Haftanın Duası / Duaların Dilinden (Güncel)

Allah razı olsun..Cumanız mübarek olsun..
 
Ey ilmine ve rahmetine hudut olmayan Yüce Rabb'imiz! İlminin ve rahmetinin vüs'ati ölçüsünde bize de şefkat ve merhametinle muâmelede bulun..

bize rızık olarak bahşettiğin nimetleri hakkımızda bereketli eyle.. bizi Sen'den başka herkes ve her şeyden müstağni kıl -kıl ki Sen'den başka hiçbir şeye muhtaç olmayalım- .. bize engin lütfunla lütufta bulun ve (elbiselerin en güzeli olan) takva elbisesini giydir.. bizi zühdle, dünyevî hazları terk edip cismanî meyillere karşı koymakla ve verâ ile, bütün şüpheli hususlara karşı kapanmakla zinetlendir..
 
Ey Bizleri varlığa erdiren
Var olmadaki sonsuz zevki gönüllerimize duyuran
Güzeller Güzeli Rabbimiz!
Sana sonsuz hamd ü senalar olsun.

Kainatın İftihar Tablosu peygamber efendimize Sonsuz salât ü selam olsun.

Gufranla ufkumuzda tüllenen şu mübarek gecede bir kere daha dergâh-ı ilahînin önünde el açıp yalvarıyoruz:

1. YA İLAHE’L-ALEMİN!

Bize verdiğin isteme duygusu ve istenenleri vereceğin inancıyla rahmetinin vüs’ati genişliğindeki kapına dayanıyor, şu mübarek gecede bir kere daha hâlimizi arz etmek istiyoruz. Hâlimiz Sana ayan, söyleyeceklerimiz bildiklerinin bir kısmını beyan. Beklediğimiz asırlardan beri bizi kıvrım kıvrım kıvrandıran dertlerimize derman.. icabet buyur ey Rahîm ü Rahmân!

2. EY ÇARESİZLER ÇARESİ!

Senin dualara icabet etme mecburiyetin yoktur; ama bizim ona ihtiyacımız hissettiklerimizden de çoktur. Bütün dileklerimizi kabul buyur ve bunları kabulünü vicdanlarımıza duyur; aç ve yalnızlıkla tir tir titreyen kalblerimizi iman ve itminanla doyur.

Ciddi bir yol almış sayılmasak da yıllar var hep yollardayız. Ufkumuz gam ve kederle tülleniyor. Önümüzdeki engebeler beşer takatini aşkın görünüyor. Ümmet-i Muhammed (aleyhissalatü ve’t-teslîmât) perişan, derbeder ve ızdırap içinde.. müslümanlık gelenek ve göreneklerin darlığına mahkum.. ibadet ü tâat kültür televvünlü.. duygular, düşünceler fantezilere emanet.. mücadelelerin esası da çıkarlar, menfaatler, ırkî mülahazalara dayalı. Sen bizlere çıkar yol lutfeyle ya rabbi!

3. YA RAB!

Önümüzdeki şu upuzun hayat yolculuğunda, bizi kendi idrak ve ihsaslarımızın darlığıyla başbaşa bırakma; akıllarımızı inhiraf ve sürçmelerden, nefislerimizi cismânîliğin baskılarından, gönüllerimizi de hevâ ve heveslerin öldürücü oklarından sıyanet eyle. Kapının kullarını; ilimde kibir u gururdan, ibadette riya ve gafletten ve duygularına renk attıran ülfetten koru. Senin yolunda yürüyor gibi görünüp Senden uzaklaşmak, kurbet atmosferinde içiçe firkat yaşamak, hep rızadan söz edip gazap arkasından koşmak ne acıdır! Sen bizi kazanç yolu sanılan bu tür haybet vadilerinde ömür tüketmekten muhafaza buyur ya Rabbi.

4. EY GÜNAHLARI BAĞIŞLAYAN!

Şu mübarek gece hürmetine Bizleri bağışla, öyle bir dünyada hayata gözlerimizi açtık ve öyle bir alemde yaşıyoruz ki, önümüzde tuzak, arkamızda tuzak; uğrayıp geçtiğimiz her yerde nefis, şeytan ve aynı takımdan binlerce ifrit ağını germiş av bekliyor; yol boyu yüzlerce fitne ocağı ve isi-dumanı gelip sinelerimize oturuyor. İnayetine ihtiyacımız açık, çaresizliğimiz her halimizden belli; bizleri yara-bere almadan hedefe ancak Sen ulaştırabilir ve bu güne kadar elli defa çatlamış, kırılmış ruh dünyamızı da ancak Sen tamir edebilirsin. İçimizi Sana döküyor, kusurlarımızı Sana açıyor ve bize yeniden insan olma yollarını göstermeni diliyoruz ya Rabbi!

