degazor35
TÜRK oğlu TÜRK
- Katılım
- 6 Mar 2007
- Mesajlar
- 5,674
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
İşçinin hayat sigortasıydı.
Bir ömür çalıştıktan sonra emekliliğin tadını çıkaracağı paraydı.
Onunla kendine bir araba alırdı.
Çocuğunu evlendirirdi.
Evi yoksa peşinatı yatırır, başını sokacak bir yer sahibi olurdu.
Belki rakam çok büyük değil di ama bir ömür çalıştıktan sonra elinde kalan son can simidi idi.
Sonra onlar geldiler.
Önce Cumhuriyet’in kazanımı olan ne varsa satmaya başladılar.
Babalar gibi sattılar, tükettiler.
Fabrikalar bitince yolları, yollar bitince köprüleri, onlar da bitince yerin altında ne var ne yok hepsini sattılar.
Hazıra dağ dayanmaz derler, 10 yılda dağlar taşlar fabrikalar yollar eridi bitti.
Bitti bitmesine ama delik büyüdükçe büyüdü.
Geriye ne kaldı?
Kala kala memurun kıdem tazminatı kaldı.
Şimdi gözü ona diktiler.
Önce sloganı hazırladılar.
Yandaş medya üzerinden haberi saldılar.
Geliyor, geliyor yeni bir paket daha geliyor.
İçinden neler çıkacak neler…
“Memurun yüzü gülecek, her şey çok daha güzel olacak” dediler.
Her zaman ki gibi paket açıklandı, olan memurun cebindeki parasına oldu.
Kıdem tazminatı eskiden bir yılda bir maaşa denk geliyordu, şimdi bir yılda yarım maaşa düştü.
Yarısı uçtu gitti.
Çalışanlar işten atılsa dahi 15 yılı doldurmadan paraya dokunamayacaklar.
İşverenden toplanan paralar Hazine’ye aktarılacak, yani işveren kıdem tazminatını işçiye sonunda vermeyecek.
Her ay ödeme yapacak paralar Hazine’de toplanacak.
Yarıya düşen bu kıdem paralarını da Hazine ödeyecekmiş! Kim öle, kim kala!
Şimdi ben çalışan kesime ne diyeyim?
Geçmiş olsun mu diyeyim, ettin buldun mu diyeyim?
KPSS
2010 yılında sınav iptal edildi. Sınav soruları el altından bir gruba verilmişti.
Ortada suç vardı ama failler nedense bir türlü bulunamadı.
2012 yılında yine aynı durum. Bu sefer Meclisten bir milletvekili soruyor.
Bu sorular iki gün önce falanca sitede yayınlanmadı mı?
Bu yayınevinin ortakları ile Deniz Feneri arasındaki bağlantı nedir?
Çünkü ortakları arasındaki bir isim aynı zamanda Deniz Feneri üyesi.
Peki, ÖSYM ne yapıyor?
Sınava giren öğrencileri didik didik arıyor.
Sanki kopya sınavda çekiliyormuş gibi…
Bu alenen hedef saptırmaktır.
Sınavdan önce sorular el altından bir gruba aktarılıyor.
ÖSYM bununla uğraşacak yerde suçu öğrencinin üzerine atıyor, sanki onlara potansiyel suçlu gibi onlara davranıyor.
Bu sıradan bir olay değildir.
Bu bir kaç kişinin devlette iyi bir memurluk elde etme gayreti değildir.
Bu bir grubun devleti ele geçirmek için adamlarını istediklere yere yerleştirme operasyonudur.
Bunun üzerine samimiyetle gidecek bir iradenin bunun arkasında büyük bir derin yapılanmayı bulacağı açıktır.
Çünkü hem KPSS, hem üniversite, hem polislik, hem doktorluk sınavlarından aynı kokular geliyor.
Bu basit bir olay değil.
Nerdesin ey özel yetkili savcılar ve mahkemeler!
SELİM KOTİL
Bir ömür çalıştıktan sonra emekliliğin tadını çıkaracağı paraydı.
Onunla kendine bir araba alırdı.
Çocuğunu evlendirirdi.
Evi yoksa peşinatı yatırır, başını sokacak bir yer sahibi olurdu.
Belki rakam çok büyük değil di ama bir ömür çalıştıktan sonra elinde kalan son can simidi idi.
Sonra onlar geldiler.
Önce Cumhuriyet’in kazanımı olan ne varsa satmaya başladılar.
Babalar gibi sattılar, tükettiler.
Fabrikalar bitince yolları, yollar bitince köprüleri, onlar da bitince yerin altında ne var ne yok hepsini sattılar.
Hazıra dağ dayanmaz derler, 10 yılda dağlar taşlar fabrikalar yollar eridi bitti.
Bitti bitmesine ama delik büyüdükçe büyüdü.
Geriye ne kaldı?
Kala kala memurun kıdem tazminatı kaldı.
Şimdi gözü ona diktiler.
Önce sloganı hazırladılar.
Yandaş medya üzerinden haberi saldılar.
Geliyor, geliyor yeni bir paket daha geliyor.
İçinden neler çıkacak neler…
“Memurun yüzü gülecek, her şey çok daha güzel olacak” dediler.
Her zaman ki gibi paket açıklandı, olan memurun cebindeki parasına oldu.
Kıdem tazminatı eskiden bir yılda bir maaşa denk geliyordu, şimdi bir yılda yarım maaşa düştü.
Yarısı uçtu gitti.
Çalışanlar işten atılsa dahi 15 yılı doldurmadan paraya dokunamayacaklar.
İşverenden toplanan paralar Hazine’ye aktarılacak, yani işveren kıdem tazminatını işçiye sonunda vermeyecek.
Her ay ödeme yapacak paralar Hazine’de toplanacak.
Yarıya düşen bu kıdem paralarını da Hazine ödeyecekmiş! Kim öle, kim kala!
Şimdi ben çalışan kesime ne diyeyim?
Geçmiş olsun mu diyeyim, ettin buldun mu diyeyim?
KPSS
2010 yılında sınav iptal edildi. Sınav soruları el altından bir gruba verilmişti.
Ortada suç vardı ama failler nedense bir türlü bulunamadı.
2012 yılında yine aynı durum. Bu sefer Meclisten bir milletvekili soruyor.
Bu sorular iki gün önce falanca sitede yayınlanmadı mı?
Bu yayınevinin ortakları ile Deniz Feneri arasındaki bağlantı nedir?
Çünkü ortakları arasındaki bir isim aynı zamanda Deniz Feneri üyesi.
Peki, ÖSYM ne yapıyor?
Sınava giren öğrencileri didik didik arıyor.
Sanki kopya sınavda çekiliyormuş gibi…
Bu alenen hedef saptırmaktır.
Sınavdan önce sorular el altından bir gruba aktarılıyor.
ÖSYM bununla uğraşacak yerde suçu öğrencinin üzerine atıyor, sanki onlara potansiyel suçlu gibi onlara davranıyor.
Bu sıradan bir olay değildir.
Bu bir kaç kişinin devlette iyi bir memurluk elde etme gayreti değildir.
Bu bir grubun devleti ele geçirmek için adamlarını istediklere yere yerleştirme operasyonudur.
Bunun üzerine samimiyetle gidecek bir iradenin bunun arkasında büyük bir derin yapılanmayı bulacağı açıktır.
Çünkü hem KPSS, hem üniversite, hem polislik, hem doktorluk sınavlarından aynı kokular geliyor.
Bu basit bir olay değil.
Nerdesin ey özel yetkili savcılar ve mahkemeler!
SELİM KOTİL