Modifiye & Nos-Supercharge-Dump Valve Nedir ?

Aktuğ

Altın Üye
Katılım
12 Eki 2005
Mesajlar
12,015
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Atam İzindeyiz !!!
.

2iup11l.png





Motorun gücünü artırmak, fren sistemini güçlendirmek, kabin ve karoserde bir takım değişiklikler yapmak,aracın daha süratli görüntüsü ve hızıyla dikkati çeken bir otomobil haline getirilmesi için yapılan değişikliklerdir.Diğer otomobillerden ayırt edilen en büyük özellik de bu olsa gerek.
Modifiyenin en çarpıcı özelliği motor gücünü artırmaktır. Daha geniş piston kullanmak ya da eksantrik milinin derecesini değiştirmek, motora güç kazandırmanın en etkin yolları. Bununla birlikte, elektronik beyin programının geliştirilmesi ve hava emmeyle egzoz sisteminin modifikasyonu. Turbo motorlarda bu işlemlerin yanında Turbo valfinin basınç limitini artırılması, intercooler’i büyütmek ve blow-off supabı monte ederek güç artırılabiliyor. Otomobillerde yapılan bu teknik değişiklikler sadece sürat yapması için değil, yol tutuşu güçlendirmeyi ve frenaj kabiliyetini artırmayı da kapsıyor. Bu değişimlerin hepsi bir zincir olarak da düşünmemiz mümkün.Bu yüzden zincirlerden biri eksik olduğu zaman mutlaka olumsuz bir faktörle karşılaşmak kaçınılmaz oluyor.Örneğin;Gücü artırılan otomobili yolda tutmak için birtakım teknik değişiklikler yapmak ve güvenli durabilmesini sağlamak için fren sistemini güçlendirmek gerekiyor. Biri eksik olduğunda, ölümle dahi sonuçlanabilecek kazaların yaşanması her an mümkün. Bu nedenle modifiye işlemini yaptırırken doğru sıralama yapmak gerekiyor.

Bu arada kullanılan parçaların titizlikle seçilmesi mutlaka belgeli ve trafikte kullanıma uygun olduğuna dikkat etmek gerekiyor.Bu işlemi yaptırırken ilk yapılması gereken profesyonel kişilerden yardım alınması olmalıdır.Teknolojinin gelişmesi ile birlikte otomobillerinde farklı zevklere göre tasarlanması sağlandı. Bu farklı tasarımların ortaya çıkmasında belki de en büyük pay sahibi motor sporlarının oldu.Kabin içindeki süslemelerden alüminyum görünümlü depo kapaklarına kadar tüm aksesuarların temelinde Motor sporları yatıyor.Dış görünümde lastik-jant, karoser kiti, farlar, far kasları, son susturucular,hava kanalları ve aynalar otomobilin otomobili diğer otomobillerden farklı kılan özellikler. Bu aksesuarlardan bir bölümü, otomobilin sadece görünümüne değil , yol tutuşuna da katkı sağlıyor. Kabindeyse Renkli göstergeler,vites topuzu, direksiyon simidi,konsol kaplamaları koltuklar yapılan değişiklikler arasında yer alıyor.
Dikkat edilmesi gereken diğer bir hususta modifiyeli araçları kullanırken kendi hız zevkiniz için başkalarının canını tehlikeye sokacak şekilde caddelerde yarış yapmak yerine çeşitli kuruluşların düzenlediği yarışlarda adrenalinizi yükseltmenizi tavsiye ederiz.Unutmayın ki cadde ve sokaklarda yapılan hız özgürlük değildir.






4t2exu.jpg



NOS

Açılımı Nitrous Oxide olan NOS uygulaması, güç arttırmanın en etkili yollarından bir tanesidir. İçten yanmalı bir motorun gücü, dışarıdan aldığı oksijeni, püskürttüğü yakıtla ne kadar şiddetle patlatabildiğine bağlıdır. Motor modifiyesinin genel amacı motora giren hava (oksijen) benzin karışımını arttırmak ve bu suretle içerdeki patlamayı şiddetlendirmektir.

Yani, sistemdeki iki ana değişken, yakıt ve oksijendir. Yakıtın depolanması ve aktarılması nispeten kolaydır. Fakat alınan hava miktarının arttırılması ek çalışmalar gerektirmektedir ve genellikle modifiyenin konusunu bu oluşturmaktadır.

İçeri giren havadaki moleküllerin yoğun olması en önemli faktördür. Soğuk hava sıcak havadan çok daha yoğundur. İçeri giren hava ne kadar yoğun olursa içerdeki patlama o derece şiddetli, üretilen güç ve tork da o derece yüksek olur. Otomobillerin soğuk havada daha iyi performans göstermelerinin ve hava filtrelerinin soğuk hava alacak şekilde monte edilmesinin sebebi de budur.

