilgiler verir. Her erkek uyku sırasında normalde üç ila beş kez ereksiyon yaşar. Eğer sorun psikolojik ise, hasta bu ereksiyonları yaşamaya devam eder, sorun fiziksel ise bu ereksiyonların sıklığı ve derecesi azalır. Bu test doktora, fiziksel ve psikolojik nedenlerin ayrımında yol göstermektedir.
Fiziksel bir sorun olup olmadığını gösterebilen daha basit bir test penise özel bir takım ilaçların enjekte edilmesidir. Bu ilaçlar kan dolaşımını etkiler ve genellikle kan akımıyla ilgili sorun yoksa ereksiyon olur.
Renkli Doppler ultrasonografi daha spesifik bir yöntemdir ve ses dalgaları yardımıyla kan damarlarının haritasını ortaya çıkarır.
Daha ileri tetkiklere nadiren ihtiyaç duyulur.