Ilginç Dörtlükler!! Necif Fazıl'ın Dilinden!

Necip Fazıldan iniciler...Vay üstad vay.Geçmişinde sapkınlıklar yapıyor.Sonrada çöplüğü karıştıranmış , köpekmiş diyor.Anlaşıldı neden köpek dediği...



Her kadının bastığı yerde sanki kalbim var
Kalbim ki zevk alır ezilişinden
Ömrümüzün geçtiği yolda bana sorsalar
Gidiyorum bir kadın bacağının peşinden

Bir kadının, içinden ağlayışı, gülüşü
Gözlerinden ziyade bacaklarına yakın
Bir lisandır onların duruşu, bükülüşü
Kadınlar, onlar varken konuşmayınız sakın

İnce sütunlardaki ilahi güzelliğe
Bacakların ruhudur şekil veren, diyorum
Bacakları bir kalın örtüde saklı diye
Mermerde kalbi çarpan Venüs'ü sevmiyorum

Boynuma doladığım güzel putu görseler
İnsanlar öğrenirdi neye tapacağını
Kör olsam da açılır gözüm ona sürseler
İsa'nın eli diye, bir kadın bacağını

Necip Fazıl Kısakürek



AFERİN İYİ ÇALIŞMIŞSIN BENDE NEREYE GİTTİ BUNLAR DİYORDUM, SATAŞMAK ADINA DA OLSA SİZE NECİP FAZIL OKUTMAK BİR BÜYÜK HAZ OLUYOR. DAHA SIKI ÇALIŞIN BEKLİYORUM ÜSTADIN YENİ ŞİİRLERİNİ..HADİ ÇİLEYE EĞİLELİM BİRAZ DAHA SAOLASIN..
 
€rd@ls10;3201586' Alıntı:
büyük üstadı tartışmak bile hata

BENCEDE .ZATEN TARTIŞMIYORUZ ARKADAŞLAR ARAŞTIRYOR GELİYOR YENİDEN ŞİİR YÖNÜMÜZÜ GELİŞTİRYORUZ.UNUTTUĞUMUZ GÜZEL ŞİİRLERİNİ ELE ALIP ÜSTADIN BÜYÜKLÜĞÜNÜ BİRKEZ DAHA PERÇİNLİYORUZ .:))
 
TABUT



Tahtadan yapılmış bir uzun kutu;

Baş tarafı geniş, ayak ucu dar.

Çakanlar bilir ki, bu boş tabutu,

Yarın kendileri dolduracaklar.



Her yandan küçülen bir oda gibi,

Duvarlar yanaşmış, tavan alçalmış.

Sanki bir taş bebek kutuda gibi,

Hayalim, içinde uzanmış kalmış.



Cılız vücuduma tam görünse de,

İçim, bu dar yere sığılmaz diyor.

Geride kalanlar hep dövünse de,

İnsan birer birer yine giriyor.



Ölenler yeniden doğarmış; gerçek!

Tabut değildir bu, bir tahta kundak.

Bu ağır hediye kime gidecek,

Çakılır çakılmaz üstüne kapak?





Necip Fazıl KISAKÜREK -1930


Üstad gibisi var mı????

 
ÇÖPLÜĞE ATTILARDA MUKADDES EMANETİ
HAK BELLETİLER HAKKA EN BÜYÜK İHANETİ..!!


DEVRİMCİYDİ! İDDİAYI SAVLARDI,OLTA ATIP SUDA TAVŞAN AVLARDI.
BİLİMSEL SARASI TUTTUĞUNDA,KAFA ÇEKER MİNAREYE HAVLARDI.

Türklüğe hakaret içeri girmiş yine dem vurmuşlar da içeri atan zihniyetin çok şükür ki ne mal olduğunu çok iyi biliyoruz,dinimiz hakkında yapılan olumsuzluklara göğüs geremiyoruz.
Necip Fazıla ibda-ci denmişte birşey sorcam bazıları gibi açık açık yazmış mı ben oranın buranın çocuğuyum diye.

Allah'ın seçtiği kurtulmuş millet!
Güneşten başını göklere yükselt!
Avlanır, kim sana atarsa kement,
Ezel kuşatılmaz, çevrilmez ebet.

Allah'ın seçtiği kurtulmuş millet!
Güneşten başını göklere yükselt!

Yürü altın nesli, o tunç Oğuz'un!
Adet küçük, zaman çabuk, yol uzun.
Nur yoklu izinden git, KILAVUZ'un!
Fethine çık, doğru, güzel, sonsuzun!

Yürü altın nesli, o tunç Oğuz'un!
Adet küçük, zaman çabuk, yol uzun.

Aynası ufkumun, ateşten bayrak!
Babamın külleri, sen, kara toprak!
Şahit ol, ey kılıç, kalem ve orak!
Doğsun BÜYÜK DOĞU, benden doğarak!

Aynası ufkumun, ateşten bayrak!
Babamın külleri, sen, kara toprak!..

1938

Bu şiiri yazan bir insanın Türklüğe hakaretten dolayı ceza almasına taşrada yaşayanlar bile inanmaz!!
 
