Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Uzun sürdü yağmurlarım, bir türlü açılmak bilmedi bulutlar...Şaşı gözüm gibiydi güneş; bir öyle, bir böyle...Ah bu mevsim! ..Ne yağmuru bitti, ne de düşürdüğü sarı yaprakları...Esti de esti rüzgar; üşüttü ağaçları ve kuşları, döküldü diplerine çiçeklerdeki taç yapraklar; döndü hepsi, solgun bir güle...Kokularını yitirdiler ah çeke çeke...Kapandılar içlerine; bana benzediler gitgide...Baharı beklemeye başladılar, yeniden yeşermek için ya, nasıl kıskanmam onları! ..
Ya ben! ..Ben, yitireli çok oldu baharı...İşte bu yüzden özenirim, çok kereler bahar yaşayan ağaçlara, çiçeklere, sarmaşıklara, hatta otlara...
Olamam ki, olamam ki! ...
Buna rağmen, içimdeki çocuğu yaşatmanın yollarını öğretti hayat bana...Her hücreme acıyı enjekte ederek hem de! ..Yaşamak zordu, insan olmak hepten zordu, aşk zordu bir de! ..Hele ben gibi her gününe yeni aşklar, yeni sevgiler büyüten biri için, daha bir zordu yaşamak! ..
En güzel kitapları kitapsız birine verdim.
En güzel sözleri ona söyledim
Şiirlerden mutluluk kokanları seçtim
En güzel şarkıları da ona gönderdim
İçinde ulaşılmaz bir aşkın çığlıkları yürek yakar..
Şimdi kalemimden dizelerime dökülen bir mürekkep kan ağlar
Tam dindi dinecek derken,
Yazdım.. yaprak dökümü,
Sildim.. iklim sonbahar
Bir eylüldü başlayan içimde
Ağaçlar dökmüştü yapraklarını Çimenler sararmıştı Rengi solmuştu tüm çiçeklerin Gökyüzünü kara bulutlar sarmıştı Katar gidiyordu kuşlar uzaklara Deli deli esiyordu rüzgar Dağılmıştı yazdan kalan ne varsa Yaşanmamış bir mevsim gibiydi bahar
Neydi o bir zamanlar Sevmişliğim, sevilmişliğim O heyheyler, o delişmenlikler neydi Ne bu kadere boyun eğmişliğim Ne bu acıdan korlaşan yürek Ne bu kurumuş nehir; gözyaşım Önümdeki diz boyu karanlıklar da ne Ne bu ardımdaki kül yığını; elli yaşım
Beni kötü yakaladın haziran Gamlı, yıkık eylül sonuma Bir ilk yaz tazeliği getirdin Masmavi göğünle Cana can katan güneşinle Pırıl pırıl engin denizinle girdin içime Çiçekler açtı dokunduğun Çimler büyüdü yürüdüğün Ve güller katmer oldu güldüğün yerde
Başımda senin kuşların kanat çırpıyor şimdi Oldurduğun yemişlerin ağırlığından Dallarım yere değiyor Güneşi batmadan saçlarının Bir dolunay doğuyor bakışlarından Gün boyu senden bir meltem esiyor yanan alnıma Uykusuz gecelerim seninle apaydınlık Başım dönüyor, of başım dönüyor yaşamaktan Ölebilirim artık
Ölme diyorsan; gitme kal öyleyse Sarıl sımsıkı, tenim ol, beni bırakma Baksana; parmak uçlarım ateş Lavlar fışkırıyor göz bebeklerimden Hadi gel, tut ellerimi, benimle yan Benimle meydan oku her çaresizliğe Benimle uyu, benimle uyan Birlikte varalım on üçüncü aylara
Yine bir Eylül
Yeni bir Eylül Kimse sevemez Eylülü benim kadar Ve kimseyi üzemez Eylül beni üzdüğü kadar Yine hayatımdan geçip giden Bir mutluluk karesine asılıyım Ve havada Eylül kokusu var Eylül yağdı bana Eylül döküldü bana Sarı Eylül Masum Eylül Merhametsiz Eylül
Bilmiyorum, siz bu yazıyı okurken yağmur yağıyor olacak mı?.. Belki yapraklar savruluyordur şimdi bulunduğunuz şehirde; belki sular kararıyordur yavaş yavaş... Altın kızılı bir gurubun soyunmuş dalında çifte kumruları seyrediyorsunuz belki de... Bir sanatoryum bahçesinde gezinen uzun saçlı, zayıf ve genç iki kaderdaştır belki ikindiler ve yağmurlar... Belki sizin kentin huzurludur akşamları, belki de alaca düşmüş gecenin bir yüzünde siyah tırnaklarını ruhunuza geçirmeye çalışan ifritler dolaşır
Eylül... Her şair için ayrı bir Leyla; kurşunî gelinlikler giyinip de gelen... Dilemmaların çıldırtıcı sükunu bir yanda; ve bir yanda sislerin ve buğuların ardından sökün edip yürümüş sancıların ilhamı... Katar katar uzaklaşan kuşların kanatlarına yüklenen son arzular kadar umutsuz ve beklenesi...
Kaç eylül biritirdim ben böyle, hepsinde sararıp dökülen yapraklar gibi mahzundum. Göçmeye kanat çırpan takatinin sonuna varmaya çalışan kırlangıçlar gibi çaresizdim. Her eylül yeni bir ayrılık oldu kırık kalplerle bırakıp, Her eylül yeşermeden ölen bir fidanın eceli..
Saçlarımı savurmasını, tenimi ılıkla soğuk arası tatlı tatlı okşamasını sen gibi hissederim...
Hayalimde her şeyini çizdiğim, karekterini, sevgini, insanlığını,hoyratlığını,serseriliğini çizdiğim, yüzünü çizemediğim sen gibi...
yüzünü hiç bir yüze benzetemediğim sen gibi...
ve hayat bir şarkının
nağmelerinde
eylül oldu
bir şiirin mısralarında
eylül umuda adanmış kız
eylül bir şiirin dokuduğu aşk
eylül iki kalbin tek duayla dileği
eylül henüz yaşanmamış zamanın adı
eylül doğmadan adı konulmuş dünya güzeli
eylül aşkı efsaneleştiren bir annenin meyvesi
eylül şiirden adama adak
eylül gözden gönülden sakınılan
eylül duasını bekleyene sunulan çocuk
eylül sonbahar rüzgarlarında yağan yağmur
eylül baharın son tazeliğinde açan sarı çiçek
eylül sevginin tenindeki koku
eylül içimize bırakılan aşkın anlamı
eylül aşkın ışıyan ısıtan ağaran yüzü
eylül sevda şarkımızın bitmeyen nakaratı