fatu
Banned
- Katılım
- 15 Ara 2005
- Mesajlar
- 4,106
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 45
Kadın mücadelesi bugün hâlâ soyutlamalar üzerinden yürüyor. Kadın kimli?i üzerine bir çok tartı?ma ve tesbit yapılmı? olmasına ra?men, tarihin kadınlara dayatarak belirledi?i kadınlar arası rekabet, kıskançlık ve bunların nedensel temelleri olan kar?ısındakine, kendine güvensizlik durumları aynı ?iddette devam ediyor. Kadınlar arası rekabet ve bunun vahim sonuçları bir çok feminist çevre tarafından ele alındı, 'sorgulandı'. Hatta, feministler birara 'kız karde?lik' olgusunu benimsemeye çalı?tılar. Pek ba?arılı oldu?umuz söylenemez. Bırakın tanımadı?ımız kadınları, tanıdı?ımız, uzun süreli muhabbetlerimizin oldu?u kadınlarla bile artık ili?kilerimizi güvensizlik temelinde yürütüyoruz. Bu gün aynı mücadele içinde oldu?umuz, aynı sloganları payla?ıp, aynı kortejlerde yürüdü?ümüz birçok kadın sırf ki?isel problemleri, güvensizlikleri yüzünden birbirinin bo?azını sıkmaya hazır. Bir sürü kadın, di?er bir sürü kadına 'yargısız infaz' yapabiliyor. Ve bizler sadece seyrediyoruz. Çünkü, muhtemelen ba?ka bir gün, ba?ka bir kadına biz de aynı duygularla bakmı?ızdır. Gerçek ?u ki, bizler hâlâ problemlerimizi, oldu?umuz yeri, ki?isel zaaflarımızı (sırf kadın olmaktan kaynaklı) samimiyetle itiraf etme, itirafın ötesinde öncelikle kabullenme ve bunları tartı?ma düzeyine gelemedik.
Bunları ifade etti?imde erkeklerin eline koz vermekle suçlanabilirim. Ama inanın erkekler bu durumdan bizden daha fazla haberdarlar. Bu durum onların kadınlara kar?ı uyguladıkları incelikli politikada ciddi bir malzeme. Ve bunu kullanmakta da çok becerikliler. Ke?ke rekabetlerimiz, birbirimizi sürükledi?imiz mutsuzluk ve sevgisizlik sadece erkekler üzerinden ya?ansaydı. Alabildi?ine samimiyetle, kendine güvenle, sevgi ile çözümlenebilir, gerekirse ka? göz yara yara bir sonuca gidilebilirdi. Ama sorunun temelinde ö?renilmi?likleri a?amamak ve adım atmaktaki güvensizlik var. Bir sonraki adımsa ister istemez samimiyetsizlik. Kadınlar önce kendilerine, sonra di?er kadınlara, ve 'bazen'de erkeklere kar?ı samimi de?iller.
Biz Eksik Etek olarak 26-04-97 tarihinde 'kadın kimliklerimizi tartı?ıyoruz' ba?lıklı bir toplantı yaptık. Kalabalık de?ildik ama olsun, samimiydik ve yukarıdaki realiteyi hep birlikte itiraf edebildik. Üstelik kendimize dair tanıklıklar ve objektif bir bakı?la. Hepimiz zorlandık ve yorulduk diye dü?ünüyorum. Bize ait olmayan, bir beden büyük gelen ve bu yüzden de ta?ıyamadı?ımız, kılıflı bir iktidar duygusu hepimizi sarmı? durumda. Farkettik ki bu güne kadar tartı?tı?ımız, kadın kimli?ine sahip olmak ba?ımsız birer birey olma, sahiplenme ve iktidara (öncelikle ikili ili?kilerimizde) kar?ı olma olgularının kendi hayatımızın hiçbir alanına uygulayamamı?ız. (Bizimki; hocanın dedi?ini yap, yaptı?ını yapma oluyor ki, burada hoca biz oluyoruz...)
