ozlemg
New member
- Katılım
- 21 Ara 2005
- Mesajlar
- 7
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 42
KEŞKE
Teypte eski bir Cohen şarkısı:
Yolumu gözleyen bir kadını terk ettim/ karşılaştık bir süre sonra/
Gözlerinin feri sönmüş dedi bana:/ Aşkım ne oldu sana?/
Böyle gerçeği söyleyince/ ben de doğruyu söylemeye çalıştım ona /
Senin güzelliğine ne olduysa dedim/ benim gözlerime de o oldu.
8-10 dizeye sıkıştırılmış hazin bir aşk hikayesi
Buruk; kırılmış oyuncaklar kadar
Ve yenik; keşkeli cümleler gibi
Bu sözcüğü kaç konuşmanızın başına eklemişseniz onca ıskalamışsınızdır hayatı
Dört mevsimlik bir sene olsa ömür keşke, onun güzüne denk gelir.
Hepten vazgeçmek için erken, telafi için geç .
Mağlubiyetin takısıdır keşke .
Kaçırılmış fırsatların, bastırılmış duyguların, harcanmış hayatların, boşa yaşanmış ya da hakkıyla yaşanmamış yılların, gecikmiş itirafların ağıtıdır.
Çarpılıp çıkılmış bir kapıda, yazılıp yollanmamış bir mektupta, göz yumulmuş bir haksızlıkta, vakit varken öpülmemiş bir elde, dilin ucuna gelip ertelenmiş bir sözdedir.
Feri sönmüş bir çift gözde ya da yitip gitmiş bir güzelliğin ardından iç çekişte
Yolunu gözlemeseydim, öyle demeseydim, terk edip gitmeseydim, en güzel yıllarımı vermeseydim diye sızlanır gider.
***
Keşkenin panzehiri iyi kidir.
İlki ne kadar pısırıksa, ikincisi o denli yiğittir.
Keşke, çoğunlukla bir ahhla kopup gelir ciğerden Esefler, hayıflanmalar, yerinmeler sürükler peşinden
İyi kiler ise muzaffer bir ohhla büyür; cüretiyle övünülür.
Keşkeli cümlelerde nasıl yaşanmamışlığın, yarım kalmışlığın o ezik tuzu kuruluğu varsa, iyi kililerde de göze alabilmişliğin, riske girebilmişliğin, tadına varabilmişliğin mağrur yaraları kanar.
Okulu hiç kırmamışsınızdır, sinemada öpüşmemişsinizdir; dokundurtmamışsınızıdır kendinize, bir kez olsun yakmamışsınızdır gemileri.
Konuşmanız gerektiğinizde susmuş, koşacağınız zaman durmuş, sarılacağınız yerde kopmuşsunuzdur.
Bir insana, bir işe, bir davaya ömrünüzü adamışsınızdır.
O insanın, o işin, o davanın bunun hak etmediğini sezmenin hayal kırıklığındadır keşke
Şimdiki aklım olsaydı dövünmesindedir.
Geriye dönüp baktığınızda, ayıplara, yasaklara, korkulara, tabulara feda edilmiş, Ne derlere kurban verilmiş, son kullanma tarihi geçmiş bir yığın haz, bilinçaltından el sallar.
Keşkecilerin hayatı, kasvetli bir pişmanlıklar mezarlığıdır.
İyi ki öyle mi ya!...
Onda, yara bere içinde de olsa, yana yana, ama doyasıya yaşanmış olmanın iç huzuru ve haklı gururu haykırır.
***
İyi kilerinizi toplayın ve keşkelerinizden çıkartın.
Fazlaysa kârdasınız demektir.
Aldırmayın yüreğinizdeki kramplara, mahzun hatıralara
Rüzgarlara koştunuz ya
Keşkeleriniz, iyi kilerinizden çoksa
Telafi için elinizi çabuk tutun.
Tutun ki, yolunuzu gözlerken terk ettiğinizle bir gün yeniden karşılaştığınızda siz susarken, feri sönmüş gözleriniz keşke diye nemlenmesin!
