Leke
Altın Üye
- Katılım
- 25 Haz 2005
- Mesajlar
- 9,652
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 40
Başbakan Erdoğan o miting senin bu miting benim, o televizyon programı senin, bu televizyon programı benim gün boyunca o kadar çok konuşuyor ki, neyi nerede söylediğini artık takip edemiyorum.
Ama hepsinde söylediği ortak bazı cümleler var:
“Demokratik, sosyal hukuk devleti, emeğe saygı ve eşitlik”
Başbakan’ın her konuşmasında bu kavramlar kullanılıyor.
Sadece o değil, yardımcısı, Cumhurbaşkanı adayı, kardeşi Abdullah Gül de “Hukuk devleti” kavramını ağzından düşürmüyor.
Ama benim anladığım Başbakan “Hukuk devletini” sadece kendisi ve kendisi gibi düşünenlerin hukukunu korumak için istiyor..
Benim gördüğüm kadarıyla hukuk devleti ile devlet adına yöneticilik yapanların arası pek de hoş değil.
İşte içinde yaşadığım örnek: Türk yargısı hukuka dayanarak devlet kurumu TMSF’ye diyor ki, “Sabah ve ATV ile ilgili yaptığın işlem hukuksuz. Bunu durduruyorum”
Devlet kuruluşu TMSF’nin “Yasalardan aldığı gücü kullandığını iddia eden” yönetimi “Yasaların emrini” yerine getirmiyor.
Hukuk diyor ki, “İade et”, TMSF adına kim olduğu belirsiz birileri diyor ki, “Yargı kararı bir şeyi değiştirmez”
“Yargı kararlarının bir şeyi değiştirmediği yerde” hangi hukuk devletinden söz edebilirsiniz ki! Yargı bir şey söyleyecek, devleti yöneten diyecek ki, “Bana ne beni ilgilendirmez”
Hukuka dayanarak iş yapan yargıyı tanımayanlar, “Hukuk devletinden” söz edecekler.
Yargı adam yerine konmuyorsa, hukuk devleti nasıl olacak?
Sayın Başbakan bu sorunun yanıtını biliyorsa, bir sonraki mitingde onu da açıklasın biz de bilelim.
Herkes de öğrensin…
İş güç yok ya, sabah sabah evde keyif yapıyorum.
Çat kapı bir dostum geldi.
Kahvaltı masasına çöktü ve elindeki Sabah gazetesini birinci sayfasını gözüme soktu.
“Bak şu birinci sayfaya ve bana söyle sen Tayyip Erdoğan olsan bu gazeteyi sahibine geri verir misin?”
Sayfaya şöyle bir baktım.
Sürmanşette Abdullah Gül. Metehan Demir imzalı bir kahramanlık hikayesinde başrolde.
Gül, ABD büyükelçisini çağırmış ve demiş ki, “PKK’ya müdahale edin yoksa bölgede istikrar kalmaz”
Mektubu alan Büyükelçi Ross’un yüzü değişmiş. “Elçi bok gibi oldu” diyecekler ama çekinmişler. “En kahraman Dışişleri Bakanı Gül, ABD’yi fena benzetmiş”
Helal olsun.
Altında bir başka başlık: “Meydanlar şenleniyor” ve bir fotoğraf. Tayyip Erdoğan’dan karizmatik Matrix pozu. Altında İzmir serilmiş. “CHP’nin kalesinde güç gösterisi yaptı” demişler ve AKP mitingini Cumhuriyet Mitingi ile kıyaslamışlar.
Hemen onun yanında bir röportaj. AKP milletvekili adayı Osman Yağmurdereli İbo’ya sesleniyor, “Ne işin var Genç Parti’de” diye.
Ben bunlara bakarken arkadaşım gazeteyi salladı, “Sen Tayyip Erdoğan olsan bu gazeteyi elden çıkarır mısın? Babasının gazetesi olsa böyle çıkmaz.”
Bu arada anlamadığım bir şey de olmadı değil.
Sayfaya nasıl olmuşsa Hülya Avşar da sızmış.
Acaba o da bir dahaki seçime AKP’den aday mı olacak, yoksa gözlerinden mi kaçtı!
Evet bazıları hukuk adalet ve seçim propagandası hakkında yorum yazıyorlar .
Bende her seferinde tmsf'nin el koyduğu yayın organlarından ve tayyip'in satılık medyasından bahsedip duruyorum .