5. EY KENDİSİNE YÜKSELEN ELLERİ BOŞ ÇEVİRMEYEN!

Bir süre ayrı düştükten sonra dönüp Sana gelenleri kovmayacağını vadediyorsun. Sana yönelenlere hep “Gelin, gelin” diyorsun. Ey Rab! Böyle emekleye emekleye sürünmeyi de gelme kabul edeceksen, müsaade buyur “Biz de geldik” diyelim. Geldik ve Sana, yolların amansızlığını, nefis, şeytan ve hevânın imansızlığını, bizim de dermansızlığımızı şikayet ediyoruz. Bilhassa, her zaman hatalara açık duran, mâsiyetlere meyyal bulunan ve ululuğuna karşı hep saygısız davranan, serkeş nefsimizi Sana şikayet ediyoruz. Sen bizleri nefsin ve şeytanın şerrinden muhafaza buyur ya rabbi!

Bizleri büyük-küçük hatalardan, günahlardan ve emirlerine karşı isyan kokan tavır ve davranışlardan arındır.. ya Rabbi
lisanlarımızı yalandan, gıybetten, Senin sevmediğin,
hoşnut olmadığın bütün kirli sözlerden temizle..
kalblerimizi gösterişten ve iki yüzlülükten muhafaza buyur ya Rabbi!
Her hal ve tavrımızı rızan istikametinde eyle..
niyetlerimizi ihlaslı kıl ve bize lütfettiğin bütün şeylerde de bereket ihsan eyle ya Rabbi!

6. EY TALİHSİZLERİN SIĞINAĞI, EY ÂCİZLERİN GÜÇ KAYNAĞI, EY DERTLİLERİN TABİBİ VE EY YOLDA KALMIŞLARIN YOL GÖSTERENİ!

Şu anda duygularımız derbeder, davranışlarımız ahenksiz, ruhlarımız kirli, ayaklarımız titrek, ellerimiz mefluç, çoğumuz itibarıyla ümitlerimiz sarsık, havalar boz-bulanık, mağripler hicranla tül tül, maşrıklar lütfuna kalmış… İşte böyle bir dağınıklık içinde Sana geldik. Böyle gelenlerin ilki değiliz, sonuncusu da olmayacağız. Rahmetin, bu garip pişmanların ümit kapısı, bizler de bu kapının önündeki liyakatsiz dilenciler. Şimdiye kadar gelip Senin kapında ihtiyaç izhar edenlerden boş dönen hiç olmamış; hiçbir kaçkın ve pişman da o kapıdan kovulmamıştır. O kapı Senin kapın, onun başkalarından farkı da her gelene affındır. Bizi hilm ü silminle güçlendir. Zalimlere de varlığını duyur.

7. EY HER DUADA BULUNANA İCABET EDEN ULULUK TAHTININ SULTANI!
Şu mübarek gecede binler, yüz binler Senin karşında divan durarak ellerimizi Sana açıyor ve külliyet kesbetmiş niyaz edalı soluklarımızla, kullarına her zaman açık bulunan, hiç olmazsa aralık duran rahmet desenli kapının tokmağına inleyerek dokunuyor ve “Biz geldik” diyoruz. Herkesi ve her şeyi görüp gözettiğine, her sese ve herkese merhamet ettiğine gönülden inanarak kaçkınlığımızı muvakkat dahi olsa görmüyor, günahlarımızı af çağlayanların içinde tasavvur ediyor, karıştırdığımız haltlara değil, Senin afv u safhına bakıyor ve ümitlerimizi ona bağlıyoruz; Enîsimiz Sen isen, çevrenin vahşetinden bize ne! Her yanda şeytan ve avenesi içten içe homurdanıp duruyorlarmış, Sen bizimle olduktan sonra ne ifade eder ki! Sen her şeyin biricik hâkimisin ve hükmünü engelleyecek bir güç de yoktur. Sen saltanat dairen içinde en küçük şeyleri görür, en cılız sesleri işitir, hiçbir şeyi ve hiçbir kimseyi cevapsız bırakmazsın.