Can DÜNDAR
3 Kasım 2002, Pazar / Milliyet
Teypte eski bir Cohen şarkısı:
Yolumu gözleyen bir kadını terk ettim/ karşılaştık bir süre sonra/
Gözlerinin feri sönmüş dedi bana:/ Aşkım ne oldu sana?/
Böyle gerçeği söyleyince/ ben de doğruyu söylemeye çalıştım ona /
Senin güzelliğine ne olduysa dedim/ benim gözlerime de o oldu.
8-10 dizeye sıkıştırılmış hazin bir aşk hikayesi
Buruk; kırılmış oyuncaklar kadar
Ve yenik; keşkeli cümleler gibi
Bu sözcüğü kaç konuşmanızın başına eklemişseniz onca ıskalamışsınızdır hayatı
Dört mevsimlik bir sene olsa ömür keşke, onun güzüne denk gelir.
Hepten vazgeçmek için erken, telafi için geç .
Mağlubiyetin takısıdır keşke .
Kaçırılmış fırsatların, bastırılmış duyguların, harcanmış hayatların, boşa yaşanmış ya da hakkıyla yaşanmamış yılların, gecikmiş itirafların ağıtıdır.
Çarpılıp çıkılmış bir kapıda, yazılıp yollanmamış bir mektupta, göz yumulmuş bir haksızlıkta, vakit varken öpülmemiş bir elde, dilin ucuna gelip ertelenmiş bir sözdedir.
Feri sönmüş bir çift gözde ya da yitip gitmiş bir güzelliğin ardından iç çekişte
Yolunu gözlemeseydim, öyle demeseydim, terk edip gitmeseydim, en güzel yıllarımı vermeseydim diye sızlanır gider.
***
Keşkenin panzehiri iyi kidir.
İlki ne kadar pısırıksa, ikincisi o denli yiğittir.
Keşke, çoğunlukla bir ahhla kopup gelir ciğerden Esefler, hayıflanmalar, yerinmeler sürükler peşinden
İyi kiler ise muzaffer bir ohhla büyür; cüretiyle övünülür.
Keşkeli cümlelerde nasıl yaşanmamışlığın, yarım kalmışlığın o ezik tuzu kuruluğu varsa, iyi kililerde de göze alabilmişliğin, riske girebilmişliğin, tadına varabilmişliğin mağrur yaraları kanar.
Okulu hiç kırmamışsınızdır, sinemada öpüşmemişsinizdir; dokundurtmamışsınızıdır kendinize, bir kez olsun yakmamışsınızdır gemileri.
Konuşmanız gerektiğinizde susmuş, koşacağınız zaman durmuş, sarılacağınız yerde kopmuşsunuzdur.
Bir insana, bir işe, bir davaya ömrünüzü adamışsınızdır.
O insanın, o işin, o davanın bunun hak etmediğini sezmenin hayal kırıklığındadır keşke
Şimdiki aklım olsaydı dövünmesindedir.
Geriye dönüp baktığınızda, ayıplara, yasaklara, korkulara, tabulara feda edilmiş, Ne derlere kurban verilmiş, son kullanma tarihi geçmiş bir yığın haz, bilinçaltından el sallar.
Keşkecilerin hayatı, kasvetli bir pişmanlıklar mezarlığıdır.
İyi ki öyle mi ya!...
Onda, yara bere içinde de olsa, yana yana, ama doyasıya yaşanmış olmanın iç huzuru ve haklı gururu haykırır.
***
İyi kilerinizi toplayın ve keşkelerinizden çıkartın.
Fazlaysa kârdasınız demektir.
Aldırmayın yüreğinizdeki kramplara, mahzun hatıralara
Rüzgarlara koştunuz ya
Keşkeleriniz, iyi kilerinizden çoksa
Telafi için elinizi çabuk tutun.
Tutun ki, yolunuzu gözlerken terk ettiğinizle bir gün yeniden karşılaştığınızda siz susarken, feri sönmüş gözleriniz keşke diye nemlenmesin!
Can DÜNDAR
3 Kasım 2002, Pazar / Milliyet