AntidepresaN
New member
Kapitülasyonlar ve Bugün
AKP’ye oy veren vatandaşlar da AKP iktidarını ayırmak gerekmektedir.
Sokakları dolaşıyorum. Vatandaşlardan duyduğum şudur: “…AKP’ye oy vermişti ama, şimdi artık yok… Perişan olduk…” İşte tek cümlelik sihirli anlatım. Özet budur. 1- AKP’nin milli bir dış siyaseti olmuş mudur? Hayır. 2- AKP’nin milli iktisadiyat siyaseti var mıydı? Yoktu. 3- AKP döneminde “ulus devlet, milli devlet, üniter devlet” esası ne olmuştu? AKP’nin tarihsel hataları ile içerideki, dışarıdaki “…Ulus devletlerin sonu geldi…” ile tahrib edilmek istenilmiştir. Ama tutmamıştır. Hala da uğraşmaktadırlar. Tarhibatçılık “şallar atlında” etkinlik kazanmaya çalışmıştır.
Tarihi bir rapor…
1930′lu yıllarda ünlü iktisatçı Kemmerer vardı. Kemmerer 1933 yılında yanındaki bir heyetle Türkiye’ye gelmiş ve iktisadiyatı incelemiştir. Verdiği bir raporda şöyle demektedir: “…Cumhuriyet’in kuruluşu sırasında bütün sektörler geri kalmışlığın derin izlerini taşıyor. Servet kaynaları sömürülerek yıpranmış, sanayiden yoksun, tarım ülkesi olduğu halde kendisini besleyemeyen, üstelik dışarıya borçlanmış bir memleket halinde idi…”
Hiçbir Devlet…
Kemmerer raporu şöyle bitmektedir:”…Hiçbir yeni idarenin genç Türk Cumhuriyeti’ne eski imparatorluk rejiminden intikal eden engellerden daha büyükleriyle karşılaşmamış olduğunu söylemek hiç de şüphesiz mübalağalı (abartılı) değildir…” İşte Cumhuriyet’in ilanı sırasındaki Türkiye’nin iktisadiyattaki manzarası böyledir.
Şimdiki vaziyet..
Şimdi seçimlerden sonra bu iktidar el değiştirdiğinde şöyle söylenebilecektir: “…Hiç bir siyasi iktidar yeni iktidara böylesine yolundan sapmış, milleti perişan etmiş bir iktisadi yapı bırakmamıştır.” İkidebir geçmişteki dünya şartlarını görmezden gelerek eski yakın iktisadi çalkantıları ortaya atanlar asıl gerçekleri söylememektedirler. Bir önceki hükümet dönemindeki bazı çalkantılar altında “Organizasyon”un yeni bir siyasi iktidar arayışı yatmıştır. Onu da bulmuşlardır. Anlatması uzundur. Ama gerçek odur.
Kapitülasyon ve talan…
“Osmanlı İmparatorluğu’nun emperyalizm tarafından çöktürülmesi dönemindeki kapitülasyonlar” Anadolu’da tam bir talan ve müstemleke iktisadiyatı ortaya koymuştu. Bütün finansal yapı yabancılaşmıştı. İşte bakınız o müstemlekeci iktisadiyat olan Kapitülasyonlar zamanındaki yabancılaşmanın bazı bankaları: “1- Credit Lyonnais, 2- Bristh Oriental Bank, 3- Atina Bankası, 4- Sark Bankası, 5- Deutche Bank, Banco di Roma, 6- Memalikli Sarkiye Fransız Bankası, 7- Sarki Karip Ticaret Bankası… Yeter mi? Daha fazlasını sayamam çünkü yer yetmez.
Ya şimdi nedir…?
Peki ya şimdi ne olmaktadır? AKP siyasi iktidarının tarihsel hatalı “keş paraya ne varsa satarım”la ifade edilen iktisadiyat siyaseti ile durum tıpkı çöktürülüş dönemindeki hale gelmiş finansal yapı yabancılaşmıştır. Bu demektedir ki, “Finansal yapı ele geçirildimi bunun siyasi yatırım gücü de vardır.” Çünkü o zaman Kapitülasyonlar döneminde bütün iktisadiyata hakim olan yabancılaşma istedikleri kanunları da milletin aleyhinde olmak üzere yaptırmışlardır.
