korkmayın hepsini okuyun 
penguenin çok severek takip ettigim köşe yazılarından
• Bir gün yapın. Uyuyan sokak köpeği, bir tanıdığın kedisi, kendi kediniz var ise biliyorsunuzdur. Onları derin uyurken ve kendi rüya alemlerinde patileri, kulakları, bıyıkları atarken izleyin, arada uyanıp, bakınıp, gerindikten sonra bir de iç çekmeleri var ki, çok acayip.
• Ankara ve İzmir sokaklarında bahar başından beri keyifli bir fanzin dolaşıyor. Aslında fanzin ve edebiyat dergisi tadından öte çok enerjik. Herhalde isminden mütevellit ‘Deli Defteri’ diye anılıyor. İstanbul’a da bekliyoruz kendisini boğaza karşı çay içerken okumak üzere. [email protected] a hevesli dostların yazı ve paylaşımları eksik kalmasın. Benden söylemesi.
• Şu ara çiçek böcekle uğraşmanın tam zamanı. Bir şeyler ekin ki toprağın garip serinliği, kokusu ellerden bünyeye girip bedeni ısıtıp, rahatlatıp gevşetsin.
• ‘Uzay İlk 50 Yıl’ şiddetle öneriyorum. Aya inen ikinci insan Buzz Aldrin’in ön sözü, inanılmaz fotoğraflar, şaşırtıcı bilgiler ve Sir Patrick Moore’un akıcı anlatımıyla çok keyifli bir kitap. Domingo yayınevi’nin titiz çalışmasıyla. Kitabı okurken gaza gelip Philip Kaufmann’ın ‘The Right Stuff’ adlı filmine de daldım arada, şık oldu.
• Uçurtma rüzgarları hoş geldi akşama doğru saat 16-19 arası çok güzel ve randımanlı rüzgarlar var. Kendini, çoluk çocuğu, yeğeni ve arkadaşını alıp misafir olun akşam rüzgârına.
• TÜBİTAK su altı güzelliklerimzi keşfedecek, koruyacak uzman yetiştirmek üzere Sualtı Bilim Kampı düzenliyor. Kaş’ta 5-20 Temmuz arasındaki kamp lisans ve yüksek lisans öğrencilerine açık. Son başvuru 23 Mayıs. Denizin sizin için sakladığı sırrı öğrenmek için harika bir fırsat.
• Çok korkuyorum, şu ara saate ne zaman baksam 18.18, 03.03, 00.00, 13.13. Küçükken de böyleydi, baktığım yerde kıç kıça çiftleşen hamam böceği olurdu.
• Kredi kartı boyutu ve işlevi sanki kimliğin yada ne olduğunun belgesi gibi, bir de bilgisayar kasalarının renlendiği tüm tonlardan özellikle o krem renkli donuk beyazından çekiniyorum. Hastaneleri hatırlatıryor.
• Deli demeyin deneyin. Evdeki çiçeklerinize müzik dinletin. Klasik batı ve Klasik Türk Müziğinde inanılmaz sonuçlar alabiliyorsunuz. Malesef genç ve ritmik müzikten hoşlanmıyorlar.
• Serin yaz meyveleri sokağa çıkmaya başladı. Bir avuç çilek dilimle, az bal, az badem, biraz kuru üzüm, birkaç parça çikolata karıştır yoğurtla.
• Apartman boşluğundan gelen seslerin tonuna, içeriğine tapıyorum. Mutfaklar o yöne bakar, garip yankılı dinlersin bulaşık yıkama seslerini, anne kız sohbetlerini, teyzenin iş yaparken mırıldandığı şarkıyı, tuhaf telefon konuşmalarını, yumurtayı çırpan çatalın çıtçıtçıt larını.
• Müziğin yazısını ve duyuşunu öğrenmek, hatta kafanda duyduğun sesi yazıp seslendirebilecek yetkinliğe gelmek. Dil öğrenme ve kavrma kabiliyetinizi geliştirdiği yetmiyormuş gibi, her şeyin sesini duymanızı da sağlar. Bu dediğim küçük çocuklar için çok önemlidir.
• Gidin, görün ‘Tehlikeli Oyun’ filmi, tüm baskıcı kin dolu disiplinlerin nasıl insanları öfkeyle hastalandırdıklarına, bir yere ait olma inancı ötesinde, farklı olanı içinde başkalaştırıp inançla ne güzel yok ettiğini anlatıyor. Sık sık ‘aynen biz yahu diyorsun’.
• Nükleer santralerin oluşturduğu tehditler kazalarla sınırlı değildir. Tüketilen yakıt çubuklarının, yani atığın ömrü 240 bin yıla kadar radyoaktif kalıyor. Kepaze televizyon dizleri ve süprüntü yarışmalarda yakacağımız elektrik adına seviyorum nükleeri ülen.