NFK ya içki , kumar vb. ile ilgili yapılan sataşmaların çoğunun kaynağı kendi yazdıklarıdır. Adam inkar etmiyor ki aç oku. Önce Babıali'yi okuyun. Orda bir esrar partisinde esrar çektiğini bile yazar. Daha sonra da bunu hayatında bir daha hiç yapmadığını... Bir insan düşünün ki hatalarını çekinmeden yazmış, bu fırsatı başkasına bırakmamış. Türkçe ile ilgili söylediklerine katılmıyorum... Gazi ile ilgili olanlar belli ki uydurma . çünkü hepsi 1940 lardan sonra... Yani İnönü ile ilgili eleştirelerini mahkemeler rejime maletmişler...
son not: Üstad fikir adamlığından önce şairdir, Edebiyat Mahkemeleri adlı eserinde Akif'i, Yahya Kemal'i bile şair olmamakla fikir adamı olmakla suçlar... bu aslında bir bakıma itiraftır: Fikir adamı olmamanın şair olmanın itirafı..Ama en iyi şair...
 
Üstadın ideolojisine düşman çevreler onu en çok Türklüğe hakaretten yargılanması sebebiyle Türklüğe düşman olarak algılar. Bu sistem 1944 de Türk Milliyetçilerini "turancı" suçlamasıyla içeri tıkan bir sistemdir. Bu ülkede ayaklar baş olarak algılanır, başlar ise ayak.

Bozkurt kardeşim büyük doğu marşını bizlerle paylaşmış, teşekkürler, mısralara dikkat edelim:

Yürü altın nesli o tunç Oğuzun...
Allahın seçtiği kurtulmuş millet...


Gene üstadın meşhur "mehmetçik hitabesi" vardır ki daha önce paylaşmıştık

http://www.hackhell.com/showthread.php?p=2212617&highlight=mehmet%E7ik+hitabesi#post2212617

Üstadın 9 prensibinden biriside "milliyetçiliktir"

ruhçuluk, keyfiyetçilik, şahsiyetçilik, ahlakçılık, milliyetçilik, sermaye ve mülkiyete tedbircilik, cemiyetçilik, nizamcılık, müdahalecilik…

Üstad çerçevesini çizdiği şanlı islam davasına muhatab ararken msp ve mttb ye başvurur, ancak imanın aksiyona dönüşemediğini ve "davanın harcayıcıları" dediği teşkilatlanmalardan umudunu keserek, mhp ve ülkücü harekete İslam mayasını çalmaya çalışır.
Üstad iman ve aksiyonun kesiştiğini tespit ettiği ülkücü harekete dolayısıyla Türk Milliyetçilerine 1977 den itibaren resmen destek verir. Onlara hitab eder, öğüt verir, hocalık yapar, cumhuriyet tarihinin en gözükara dava adamları üstadın ellerinde yoğrulur.


Üstad 1977 seçimleri öncesi Alparslan Türkeş'ten bir beyanname hazırlamasını rica eder. Başbuğ beyannameyi yayınlar ardından üstad karşı bir beyanname yazarak Başbuğu tebrik eder, MHP ye hak dava yolunda ki misyonu deklare eden "mhp liye hitab" isimli hitabeyi yayınlar.

http://muhalifulkucu.blogspot.com/2008_04_01_archive.html

Öte yandan üstad milli ve islami bir devlet modeli olarak tanımladığı "başyücelik devleti" sisteminde devletin başına "BAŞBUĞ" sıfatı takarak asli manada Türk Töresinin takipçisi olduğunu ispat etmiştir.

Bütün bu çalışmalar üstadın Türk Milliyetçisi olduğuna delildir. Ancak onun ifade ettiği milliyetçilik kabukta değil, ruhtadır. görüntüde değil, kanda soyda değil, icraatta samimiyettedir.
Soy meraklılarıda bilsin ki üstad maraşlı bir soydan Türk oğlu Türktür.

Ne komiktir ki bugün üstadı Türk düşmanlığı ile suçlayanlar daha evvel faşistlikle suçluyorlardı. Halen bölücü ve sol mihraklar üstaddan bahsederken dinci-faşist tabirini kullanmaktalar.
 
R€B€L;3199744' Alıntı:
Boyle bi alıntıyla cevaplama geregi duyuyorum..Alıntı yaptıgım yerdeki sert usluptan rahatsızlık duyulan yerler varsa editleyebilirim orjinalligi,anlam butunlugu bozulmaması adına pek kurcalamadım..

Kiziltamu arkadasa tesekkurler.


" Necip Fazıl Kısakürek Efendi,Türklükle,Türklüğün getirisi olan milliyetçilik fikriyle yakından uzaktan alakası olmayan,daha ziyade ..................Hemen bunları ispatlayalım,genç Türkler Necip Fazıl'ın ne halt olduğunu anlasınlar..
"

Daha Burdan Alıntıyı Yaptıgın Kısının Tavrı Ve Objektifligi Tartısılır ?
 
necip fazıl ne demişse haklıdır. boş yere uğraşmayın yaw...
Mehmet Akif olsun Necip Fazıl olsun bunlar size şiirleriyle cevap veriyor zaten bize bişe yazmak yakışmaz
siz istiklal marşını nasıl okuyosunuz içinizden gelerek ona da şşaırmalı çünkü Akifinde Kuran Meali var...
 
R€B€L;3199881' Alıntı:
Yazdıklarımı okuduysan tebrik ediyorum senı =) Okumamıs gibisin.
Yazdıgım yerde şairligiyle alakalı bisey yok..Eger sairligini tartısıcaksan konuyu buraya nicin actın o zaman dostum =)

Kaynaklar yeterince acık her cumle,resim vsnin altında kitap adı,gazeta haber kaynagı adı yer almaktadır.
Sen kaynak verirsen okuyucam dedim.

lan gerizkalı necip fazıl'ın tırnağı bile olamazsın sen dingil dingil konuşma kıçınızdan salladığınız şeyleri millete yutturamazsınız....
 
