- Katılım
- 7 Kas 2006
- Mesajlar
- 26,181
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Gök Yüzünden Süzülen Periler mi Yoksa Felaket mi?
Kimisine göre felaket, kimisine göre ise doğanın gelinliği. Evet, kardan bahsediyorum.
Kar nedir?
Kar, bulutlardaki minik su zerreciklerinin soğuk bir ortamda birleşerek kristalleşmelerinden meydana geliyor. Soğuk havalarda bulutlardaki su zerrecikleri her zaman donmuş halde bulunmasına karşın her zaman yağış olarak yeryüzüne inmiyor. Bunun da nedeni; karın yağması için gerekli ortamın oluşmaması.
Birçoğumuzun karla ilgili bildiği yanlışları var. Kimimiz kar yağarken havanın soğuyacağını söylerken, kimimiz kar yağarken hava ısınır diyoruz. Aslında kar, çok soğuk havalarda yağmıyor ya da kar yağdığı için hava ısınmıyor. Karın yağabilmesi için havanın -4 ile -20 arasında bir sıcaklığının olması gerekiyor. Daha sıcak ve daha soğuk havalarda kar yağışı görülmüyor.
Kar taneleri üzerine ilk araştırmayı Amerikalı Wilson Bentley isimli biri yapıyor. Taneciklerdeki farklılıkları, her taneciğin bir sanat eseri gibi olduğunu gören Bentley 50 yıl boyunda 6000 fotoğraf çekerek inceliyor ve gördüğü daha da hayranlık uyandırıyor. Bu 6000 fotoğraf hiç birinin bir diğeriyle aynı olmadığı gibi her birinin kendine göre mükemmel güzelliğinin olduğunu ortaya koyuyor.
Kar tanelerinin boyutlar 2 ile 4 mm arsında değişiyor. Ağırlıkları ise sadece 0,005 gr. civarında. Küçük ve hafif şaheserler.
Nasıl yağıyor?
Kar tanecikleri uygun ortamı buldukları zaman, havanın kar tanelerine gösterdiği direnç sayesinde süzülürcesine yere iniyor. Bu sırada birbirlerine uyguladıkları itme kuvvetiyle yapışmaları önleniyor. Bu itme kuvveti hava sıcaklığının -20 olduğu zamanlarda daha güçlü oluyor ve yere inene kadar küçük tanecikler halinde iniyor. Hava sıcaklığı -4’ e yaklaştığında ise daha az oluyor, ağırlıkları ve nemi artıyor ve 1cm ye yaklaşan parçalar halinde inmeye başlıyor yani lapa lapa yağıyor.
Yeryüzüne ulaşan kar tanecikleri atmosfer ve yerin sıcaklıkları aynı olduğu zamanlarda erimiyor. Toprak yüzeyi atmosferden daha sıcak olduğunda da bir süre sonra eriyerek suya dönüşüyor.
Bilimsel olarak karı bir kenara bırakırsak, biz insanlar için önemi nedir?
En büyük önemi toprağın su ihtiyacını karşılıyor olması, yeraltı ve yer üstü nehirlerini besliyor olması ve toprağın yüzeyinde bulunan bitkilerin üzerini örterek dondurucu soğuklardan korunmalarını sağlıyor. Bunun yanında karda bulunan amonyak karın erimesiyle toprağa karışıyor ve bu amonyak, azot bakterileri tarafından kalsiyum nitrat gibi azot tuzlarına çevrilerek bitkilerin azot ihtiyacını karşılamaya yardımcı oluyor.
Kar insanlar için ne ifade ediyor?
Birçok insan kar denildiğinde; dondurucu soğuk, geçit vermez yollar, arap saçına dönmüş, çekilmez bir trafik diyebilir. Haklılık payları elbette var. Sabah işe gitmek için evden çıkıp saatlerini düğümlenmiş bir trafikte geçirmek hiç hoş olmasa gerek, ya da yolda yürürken dengeyi sağlamak için tuhaf adımlar atmak, kaymak, düşmek. Özellikle köy yollarının kapanarak hastaların, yaşlıların, çocukların, hamilelerin köylerde mahsur kalmaları, hastanelere ulaştırılamamaları… Maalesef bunlar bir gerçek; ama bir de şu yönden bakın… Lapa lapa yağan karın altında yürümek, sevdiğin bir kişiyle el ele dolaşmak, kartopu oynamak, kardan adam yapmak ya da çocuklaşıp kar tanelerini yakalamak için uğraşmak ve ya evinde, yanan bir sobanın, şöminenin sıcaklığında, odunların yanarken çıkardığı çıtırtıları dinleyerek loş bir ışıkta pencereden karın yağışını izlemek, çayını kahveni neyi seviyorsan onu yudumlamak…
Her şey insanların bakış açısıyla güzelleşir ya da çirkinleşebilir. Zorluklarda güzellikleri bulmanın da mümkün olduğunu unutmamak ve onu aramak en iyisi olacaktır. Tabi hayatın zorluklarında huzurlu, yaşanabilir bir hayatımız olmasını istiyorsak.
Her zaman, her şeyin güzel yönlerini görmek dileği ile…
