icemen
New member
- Katılım
- 7 Şub 2007
- Mesajlar
- 20,136
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Mısır’ın en ünlü firavununun mumyası üzerinde genetik çalışmasını tamamlayan bilim adamlarının Tutankamon’un anne ve babasının kardeş olduğunu ortaya koyması dünyada yankı buldu
DNA testleri ve 3 boyutlu tomografi sayesinde Eski Mısır’ın en bilinen firavunu Tutankamon’un bütün sırlarının çözülmesi dünyada büyük yankı yarattı. Firavunun doğuştan gelen hastalıklarından muzdarip kırılgan yapısını yorumlayan dünya medyası Tutankamon’un gerçek lanetinin ensest bir ilişkinin çocuğu ürünü olmasına bağladı.
Tutankamon’un 3300 yıllık mumyası ile 15 diğer mumya üstünde 2 yıl boyunca yürütülen testler, 1922’de keşfedilen mezarında bulunan birbirinden değerli eşyaları ile büyük ilgi uyandıran firavunun popüler imajının tersine oldukça hastalıklı olduğunu göstermişti. İmparatorluğun en önemli zamanında 10 yaşında tahta geçen ve 9 yıl hüküm süren Tutankamon’un, boylu poslu genç bir kral değil; bastonsuz yürüyemeyen hastalıklı bir çocuk olduğu ortaya çıkmıştı.
Kemikleri eriyordu
ABD’nin Michigan Üniversitesi’nden Dr. Howard Merkel, firavunun hastalıklarının büyük oranda anne babasının kardeş olmasından ileri geldiğini öne sürdü. Babası gibi yarık dudak ve dedesi gibi yumru ayak sendromuna sahip Tutankamon, sol ayak kemiklerini yavaş ve acılı bir şekilde yok eden Kohler hastalığından da çekiyordu. Mezarında da birçoğu kullanılmış 130 baston bulunmuştu.
DNA teknolojisi tarihe ışık tutuyor
Tutankamon’un sırrını aydınlatan DNA teknolojisine tarih dedektifleri tarafından gittikçe daha çok başvuruluyor. Son yıllarda bu sayede birçok tarihi sır çözüldü.
* 2004’te, Fransa’da bir katedralde kavanoz içinde saklanan kalp, Fransız Devrimi’nde kafası kesilen Marie-Antoinette’in saç örneğiyle karşılaştırıldı. Böylece 200 yıllık bir bulmaca çözüldü ve kalbin sahibi olan 10 yaşında hapishanede ölen çocuğun hiç taç giyememiş 17. Louis olduğu kanıtlandı.
* Geçen hafta Danimarkalı araştırmacılar Grönland buzullarında bulunan 4 bin yıllık
bir saç örneğini inceleyerek, saçın sahibinin yüz hatlarından, ten rengine ve kökenine kadar birçok özelliğini elde etti.
* 2005’te, Alman bilim insanları Neanderthal insanının gen haritasının 3’te 2’sini çıkardı ve Neanderthal’in sanıldığı gibi Homo Sapiens’e geçişte bir ara tür olmadığını gösterdi.
DNA testleri ve 3 boyutlu tomografi sayesinde Eski Mısır’ın en bilinen firavunu Tutankamon’un bütün sırlarının çözülmesi dünyada büyük yankı yarattı. Firavunun doğuştan gelen hastalıklarından muzdarip kırılgan yapısını yorumlayan dünya medyası Tutankamon’un gerçek lanetinin ensest bir ilişkinin çocuğu ürünü olmasına bağladı.
Tutankamon’un 3300 yıllık mumyası ile 15 diğer mumya üstünde 2 yıl boyunca yürütülen testler, 1922’de keşfedilen mezarında bulunan birbirinden değerli eşyaları ile büyük ilgi uyandıran firavunun popüler imajının tersine oldukça hastalıklı olduğunu göstermişti. İmparatorluğun en önemli zamanında 10 yaşında tahta geçen ve 9 yıl hüküm süren Tutankamon’un, boylu poslu genç bir kral değil; bastonsuz yürüyemeyen hastalıklı bir çocuk olduğu ortaya çıkmıştı.
Kemikleri eriyordu
ABD’nin Michigan Üniversitesi’nden Dr. Howard Merkel, firavunun hastalıklarının büyük oranda anne babasının kardeş olmasından ileri geldiğini öne sürdü. Babası gibi yarık dudak ve dedesi gibi yumru ayak sendromuna sahip Tutankamon, sol ayak kemiklerini yavaş ve acılı bir şekilde yok eden Kohler hastalığından da çekiyordu. Mezarında da birçoğu kullanılmış 130 baston bulunmuştu.
DNA teknolojisi tarihe ışık tutuyor
Tutankamon’un sırrını aydınlatan DNA teknolojisine tarih dedektifleri tarafından gittikçe daha çok başvuruluyor. Son yıllarda bu sayede birçok tarihi sır çözüldü.
* 2004’te, Fransa’da bir katedralde kavanoz içinde saklanan kalp, Fransız Devrimi’nde kafası kesilen Marie-Antoinette’in saç örneğiyle karşılaştırıldı. Böylece 200 yıllık bir bulmaca çözüldü ve kalbin sahibi olan 10 yaşında hapishanede ölen çocuğun hiç taç giyememiş 17. Louis olduğu kanıtlandı.
* Geçen hafta Danimarkalı araştırmacılar Grönland buzullarında bulunan 4 bin yıllık
bir saç örneğini inceleyerek, saçın sahibinin yüz hatlarından, ten rengine ve kökenine kadar birçok özelliğini elde etti.
* 2005’te, Alman bilim insanları Neanderthal insanının gen haritasının 3’te 2’sini çıkardı ve Neanderthal’in sanıldığı gibi Homo Sapiens’e geçişte bir ara tür olmadığını gösterdi.
KAYNAK