NOS yani nitrojen ve oksijen karışımı, yakılacak olan oksijen miktarını ve patlamanın şiddetini iki şekilde arttırır. Bunlardan birincisi ve en önemlisi, her 2 nitrojen atomu ile birleşik 1 oksijen atomu şeklinde yanma odasına giren nitrous oxide'nin, içerdeki yüksek ısıda nitrojen ve oksijen ayrışmasıdır.

Bu durumda serbest kalan oksijen, dışarıdan alınan havaya ek olarak daha fazla benzinin yakılmasına ve patlama şiddetinin artmasına imkan tanır.

İkinci faktör ise, sıvı olarak tüpte yaklaşık 1000 PSI basınç altında tutulan nitrous oxide, emme manifolduna doğru ilk serbest kaldığı anda basınç farkından dolayı gaza dönüşür. Bu değişim, ısı emerek, içerdeki sıcaklığın çok ciddi oranda düşmesini sağlar. Isının düşmesi, elbette daha yoğunlaşan oksijen molekülleri anlamına gelmektedir. Bu da içerdeki patlamayı kuvvetlendirecek ikinci etkendir.

Bu sayede NOS, motor gücünü diğer modifikasyonlardan çok daha hızlı, çok daha basit ve çok daha büyük bir şekilde arttırır. Üstelik fiyatı da oldukça makuldür. Ancak nitrous oxide tarafından üretilen bu büyük güç, buna göre üretilmemiş olan aksamlar üzerinde yıpranmaya neden olabilir. Buna, piston ve piston yataklarından tutun da aktarma organlarına ve yürüyen aksama kadar çok çeşitli örnekler verilebilir.

Sağladığı büyük güce karşılık, NOS'un kullanımı sınırlı süreler içindir. Cockpitteki switchlerle sürücü tarafından kontrol edilebilen NOS tüpü, en fazla 30 saniye aralıksız olarak açık tutulabilmekte ve drag yarışları veya benzeri ani kalkışlarda ve ani hızlanmalarda kullanılmaktadır.

NOS'un DRY ve WET olarak adlandırılan iki değişik tipi bulunmaktadır.

DRY NOS'ta sistem, gazı ve hava filtresinden içeri giren havayı yakmak için mevcut enjeksiyon sistemini kullanmaktadır. Elbette çoğunlukla bu durumda enjektörlerin büyütülmesi ve elektronik kontrol ünitesinin modifiye edilmesi söz konusu olmaktadır.

WET yani ıslak NOS tabir edilen modellerde, emme manifolduna giden gazı ve hava filtresinden gelen havayı içerde yakabilmek için yakıt takviyesi bulunmaktadır. Wet yani ıslak olarak tabir edilen yer aslında emme manifoldudur. Wet sistem, mevcut enjeksiyon sistemini modifiye etmek yerine, NOS sisteminin fazladan gerektirdiği yakıtı adeta kendi yanında getirmesi anlamına gelir. NOS tüpü kapalı iken otomobil standart enjeksiyon sisteminin sağladığı yakıt ile çalışmaktadır. NOS yüklemesi yapıldığı ve gaza basıldığı anda tüpten gelen ek yakıt da devreye girerek emme manifolduna püskürtülür ve kuru sistemde sadece hava ve gaz aktaran emme manifoldu, wet çalışan bu sistemde hem hava ve gaz hem de sıvı yakıt aktaracaktır.

Tabii ki her iki sistemin de kendine özgü avantaj ve dezavantajları vardır. Dry sistem fazladan bağlantılar ve tüpte yakıt depolamayı gerektirmemesi açısından avantajlıdır ancak her silindire giden nitrous, benzin ve hava miktarının aynı olamaması gibi bir dezavantajı vardır.

Wet sistemde her silindire tam tamına gerekli oranlarda benzin ve nos karışımı gönderme imkanı vardır. Fakat bu sistemin dezavantajı da hava ve yakıt aktarmasıdır. Emme manifoldu hava, nitro ve benzin karışımını aktarmak zorunda kalmaktadır. Sadece hava aktarmak için dizayn edilmiş olan bu aksam, hava benzin karışımını aktarmakta çok da etkili değildir. Ayrıca tüpteki benzin azaldıkça, gönderilen benzinin basıncıda azalmakta ve sonlara doğru performansta kayıplar olmaktadır.







i1ecjm.jpg




Turbo / Supercharge

Genellikle motorun modifiyesinde sağlanmaya çalışılan daha fazla basınçlı soğuk hava girişi ve bunu belirli oranlarda besleyebilecek yakıt enjeksiyonudur. Yanma odasında patlayarak piston hareketini sağlayan hava benzin karışımında benzin oranı hava oranına göre çok azdır. Genellikle 14:1 veya 15:1 gibi hava:benzin oranları ile bu patlama gerçekleşmektedir.