Üstadın ideolojisine düşman çevreler onu en çok Türklüğe hakaretten yargılanması sebebiyle Türklüğe düşman olarak algılar. Bu sistem 1944 de Türk Milliyetçilerini "turancı" suçlamasıyla içeri tıkan bir sistemdir. Bu ülkede ayaklar baş olarak algılanır, başlar ise ayak.

Bozkurt kardeşim büyük doğu marşını bizlerle paylaşmış, teşekkürler, mısralara dikkat edelim:

Yürü altın nesli o tunç Oğuzun...
Allahın seçtiği kurtulmuş millet...


Gene üstadın meşhur "mehmetçik hitabesi" vardır ki daha önce paylaşmıştık

http://www.hackhell.com/showthread.php?p=2212617&highlight=mehmet%E7ik+hitabesi#post2212617

Üstadın 9 prensibinden biriside "milliyetçiliktir"

ruhçuluk, keyfiyetçilik, şahsiyetçilik, ahlakçılık, milliyetçilik, sermaye ve mülkiyete tedbircilik, cemiyetçilik, nizamcılık, müdahalecilik…

Üstad çerçevesini çizdiği şanlı islam davasına muhatab ararken msp ve mttb ye başvurur, ancak imanın aksiyona dönüşemediğini ve "davanın harcayıcıları" dediği teşkilatlanmalardan umudunu keserek, mhp ve ülkücü harekete İslam mayasını çalmaya çalışır.
Üstad iman ve aksiyonun kesiştiğini tespit ettiği ülkücü harekete dolayısıyla Türk Milliyetçilerine 1977 den itibaren resmen destek verir. Onlara hitab eder, öğüt verir, hocalık yapar, cumhuriyet tarihinin en gözükara dava adamları üstadın ellerinde yoğrulur.


Üstad 1977 seçimleri öncesi Alparslan Türkeş'ten bir beyanname hazırlamasını rica eder. Başbuğ beyannameyi yayınlar ardından üstad karşı bir beyanname yazarak Başbuğu tebrik eder, MHP ye hak dava yolunda ki misyonu deklare eden "mhp liye hitab" isimli hitabeyi yayınlar.

http://muhalifulkucu.blogspot.com/2008_04_01_archive.html

Öte yandan üstad milli ve islami bir devlet modeli olarak tanımladığı "başyücelik devleti" sisteminde devletin başına "BAŞBUĞ" sıfatı takarak asli manada Türk Töresinin takipçisi olduğunu ispat etmiştir.

Bütün bu çalışmalar üstadın Türk Milliyetçisi olduğuna delildir. Ancak onun ifade ettiği milliyetçilik kabukta değil, ruhtadır. görüntüde değil, kanda soyda değil, icraatta samimiyettedir.
Soy meraklılarıda bilsin ki üstad maraşlı bir soydan Türk oğlu Türktür.

Ne komiktir ki bugün üstadı Türk düşmanlığı ile suçlayanlar daha evvel faşistlikle suçluyorlardı. Halen bölücü ve sol mihraklar üstaddan bahsederken dinci-faşist tabirini kullanmaktalar.


eline yüreğine sağlık..tanım bu kadar..üstad kendi döneminin güçlü kalmalerine boyun eğmezken hepsinin kalemini kıararken şimdiki yeniz tazelerin çemkirmelerine aldıracak yıldırılacak bir nesil değil,savunucusu koruyucusu sorgulayıcısı bir nesil ümidini taşıdı ve o nesli ben burda da görmüş oldum.tşkrler..
 
Necİp Fazil KisakÜrek:gerÇeĞİ.

NECİP FAZIL KISAKÜREK:GERÇEĞİ.

Necip Fazıl,Cumhuriyet döneminde yetişen en büyük Türk düşmanlarından birisidir.

Ne hazindir ki; eğitim seviyesi düşük insanlar bu adamı milliyetçi bir kimse olarak tanırlar.
Türklük ve Atatürk düşmanı,fikrî dönek,kadın bacağına şiirler yazan bir müptezel olan bu şahsın herzelerinden ve saklanan adî kişiliğinden birkaç değerlendirmeyi dikkatinize sunmak isterim...

MÜSLÜMAN (!) NECİP FAZIL HAKKINDA YAZILANLAR
…"Üstad, yüz tikleri olan, çok sigara içen ve tanımadıklarının yanında az konuşan, at yarışlarına pek meraklı biriydi.
Devlet bankalarının genel müdürleri üzerinde büyük nüfuzu vardı.Örneğin;Ziraat Bankası Genel Müdürü Mithat Dülge'nin odasına kapıyı vurmadan girer ve "Oğlum Mithat. Bana para, sana da bir iki skeç lazım der" sonra genel müdürün özel çalışma odasına girer ve birkaç saat içinde Ankara Radyosu için nefis iki skeci kaleme alır ve merkez veznesinden gelecek binlikleri beklerdi. Oradan da bahis oynamaya Hipodrom'a. Çoğu kez o morlar orada erir ve üstat hiç üzülmezdi... İçkiye çok düşkündü ve ben o gençlik yıllarında bu ehlî keyif yazarın nasıl olup da din simsarlarının idolü olduğunu anlamaya çalışır dururdum."