Köylü ve müstemleke…
Kapitülasyonlar döneminde Anadolu toprakları tam bir müstemleke olmuştur. Köylü perişandır. Ve bakınız Mustafa Kemal ne demişti: “..Kapitülasyonlar yüzünden millet fakir kalmıştı. Ama Saray ve çevresi ile yabancılar zenginleşmişti…” İşte o zamanın gerçeği budur. İktisadi kaynaklarına bakınca, istatistikleri görünce bu gerçek ortaya çıkmaktadır.
Mesela pamuk…
Sanıyorum ki daha önce de belirtmiştim. Ama tekrarında fayda vardır. ABD’li Seyyah Josiah Brever İstanbul’daki ABD Başkonsolosu Vekili Brow’na 1834 yılında verdiği bir raporda şöyle demektedir: “…Amerikan pamuklu kumaşları ve pamuğu Osmanlı İmparatorluğu topraklarında iyi bir pazar bulmuş ve pazara hakim olmuştur…” Bakınız o dönemde 1862 yılında ABD’ye birinci derecede imtiyazlı devlet tanımı da yapılmıştı.
Ya şimdiki zaman…
Gelelim şimdiki zamana. Türk pamuğu ne olmuştur? Pamuk üreticisi ne olmuştur? İşte şimdi olan şudur: O 1834 yılına dönülmüştür. Peki mesela Pancar köylüsü ne olmuştur? Çökmüştür. Peki karşısında ne olmuştur? ABD’li şirket Cargil’e imtiyaz tanınmıştır. Peki imtiyazlar ne zaman vardı? Kapitülasyonlar döneminde. Peki şimdi tarım ürünlerinde nereye gelinmiştir? Kapitülasyonlar dönemine.
O zaman maden, şimdi nedir?…
Şimdi dikkat: 1870-1911 döneminde 282 madenin sadece yüzde onbeşi Türklerin elindeydi. Gerisi yabancılaşmıştı. Peki bu neyi getirmişti? Anadolu’nun maden yataklarının talanını getirmişti. Merak eden açıp kitaplara bakar. Peki şimdi ne olmaktadır? 1- Cumhuriyet’in bütün endüstri kuruluşları yabancılaşmaktadır. 2- Yer altı kaynakları yabancılaşmaktadır. Ne milli endüstri kalmıştır ne de milli tarım. Yani 1870 yılına İmparatorluğun çöktürülmesi dönemine geri dönülmüştür.
Siyasi iktidar…
AKP neyle övünmektedir? Siyasi iktidar sözcüleri ve Başbakan Erdoğan sadece endüstri kuruluşlarını nasıl sattıklarını anlatabilmektedir. Bunun son örneği PETKİM’dir. Tarım ürünleri ithalatının kapısının ardına kadar açılması Türk köylüsünün üstüne bir kabus gibi çökmüştür. Mesela bakınız marketlerde artık ithal İtalyan elması bile vardır. Peki ne olmuştur benim Amasyalı elma üreticime? Çökmektedir. Bu sadece örneklerden birisidir.
Sümerbank ve Unakıtan…
Maliye Bakanı Unakıtan Cumhuriyet’in endüstri kuruluşu Sümerbank için “Sümerbank’ın adını da tarihten siliyoruz…” demişti. Bu Cumhuriyet’in milli endüstrisine karşı nasıl bir öfkedir? Şimdi şunu araştırmak gerekmektedir: Tarım ürünleri ithalatından hangi ithalatçılar milyar Dolarlar kazanmışlardır? Türk köylüsünün kaynakları kaç milyar Dolar olarak bu ithalatla dışarıya aktarılmıştır. İşte size vaziyetlerden bir bölüm…
Taylan Sorgun
Biraz tarih biraz ekonomi okuyan herkes tehlikeyi anlayabilir ama malesef........