8. EY YÜCELER YÜCESİ!

Sen biliyorsun, biz de bunun farkındayız; ömrümüzün hasenât kefesi bomboş, pek çoğumuz itibarıyla bir ihlâs bezginliği içindeyiz. Çoğumuz gafil, bedbin, dünsüz-yarınsız sefil birer hâlzede gibi aktüalite ile iç içeyiz. Her hâlimizde âlâyiş, gösteriş, köpük köpük hevâ ve heves; sürekli zevk u sefâya, makama, mansıba, şöhrete, şana ve dünyevî hülyalara oynuyoruz. Yığınların rüya ve hülyalarıekonomive refah; taptıkları da dolar, dinar ve euro. Ruhlar meflûç, kalbler kötürüm, basîret âmâ, düşünceler kirli, davranışlar da tam buna göre… Gece ve gündüz gibi iki yüzlü yaşıyoruz, ak görünüyor kapkara davranıyoruz; idare ve siyaset deyip hem ışık türküleri söylüyor hem de karanlık ağıtları mırıldanıyoruz. Devirlere, dönemlere göre renkten renge giriyor, bukalemunları şaşırtacak mârifetler (!) sergiliyor ve aldatmayı beceri kabul ediyoruz.

9. EY RAB!

Ellerimiz-ağızlarımız, gözlerimiz-kulaklarımız, dillerimiz-dudaklarımız yaratılış gayelerinden fersah fersah uzak ve âdeta nankörlüğe kilitli; eller memnû meyvelerde, ağızlar harama açık duruyor; gözler başkalarının kusur müfettişi.. yalan revaçta, hıyanet âdiyattan bir şey, hakkın ismi var sadece; adalet “sayyâd-ı bîinsaf”ların hazırladığı kapanların önüne saçılmış birkaç dane gibi bir şey; vefa Kafdağı’nın arkasında, ahde hürmet unutulup da bir köşede kalmış; buna karşılık haksızlık firavunları utandıracak dorukta. Makam sevgisi, şöhret hissi, rahat etme düşüncesi, tenperverlik duygusu boyunlarımızda âdeta çelikten bir kement; her biri birer gayya olan bu duygulardan bir türlü kurtulamıyor ve mahiyet-i nefsü’l-emriyemize göre kendimiz olamıyoruz. Dünya ve ukbâ kazancı adına ne ciddî bir hesap ne de tutarlı bir plâna sahibiz. Kazançlar kuşağında sürekli kaybediyoruz; kaybederken de muhtemel daha kötü durumlarla teselli olmaya çalışıyoruz. Zamanı suçlama, şartlara lânetler yağdırma da ayrı bir avunma yolu.
Bütün bunlara rağmen ya Rab! , bizi bize bırakmaman en büyük dileğimiz. Kendimiz edip kendimiz bulsak da, rahmetin, istihkaklarımıza lütuf televvünlü haklar bahşedecek vüs’atte. Sen bizlere lütfunla muamelede bulun ya Rabbi!
Dua edenlere cevap veren Sen, ızdırapları dindirip ihtiyaçları gideren Sen, devrilenleri kaldırıp doğrultan Sen, çatlayıp kırılanları sarıp-sarmalayıp tedavi eden de Sensin! Senden ayrı kalışımız ruhumuza renk attırdı; nefsânîlik ve gaflet, ibadetlerimizin mânâ ve özünü alıp götürdü; samimiyetsizlik dualarımızın kolunu-kanadını kırdı. Sinelerimiz bomboş, düşüncelerimiz tutarsız, kalbî ve ruhî hastalıklarımız bizi yere sermek üzere.. Var eden Sensin, yok eden de Sen; uzak tutan Sensin, yaklaştıran da Sen; Sen bizi biz etmeseydin biz bu duyduklarımızı duyamaz ve bize imanın neş’esini tattırmasaydın şu söylediklerimizi mırıldanamazdık. Verdiklerin vereceklerinin referansı; diliyor ve dileniyoruz, bize yakınlığını duyur ve benliğimizde Sana karşı yaklaşma heyecanları uyar.

10. EY RAB!

Elimizden tut, dostlarının yüzüne baktığın gibi bize de rahmetinle teveccühte bulun.. iç dünyamızı varlığının ziyasıyla nurlandır ve bizi Sensizliğin zulmetlerinden, zindanlarından halâs eyle; halâs eyle ve eşiğine baş koymuş kapının şu sadık kullarını yalnız bırakma. Senden kalblerimize ışık, iradelerimize güç, düşüncelerimize istikamet, niyetlerimize de hulûs istiyoruz. Bizleri iç dünyamızla yeniden inşa ederek ruhlarımıza ahsen-i takvîm sırrını duyur.