NECİP FAZIL'IN TUTUKLANMA NEDENLERİNDEN BİRKAÇI:
- Türklüğe Hakaret: 9.6.1947 – 5.8.1947 (1 ay, 27 gün)- Türklüğe Hakaret Davası Bitti, Son Posta, 6 Ağustos 1947- Türklüğe Hakaret: 21.4.1950 – 15.7.1950 (3 ay, 25 gün)
- Tevkif Müzekkeresi, C. Savcı No: 950 / 5191
- Atatürk'e Hakaret: 15.10.1960
– 18.12.1961 (1 yıl, 65 gün)- 1960 / 3349 numaralı mahkûmlar için müddetnâme''Destân'' adlı şiirinde Cumhuriyet inkılâplarına ve Başbuğ Atatürk'e dolaylı yoldan hakaret vardır.
İşte millî devlet ve lâik rejime muhâlefetini ispatlayan bir mısrası...
"Ah küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap;Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılâp!

NECİP FAZIL VE İBDA-C TERÖR ÖRGÜTÜ İLİŞKİLERİ : İBDA-C
(İslami Büyük Doğu Akıncılar Cephesi)"İBDA fikriyatı, İslamcı edebiyatçı Necip Fazıl Kısakürek ve onun Şeyhi Seyyid Abdülhakim Arvasi yanlısı akıncı gençler tarafından 15 Kasım 1975 tarihinde, Salih Mirzabeyoğlu öncülüğünde çıkarılan Gölge Dergisi çerçevesinde oluştu.
"Necip Fazıl Kısakürek'in "BÜYÜK DOĞU" fikriyatından etkilenerek ortaya çıktığı iddia edilen,Osmanlı Devleti modelinde federatif yapılı bir İslam Devleti kurulması amacını güden ve bu amaç doğrultusunda silahlı mücadele yöntemini benimseyen terör örgütüdür.
http://www.yesil.org/teror/ibdac.htm

İslami Büyük Doğu, Necip Fazıl Kısakürek'in düşüncelerini yansıtan bir dernektir.
Akıncılar Birliği de 80 öncesinin MSP Gençlik Kolları'nın kurduğu dernektir. Bu iki dernek birleşmiştir, İBDA-C'yi oluşturmuşlardır.
http://arsiv.sabah.com.tr/2003/12/14/yaz33-10-107-20031205.html

"Necip Fazıl Kısakürek, the IBDA-C's ideologue, published 130 books on Islamic thought, Islamic arts and other issues.
His thought continues to influence the IBDA-C.
http://www.intelligence.org.il/Eng/var/yf_12_03.htm

Necip Fazıl Kısakürek için yürüyüş yapan İBDA/C'ciler
http://www.milliyet.com.tr/2006/05/25/son/sontur34.asp

Necip Fazıl "Son Devrin Din Mazlumları" isimli kitabında Dersim İsyânı'nı, Şeyh Said'i, Said'i Kürdî'yi vs. öve öve bitiremez.

1937'de Tunceli isyanında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin katliam yapıp bilmem kaç yüz bin Kürt'ün öldürdüğünü iddia eder.

Necip Fazıl, 1946'da İstanbul'da verdiği bir konferansta Atatürk'ü sâhte kahraman ilan etmiştir.
Abdullah Öcalan denen insan ziyânı olan aşağılık köpek,Necip Fazıl ile ilgili bir soruya aynen şöyle cevap vermiştir…
"20 yaşlarında ya vardım, ya yoktum. Necip Fazıl Kısakürek'in konferanslarına gider,bayağı da etkilenirdim..."

" (Apo ve PKK adlı kitaptan)
Tayip Erdoğan'ın başdanışmanı olan,Amerikalılara ''bizi delikten aşağı süpürmeyin diyen'' Kürt Cüneyt Zapsu'nun dedesi Abdürrahim Zapsu, Necip Fazıl'ın yazdığı haftalık "Ehli Sünnet" dergisinin yayıncısıdır.

Bu sahtekârın meşhur şiiri "Kadın Bacakları"nı okuyalım da,nasıl bir Müslüman (!) olduğunu da görelim…

Her ayağın bastığı yerde sanki kalbim var,Kalbim ki vahşi bir zevk alır ezilişinden.Ömrümün geçtiği yolda bana sorsalar,Gidiyorum bir kadın bacağının peşinden.Bir kadının içinden ağlayışı,gülüşü,Gözlerinden ziyade bacaklarına yakın,Bir lisandır onların duruşu, bükülüşü,Kadınlar! Onlar varken konuşmayınız sakın.İnce sütunlardaki ilahi güzelliğe,Bacakların ruhudur şekil veren diyorum.Bacakları bir kalın örtüde saklı diye,Mermerde kalbi çarpan Venüs'ü sevmiyorum.Boynuma doladığın güzel putu görseler,İnsanlar öğrenirdi neye tapacağını.
Kör olsam da açılır gözüm,ona sürseler,İsa'nın eli diye,bir kadın bacağını.

Necip Fazıl KısakürekBu şiire göre Necip Fazıl'ın, bir ayak fetişisti olduğu ortaya çıkıyor.
Necip Fazıl, 1934 yılına dek kadınların bacaklarına şiirler yazacak kadar nefis düşkünü bir adamdı. Eğlence ve kadınlar onun hayatının baş unsuruydu. Daha sonra da bu pislik hayatını devam ettirmediğini iddia etse de ''döneklerden, dönenlerden'' hayır gelmez.