İçeri giren havadaki moleküllerin yoğun olması en önemli faktördür. Bu da ısı farkına göre değişir. Soğuk hava sıcak havadan çok daha yoğundur. İçeri giren hava ne kadar yoğun olursa içerdeki patlama o derece şiddetli, üretilen güç ve tork da o derece yüksek olur. Otomobillerin soğuk havada daha iyi performans göstermelerinin ve hava filtrelerinin soğuk hava alacak şekilde monte edilmesinin sebebi de budur. Daha fazla yoğun havayı içeri almanın ise çeşitli yolları vardır

Literatürde aşırı besleme olarak da tabir edilen ve birbirine benzer mantıkla çalışan Turboşarj, Süperşarj ve Kompresör uygulamaları buna örnektir.

Süperşarj
Dışarıdan gelen havayı basınçlı bir şekilde içeri püskürtecek şekilde dizayn edilmiştir.Süperşarjın iki çeşit uygulanması mümkündür. Emme manifoldu ile throttle body arasına veya throttle body’nin önündeki hava girişine monte edilebilir. Eğer emme manifoldu ile throttle body arasına monte edilirse, enjeksiyon sisteminde mekanik bir değişiklik yapmadan benzin akışının ayarlanması mümkün olur. Bu genellikle yarış otomobillerinde de tercih edilen daha pratik bir sistemdir. Eğer süperşarj throttle body’nin önünde monte edilirse, gelen basınçlı havayı karşılamak için normalden daha yüksek basınçla yakıt püskürtülmesi gerekecektir.

Süperşarjın içindeki kompresör çalışma gücünü yine motor kayışlarından ve dişlilerden alır. Bu çalışmak için turboşarja göre daha fazla güç gerektiren bir sistemdir. Ayrıca sağladığı sıkışma sebebiyle motorun çabuk yıpranmasına sebep olmaması için motor kompresyon oranı pistonların değişmesi suretiyle düşürülmelidir.

Dezavantajı

Aynı silindir hacminde ve aynı yanma odalarına sahip iki motordan, süperşarj uygulanmış olan motor aynı büyüklük içinde daha fazla sıkıştırma ile çalışacak ve daha fazla benzin yakacaktır. Buna karşılık turbo uygulamasındaki kadar yüksek güç veremeyecektir.

Avantajı

Turboşarj uygulamasında, turbonun devreye girmesi için yanan gazın geri dönmesi ve türbünü doldurması gerekmektedir. Fakat Süperşarj uygulamasında turbonun devreye girmesi için gereken zaman ve motor devri, süperşarjın devreye girmesi için gerekmemektedir. Gaz pedalına ilk basıldığı anda açılan süperşarj, en alt devirden itibaren gücünü gösterecektir.

Turboşarj

Turboşarj, egzoz gazı ile çalışan bir süperşarj olarak tanımlanabilir. Gücünü süperşarj gibi kayışlardan ve dişlilerden değil, egzoz gazının basıncından alır.

Yanma odasında patlayan hava benzin karışımı, gaza dönüşerek egzoz sübaplarından egzoz manifolduna doğru itilir. Bu aşamada egzoza giden gazın basıncı, yol üzerindeki turbonun pervanesini döndürür ve bu yönlü pervane sayesinde gazın önemli bir kısmını türbüne girer. Türbün basınçlı gazla dolduğu andan itibaren ters yöndeki kompresör pervane de basınçla dönmeye başlar. Gazı, basınçlı bir şekilde, dışarıdan alınan ve emme manifoltuna giren temiz havanın üzerine püskürterek motora giren toplam hava yoğunluğunu ve basıncını normalin yaklaşık %50 daha üstüne çıkarır. Bu da içeri giren havanın benzinle birlikte ateşlendiğinde çok daha şiddetli bir patlama gerçekleştirmesini sağlar.

Tabi ki süperşarjda olduğu gibi, turboda da motor kompresyon oranı atmosferik motorlara göre daha düşük tutulmalıdır. Aksi takdirde yüksek basınçtan dolayı motor çabuk yıpranacak ve hatta çok zorlandığı durumlarda motorun patlama riski ortaya çıkacaktır.

Turbo uygulaması, motorun pistonları ve gerekiyorsa diğer aksamının da uygun şekilde değiştirilmesi suretiyle yapılmalıdır. Gücün %50’lere varan artışına dayanma ihtimali zayıf olan şanzıman ve aktarma sisteminin de değiştirilmesi gerekebilir.