SizCe bunlar sizlere birşeyler çağrıştırıyor mu ?
Ama hepsinde söylediği ortak bazı cümleler var:
“Demokratik, sosyal hukuk devleti, emeğe saygı ve eşitlik”
Başbakan’ın her konuşmasında bu kavramlar kullanılıyor.
Sadece o değil, yardımcısı, Cumhurbaşkanı adayı, kardeşi Abdullah Gül de “Hukuk devleti” kavramını ağzından düşürmüyor.
Ama benim anladığım Başbakan “Hukuk devletini” sadece kendisi ve kendisi gibi düşünenlerin hukukunu korumak için istiyor..
Benim gördüğüm kadarıyla hukuk devleti ile devlet adına yöneticilik yapanların arası pek de hoş değil.
İşte içinde yaşadığım örnek: Türk yargısı hukuka dayanarak devlet kurumu TMSF’ye diyor ki, “Sabah ve ATV ile ilgili yaptığın işlem hukuksuz. Bunu durduruyorum”
Devlet kuruluşu TMSF’nin “Yasalardan aldığı gücü kullandığını iddia eden” yönetimi “Yasaların emrini” yerine getirmiyor.
Hukuk diyor ki, “İade et”, TMSF adına kim olduğu belirsiz birileri diyor ki, “Yargı kararı bir şeyi değiştirmez”
“Yargı kararlarının bir şeyi değiştirmediği yerde” hangi hukuk devletinden söz edebilirsiniz ki! Yargı bir şey söyleyecek, devleti yöneten diyecek ki, “Bana ne beni ilgilendirmez”
Hukuka dayanarak iş yapan yargıyı tanımayanlar, “Hukuk devletinden” söz edecekler.
Yargı adam yerine konmuyorsa, hukuk devleti nasıl olacak?
Sayın Başbakan bu sorunun yanıtını biliyorsa, bir sonraki mitingde onu da açıklasın biz de bilelim.
Herkes de öğrensin…
TMSF'nin elindeki yayın Organları ?
İş güç yok ya, sabah sabah evde keyif yapıyorum.
Çat kapı bir dostum geldi.
Kahvaltı masasına çöktü ve elindeki Sabah gazetesini birinci sayfasını gözüme soktu.
“Bak şu birinci sayfaya ve bana söyle sen Tayyip Erdoğan olsan bu gazeteyi sahibine geri verir misin?”
Sayfaya şöyle bir baktım.
Sürmanşette Abdullah Gül. Metehan Demir imzalı bir kahramanlık hikayesinde başrolde.
Gül, ABD büyükelçisini çağırmış ve demiş ki, “PKK’ya müdahale edin yoksa bölgede istikrar kalmaz”
Mektubu alan Büyükelçi Ross’un yüzü değişmiş. “Elçi bok gibi oldu” diyecekler ama çekinmişler. “En kahraman Dışişleri Bakanı Gül, ABD’yi fena benzetmiş”
Helal olsun.
Altında bir başka başlık: “Meydanlar şenleniyor” ve bir fotoğraf. Tayyip Erdoğan’dan karizmatik Matrix pozu. Altında İzmir serilmiş. “CHP’nin kalesinde güç gösterisi yaptı” demişler ve AKP mitingini Cumhuriyet Mitingi ile kıyaslamışlar.
Hemen onun yanında bir röportaj. AKP milletvekili adayı Osman Yağmurdereli İbo’ya sesleniyor, “Ne işin var Genç Parti’de” diye.
Ben bunlara bakarken arkadaşım gazeteyi salladı, “Sen Tayyip Erdoğan olsan bu gazeteyi elden çıkarır mısın? Babasının gazetesi olsa böyle çıkmaz.”
Bu arada anlamadığım bir şey de olmadı değil.
Sayfaya nasıl olmuşsa Hülya Avşar da sızmış.
Acaba o da bir dahaki seçime AKP’den aday mı olacak, yoksa gözlerinden mi kaçtı!
Fatih AltayLı
Evet bazıları hukuk adalet ve seçim propagandası hakkında yorum yazıyorlar .
Bende her seferinde tmsf'nin el koyduğu yayın organlarından ve tayyip'in satılık medyasından bahsedip duruyorum .
SizCe bunlar sizlere birşeyler çağrıştırıyor mu ?