KürtLere ÖzerkLik VeriLirse Ne OLuR ?

KnowN

BiR uMuTTuR YaŞaMaK !
Katılım
6 Ocak 2007
Mesajlar
30,473
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
40
Konum
SoNuNDa 'EyvaH' DiyeCeĞiM ŞeyLeRe, BaŞıNDa 'EyvaLL
109_b.jpg


Varsayalım ki, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, en geç 90 yıl sonra “parçalanmayı” getirecek yolu seçti, parçalanmanın ilk ayaklarından bir olan “özerkliğe” kapı açtı…



Türkiye Cumhuriyeti Devleti, o aşamada şöyle bir koşul dayatırsa, Türkiye’ye yayılmış, yerleşmiş, mal mülk edinmiş Kürtler ne diyecekler?:



“Özerklik dediniz. Güneydoğu ve Doğu Anadolu’nun bir bölümünü size verdik. Oralar sizin özerk bölgeniz. Herkes kendi topraklarına yerleşsin. Yerleşmeyen, Türkiye’nin diğer bölgelerine göç etmiş Kürtler, Türk kimliğini, Türk dilini, Türk Anayasası’nı kabul edecekler, etnik kökene dayalı istemlerde bulunamayacaklar…”



Hiçbir Kürt, böyle bir koşulu kabul etmez!



“Böyle bir koşulu, dayatmayı kabul etmem” diyebilecek Kürtler, PKK’nın seslendirdiği, us (akıl) almaz istemlerine şimdiden karşı koymak seçeneği ile karşı karşıyadırlar!



Karşı koymazlarsa, böyle bir sonuçla yüzleşmeleri, korkarım ki, “varsayım” olmaktan çıkar!



Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin almak zorunda kalacağı öteki karar ise çok daha ağırdır!



‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti, parçalanma yolunu kapattı, parçalanmaya ve egemenliğin paylaşımına karşı çıktı’ diyelim.



O durumda, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ilk söyleyeceği söz, “Ya egemenliğimi kabullenir, bağlı vatandaşım olursun, ya bu topraklardan göç edip gidersin, ya da savaşırız” olur.



Kanı kanla yıkamak yanlısı değilim ama gelinecek noktalardan birinde, kanı kanla yıkamaktan başka seçenek kalmıyor!



Ulusal Kurtuluş Savaşı’nda aynısı oldu. Şimdi de aynısı olacak. Aynısının olmaması için bir sakınca, bir engel mi var?..



Sen, emperyalistlerin oyununa gelerek beni yok etmeye yelteneceksin, ben de aptal, salak, bir şey bilmez, bir şey anlamazım ya, elim kolum bağlı oturacağım, beni gelip yok etmeni bekleyeceğim!..



Olacak şey mi?!.



Çocukluğum, gençliğim Kürtlerle geçti. Bu yaşımda Kürtlerle iç içeyim. Çok sayıda Kürt dostum, kirvem, akrabam, bacanağım, yeğenim var.



Kürt’ün, biz yoksul Türkler gibi ezilmişliğini yadsımıyorum…



Hala Kürt müziği dinlediğimde etkileniyorum , anlamasam da bitimine kadar dinliyorum.



Kürt’le, Kürtlerle sorunum yok. Ama beni “Türk Kimliği”mden ötürü dışlayan, yok sayan, toprağımda ve egemenliğimde gözü olan Kürtçülükle sorunum var.



Bu Kürtçülük’ün arkasında, yüz yıllar kardeşçe yaşadığımız Kürtler yoktur; onları kandıran, kullanan emperyalist ülkeler vardır!



O ülkeler ki, Osmanlı’nın topraklarını Sevr’le paylaşmak isteyen emperyalistlerdir! Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin savaşı onlarladır!..



Onların taşeronu PKK’ya özde “terör örgütü” demek istemiyorum!



Türkiye terörle ve terör örgütüyle mücadele etmiyor, emperyalist ülkelerle savaşıyor!



Emperyalist ülkeler, yıllar boyunca oyunlarını ustaca oynadılar ve ulusumuzun parçası Kürt kardeşlerimizden bir miktarını, PKK üzerinden kandırmayı başardılar!



Kanlı eylemlerin yapıldığı illere, o illerdeki eylemlerin gerçekleştiği yerlerine bakalım: Güneydoğu’dan göç etmiş Kürt ailelerini görürüz!..



Son olarak, İstanbul Halkalı’da Jandarma personel servis aracına düzenlenen bombalı eylem, topraklarından koparılan, göçe zorlanan Güneydoğulu Kürt vatandaşların yerleştikleri yerde gerçeklemedi mi?..



Endişem ve korkum; bugün yan yana oturduğumuz, söyleşip dertleştiğimiz, gülüp eğlendiğimiz, düğünlerine, cenazelerini gittiğimiz Kürtlerle kavga eder olacağımız yönündedir! Hızla o günlere sürükleniyoruz!..



Böyle bir gelişmenin önünü kesmek için, Türk - Kürk ayrımı yapmadan hepimizin duyarlı olmamız gerekir… Türkiye Cumhuriyeti Devleti de ciddi önlemler almalı…





HAKLI ÇIKTIM AMA SEVİNMEDİM



“İran gemileri yardım amaçlı Gebze açıklarına gitsin de görelim” diye yazmıştım. Ne tepkiler almıştım!.. İran yere göğe sığdırılmıyordu!..



Haber, beni haklı çıkarmıştı. Ama sevinmedim.



Bir yazar için, yazdıklarının birebir çıkması, sevinç kaynağıdır…



İran’la İsrail’in savaşmasından mutlu olacak değildim…



Gene de bu gelişmeyle, İran’ın “teneke” olduğu anlaşıldı…



İran’ın “teneke” olduğunu kabul etmeyenler, körler, sağırlar oyununu sürdürecekler! Artık, güneşi balçıkla sıvamayı bıraksınlar. Basında yer alan “İran filosu Gazze’ye gitmekten vazgeçti” başlıklı haberin ilk paragraflarını aşağıda sunuyorum, okusunlar, sağlıklı düşünsünler, palavralara, maceralara kanmasınlar:



İsrail'in deniz ablukasını kırmak için İran'dan Gazze'ye gidecek yardım filosunun iptal edildiği bildirildi.

İran resmi haber ajansı IRNA, Uluslararası Filistin İntifadasını Destek Konferansı Genel Sekreteri Hüseyin Şeyhülislam'ın "İnsani yardım taşıyan İran gemisi Gazze'ye gitmeyecek" dediğini bildirdi.

IRNA, Şeyhülislam'ın, Raşt şehrinde yaptığı açıklamada geminin Perşembe günü hareket etmesinin planlandığını ancak İsrail'in kısıtlamaları dolayısıyla yolculuğun Pazar'a ertelendiğini belirtildi.

Şeyhülislam bunun üzerine yetkililerin yolculuğu tamamen iptal etmeye ve yardımları Gazze'ye başka yollardan göndermeye karar verdiklerini söyledi.

Şeyhülislam, "Siyonist rejim Gazze halkına yardımı siyasi bir mesele haline getirmiştir ama biz konuyu siyasallaştırmak istemiyoruz. Bizim en büyük isteğimiz Gazze'deki ablukanın kırılması. Siyonist rejim BM'ye bir mektup göndererek İran ve Lübnan gemilerinin Gazze'ye gelişini bir savaş ilanı olarak algılayacaklarını ve ona göre hareket edeceklerini bildirdi" dedi.

KaynaK
 
Geri
Üst