Turbo motorlar kullanılırken dikkat edilmesi gereken bir başka husus ise otomobili yüksek devirlerde kullandıktan sonra motor stop edilmeden önce kısa bir müddet de olsa rölantide çalıştırılarak, türbünün boşalması ve soğumasına izin verilmesidir. Aksi takdirde gazın sirkülasyonu esnasında türbün boşalmadan bir miktar gaz içerde hapis olacak ve zaman içinde turboyu ciddi şekilde yıpratacaktır. Turbo uygulamasının motorda çok daha fazla yük ve yüksek ısılara yol açacağı ve bunun için intercooler uygulamaları veya diğer soğutma yöntemleri gerektiği unutulmamalıdır.

Turbo uygulaması özellikle ülkemizdeki otomobil modellerinde süperşarjdan daha yaygındır.

Bu uygulamanın bir çok zaman Avrupalı standart otomobillerde fabrika çıkışı uygulandığı da görülmektedir. Örnek olarak VW’nin 1.8 litre hacimli 125 beygir güç üretebilen motoruna uygulanan çok küçük türbünlü bir turbo ile 1.8T motorunu yarattığı ve 150 beygir güç ürettiği bilinmektedir.





dnh8y9.jpg





DUMP VALVE

turbo beslemeli otomobillerde turbo basıncını sürekli yüksek tutarak gaz tepkisini arttırmak için üretilmiş bir parçadır. Turbo beslemeli otomobillerde ayak gazdan çekildiğinde turbo hala dönmeye devam etmektedir, fakat turbonun bastığı havanın gideceği bir yer olmadığı için oluşan yüksek basınç turbo pervanesine büyük bir kuvvet uygulayarak pervaneyi aniden yavaşlatır. Gaza tekrar bastığınızda turbo basıncının tepe noktasına gelebilmesi için pervaneyi tekrar hızlandırmak gereklidir ve bu esnada istenilen turbo basıncı elde edilemediği için büyük bir performans kaybı yaşanır.Dump valve işte bu performans kaybını önlemek için vardır.

Dump Valve vasıl çalışır?

Ayağınızı gazdan çektiğinizde Dump Valve hemen devreye girerek turbonun bastığı havayı dışarı verir, bu sayede turbonun önceden bastığı hava geri tepmeyeceği ve bir geri basınç uygulamayacağı için pervane yavaşlamaz, sizin de tekrar gaza bastığınız anda pervane yavaşlamamış olduğu için turbo basıncı hemen tepe noktasında ulaşır ve siz ani gazdan çekme ve basmalar arasında performans kaybı yaşamamış olursunuz.

Dump Valve'in faydaları?

* Turbo pervanesi üzerindeki olumsuz geri basıncı önleyerek turbonun ömrünü uzatır.

* Turbo pervanesinin hızının yavaşlamasını engelleyerek turbo basıncını sürekli yüksek tutar. Yüksek turbo basıncı yüksek güç anlamına gelir.
* Gazdan çekme ve gaza basma arasındaki eski ısınmış havayı dışarı verip yeni, soğuk havayı içeri aldığı için artı güç sağlar.






2lny0ew.jpg



+ Beygir Gücü İçin

Bir motor, Yakıt yakarak çalışır ve genişleme yaparak pistonları aşağıya iter. Daha fazla beygir gücü yapmak istiyormusunuz? Daha fazla yakıt yakın böylece motor pistonları aşağıya daha kuvvetle itecektir. Çok kolay gibi geliyor. Fakat, bu o kadar da kolay değil. Gücü arttırmayı bir kompleks mühendislik problemi yapan çok sayıda ki faktörler olduğundan biz burada sadece üç ana esası ele alacağız.
Herşeyden evvel, tüm yakıtlar yanabilmek için oksijene ihtiyaç duyar. Daha fazla yakıt yakmak istiyorsanız, daha fazla oksijen vermeniz gerekecektir. Hemen hemen bütün motor performans ürünleri yakıt ve oksijen akışını arttırara gücü yükseltirler.
Egzantrikler, daha hacimli karbüratörler veya valfler, porting, emme manifoldu, egzost headersları, superchargerlar, turbochargerlar, ve NOS geliştirilmiş bir motorun nasıl hava aldığını gösteren açık örneklerdir (daha fazla yakıt yakmak için daha fazla oksijen ) ve bu size artan beygir gücü verir. Oksijen ve yakıtın akışını arttırmak için en etkin yol muhtemelen Nitro oksid enjeksiyon sistemidir. Nitro sisteminin bu kadar büyük beygir gücü üretmesinin başlıca sebebi budur.