11. EY AFFI TECZİYESİNİN ÖNÜNDE RAHMET TAHTININ SULTANI!

Bu mukaddes miraç gecesinde bizleri de bağışla, öyle bir dünyada hayata gözlerimizi açtık ve öyle bir âlemde yaşıyoruz ki, önümüzde tuzak, arkamızda tuzak; uğrayıp geçtiğimiz her yerde nefis, şeytan ve aynı takımdan binlerce ifrit ağını germiş av bekliyor; yol boyu yüzlerce fitne ocağı ve isi-dumanı gelip sinelerimize oturuyor. İnayetine ihtiyacımız açık, çaresizliğimiz her hâlimizden belli; bizleri yara-bere almadan hedefe ancak Sen ulaştırabilir ve bugüne kadar elli defa çatlamış, kırılmış ruh dünyamızı da ancak Sen tamir edebilirsin. İçimizi Sana döküyor, kusurlarımızı Sana açıyor ve bize yeniden insan olma yollarını göstermeni diliyoruz.

Ey yüceler yücesi!

Efendimiz Hazreti Muhammed’e,Muallâ aile efradına ve bütün ashab-ı güzînine salât u selam ederek bunları Senden dileniyoruz; dualarımızı kabul buyur ya rabbi!..

amin amin amin
velhamdü lillahi Rabbil alemine’l-fatiha​
 
Rabb'imiz! Dünyada insî ve cinnî şeytanların ve fasılasız kötülüğü emredip duran nefs-i emmarenin şerrinden; ahirette de rezil rüsvay olup umduklarımıza nâil olamamaktan Sana ilticâ ediyoruz.

Senden, Zâtın, güzel isimlerin ve ulvî sıfatların hakkı için ve Efendimiz Muhammed Mustafa hürmetine, bize dünyada ve ukbâda rahmetinle muamele etmeni ve teveccühünü üzerimizden hiç eksik etmemeni dileniyoruz. Efendiler Efendisi'ne, O'nun nezih aile fertlerine, seçkin arkadaşlarına salât ü selam ederek bunları Senden dileniyoruz, Rabb'imiz!
 
Defalarca işlenen günahları, dilerse her defasında bağışlayan, kusur ve çirkinlikleri örten, kalpleri iman, marifet ve muhabbet nurlarıyla süsleyen yüce Rabbimize hamd, özü ve konumu itibarıyla her zaman tavsif üstü, zatı açısından nazirsiz, ötelere ait derinlikleri zaviyesinden ferîd-i kevn ü zaman olan Efendiler Efendisi'ne salât ü selam ediyor ve bir kez daha Mevla-yı Zü'l-cemâl'in huzurunda el açıp yakarışa geçiyoruz:

Rabbimiz! Dinimizi kemal seviyesinde yaşamayı bize nasip et; dünyada ve ahirette biz muhtaç kullarına bahşedeceğin nimetlerini tamamla..

Kürsü
 
Ey güç ve kuvvetin yegâne sahibi olan Yüce Allah'ımız! Sen Kavî'sin, biz ise Sen'in zayıf, aciz ve muhtaç kapıkullarınız.

Zayıf ve acizleri Sen'den başka kim koruyup kollayabilir ve ihtiyaçlarını giderebilir! Ne olur, salih kullarını sevindirdiğin gibi bizi de sürpriz lütuflarınla sevindir ve üzerimizdeki nimetlerini tamamla! Ey her şeye gücü yeten Rabb'imiz! Bize ve yeryüzünün değişik yerlerindeki bütün inananlara, özellikle de gadre, zulme ve haksızlığa uğratılmış mazlumlara dünyada ve ukbâda tasa ve elem sebebi olan kötülüklerin hepsini bertaraf et!
 
Defalarca işlenen günahları, dilerse her defasında bağışlayan, kusur ve çirkinlikleri örten, kalpleri iman, marifet ve muhabbet nurlarıyla süsleyen yüce Rabbimize hamd, özü ve konumu itibarıyla her zaman tavsif üstü, zatı açısından nazirsiz, ötelere ait derinlikleri zaviyesinden ferîd-i kevn ü zaman olan Efendiler Efendisi'ne salât ü selam ediyor ve bir kez daha Mevla-yı Zü'l-cemâl'in huzurunda el açıp yakarışa geçiyoruz:

Rabbimiz! Dinimizi kemal seviyesinde yaşamayı bize nasip et; dünyada ve ahirette biz muhtaç kullarına bahşedeceğin nimetlerini tamamla..



