Irak sınırını kaydıralım mı?

BurakƷ5

Moderatör
Moderatör
Katılım
22 Haz 2008
Mesajlar
5,314
Reaction score
0
Puanları
36
Yaş
35
Konum
Dünyanın neresinde olursan ol, bulunduğun yerde de
526252_detay.jpg


Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, dün Hakkâri’de bir grup gazeteciye terör olaylarını değerlendirirken, daha önce 90’larda Turgut Özal zamanında tartışılan bir konuyu tekrar gündeme getirdi.

Bakan Yazıcı, terör olaylarına karşı alınacak önlemlerden birinin “sınırın kaydırılması” olduğunu söyledi: “Sınır güvenliği ve sınırın yerinin bazı bölgelerde kaydırılması konuşulabilecek, tartışılabilecek bir şey.”

HABERTURK.COM, bu öneriyi tartışmaya açıyor…

Irak sınırının değiştirilmesi terörü önlemek için faydalı olur mu? Sınır içeri mi kaydırılsın, dışarı mı? Uluslararası hukuk bu konuda ne diyor? Daha önce benzer bir uygulama oldu mu? Bu anlaşmayı kiminle yapmak gerekiyor?..

İşte uzmanların verdiği cevaplar.



DEVLETLER HUKUKU PROFESÖRÜ YAŞAR GÜRBÜZ

“Irak merkezi hükümetiyle anlaşılırsa olur”

Bu tartışma Özal zamanında da gündeme gelmiş, konuşulmuştu. Burada Irak’tan bir kısım toprağın ülkemize katılması, yüzölçümün büyümesi sözkonusu. Buna devletler rıza göstermez. İkna ederlerse mesele yok. Özal döneminde gündeme getirildi, “sınır bugün bulunduğu noktada kontrol edilemiyor, daha aşağı kaydırmak lâzım ki, bu teröristlerin yuvalandığı bölgeler Türkiye’nin kontrolünde olsun” dendi. Hatta “suların yatağı kaydırılsın bu bölge sular altında kalsın” da dendi.

Bu sınırlar çizildiği zaman sorun değildi aslında. Sorun olmadıkça bu sınırlar sıkıntı yaratmıyordu. 30 yıl önce terör başladı, dağlar terör üssü oldu, o zaman sınırlar da sorun oldu.

İki devlet arasındaki sınır değişimi anlaşmayla olur. Olur elbette ama Irak’ın buna rıza göstermesi lazım. Bu sınırlar Lozan’la çizilmiş olsa da, iki devletin anlaşmasıyla değiştirilebilir. Lozan’ın şartlarını konuşmuyoruz ki. Bütün anlaşmayı masaya yatırmaya gerek yok. İki devletin anlaşmasıyla olur, sınır anlaşmaları yapılabilir. Türkiye ve Irak anlaşırsa çözülür.

Bu anlaşma da, Irak merkezi hükümetiyle yapılır. Uluslararası hukuka göre bu anlaşmayı Bağdat’taki merkezi hükümetle yapmak lazım. Ama içerde, merkezi hükümetle bölgesel hükümet arasında ne çıkar onu bilemem. Hukuki olarak Bağdat’la, merkezi hükümetle bu iş çözülür. Bu konuda bölgesel hükümetin yetkisi yoktur.

PROF. ÜMİT ÖZDAĞ – 21. YÜZYIL TÜRKİYE ENSTİTÜSÜ BAŞKANI

“Yapılabilirse çok işe yarar”

1995-96’da bu konuşuldu ama gerçekleşmedi. Şimdi de bu ihtimali zor görüyorum. İngilizler bu sınırı bilinçli çekti. Bu, savunulması en zor sınırlardan biridir. Ama böyle bir değişiklik yapılabilirse mükemmel olur. Askeri anlamda çok faydalı olur. Bu, PKK’nın dağlardan sızma çabalarını çok zorlaştırır ve bölgenin savunulmasını ciddi anlamda kolaylaştırır. Ama çok geniş bir alandan bahsediyoruz. Bir taraftan alırken bir taraftan da vermeniz gerekir.

Benzer bir anlaşmayı 1930’larda İran’la yaptı Türkiye. Ağrı Dağı çevresinde yapıldı çünkü orada da benzer bir sorun vardı; çeteler, isyanlar vardı. Ve başarılı sonuç alındı. Şimdi de çok işe yarar ama gerçekleşmesi çok zor.

DEVLETLER HUKUKU UZMANI PROF. FÜSUN ARSAVA

“Bahsedilen şey bence bir geriye çekilme”

1926’da sınır o günün koşullarına göre çizilmiş. Tek taraflı olarak sınırı değiştiremezsiniz. Bir dizi çalışma gerekir bunun için. Öncelikle topografik çalışmalar yapılır. Bunun dışında, Türkiye’nin sınırı aşarak ilerlemesi demek Irak sınırını ihlal demek.