Diğer bir temel güç faktörü yakıtın buharlaştırılmasıdır. Diğer yarış yakıtlarında olduğu gibi benzin sıvı haldeyken yanmayacaktır. Benzinin yanabilmesi için buhar haline dönüştürülmelidir. Benzinin buhar haline dönüştürülmesi kolay bir işlemdir. Bu husus temel olarak dışarıya bir bardak su koyup kurumasını beklemeden farklı değildir. Elbetteki motorun içinde buharlaşma çok çabuk olmaktadır. 8000 RPM’de çiğ benzinin buhara dönüştürülmesi, yeterince buharlaştırma işleminin harekete geçirilmesinde anahtar; motor ısısı ve yakıt atomizasyonudur. Atomizasyon işlemi çiğ yakıt akışını çok küçük damlacıklara dönüştürür ve böylece buharlaşma yüzeyinin genişlemiş olmasından ötürü buharlaşma hızlanır. Yakıt damlacıklarının ebadı çok önemlidir. Büyük bir damla benzin alın ve onu on küçük damlacığa dönüştürün, bu durumda daha etkin buharlaştırma için yüzey sahasını genişletmiş olmaktasınız. Sonuç, yanmak üzere daha fazla yakıt elde edilmiş olur. İyi dizayn edilmiş olan bir NOS sistemi nitro ile birlikte motora akan yakıtta çok küçük damlacık ebatları meydana getirir. İşte bu sebepten dolayı NOS sistemleri diğer sistemlere göre daha güçlü beygir gücü oluşturur.

 
Soğuk ve temiz hava + Tam verimle yanması sağlanmış yakıt + tam verim ateşleme + Daha az sürtünme...
 
paylaşım için sağol
 
emegine saglik dai
bu arada nos takmak artik serbest alamanya da
:)
 
Turbo Nedir..?

Turbo Nedir..?







Turbonun görevi daha fazla soğuk havayı motora vererek performansı arttırmaktır. Motorda soğuk hava sıcak havadan daha yoğundur. Bu yüzden motordan içeri giren hava ne kadar yoğun olursa içerdeki patlama o derece şiddetli olur. Bu sayede de üretilen güç ve tork da fazlalaşır. Otomobillerin soğuk havalarda daha iyi performans sergilemesinin sebebi budur. Turbo ise daha fazla soğuk havayı motora vererek performansı artırır.

Turboşarj ve Süperşarj
Otomobilin performansını en üst noktaya çıkarabilmek için kullanılan iki farklı sistem vardır. Bunlar süperşarj ve turboşarjdır.

Süperşarj
Süperşarj aslında basit bir kompresördür. Dışarıdan gelen havayı basınçlı bir şekilde içeri püskürtecek şekilde dizayn edilmiştir. Süperşarjın iki farklı çeşitte uygulanması mümkündür. Emme manifoltu ile throttle body arasına veya throttle body'nin önündeki hava girişine monte edilebilir. Eğer emme manifoltu ile throttle body arasına monte edilirse, enjeksiyon sisteminde mekanik bir değişiklik yapmadan benzin akışının ayarlanması mümkün olur. Bu genellikle yarış otomobillerinde de tercih edilen daha pratik bir sistemdir. Eğer süperşarj throttle body'nin önünd monte edilirse, gelen basınçlı havayı karşılamak için normalden daha yüksek basınçla yakıt püskürtülmesi gerekecektir.

prod_25.jpg


Çalışma sistemi
Süperşarjın içindeki kompresör çalışma gücünü yine motor kayışlarından ve dişlilerden alır. Bu çalışma için turboşarja göre daha fazla güç gerektiren bir sistemdir. Ayrıca sağladığı sıkışma sebebiyle motorun çabuk yıpranmasına sebep olmaması için motor kompresyon oranı pistonların değişmesi suretiyle düşürülmelidir.

Süperşarj daha fazla benzin tüketebilir
Aynı silindir hacminde ve aynı yanma odalarına sahip iki motordan, süperşarj uygulanmış olan motor aynı büyüklük içinde daha fazla sıkıştırma ile çalışacak ve daha fazla benzin yakacaktır. Buna karşılık turbo uygulamasındaki kadar yüksek güç veremeyecektir.

Turboşarj'a göre avantajlı
Turboşarj uygulamasında, turbonun devreye girmesi için yanan gazın geri dönmesi ve türbünü doldurması gerekmektedir. Fakat süperşarj uygulamasında turbonun devreye girmesi için gereken zaman ve motor devri, süperşarjın devreye girmesi için gerekmemektedir. Gaz pedalına ilk basıldığı anda açılan süperşarj, en alt devirden itibaren gücünü gösterecektir.

Turboşarj
Turboşarj, egzoz gazı ile çalışan bir süperşarj olarak tanımlanabilir. Gücünü süperşarj gibi kayışlardan ve dişlilerden değil, egzoz gazının basıncından alır. Yanma odasında patlayan hava benzin karışımı, gaza dönüşerek egzoz süpaplarından egzoz manifoltuna doğru itilir. Bu aşamada egzoza giden gazın basıncı, yol üzerindeki turbonun pervanesini döndürür ve bu yönlü pervane sayesinde gazın önemli bir kısmı türbüne girer.