Kürsü​
 
Yâ rabbi! Sen benim rabbimsin, ben ise senin kulunum. Sen herşeyi Yaratıcısın, ben ise yaratılanım. Sen rızık verensin, ben ise rızık alanım. Sen mülkün sahibisin, ben ise kölenim. Sen kuvvet sahibisin, ben ise âciz ve zelîlim. sen zenginsin, ben ise sana muhtacım. Sen ezelî dirisin, ben ise ölüme mahkûmum, sen bakisin, ben ise fânîyim. sen kerem sahibisin, ben ise kötülenmeye lâyığım. Sen iyilik yapansın, ben ise kötülük işleyenim. Sen affedicisin, ben ise günahkârım. Sen büyüksün, ben ise hakirim. Sen kuvvet sahibisin, ben ise zaîfim. sen verensin, ben ise isteyenim. Sen emniyet verensin, ben ise korkanım, Sen cömertsin, ben ise dua edenim.
Ey merhametlilerin en merhametlisi! Rahmetinle benim günahlarımı affet. Suçlarımı bağışla.Amin.
 
Allah'ım! Muhammed ve âline salat eyle ve bana zulmedene karşı kendimi müdafaa edecek bir el; bana husumet edene karşı kendimi savunacak bir dil, bana inat edene karşı bir zafer, bana hile yapana karşı bir hile, beni ezene karşı bir güç, beni yerene karşı yalanlama cesareti, beni tehdit edene karşı bir esenlik ver bana; ve beni doğru yola davet edene itaat etmeye, gerçeği gösterene uymaya muvaffak eyle.

Amin...​
 
Allah'ın İsm-i celîli sayesinde ne semâda, ne de yeryüzünde hiç bir şey zarar veremez. O her şeyi işiten, her şeyi hakkıyle bilendir. Yalnız O'na sığınır yalnız O'ndan yardım dileriz.

'Allah’ım, Muhammed ve âline salat eyle ve beni günahlardan koru; itaatine muvaffak kıl; (sana doğru) güzel bir dönüşü bana nasip eyle; tövbeyle beni temizle; özel korumanla beni destekle; sağlıkla işlerimi düzene koy; mağfiretinin tadını bana tattır; beni affının özgürü, rahmetinin azatlısı kıl;

Amin
 
Yâ Erhame'r-râhimîn ve Yâ Ekrame'l-ekramîn! Bizim, anne-babalarımızın, onların anne-babalarının, bize önderlik ve kılavuzluk yapan büyüklerimizin, bir harf bile olsa kendilerinden istifade ettiğimiz muallimlerimizin, hocalarımızın, sevdiklerimizin, sevenlerimizin, içinde neş'et ettiğimiz beldedeki insanların, milletimiz fertlerinin, arkadaşlarımızın, dostlarımızın, kardeşlerimizin..

bize karşı hep civanmertçe davrananların.. her zaman bizi dualarında yâd edenlerin.. üzerimizde hakkı bulunan kimselerin.. kıymetli nasihatleriyle bize bekâ desenli sâlihatın yollarını gösterenlerin... ve bütün ümmet-i Muhammed'in günahlarını bağışla!​
 
Yüce Rabbimiz! Bizleri âlim ârif halîm çok çok tevbede bulunup dergahına teveccüh eden huzurunda hep elpençe haşyet içinde duran Kur'an ahlakıyla ahlaklanan vakur ciddi muhlis (ihlası kazanmış) muhlas (ihlasa erdirilmiş)Sen'in bütün icraat-ı sübhaniyenden razı olmuş ve Sen'in rızana ermiş Sen'i her şeyden daha çok seven ve nezdinde müstesna sevgine mazhar olmuş ve dudakları münacaatlarla kıpırdayan salih kullarından eyle!
 
Kâinatın bütün zerrelerinin, hep birlikte ve tek başlarına, acz ve fakr lisanı ile mevcudiyetine ve birliğine şehadet ettikleri Sâni-i Hakîme hamd u senâ ve şükürler olsun. Kâinatın tılsımını açıp, âyâtını keşf ve beyan eden Rasûl-ü Ekrem'in, Peygamber hanesinin kutlu sakinlerinin ve ashab-ı kirâm efendilerimizin hazineleri sonsuz salât ü selâmlarla dolsun.