Yazılıp çizilenlerden anladığım kadarıyla sınır kaydırması Türkiye’nin içeri doğru kaydırması şeklinde olacak. Sarp yamaçların ve dağların güvenliğini sağlayamadığı ve çok fazla saldırıya uğradığı için Türkiye sınırını geri çekmeyi planlıyor. Böyle bir şey olursa da hukuki bir sınır anlaşması değişikliği yapmayacak. Türkiye fiili olarak güvenliğini sağlamak üzere o sınır çizgisinden bazı yerlerde geri çekilecek bazı yerlerde ileri gidecek. Çünkü siz Irak’la masaya oturur ve sınır anlaşması değişikliğine giderseniz Türkiye belki de toprak kaybına uğrayacak. Türkiye bunu yapmaz. Hiçbir devlet bir karış toprağını başka bir devlete bırakmak istemez. Türkiye fiili olarak böyle bir değişikliğe giderse ortaya ciddi bir sorun daha çıkıyor. O dağlık araziyi Irak’a bıraktığında oraların denetimini de Irak ve ABD’ye bırakmış olacak. O bölgenin tampon bölge olması gerekir. Ama ABD orada etkin olamazsa ve kontrolünü sağlayamazsa PKK orada üslenir, mevzi kazanır ve ovaya çekilen Türk güçlerine ağır saldırılar düzenleyebilir.

POLİS AKADEMİSİ ÖĞRETİM ÜYESİ VE TARAF GAZETESİ YAZARI ÖNDER AYTAÇ

"Sınır tabii ki değiştirilebilir"

Coğrafi bağlamda sınırların çizilmesi genellikle söz konusu. Bir nehrin, dağların ya da gölün ve denizlerin çizdiği sınırlara bağlı olarak ülkelerin de sınırları şekillenmekte. Ancak bunu her zaman söylemek de olası değil. Afrika ülkelerinin ve arap ülkelerinin sınırlarına baktığımızda coğrafi yapının ötesinde, buraları sömürge
olarak yıllarca kulanan batılı devletlerin, kendi çıkarlarına uygun bir şekilde de ülkelere ayırması söz konusu. Adeta ele bir çetvel alınmış ve çizilmiş. Ya da doğal kaynaklara, insan kaynaklarına ve yer altı kaynaklarına göre de sınırları çizilirken bile karıştırarak sömürge devletin çıkarlarına uygun, yapay bir sınır çizimi gerçekleştirilmiş. Aynı Kemal Sunal'ın Propoganda (1999) filminde de anlatıldığı gibi. Eğer ülkeler arasındaki sınırlar esnetilecek ve AB ülkelerindeki gibi yapılacaksa ki yapılmasında yarar var. O zaman hem ekonomik girdileri arttırmak ve sosyal akrabalık bağlarını artrtırmak ve farklı ülkelerde kalan aileleri beraberleştirmek ve de teröristlerin geçiş ve yaşama şartlarının bölgesel bağlamda sonlandırmak için kesinlikle İran, Irak, Suriye ile bu anlamda sınırların çizilmesini coğrafi etkenlerin ötesinde, terörü önleyecek şekilde düz ovadan geçecek şekilde değiştirilebilir.

Ancak sınır değişikliği tek başına çözüm değil. Bunun yanında profosyonel orduya geçilmesi, devlet sisteminin bütün halkları eşit ve 'ötekileştirmeden' kucaklar hale gelmesi, ortak akıl üretmeye ve genel mutabakatı sağlamaya gayret edecek bir diyalog dilinin geliştirilmesi ve yaşatılması gereklidir. İnadına özgürlük, inadına demokratik açılım, inadına daha fazla insan hakları, inadına şeffaflık, hesapverebilirlik ve güvenlik güçlerinin yapptığı her eylem ve işlemden bağımsız (kaldıysa) ve sivil mahkemelerde yargılandığı bir yapının kurulması lazımdır.