AKP’ye oy veren vatandaşlar da AKP iktidarını ayırmak gerekmektedir.
Sokakları dolaşıyorum. Vatandaşlardan duyduğum şudur: “…AKP’ye oy vermişti ama, şimdi artık yok… Perişan olduk…” İşte tek cümlelik sihirli anlatım. Özet budur. 1- AKP’nin milli bir dış siyaseti olmuş mudur? Hayır. 2- AKP’nin milli iktisadiyat siyaseti var mıydı? Yoktu. 3- AKP döneminde “ulus devlet, milli devlet, üniter devlet” esası ne olmuştu? AKP’nin tarihsel hataları ile içerideki, dışarıdaki “…Ulus devletlerin sonu geldi…” ile tahrib edilmek istenilmiştir. Ama tutmamıştır. Hala da uğraşmaktadırlar. Tarhibatçılık “şallar atlında” etkinlik kazanmaya çalışmıştır.
Tarihi bir rapor…
1930′lu yıllarda ünlü iktisatçı Kemmerer vardı. Kemmerer 1933 yılında yanındaki bir heyetle Türkiye’ye gelmiş ve iktisadiyatı incelemiştir. Verdiği bir raporda şöyle demektedir: “…Cumhuriyet’in kuruluşu sırasında bütün sektörler geri kalmışlığın derin izlerini taşıyor. Servet kaynaları sömürülerek yıpranmış, sanayiden yoksun, tarım ülkesi olduğu halde kendisini besleyemeyen, üstelik dışarıya borçlanmış bir memleket halinde idi…”
Hiçbir Devlet…
Kemmerer raporu şöyle bitmektedir:”…Hiçbir yeni idarenin genç Türk Cumhuriyeti’ne eski imparatorluk rejiminden intikal eden engellerden daha büyükleriyle karşılaşmamış olduğunu söylemek hiç de şüphesiz mübalağalı (abartılı) değildir…” İşte Cumhuriyet’in ilanı sırasındaki Türkiye’nin iktisadiyattaki manzarası böyledir.
Şimdiki vaziyet..
Şimdi seçimlerden sonra bu iktidar el değiştirdiğinde şöyle söylenebilecektir: “…Hiç bir siyasi iktidar yeni iktidara böylesine yolundan sapmış, milleti perişan etmiş bir iktisadi yapı bırakmamıştır.” İkidebir geçmişteki dünya şartlarını görmezden gelerek eski yakın iktisadi çalkantıları ortaya atanlar asıl gerçekleri söylememektedirler. Bir önceki hükümet dönemindeki bazı çalkantılar altında “Organizasyon”un yeni bir siyasi iktidar arayışı yatmıştır. Onu da bulmuşlardır. Anlatması uzundur. Ama gerçek odur.
Kapitülasyon ve talan…
“Osmanlı İmparatorluğu’nun emperyalizm tarafından çöktürülmesi dönemindeki kapitülasyonlar” Anadolu’da tam bir talan ve müstemleke iktisadiyatı ortaya koymuştu. Bütün finansal yapı yabancılaşmıştı. İşte bakınız o müstemlekeci iktisadiyat olan Kapitülasyonlar zamanındaki yabancılaşmanın bazı bankaları: “1- Credit Lyonnais, 2- Bristh Oriental Bank, 3- Atina Bankası, 4- Sark Bankası, 5- Deutche Bank, Banco di Roma, 6- Memalikli Sarkiye Fransız Bankası, 7- Sarki Karip Ticaret Bankası… Yeter mi? Daha fazlasını sayamam çünkü yer yetmez.
Ya şimdi nedir…?
Peki ya şimdi ne olmaktadır? AKP siyasi iktidarının tarihsel hatalı “keş paraya ne varsa satarım”la ifade edilen iktisadiyat siyaseti ile durum tıpkı çöktürülüş dönemindeki hale gelmiş finansal yapı yabancılaşmıştır. Bu demektedir ki, “Finansal yapı ele geçirildimi bunun siyasi yatırım gücü de vardır.” Çünkü o zaman Kapitülasyonlar döneminde bütün iktisadiyata hakim olan yabancılaşma istedikleri kanunları da milletin aleyhinde olmak üzere yaptırmışlardır.