200704111738180_turbo4.jpg


Türbün dolar
Türbün basınçlı gazla dolduğu andan itibaren ters yöndeki kompresör pervane de basınçla dönmeye başlar. Gazı, basınçlı bir şekilde, dışarıdan alınan ve emme manifoltuna giren temiz havanın üzerine püskürterek motora giren toplam hava yoğunluğunu ve basıncını normalin yaklaşık yüzde 50 daha üstüne çıkarır. Bu da içeri giren havanın benzinle birlikte ateşlendiğinde çok daha şiddetli bir patlama gerçekleştirmesini sağlar.

Motor patlayabilir
Süperşarjda olduğu gibi, turboda da motor kompresyon oranı atmosferik motorlara göre daha düşük tutulmalıdır. Aksi takdirde yüksek basınçtan dolayı motor çabuk yıpranacak ve hatta çok zorlandığı durumlarda motorun patlama riski ortaya çıkacaktır. Turbo uygulaması, motorun pistonları ve gerekiyorsa diğer aksamının da uygun şekilde değiştirilmesi suretiyle yapılmalıdır. Gücün yüzde 50'lere varan artışına dayanma ihtimali zayıf olan şanzıman ve aktarma sisteminin de değiştirilmesi gerekebilir.

img_turbine_27.jpg


Kullanımdan sonra soğutulması şart
Turbo motorlar kullanılırken dikkat edilmesi gereken bir başka husus ise otomobili yüksek devirlerde kullandıktan sonra motor stop edilmeden önce kısa bir müddet de olsa rölantide çalıştırılarak, türbünün boşalması ve soğumasına izin verilmesidir. Aksi takdirde gazın sirkülasyonu esnasında türbün boşalmadan bir miktar gaz içerde hapsolacak ve zaman içinde turboyu ciddi şekilde yıpratacaktır. Turbo uygulamasının motorda çok daha fazla yük ve yüksek ısılara yol açacağı ve bunun için intercooler uygulamaları veya diğer soğutma yöntemleri gerektiği unutulmamalıdır.

Fabrika çıkışı otomobillerde kullanılıyor
Turbo uygulaması özellikle ülkemizdeki otomobil modellerinde süperşarjdan daha yaygındır. Bu uygulamanın bir çok zaman Avrupalı standart otomobillerde fabrika çıkışı uygulandığı da görülmektedir. Örnek olarak VW'nin 1.8 litre hacimli 125 beygir güç üretebilen motoruna uygulanan çok küçük türbünlü bir turbo ile 1.8T motorunu yarattığı ve 150 beygir güç ürettiği bilinmektedir.
 
Eline sağlık bilmediğim bazı noktaları aydınlattın.Turboyu bulandan allah razı olsun.:bow:bow:bow:bow:bow
 
turbo cok güzel bir alettir motorun performansını arttırır bol miktarda turbocu vardır:D:D:D

kemal sunalın bilgi yarısmasındaki röntgen sorusuna verdiği cevaptan alıntıdır::D:D
efeeem röntgen insanın içini gösteren bir alettir bol miktarda röntgenci vardır:D:D:D:D:D:D
 
güzel bilgiler teşekkürü verdik
 
sabit baslikta konular birlestirildi
 
Traction Control

Halk arasinda "anti-patinaj sistemi" olarak da isimlendirilen çekis kontrol sistemi, elektronik bir aktif güvenlik ünitesidir. Çekis Kontrol Sistemi Nedir?
Otomobilin çekise sahip tekerleklerinden herhangi birisi gereginden fazla dönüp patinaja düstügünde devreye giren sistem gazi kademeli olarak kesip motor gücünü gerekli oranda düsürerek patinaji önler. Böylece tekerleklerin yola tutunmasi saglanarak aracin güvenli bir sekilde yol almasi saglanir.


Hangi araçlara uygulanabilir?

ABS fren sistemli ve enjektörlü her türlü araca uygulanabilir.

Çekis Kontrol Sistemi'nin avantajlari nelerdir?

Çekis Kontrol Sistemi bulunmayan araçlarda kaygan zeminlerde (islak, buzlu, toprak, vb.) ve dönüslerde gereginden fazla gaza basilmasi durumunda çekis yapan tekerlekler hizla bosa döner ve aracin savrulmasina sebep olabilir. Oysa Çekis Kontrol Sistemi bulunan araçlarda her türlü yol sartlarinda emniyetli yol tutus saglanir.