• Leyle Gencer, Sinan Sofuoğlu, Eflatun Dede, Güneydoğu’da ölen onlarca genç insan. Hep yanı başımızdadır anladık ta, ne kadar çok seviyor ölüm bizi bu aralar, ne kadar çok. Hep bir ağızdan ‘yürü git lan bizim mahalleden’ desek gider mi?
penguenin çok severek takip ettigim köşe yazılarından • Bir gün yapın. Uyuyan sokak köpeği, bir tanıdığın kedisi, kendi kediniz var ise biliyorsunuzdur. Onları derin uyurken ve kendi rüya alemlerinde patileri, kulakları, bıyıkları atarken izleyin, arada uyanıp, bakınıp, gerindikten sonra bir de iç çekmeleri var ki, çok acayip.
• Ankara ve İzmir sokaklarında bahar başından beri keyifli bir fanzin dolaşıyor. Aslında fanzin ve edebiyat dergisi tadından öte çok enerjik. Herhalde isminden mütevellit ‘Deli Defteri’ diye anılıyor. İstanbul’a da bekliyoruz kendisini boğaza karşı çay içerken okumak üzere. [email protected] a hevesli dostların yazı ve paylaşımları eksik kalmasın. Benden söylemesi.
• Şu ara çiçek böcekle uğraşmanın tam zamanı. Bir şeyler ekin ki toprağın garip serinliği, kokusu ellerden bünyeye girip bedeni ısıtıp, rahatlatıp gevşetsin.
• ‘Uzay İlk 50 Yıl’ şiddetle öneriyorum. Aya inen ikinci insan Buzz Aldrin’in ön sözü, inanılmaz fotoğraflar, şaşırtıcı bilgiler ve Sir Patrick Moore’un akıcı anlatımıyla çok keyifli bir kitap. Domingo yayınevi’nin titiz çalışmasıyla. Kitabı okurken gaza gelip Philip Kaufmann’ın ‘The Right Stuff’ adlı filmine de daldım arada, şık oldu.
• Uçurtma rüzgarları hoş geldi akşama doğru saat 16-19 arası çok güzel ve randımanlı rüzgarlar var. Kendini, çoluk çocuğu, yeğeni ve arkadaşını alıp misafir olun akşam rüzgârına.
• TÜBİTAK su altı güzelliklerimzi keşfedecek, koruyacak uzman yetiştirmek üzere Sualtı Bilim Kampı düzenliyor. Kaş’ta 5-20 Temmuz arasındaki kamp lisans ve yüksek lisans öğrencilerine açık. Son başvuru 23 Mayıs. Denizin sizin için sakladığı sırrı öğrenmek için harika bir fırsat.
• Çok korkuyorum, şu ara saate ne zaman baksam 18.18, 03.03, 00.00, 13.13. Küçükken de böyleydi, baktığım yerde kıç kıça çiftleşen hamam böceği olurdu.
• Kredi kartı boyutu ve işlevi sanki kimliğin yada ne olduğunun belgesi gibi, bir de bilgisayar kasalarının renlendiği tüm tonlardan özellikle o krem renkli donuk beyazından çekiniyorum. Hastaneleri hatırlatıryor.
• Deli demeyin deneyin. Evdeki çiçeklerinize müzik dinletin. Klasik batı ve Klasik Türk Müziğinde inanılmaz sonuçlar alabiliyorsunuz. Malesef genç ve ritmik müzikten hoşlanmıyorlar.
• Serin yaz meyveleri sokağa çıkmaya başladı. Bir avuç çilek dilimle, az bal, az badem, biraz kuru üzüm, birkaç parça çikolata karıştır yoğurtla.
• Apartman boşluğundan gelen seslerin tonuna, içeriğine tapıyorum. Mutfaklar o yöne bakar, garip yankılı dinlersin bulaşık yıkama seslerini, anne kız sohbetlerini, teyzenin iş yaparken mırıldandığı şarkıyı, tuhaf telefon konuşmalarını, yumurtayı çırpan çatalın çıtçıtçıt larını.
• Müziğin yazısını ve duyuşunu öğrenmek, hatta kafanda duyduğun sesi yazıp seslendirebilecek yetkinliğe gelmek. Dil öğrenme ve kavrma kabiliyetinizi geliştirdiği yetmiyormuş gibi, her şeyin sesini duymanızı da sağlar. Bu dediğim küçük çocuklar için çok önemlidir.
• Gidin, görün ‘Tehlikeli Oyun’ filmi, tüm baskıcı kin dolu disiplinlerin nasıl insanları öfkeyle hastalandırdıklarına, bir yere ait olma inancı ötesinde, farklı olanı içinde başkalaştırıp inançla ne güzel yok ettiğini anlatıyor. Sık sık ‘aynen biz yahu diyorsun’.
• Nükleer santralerin oluşturduğu tehditler kazalarla sınırlı değildir. Tüketilen yakıt çubuklarının, yani atığın ömrü 240 bin yıla kadar radyoaktif kalıyor. Kepaze televizyon dizleri ve süprüntü yarışmalarda yakacağımız elektrik adına seviyorum nükleeri ülen.
• Leyle Gencer, Sinan Sofuoğlu, Eflatun Dede, Güneydoğu’da ölen onlarca genç insan. Hep yanı başımızdadır anladık ta, ne kadar çok seviyor ölüm bizi bu aralar, ne kadar çok. Hep bir ağızdan ‘yürü git lan bizim mahalleden’ desek gider mi?