Köylü ve müstemleke…
Kapitülasyonlar döneminde Anadolu toprakları tam bir müstemleke olmuştur. Köylü perişandır. Ve bakınız Mustafa Kemal ne demişti: “..Kapitülasyonlar yüzünden millet fakir kalmıştı. Ama Saray ve çevresi ile yabancılar zenginleşmişti…” İşte o zamanın gerçeği budur. İktisadi kaynaklarına bakınca, istatistikleri görünce bu gerçek ortaya çıkmaktadır.
Mesela pamuk…
Sanıyorum ki daha önce de belirtmiştim. Ama tekrarında fayda vardır. ABD’li Seyyah Josiah Brever İstanbul’daki ABD Başkonsolosu Vekili Brow’na 1834 yılında verdiği bir raporda şöyle demektedir: “…Amerikan pamuklu kumaşları ve pamuğu Osmanlı İmparatorluğu topraklarında iyi bir pazar bulmuş ve pazara hakim olmuştur…” Bakınız o dönemde 1862 yılında ABD’ye birinci derecede imtiyazlı devlet tanımı da yapılmıştı.
Ya şimdiki zaman…
Gelelim şimdiki zamana. Türk pamuğu ne olmuştur? Pamuk üreticisi ne olmuştur? İşte şimdi olan şudur: O 1834 yılına dönülmüştür. Peki mesela Pancar köylüsü ne olmuştur? Çökmüştür. Peki karşısında ne olmuştur? ABD’li şirket Cargil’e imtiyaz tanınmıştır. Peki imtiyazlar ne zaman vardı? Kapitülasyonlar döneminde. Peki şimdi tarım ürünlerinde nereye gelinmiştir? Kapitülasyonlar dönemine.
O zaman maden, şimdi nedir?…
Şimdi dikkat: 1870-1911 döneminde 282 madenin sadece yüzde onbeşi Türklerin elindeydi. Gerisi yabancılaşmıştı. Peki bu neyi getirmişti? Anadolu’nun maden yataklarının talanını getirmişti. Merak eden açıp kitaplara bakar. Peki şimdi ne olmaktadır? 1- Cumhuriyet’in bütün endüstri kuruluşları yabancılaşmaktadır. 2- Yer altı kaynakları yabancılaşmaktadır. Ne milli endüstri kalmıştır ne de milli tarım. Yani 1870 yılına İmparatorluğun çöktürülmesi dönemine geri dönülmüştür.
Siyasi iktidar…
AKP neyle övünmektedir? Siyasi iktidar sözcüleri ve Başbakan Erdoğan sadece endüstri kuruluşlarını nasıl sattıklarını anlatabilmektedir. Bunun son örneği PETKİM’dir. Tarım ürünleri ithalatının kapısının ardına kadar açılması Türk köylüsünün üstüne bir kabus gibi çökmüştür. Mesela bakınız marketlerde artık ithal İtalyan elması bile vardır. Peki ne olmuştur benim Amasyalı elma üreticime? Çökmektedir. Bu sadece örneklerden birisidir.
Sümerbank ve Unakıtan…
Maliye Bakanı Unakıtan Cumhuriyet’in endüstri kuruluşu Sümerbank için “Sümerbank’ın adını da tarihten siliyoruz…” demişti. Bu Cumhuriyet’in milli endüstrisine karşı nasıl bir öfkedir? Şimdi şunu araştırmak gerekmektedir: Tarım ürünleri ithalatından hangi ithalatçılar milyar Dolarlar kazanmışlardır? Türk köylüsünün kaynakları kaç milyar Dolar olarak bu ithalatla dışarıya aktarılmıştır. İşte size vaziyetlerden bir bölüm…
Taylan Sorgun
Biraz tarih biraz ekonomi okuyan herkes tehlikeyi anlayabilir ama malesef........