Tüm bunların sonucunda dostluklarımızı birer birer tüketmek durumunda kalıyoruz. Dikkat edin çevremizde birçok kadın 'en iyi' arkada?larının ya da dostlarının erkekler arasından çıktı?ını, kadınların bir ?ekilde, biraz öne çıktıklarında kendilerini 'kazıkladıklarını' söylerler. Güzel, çirkin gibi tanımlamalar kullanmayaca?ım, sadece kadınlık bilincine biraz sahip çıkan, akabinde kendine duydu?u güveni az buçuk sa?lamla?tırabilmi?, hiçbir?eyin fazlası de?il biraz birikime ve 'kendine' sahip kadınlar nedense bir süre sonra 'di?er' kadınların onları kabullenemedi?inden yakınırlar. Samimiyetlerinden en ufak ?üphe duymuyorum, ama ortada halledilmesi gereken sakat bir yan oldu?u da benim için a?ikar. Sorgulamayı, bir?eyleri a?mayı becermek tek tek anlamlı ise de eksik çok fazla. Yüzyıllar bizim aleyhimize öylesine kozlar biriktirmi? ki, tek b a?ına bunlarla sava?mak mümkün de?il. Ne kadar kendimizi didiklersek didikleyelim, ba?ka bir gün hiç dü?ünmedi?imiz geleneksel bir tutum ya da klasik bir jargonla kar?ıla?ılabiliyoruz.
Benim bildi?im, hiç bir ko?ulda bir erkek benim hissettiklerimi, isteklerimi, acılarımı bir ba?ka kadın kadar do?ru algılayamaz. Sadece farklı olarak algılamaya, hatta anlamaya çalı?abilir. Hiçbir erkek bir kadının neden deliler gibi anne olmak istedi?ini, ya da anneli?i reddetti?ini bir kadın kadar iyi anlayamaz. Uç örnekler seçilmi? gibi gözükebilir. Ama kafamı en çok yoran konulardan biri bu. Sanki kadınlar en çok da bu yüzden birbirlerine ba?ımlı, belki de bu yüzden birbirlerinden nefret ediyorlar. Tamamıyla bir önerme... Annelik dengeleri olan bir konu. Bunun ötesinde bir erkek bir kadının di?er adama neden ba?ımlı (her ko?ulda) ya?adı?ını anlayamaz ve tüm dostlu?una ra?men a?a?ılar. Bir kadınsa o süreci hiç ya?amamı?, ba?ımsızlı?ını kendisi ölçüsünde var etmi? olsa da kadının ba?ımlılı?ını en azından algılayabilecektir. Bunun da ötesinde regl dönemine girmeden önceki ve sonraki fiziksel, ruhsal durumunu ancak di?er bir kadınla hissederek payla?abilir. Tüm bunlar seçme, özel örneklemeler gibi görünebilir. Öyle de... Ama benim için bunlar yeterli. Üstelik ya?amın içinde görünmeden ya?anan binlerce ayrıntıda kadınların tarihi ve kaderi (!) öylesine ortakla?mı?ken örne?e ihtiyaç var mı diye soruyorum.
Ve bir kez daha, benim kadınlarla ya?amaya ihtiyacım oldu?unun farkına varıyorum...
Kaynak
Süeda
Eksik Etek
Onuncu Sayı
Bunları ifade etti?imde erkeklerin eline koz vermekle suçlanabilirim. Ama inanın erkekler bu durumdan bizden daha fazla haberdarlar. Bu durum onların kadınlara kar?ı uyguladıkları incelikli politikada ciddi bir malzeme. Ve bunu kullanmakta da çok becerikliler. Ke?ke rekabetlerimiz, birbirimizi sürükledi?imiz mutsuzluk ve sevgisizlik sadece erkekler üzerinden ya?ansaydı. Alabildi?ine samimiyetle, kendine güvenle, sevgi ile çözümlenebilir, gerekirse ka? göz yara yara bir sonuca gidilebilirdi. Ama sorunun temelinde ö?renilmi?likleri a?amamak ve adım atmaktaki güvensizlik var. Bir sonraki adımsa ister istemez samimiyetsizlik. Kadınlar önce kendilerine, sonra di?er kadınlara, ve 'bazen'de erkeklere kar?ı samimi de?iller.