- Sürüs güvenliginizi arttirir
- Virajlarda yoldan çikmanizi engeller
- Kayfan zeminlerde güvenli yol almanizi saglar
- Her türlü yol sartinda daha performansli kalkis yapmaniza yardim eder
- Lastik ömrünü uzatir
- Aks, debriyaj balatasi, sanziman vb. aktarma organlarinin ömrünü uzatir
- Kullanim tarzina göre ayarlanabilir
- Istenildiginde devreden çikartilabilir
- Aracin orjinal tesisatini bozmaz
- -40 C, +80 C ortam sicaklakliklari arasinda çalisabilir
 
Turbocharger Nedir? [GebzeLi ve Teknik BiLgiLer]

Garrett_AiResearch_T3_Turbocharger.jpg


Turbo Sisteminin Temelleri

Bir motordan alınabilecek maksimum gücü elde etmenin en iyi yolu silindirlere gönderilecek maksimum benzin ve hava karışımı ile olur.Bu işlem bir motoru güçlendirmenin bir numaraları kuralıdır.Bunu yapmanın bir yoluda silindir yuvalarını büyütmektir esasında.(örn:6000 cc motorlar) Fakat turbo gibi teknolojiler bunu daha kolaylaştırarak kullanışlı hale getirmektedir.

Turbochargerlar motora gönderdikleri fazla hava ve benzin karışımı ile küçük silindirlerden de güç sağlamayı amaçlamaktadırlar.Genel olarak Turbochargerlar 0.4 bar'dan 2.0 bar'a kadar güç üretebilmektedirler.Normal olarak atmosfer basıncının 1,014 Bar olduğunu düşünürsek Turbochargerların motora atmosferde olandan %50-%100 fazla basınç uyguladığını görebiliriz.Bu da %50 güç artışı anlamına gelmektedir.

Bu motorun güç artışıdır fakat bu gücü tam olarak almamızı engelleyen bir takım unsurlar vardır.Egzos çıkışında bir turbin bulunması egzoz geri basıncının artmasını sağlar ve motor egzoz gazını tam olarak dışarıya atmakta zorlandığı için güç kayıpları oluşur.

Pek tabi ki herşey enjeksiyonlu bir motora Turbo takmakla bitmez.Bunun yanında sistemin daha fazla benzine ihtiyacı olacaktır.Bir turbocharger silindirlere daha fazla benzin göndermeyi sağlayamaz, bunu yapan aracın işletim sistemidir. İşletim sistemin yanı sıra da orjinal benzin pompanızın haricinde daha fazla benzini pompalayabilecek kapasitede bir benzin pompasına ihtiyaç duyulur.


Turbo Nasıl Çalışır ?


Garrett_T3_Turbo_Section.jpg


egzoz manifolduna takılan Turbochargerlar , motordan gelen egzoz gazı sayesinde Turbinelerini döndürürler.Yani buraya kadar motor kendi gücünü kullanmaktadır.Salyangoza bir mil sayesinde bağlı olan türbinler, dönmeye başladığı andan itibaren silindire giden havayı gitmesi doğrultusunda zorlamaya başlar.

Silindirlerden gelen egzoz gazı Türbin pervanesin bıçaklarına çarparak türbinin dönmesini sağlar.Turbine ne kadar fazla gaz gelirse o kadar hızlı döner.

Milin diğer ucundaki pervane ise kompresor pervanesidir.Bu pervane egzoz gazının silindirlere iletilmesi yolunda basınç uygulamaktadırlar.
Kompresor Pervane Bıçakları

Bu pervaneler dakikada 150.000 kere dönmektedirler.Bilgisayarınızdaki hardiskin bile dosyalarınızı okumak için dakikada 7200 kere dönebildiğini düşünürsek bu dönüş hızı inanılmazdır.Burda turbonun yağsız kalması demek anında yanması anlamına gelmektedir.O yüzden pervenaleri tutan milin çok dikkatli şekilde konumlandırılması gerekir çünkü yanlış bir setup milin kendi oluşturucağı momentumdan kırılmasına yol açacaktır.Bu pervanelerin dönmesi için sıvı yataklar kullanılmaktadır.Bu sayede hem milin soğuması sağlanıyor hemde sürtünme katsayısı düşürülüyor.