KAYNAK
 
sinirlari kaydirip kurtistana zemin hazirlama cabasi icinde akp suanda..ve o bolgede olan petrol ve dogal gaz yataklarini amerikanin emriyle sinirin kaydirilmasi operasyonuyla amerikanin eline vericek....
 
seviyenizi koruyun arkadaşlar yorum eleştiri bunlar dogal şeyler ancak hakaret boyutuna giren yorumlar sorgusuz sualsiz forumdan uzaklaştırılır..
 
bence mantıklı bir çözüm ama bu olayların azalacagını sanmıyorum 2 sınır yapıp arada bırlık yapmak daha mantıklı gelıo bana yada arada mayın dosemek
 
kardeşler herkesin amacı belli burda bitane bile vatan hayini üye bulamazsınız yorumların hepsi bir sadece üslüp farklı hepimiz aynı ülküde birleşiyoruz fikirdede ama bunlar makul yollardan ifade edelim Türkiye Cumhuriyetinin sürekli çetin süreçlerden geömesi halkı yordu buna çözüm bulmak ilk okul mezunu olan milletvekillerin değil bizim gibi gençlerin ellerinde başta olana saygı duymalı sahip çıkmalı doğrusuna bravo yanlışınada dur deyip Kulağı çekilmeli. İstatistiklere bakın Türkiye de gelmiş geçmiş en istikrarlı (hükümetin devamı bakımından) hükümet AKP ye ait bizler hep UMUT la yaşadık UMUDUMUZ hala devam ediyor bü ülkenin UMUDU tükenirse ne AKP kalır ne TSK nede PKK fazla dürtmesinler bence bizleri YETER...
 
Milleti kafalarının keyfine göre idaret etmeye kalkışan kuvvetler beladır.
Bela çekmeye de bu milletin artık tahammülü kalmamıştır.
M.Kemal Atatürk


Wolf söz'ü imzana yazmişsin çok güzel bir söz tebrik ediyorum..
 
ben acılımı ellerine gözlerine bulastırdılar lafına katılmıyorum.
acılımda bazı seylerin bir parcası; bunlara örnek verelim..
partiler kapanmasın, özgürlük tam olsun, ekonomin sağlamlaşsın, demokratik bir ülke ol. kısıtlayıcı haklara karsı ol vs. bunlar bir takim iyileştirme sürecleri. Kim ve neden isteniyor tahmin edebiliyorsunuz.
ben Türk milletinin uyuduguna da inanmıyorum. Allaha sükür Türk'üz ve uyanığız.

bir laf vardır fazla erkek olanın *** keserler diye.
Özal zamanında dedi. Musul ve kerkük bizim, bunu alacağız diye.
Ama sonucunda ne oldu, fazla yaşamadı.
Önemli olan sabır etmek, yeri ve zamanı geldiğinde kısa ve öz konuşup, bişeyler alabilmektir.

Biz bu vatanın 1 karış topragını ne ABD'ye, nede baska birine vermeyiz merak etmeyin.
Türk damarlarında gezen kan, 1 karıs toprağı verdirmez, vatan demek, toprak demek Türk gencine namus demektir. Bunu akp, chp veya mhp gibi siyasete bağlamayın. cünkü olası bir savasta bile Türk genci böyle burada hükümeti elestirmek, muhalefeti elestirmek gibi bir yaptırımla, banane ben bu hükümete oy vermedim diyerek elini kolunu kıpırdatmamak ta bulunamaz herhalde.

sınırların daralmasından değil, genişlemesinden bahsediliyor. Bunu da diyen şimdilik Akp, mhp, chp de değil sadece bilgin kişilerin fikirleri beyan edilmiş durumda. Özal'da denedi ama biraz zor.

Abd'nin acık düsüncesi bizim toprağımızı almak değil. Yıllar beni yanıltmayacak göreceksiniz. Tek düsüncesi Irak'ta savasla bir yerin alınmayacağını gördüğü gercektir.
Orta doğuda bi abi, bir emanetçi istiyor. Türkiye'den de bir başkasının bunu başaramayacağını biliyor. 2011-2012 gibi cok uzak değil bu söylediklerim, musul ve kerkük'ü bile kendi sınırlarımızda görüceksiniz ve orada Türk askerinden baska kimse görevli olmayacak.

Aynı 1974 nato'nun bize ricası gibi .. Girin kıbrıs'a olayları kontrol altına alın dediler. Nato üyesi olduğumuz icin müdahale ettik. Sonra onları takmadık, 2. müdahale ile yarısına hic aklımızda fikrimizde yokken sahip olduk. Tamam düşündüğümüzde bizim olan kıbrısı aldık ama taa lozandan önce kaybettiğimiz yerlerden biriydi. Almakta aklımızda bile yoktu buna emin olun.

Tarih tekerrürden ibarettir. Bu dediklerimi cok kısa zamanda belli bölgeler üzerinde gerçeklestigini göreceksiniz. Chp, akp, mhp kendi kendini yiyip oturuyor ama düzen yavasta olsa kuruluyor görüntüsünde.. Az kaldı, pkk son demlerinde, abd abi olarak bırakacagı ırak bölgesinde böyle bir terör örgütü istemeyecek ve cogunluk kendisi halledecek, hersey zamanla düzelecek .. Yeterki birbirimizi yemek yerine olaylara farklı ve düşündürücü yaklaşalım ..
 
Geri
Üst