Biz Eksik Etek olarak 26-04-97 tarihinde 'kadın kimliklerimizi tartı?ıyoruz' ba?lıklı bir toplantı yaptık. Kalabalık de?ildik ama olsun, samimiydik ve yukarıdaki realiteyi hep birlikte itiraf edebildik. Üstelik kendimize dair tanıklıklar ve objektif bir bakı?la. Hepimiz zorlandık ve yorulduk diye dü?ünüyorum. Bize ait olmayan, bir beden büyük gelen ve bu yüzden de ta?ıyamadı?ımız, kılıflı bir iktidar duygusu hepimizi sarmı? durumda. Farkettik ki bu güne kadar tartı?tı?ımız, kadın kimli?ine sahip olmak ba?ımsız birer birey olma, sahiplenme ve iktidara (öncelikle ikili ili?kilerimizde) kar?ı olma olgularının kendi hayatımızın hiçbir alanına uygulayamamı?ız. (Bizimki; hocanın dedi?ini yap, yaptı?ını yapma oluyor ki, burada hoca biz oluyoruz...)
Tüm bunların sonucunda dostluklarımızı birer birer tüketmek durumunda kalıyoruz. Dikkat edin çevremizde birçok kadın 'en iyi' arkada?larının ya da dostlarının erkekler arasından çıktı?ını, kadınların bir ?ekilde, biraz öne çıktıklarında kendilerini 'kazıkladıklarını' söylerler. Güzel, çirkin gibi tanımlamalar kullanmayaca?ım, sadece kadınlık bilincine biraz sahip çıkan, akabinde kendine duydu?u güveni az buçuk sa?lamla?tırabilmi?, hiçbir?eyin fazlası de?il biraz birikime ve 'kendine' sahip kadınlar nedense bir süre sonra 'di?er' kadınların onları kabullenemedi?inden yakınırlar. Samimiyetlerinden en ufak ?üphe duymuyorum, ama ortada halledilmesi gereken sakat bir yan oldu?u da benim için a?ikar. Sorgulamayı, bir?eyleri a?mayı becermek tek tek anlamlı ise de eksik çok fazla. Yüzyıllar bizim aleyhimize öylesine kozlar biriktirmi? ki, tek b a?ına bunlarla sava?mak mümkün de?il. Ne kadar kendimizi didiklersek didikleyelim, ba?ka bir gün hiç dü?ünmedi?imiz geleneksel bir tutum ya da klasik bir jargonla kar?ıla?ılabiliyoruz.
Benim bildi?im, hiç bir ko?ulda bir erkek benim hissettiklerimi, isteklerimi, acılarımı bir ba?ka kadın kadar do?ru algılayamaz. Sadece farklı olarak algılamaya, hatta anlamaya çalı?abilir. Hiçbir erkek bir kadının neden deliler gibi anne olmak istedi?ini, ya da anneli?i reddetti?ini bir kadın kadar iyi anlayamaz. Uç örnekler seçilmi? gibi gözükebilir. Ama kafamı en çok yoran konulardan biri bu. Sanki kadınlar en çok da bu yüzden birbirlerine ba?ımlı, belki de bu yüzden birbirlerinden nefret ediyorlar. Tamamıyla bir önerme... Annelik dengeleri olan bir konu. Bunun ötesinde bir erkek bir kadının di?er adama neden ba?ımlı (her ko?ulda) ya?adı?ını anlayamaz ve tüm dostlu?una ra?men a?a?ılar. Bir kadınsa o süreci hiç ya?amamı?, ba?ımsızlı?ını kendisi ölçüsünde var etmi? olsa da kadının ba?ımlılı?ını en azından algılayabilecektir. Bunun da ötesinde regl dönemine girmeden önceki ve sonraki fiziksel, ruhsal durumunu ancak di?er bir kadınla hissederek payla?abilir. Tüm bunlar seçme, özel örneklemeler gibi görünebilir. Öyle de... Ama benim için bunlar yeterli. Üstelik ya?amın içinde görünmeden ya?anan binlerce ayrıntıda kadınların tarihi ve kaderi (!) öylesine ortakla?mı?ken örne?e ihtiyaç var mı diye soruyorum.
Ve bir kez daha, benim kadınlarla ya?amaya ihtiyacım oldu?unun farkına varıyorum...
Kaynak
Süeda
Eksik Etek
Onuncu Sayı