Devam edelim…Bu müfteri ayrıca Türkçe düşmanıdır.
Türkçe'ye ağır hakaretler içeren yazısını aktarıyorum…

- Kısa heceler...
Aşağıdaki cümleyi,ona hususî bir mâna biçmeden,onda ayrı bir mâna murad edildiğini hesaba katmadan,sadece Türkçe olarak okuyunuz.
- Ciğerimi delici,yüreğimi yakıcı,kafamı kemirici soru şu ki,gericiliğe mi,ilericiliğe mi,ne tarafa döneceğini bilemeyene,ne diyeceğini,ne edeceğini bulamayana,baba izini görmeyene,anadilini yitirene,yolunu şaşırana,ya kuzu gibi boyuna budalaca acı acı meleyene,ya da kısa heceli ölü kelimeleri dizi dizi boşuna sıralayana,şu yeni kuşağa ne demeli;acımalı mı,acımamalı mı?

İçinde 50 kelime ve 162 hece bulunan bu cümlede tek bir uzun hece yoktur ve böyle bir lisan yeryüzünde mevcut değildir.
- Bu hâl, tarihin ilk çağlarında,henüz hançeresi gelişmemiş bir millete işarettir.
- Tek heceler...
Dilimiz umumiyetle tek, hiç değilse az heceli kelimelerden örülü:al,kal,çal,dal,ol,sol,dol,yol,ser,ver,ger,yer, ar,ban,kan,san,at,kat,tat,çat, kap,sap, tap,yap,say,yay,kay,cay,sil,bil,ek,çek,şiş,piş,ye,de,filân,falan,sayısıza kadar giden bir dizi...

Askerî kumanda sesine benzeyen ve sonlarına birer "mak" veya "mek" edatı eklenince ancak iki heceli masdarlığa çıkabilen "emr-i hâzır"lardan ibaret bu tek veya az heceli kelimeler kalabalığı içinde yabancı dillerden devşirilmiş dolgun heceler de Türk hançeresine uymadığı için bölünmüştür:
Psomi (Rumca ekmek) İpsomi...Fikr-Fikir... Spor-Sipor... Film-Film... Nefs-Nefis... Remz-Remiz...Vesaire...- Başka dillerde tek hecede 4-5 sese kadar çıkabilen (rast, drops) dolgun heceler Türkçede 2-3 sesi aşamaz ve ancak kültürlü insanların hançeresinde yer bulabilir.
- Bir dilde uzun, dolgun ve çok heceli kelimeler, tefekküriyet ve medeniyet işaretidir.
- Türk Milleti'nin, ruhunu dayayacağı üstün bir medeniyet mihrakı buluncaya kadar sürdüğü hayat içinde dili, kısa heceler bahsinde olduğu gibi, konuşmaya ve dolayısıyla düşünmeye vakti olmayan bir topluluğu ifade eder.

- Mücerret mefhum...
Türkçe'de, kendi öz anlamı olarak tek bir mücerret mefhum yoktur.
Aşağıdaki, hemen her lisanda mevcut mücerret mefhumların Türkçe karşılığını arayınız:
Zaman, mekân, mesafe, zevk, şevk, mevzuu, merkez, mihrak, gaye, mefkûre, din, Allah; ve nâmütenâhîye kadar sayabiliriz.
Mücerret mefhumların hattâ basitlerinden olan bu kelimelerden bir tanesini bile Türkçe'de bulamazsınız.
"Allah" adının hiçbir lisanda eşi bulunmaz hâs ve âlem ismi olması bir tarafa, ilâh mânasına her dilde mevcut kelime bile Türkçe'de yoktur. "Tanrı" kelimesi "tanyeri"nden gelir ve mücerretlikle alâkasız, putperestlikten kalma bir madde ismi olmaktan ileriye geçemez.
"Mevzuu" kelimesine uydurulan "konu" ise "koymak" gibi kaba ve maddî bir fiile dayanır.
"Vazetmek" fiili "koymak" değildir ve onun üstünde bir mânayı (nüans-gamiza) belirticidir.

- Neticede, sade ve mahdut madde isimlerine mahsus, beşerî tefekkür malzemesinden mahrum bir lisan karşısında kalıyoruz. Hattâ "dil" bile "lisan" kelimesine uymuyor ve ağızdaki et parçasından ibaret kalıyor.

- Cedlerimiz İslâmı kabul edip kâinat çapında bir tefekkür ve tahassüs hazinesini yüklendikleri ân, takdir ettiler ki, kumanda seslerinden ibaret tek ve kısa heceli, âhenksiz sadece yalçın madde plânına bağlı, mücerret mefhumdan sıfır derecesinde bir dille ne insan, ne cemiyet, ne de devlet teşkil edilebilir.
Artık Türk, madde fatihliğinden, onunla beraber mâna fâtihliğine geçmiştir; bunun için de maddî kılıcına eş bir mâna kılıcı lâzımdır. Hâlbuki elinde, mânevî kılıç adına, çelik değil, bir saman parçası bile yoktur? Ne yapsın?

- Türk, İslâmiyeti kabul ettikten sonra düşünmeye başlamıştır. Bu, anlayan ve insafı olan için riyazî bir hakikattir. İşte bu Türk, yani İslamiyet'i kabul ettikten sonra gerçek Türk'ü bulan Türk, ilk iş olarak, kaba müşahhaslardan ileriye geçemeyen dilini zenginleştirmek zaruretini idrak etmiştir.
Bunun için de, Batılının, Yunan ve Lâtin kaynaklarına uzanışı gibi, öz kültür kaynağının iki örnek diline el uzatmış ve Türkçenin çarşafı üzerine Arap ve Fars ağaçlarının meyvelerini silkelemeyi tek yol kabul etmiştir.
Necip Fazıl Kısakürek,İdeolocya Örgüsü,Büyük Doğu Yay.