Rabbimiz! Bizi, her halimizde (gıll u gıştan uzak) dupduru ve Sana karşı ubudiyetimizde kemâl noktasını ihraz edebilmiş kullarından eyle. Amin...
Kürsü​
 
Ey Rabb'imiz! Boyumuzu aşan hata ve kusurlarımıza rağmen, bizi bize bırakmaman en büyük dileğimiz Kendimiz edip kendimiz bulsak da, rahmetin gadabının önünde


Ne olur teveccüh ve yakınlığını, uzaklıklarıyla görünmez, duyulmaz hale getiren biz kullarına yakın olduğunu duyur! Bize, her şeyde Seni okuyan gözler, her nağmede Seni duyan kulaklar ihsan ederek düşünce ve beyanlarımızı varlığına tercüman kıl! Yakınlığını gönüllerimize öyle duyur ki, ömrümüzü hep "Sen, Sen" demenin zemzemesi içinde geçirelim

AMİN
 
Rabb'imiz! (İçimizden yükselen) şu nida, mahzun ve münkesir kalblerin nidasıdır; o nidaya icabet edecek yegâne zat da Sensin.. Ey dua ettiğinde darda kalmışın duasına icabet eden!

Kusurlarla âlûde olsak da, gaflet denilen illetten bir türlü kurtulamasak da işte yine Sana el açtık.. va'd-i ilahîni gerçekleştir ve dualarımıza icabet buyur.. bizi dalalete saplananların ve gazabına uğramışların mahrumiyetine uğratma. Sen bizim Mevlâ'mızsın; teveccühünle bizleri serfiraz kılacağını ümit ediyor ve kereminle muamelede bulunacağını umuyoruz...​
 
Ey günahkâr kullarına sırat-ı müstakimi bulmaları için fırsat üstüne fırsat veren yüce Mevlâ'mız! Bizler çok hatalar ettik çok günahlar işledik. Şimdi "Tevbeler tevbesi!" diyor huşû ile iki büklüm oluyoruz. Şayet bizi cezalandıracak olursan adaletinle muamele etmiş olursun; yok eğer bize bütün kusurlarımıza rağmen o hududu olmayan rahmet ve merhametinle muamelede bulunur ve affedersen o da Sen'in fazlın olur.
 
Yüce Rabbimiz!

Ey zayıfların yardımcısı,
Ey fakirlerin hazinesi,
Ey gariplerin sahibi,
Ey dostların yardımcısı,
Ey düşmanların kahredicisi,
Ey gökleri yükselten,
Ey belaları kaldıran,
Ey dostların can yoldaşı,
Ey takvâ sahiplerinin sevgilisi,
Ey zenginlerin ma’budu,
Ey fakirlerin umudu,
Allah' ım!

Âlem-i İslâm a bir Uyanış ver,
bir saadet ver,
Vadettiğin Nusreti ver!


Âmin Âmin Âmin
 
Bizden evvel, nicelerinin dileklerine icabet edip onlara lûtfundan kapılar aralayan ve başlarına sağanak sağanak ihsanlar yağdıran.. dua edenlere cevap veren.. ızdırapları dindirip ihtiyaçları gideren.. devrilenleri kaldırıp doğrultan.. çatlayıp kırılanları sarıp-sarmalayıp tedavi eden Rabb'imize, O'nun ilmi adedince hamd ü sena ederek halimizi O'na arz ederiz; Ey bütün eksik sıfatlardan berî, yüceler yücesi Rabb'imiz! Şayet senin hıfzın ve riayetin olmasaydı biz mutlaka helâk olurduk.. tenezzül buyurup da bizi nimetlerinle donatmasaydın o zaman da hüsrana uğrardık.
 
Bahtına düştük, ey biricik Matlûb'umuz, Maksûd'umuz, Mahbûb'umuz; ne olur, tevbelerimizi kabul, kalblerimizi de ihya buyur! Buyur ki, günahlarımızı affedebilecek, yaralarımızı sarıp tedavi edebilecek Sen'den başka hiçbir kimse bilmiyoruz.
Girdiğim yere dürüstlükle girmemi sağla
Çıktığım yerdende dürüstlükle çıkmamı sağla
Bana TARAFINDAN Hakkıyla güç ver....
Rabbim beni hidayetle dosdoğru yola ilet ve her işimde başarılı kıl
 
Geri
Üst