KelebeĞİn Papayaya Sevdasi

kuzay

Pesimist
Katılım
2 Nis 2007
Mesajlar
28,387
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Kalamazsın Bu Hayatta Bakire ,En Azından Hayat Koy



kelebeğin papatyaya sevdası
soğuk bir şubat gecesi başlar
kelebek
kurtların kanatlanmışı
renk renk pulcuklarla kaplanmışı
kanatlarında renklerin eşsizi
yaşamı kısa
aylarca
yıllarca
tırtıl yaşamış
ağzı
hortumu yok
onun içindir ki
kelebek
bir çeşit çiçektir
yani bir hayvanın
tırtılın çiçeğidir

kelebeğin papatyası
baharda açar
şubatın bahara müjdesidir
olacak-olmayacak
seviyor-sevmiyor diye
koparılandır
taç yaprakları
sormazlar papatyaya
'kimi seversin
sevdan, sevdalın
var mıdır? ' diye

papatya bekler kelebeğini
kelebek papatyasını arar
aylardan şubat
şubatın ortası
gecenin yarısı
kelebek sevdalanır papatyaya
papatyanın sarısı
sevdanın kıyısı
kelebeğin sıkıntısı
koca bir yaşamın
birkaç güne
sığacak olması
bundandır koşması
kelebeğin papatyaya sevdası
soğuk bir şubat gecesi
başlar
gece karanlık ve sessiz
ve yalnız
ay var mı yok mu bilinmez

kelebeğin papatyaya sevdası
kanatlarında
rengarenk açar
gökkuşağının tüm renkleri ve bilinmeyen
görünmeyen renkleri
gelip konmuşlar
kelebeğin kanatlarına
korkmaz kelebek
minicik yüreğine sıkıştırıp da bir devrimcinin
özgürlük meş'alesini
koyup mavzerini sol göğsünün üzerine
yaşıyor olmanın
var olmanın
eşsiz coşkusuyla kanatlanır
havalanır
bilir
'korkmamak büyüklüktür'
ne kadar bilir ki kelebek papatyayı
papatyasını

ya papatya
bilir mi kelebeği
karşılaşmamışlar daha önceden
ayrı ayrı yaşamları paylaşırken
gün sabaha dönerken
karşılaşırlar
ne kadar uzak
ve ne kadar yakın yaşamışlar
içlerinde
yangınlar taşımışlar
onları böylesine yakın eden de bu kimbilir
hiç yakın olamamışken
hiçbir zaman
karşılaşmamışken

korkar papatya
papatya masum
sevgi dolu
sadık sevdasına
papatya korkar
zaten
'her başlangıç değil midir
tehlikeli ve bilinmez! '

kelebek gelir papatyanın yanına
bakar papatya kelebeğe
şimdi kelebek ve papatya
yan yana
tanıyormuş gibi kelebek papatyayı
sokulur papatyanın yanına
şimdi kelebek ve papatya
yan yana

korkmadan
cesur bir yüreği alıp
yanına
katıp
bedenine militanlığın giysilerini, bakar papatyanın içine
gözlerine bakar gibi papatyanın
yüreğine inmek ister
acelecidir kelebek
yaşanmamışlıkları vardır
yaşamı kısa
aylarca
yıllarca
tırtıl yaşamış
sevmeyi-sevilmeyi özlemiş
yalnızlığı
yokluğu
yoksunluğu yaşamış
aradığı
sevda dolu bir bakış

'kör kuyulardaydım
sen olmadan önce
gecelerim karanlık ve yalnızdı
kahır sofralarında yoksunluğumu içerdim
kadeh kadeh
sıkı kapatılmış perdeler gibi
güneşsizdi yüreğim
sen olmadan önce...


ateş altında
bombalar arasında yol almak gibidir kelebeğin sevdası
kocaman bir yüreği
deli fişekliği
dünyayı yerinden oynatacak kadar kuvveti
minicik bedenine gizlenmiş azameti

aylardan şubat
şubatın ortası
gecenin yarısı
kelebek sevdalanır papatyaya
papatyanın sarısı
sevdanın kıyısı
papatya bakar kelebeğe
ne çok bilmediği renk varmış dünyada
sarıdan beyaza
kırmızıdan maviye
taşır pek çok rengi minicik bedeninde
eli yüreğinde
papatya bakar kelebeğe
papatya bakar renklerine
sarının
beyazın
yeşilin birlikteliğine
papatya bakar
kelebeğe
bakar da şaşar
'ne kadar da çok renk varmış bilmediğim' diye

gece
geceler uzun ve dayanılmaz
aylardan şubat
şubatın ortası
gecenin yarısı
kelebek uzansa dokunacak papatyasına
bir nefes alımı kadar yakın
bir el uzatsa
dokunası
kokusu dolar papatyanın içine
koklayamaz
saçları değer tenine
dokunamaz
gözlerine takılıverir
bakamaz

papatya olmadan önce
yani
papatya yokken daha
taçlanmamışken
sarısı
beyazı yokken daha
kendince akan bir dere
durgun bir göl iken kelebeğin yaşamı
görünce papatyayı
yani
varken sarısı beyazı yeşili
varken herşeyiyle papatya
volkanlar patlar kelebeğin minik yüreğinde
arka arkaya
bir deli nehirdir şimdi
çağlar
papatyanın teninden yayılan ateş
sarar
bir yorgan gibi kelebeği
konuşmak ister kelebek
konuşmak ve anlatmak gözleriyle konuşmak
elleriyle konuşmak
kanatlanmak ister kelebek
içini anlatmak
gözleriyle konuşmak
içinden geçenleri
acıları bekleyişleri anlatmak
gözleriyle konuşmak, gözleriyle duymak
ne çok şey anlatır gözler
gözleriyle akmak papatyanın yüreğine
akmak ve kalmak orada
sonsuzluğa mahkumiyet gibi yaşamak
papatyanın yüreğinde
'son arzun nedir? ' denmeden daha
'burada olmak
seninle olmak
seninle yaşamak' deyivermek kelebeğinki
korkuyu atıp bir kenara
'sadece sen' diyebilmek kelebeğinki
sadece
papatyanın ellerini tutmak
gözlerine bakmak
saçlarını okşamak kelebeğinki

kelebeğin papatyaya sevdası
soğuk bir şubat gecesi
başlar
gece karanlık ve sessiz
ve yalnız
ay var mı yok mu bilinmez
(Destanın sonu)



NOT: Hiçbir destan mutlu bitmez! Ben de bitirmeden yarıda bıraktım...Sevdalarınız masal gibi olsun ve gökten her zaman üç elma düşsün sonunda...

Atila Işık
 
saol güzel manalı bi yazı....
 
Geri
Üst