İstanbulBu yazıda Necip Fazıl, Türk diline hakaret ederek, Arap dilini kutsadığı gibi ''Türkler Müslüman olduktan sonra düşünmeye başlamıştır'' diyerek de koskoca İslâm öncesi Türk tarihine ve Türklerine bile sövmüştür.
Sanırım bu kadar bilgi Necip Fazıl'ın Türk ırkı için ne kadar tehlikeli bir yaratık olduğunu ispata kâfidir.

Necip Fazıl KISAKÜREK denen kişi bugün molla, takunyalı, çarşaflı, şalvarlı, şeriatçı takımına malolmuş yobazın ve Türk düşmanının biridir.

Necip Fazıl KISAKÜREK, Nazım Hikmet RAN gibi kişiler için "Kendisi,kişiliği işe yaramaz ama şiirleri iyidir!" demek,Ahmet KAYA'nın bir PKK'lı olduğunu bile bile "Olsun be, müziği çok güzel!" deyip dinlemek gibi bir şeydir.

Bir şiiri: DestanDurun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak!Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak:
Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden,Çatırdılar geliyor karanlık kubbemizden,Çekiyor tebeşirle yekûn hattını âfet;Alevler içinde ev, üst katında ziyafet!

Durum diye bir lâf var, buyrunuz size durum;Bu toprak çirkef oldu, bu gökyüzü bodurum!
Bir şey koptu benden, şey, her şeyi tutan bir şey,Benim adım Bay Necip, babamınki Fazıl Bey;Utanırdı burnunu göstermekten sütninem,Kızımın gösterdiği, kefen bezine mahrem.
Ey tepetaklak ehram, başı üstünde bina;Evde cinayet, tramvay arabasında zina!
Bir kitap sarayının bin dolusu iskambil;Barajlar yıkan şarap, sebil üstüne sebil!Ve ferman, kumardaki dört kıralın buyruğu;Başkentler haritası, yerde sarhoş kusmuğu!
Geçenler geçti seni, uçtu pabucun dama,Çatla Sodom-Gomore, patla Bizans ve Roma!
Öttür yem borusunu öttür, öttür, borazan!Bitpazarında sattık, kalkamaz artık kazan!
Allahın on pulunu bekleye dursun on kul;Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa;Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa!
Kubur faresi hayat, meselesiz, gerçeksiz;Heykel destek üstünde, benim ruhum desteksiz.

Siyaset kavas, ilim köle, sanat ihtilâç;Serbest, verem ve sıtma; mahpus, gümrükte ilâç.Bülbüllere emir var:
Lisan öğren vakvaktan;Bahset tarih, balığın tırmandığı kavaktan!
Bak, arslan hakikate, ispinoz kafesinde;Tartılan vatana bak, dalkavuk kefesinde!
Mezarda kan terliyor babamın iskeleti;Ne yaptık, ne yaptılar mukaddes emaneti?Ah, küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap;Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılap.


1 – N. Fazıl, 1947 ve 1950 iki defa olmak suretiyle Türklüğe ve 1960'da Atatürk'e hakaret suçlamasıyla yargılanmış mıdır?

2- Necip Fazıl, 5816 sayılı Atatürk'ü koruma yasası uyarınca İstanbul Toplu Basın Mahkemeleri'nce 8.7.1981 tarihli ve 1977-137 sayılı kararı ile Atatürk'e hakaretten mahkûm edilmiş, bu mahkûmiyet kararı Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin 17.2.1982 tarih 1982-13 esas ve 1982-786 sayılı kararı ile onanmış mıdır?

3- N. Fazıl, 17 Temmuz 1959'da Büyük Doğu dergisinde yayımlanan bir yazısında "Amerikan politikasını korumakla mükellefiz...
Amerikan siyasetini tutmak biricik yol...
Amerika'dan nazlı bir sevgili muamelesi görmek biricik dikkatimiz olmalı. Yoksa bir Amerikan bahriyelisinin iki yana açık bacakları arasında mütalaa ettiği kadından ileri geçemeyiz.
Dış siyasetimizde Amerikan siyaseti ve iç bünyemizde Amerikanizm politikasını kendimize tecezzi etmez (birbirinden ayrılmaz) bir siyaset vahidine (tekliğine) göre ayarlamakta büyük ve her işe hâkim bir mânâ gizlidir." diyerek Amerikan emperyalizmin savunuculuğunu yapmış mıdır?

4- "Son Devrin Din Mazlumları" adlı kitabında İngiliz desteğiyle gerçekleştirilen Dersim'deki Kürtçü ayaklanmaları desteklemiş midir?
Bu kitabında bölgede Kürtleri tepeleyen kahraman Türk askerlerini katliamcı ve soykırımcı olmakla suçlamış mıdır?

5- "Ah küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap / Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılâp" şeklindeki mısraları ile kast ettiği "maymun" ve "inkılâp" nelerdir? Bu soruyu büyük bir ıstırap ve utanç ile sorduğumu da belirtmeliyim…

6- İrticaî terör nedeniyle yitirdiğimiz en kutlu ve kutsal şehitlerimizden biri olan Şehit Kubilay ve menfûr Menemen hadisesi hakkında N. Fazıl'ın Büyük Doğu dergisinde bu işin devlet provokasyonu olduğu iddia edilmiş midir?
Bu yazı ile o devrede devletin başında bulunan Başbuğ Atatürk zan altında bırakılmış mıdır?

7- Başlık içerisinde belirtilen Türkçe hakkında düşünceleriyle, Türkçe'de bulunan tek heceli kelimelerin fazlalığını dolayısıyla "Türkçe'yi kalitesizlik ve Türkleri kafasızlıkla" ithâm etmiş midir?

8- Yine aynı yazısında "Türk, İslâmiyeti kabul ettikten sonra düşünmeye başlamıştır." diyerek binlerce yıllık İslâm öncesi Türk tarihine, medeniyetine ve Müslüman olmayan Türklere hakaret etmiş midir?

9- Yüce Başbuğ Atatürk'ün Gençliğe Hitâbesi'ne nâzire olarak kaleme aldığı kendi Gençliğe Hitâbesi'nde "....halka değil Hakk'a inanan, meclisinin duvarında "Hakimiyet Hakk'ındır" düstûruna hasret çeken, gerçek adaleti bu inanışta ve halis hürriyeti Hakk'a kölelikte bulan bir gençlik..." şeklinde düşünceleriyle Başbuğ Atatürk'ün "Egemenlik kayıtsız-şartsız milletindir" düşüncesini tel'in ve tekzip etmiş midir?

10- Bizzat en yakınlarının şahâdetiyle ile "Büyük Doğu" dergisine DP iktidarının bilhassa son yıllarında Menderes tarafından örtülü ödenekle para aktarıldığı şeklindeki iddialar doğru mudur?


Necip Fazıl Kısakürek7 Temmuz 1959 Büyük Doğu Dergisi Bugün ABD nin şefkatli(!) kucağında oturan biride yakın zamanda benzer sözleri etmişti.

Üstadının öğüdünü ne güzel tutmuş değil mi?
Fazıl'ın Türk töresini,dilini arap töresinden dilinden aşağı gören birçok yazısıda var arasanız bulursunuz.
Fazıl'ın ve onun ardından gidenlerin bilmediği ya da gözmezden geldiği nokta şudur kavm-i necip olarak dillendirilen arap bin türlü rezilliğe saplanmışken,onlarca puta taparken,şamanist diye küçümsenmek istenen Türk ataların,Tanrıya olan inançlarını ifade biçimleridir.

Bengütaşların doğu yüzünden birkaç satır;Davar,at,sığır,kazlar kendi dilince neyler?
Horozlar tan atmadan öter bu ödke söyler.(ödke:zaman,bu ödke Tanrının kullarının uyanık olmasını istediği zaman)Kuşlar bile uyumaz o çağ uyanık olur!
Dağ sırtına çıkan kurt o çağda neden ulur?
Ağaçlar dallarını sallayıp hışırdatır.Otlar yere eğilip bize neler anlatır?
Kendi dilince söyler her biri bize neler?Usu olanlar anlar sesleri kulak deler..Her birisi yalvarır,derler yaratanına,Sen bizleri var ettin,eriştik bu tanınaBizden saygı,arpağı kabul et ey Tanrı'mız!(arpağ:dua,yakarış)Vermeseydin güneşi ağarmazdı tanımız.....
Dinle Bilge Kağa'nı boşa gönül avutma!Geleceği öğütler,iyi öğren,unutma!....Tanrı üstte gökleri,içinde varlıkları,Altta yağız yerleri,ışık,karanlıkları..
İkisi arasında kişiyi yaratmış,Kopuna üstün kılmış bellek,usla donatmış.(Kopu:topu,hepsi)Gökte,yerde var kopu da yaratılan.Benzemez yaratana sonradan yaratılan.
Kökte Tengri,Yerde Biz;
İleti:H.Murat Çelik
************
Burada 80 yıl önce,80 yıl sonra başlığında verdiğim yazıyı yinelemeden geçemiyeceğim.
Dikkatle bakınız kimler ne demiş?
Şimdi daha iyi anlaşılmaktadır bölücülükte nasıl işbirliği yapıldığı,neleri kullandıkları.
Dincilik ile Kürtçülük üzerinden nasıl ve ne zamandan beri ülke bütünlüğü,ULUS devlet yıkılmaya çalışılmaktadır.İzelyiniz ibret alınız.A.Dursun

YORUMSUZ;80 YIL ÖNCE 80 YIL SONRA

80 yıl önce
'Ne mutlu Türküm diyene'
ATATÜRK
------------
80 yıl sonra
'Sen ne mutlu Türküm dersen oda ne mutlu kürdüm der. Türklük yerine Türkiyelilik bilinci yerleştirilmelidir'
Tayyib Erdoğan

'Cumhuriyetin ilanı İstanbul'un tarihi değerini ve saygınlığını düşürmüştür'
Kadir Topbaş


'Kürtlerin geleceği ve özgürlüğü için Türk askerinin kanının oluk oluk akması gerekir'
Leyla Zana


'Toprak tek başına bir anlam ifade etmiyor. APO Türklere Allahın bir lütfüdür.
İnsanları öldürmek yerine Kürtlere istedikleri toprakları vermek gerekir'
Ahmet Altan

'Türkiye, sadece Türklere bırakılmayacak kadar önemli bir ülkedir'
M.Ali Birand

'Atatürk öldüğünden beri hala zenginlik ve özgürlük üretemiyorsak sebebi Kemalizm'dir'
Ahmet Altan


'Vatan sevgisi nedir ki? Vatanı seveceğinize gidin evde karınızı sevin'
Çetin Altan

'Memleketi bir çift kadın memesine satarım'
Ahmet Altan


'Kimse söylemiyor bari ben söyleyeyim. Türkiye'de 1 milyon Ermeni'yle 30 bin Kürt katledildi'
Orhan Pamuk


'Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı sırtımızı Amerika'ya dönmeliyiz'
Fetullah(ya da Fethullah) Gülen


'Boğazlar milletler arası bir komisyona devredilmelidir'
Rahmi Koç


Yorum yok,çünkü yoruma dahi gerek duyulmayacak kadar açık bu ifadelere sadece ulu önder Mustafa Kemal'den bir yanıt verelim yeterli olur.

“Bilirsiniz: Bizi yanlış yola sürükleyen kötüler, çoğu zaman, din perdesine bürünmüşler, saf ve temiz halkımızı hep “şeriat” sözleriyle aldata gelmişlerdir. Tarihimizi okuyunuz; görürsünüz ki ulusu gerileten, tutsaklaştıran, çürüten kötülükler hep din örtüsü altındaki geriliklerden, bayağılıklardan ve alçaklıklardan gelmiştir. Onlar her türlü davranışı dinle karşılaştırırlar."
M. K. Atatürk (1923)

*********
25 Aralık 1919,
İngiliz Yüksek Komiserliği Baştercümanı A. Ryan'ın raporu:

"Amacımız bölmek ve hükmetmek olmalıdır.Biz,bu gerçek ideali dinmiş gibi davranacak çıkarcı bir grubu idareci olarak takdim etmeye çalışacağız"

[Yoruma gerek varmı? Bu yöntem açık ya da dolaylı emperyalizmin başlıca silahıdır] kaynak:
1881-1938 Atatürk, Kurtuluş savaşı ve cumhuriyet kronolojisi, Turgut Özakman, Bilgi yayınevi, 1999, sayfa 93
********
[Kürsü] Dua, Allah'la gizlice konuşmaktır.
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=624734#
------------
Türkler nasıl mahvedilir?
Devrin Fener Patriği Grigoryos’un Rus Çarı I.Aleksandr’a yazdığı ve Türklerin nasıl mahvedileceğine dair tavsiyeleri şunlardır:
“Türkleri maddeten ezmek ve yıkmak gayri mümkündür.
Çünkü Türkler başka milletleri gurur ve ifrada sevkedecek zaferler önünde olduğu kadar her türlü ümitleri kaybedecekleri mağlubiyetlere ve felaketlere karşı sakin, sabırlı ve mukavemetli insanlardır. Gayet mağrurdurlar ve izzet-i nefislerine fevkalade düşkündürler.
Ferdi iradelerin üstündeki hadisatı değişmez mukadderat sayma inancına sahiptirler. Bu inanışları dinlerine bağlılıklarından, kadere rıza göstermelerinden, ananelerinin kuvvetinden, padişahlarına, kumandanlarına, büyüklerine olan itaat duygularından gelmektedir. Türkler zekidirler ve kendilerini müspet yolda sevkü idare edecek reislere sahip oldukları müddetçe de çalışkandırlar. Gayet kanaatkârdırlar.
Onların bütün meziyetleri hatta kahramanlık ve şecaat duyguları da ananelerine olan bağlılıklarından ahlaklarının selabet ve safiyetinden bilhassa dinî ve manevî hayatlarını tanzim ve tedvin eden şahsiyetlere olan bağlılık ve hürmetlerinden gelmektedir.
Türkleri evvela bu din ve maneviyat şahsiyetlerinden mahrum bırakmak, buhran anlarında irşad vazifesini îfâ edecek şahsiyet ve mihraklardan nasipsiz kılmak icap eder.
Bunun da kestirme yolu dinî ve manevî hayatı temsil eden teşkilat ve şahsiyetleri milletleri üzerinde müessir kudret halinden çıkarmak. Halkı da ananat-ı diniyye ve milliyetlerine intibak etmeyen haricî telkin ve fikirlerle tahrip etmektir. Manevî mihraklardan mahrum oldukları gün Türkleri kendilerinden şeklen çok kudretli, kalabalık ve zahiren hâkim kuvvetler önünde zafere götüren asıl kuvvetleri sarsılacak ve ancak o zaman maddî vesaitin faikiyetine istinat edilerek Türkleri yıkmak mümkün olacaktır”.

http://ahmetdursun374.blogcu.com/necip-fazil-kisakurek-gercegi_19659381.html
 
Allah'ın övdüğü kurtulmuş millet,Yürü altın nesli o tunç Oğuz'un..

bu dizeLerin sahibi Türk Milleti için tehlike değildir.
Tehlike olarak görenlerde daha Oğuz Ata hakkında bilgisi biLe yoktur.
Asıl tehLike olanlar beni staLin yarattı ben sovyetler birliğinin çocuğuyum diyenlerdir!!
Ama nedense bu ulusalcı dalgada bunlar tehlike olarak görülmemektedir.Bu da Ahmet Yılmaz görüntü Kemalist aslı komünist bunlar hem yalaka hem kapitalist dizelerinin hakkını veriyor olsa gerek..

Son olarak açın üstadın Mehmetçik adLı makalesini okuyun!
 
kedi uzanamadığı ciğere pis der yakında m. akif ersoy hakkında da bu tür aslı olmayan birilerinin bi taraflarından uydurdukları saçmalıklar duyarsam hiç şaşırmam
 
bizim oralarda havlayan köpeğe "hoşt" derler !!!
 
Geri
Üst