Turbo Modelleri ve Tasarımları

Turbo modellerinden bahsetmeden önce turbochargerların yol açabileceği bazı problemlerden bahsetmeliyiz.
Maxi Boost:

130_0707_10_z+2004_subaru_wrx_sti+garrett_gt4202_turbocharger.jpg


Turbolar büyüklüklerine göre güç artışı sağlamaktadırlar.Turbo basıncı yükseltmek her ne kadar maksimum gücü elde etmemizi sağlasada silindirlerin ve pistonların dayanabileceğinden fazla basınç içerlemek Knocing dediğimiz problemi doğurmaktadır.Knocking aslında silindir ve pistonlardan gelen tık tık sesidir.Motor bu devrede detonasyona uğrar ve silindirlerde oluşan ısı yükselir.Motora giden havayı ne kadar fazla sıkıştırırsanız, hava o kadar fazla ısınacaktır. Şimdi bir yanağınıza hava doldurun ve onu sıkıştırırak diğer yanağınıza geçirin.Bu işlemi devamlı yaptığını sürece ağzınızda bulunan havanın ısınacağını göreceksiniz.Aynı şekilde yüksek basınçlı turbolarda bu durum yaşanır.Turbo gelen gazı sıkıştırarak motora gönderir fakat doğacak bu basınçtan ısınan hava silindirler içindeki Bujiler tarafından gerçekleştirilen patlamanın önüne geçer. Eğer pistonlarınız ve silindirleriniz buna uygun değilse hepsi birer mum gibi birkaç dakika içinde erirler.Bu yüzden turbo motorları devamlı yüksek oktan benzine ihtiyaç duyar.Bu avans(knocking) problemin önüne geçmek içinde motorların sıkıştırma oranları düşürülmektedir.

Yüksek basınçtan detonasyona uğramış bir Impreza Turbo motoru

Turbo Lag:

Turbo chargerlarla ilgili en önemli problemlerden biride türbinin geç devreye girmesidir.Her ihtiyaç duyduğunuzda gaza basıp güç elde etmek mümkün değildir çünkü salyonagozun içindeki pervane ancak belli bir motor devrinden sonra dönmeye başlamaktadır.Turbonun devrede olmadığı bu zaman sürecine Turbo Lag denilir.Turbo devreye girdiği zaman ki araçtaki ani tekme etkisi bu yüzdendir.Turbo devreye girer ve araç çıldırmış gibi saldırıya geçer.

Turbodaki bu gecikmeyi azaltmanın en iyi yolu Turbo içindeki dönen ana parçaları hafifletmekle olur.Hafifletmekte küçültmekle olur.Bu da pervanin ve kompresorun daha hızlı çalışmasına olanak sağlayarak erken devreye girmesine yol açar.Dünyada bunu en iyi başaran firma WW firmasının 1700 rpm de devreye giren passat modelleri için ürettiği turbochargerlardır.Fakat bu turbochargerlar büyük turbolar gibi yüksek basınç üretemezler.


Küçük-Büyük Turbochargerlar;

Biraz öncede söylediğim gibi salyangozun içindeki parçaları hafifletmek ve aynı doğrultuda küçültmek salyangozun içindeki trübin pervanesinin erken dönmeye başlamasına yani turbonun erken devreye girmesini sağlar.Fakat bu pervaneler küçük olduklarından dolayı büyük pervaneler kadar hava sağlayamazlar.Aslında sistem çok basittir.Nasıl evinizdeki küçük vantilatör büyüğü kadar hava sağlayamıyorsa küçük turbochargerlarda büyük ağabeyleri gibi güç üretemezler.


Turbonun Özellikleri:

Bilya Yatak:

Milin bağlı olduğu pervanelerin yatağında bulunan bu bilyalar azda olsa bazı turbochargerlarda kullanılmaktadır.Tabi ki bu bilyalar sizin normal olarak bildiğiniz bilyalardan farklıdır.Hepsi kusursuz bir üretimin ürünleri olan bu bilyalar özel meteryallerden imal edilir ve dakikada 150.000 kere dönen türbin pervenesin yarattığı sürtünmelere dirençlidirler.Pek fazla tercih edilmeyen bu bilyalar aslında turbo lagını önlemektede yarar sağlamaktadırlar,

Seramik Türbin Bıçakları:

Sermik turbin bıçaklarının tek avantajı metal bıçaklara nazaran hafif olmarı ve turbo lagını azaltmalarıdır.

Sequential Turbochargerlar


Bizim, twin turbo olarakta bildiğimiz bu chargerlar iki tane salyangozu esas alarak üretilmiştir.Yani iki turbo yanyana çalışmaktadırlar.Birincisi, yani küçük olan devreye erken girer ve turbo lagını engeller.İkinci turbo ise yüksek motor devirlerinde devreye girerek yüksek basınç sağlamayı esas almışlardır.


Intercooler;

Kompresyona uğrayan hava, ısınır.Isınan hava ise genişler bu yüzden turbodan gelen basınç artışı havanın motora gitmeden önceki ısınmasının sonucudur.İyi bir güç artışı için silindirler daha fazla hava moleküllerine ihtiyaç duyarlar, sadece basınç motorun gücüne artırmaya yetmez.

Bu radyatöre benzeyen siyah kutu turbochargerdan gelen basınçlı havanın içinden geçmesine sağlar, ince kanallardan geçen basınçlı gaz süzülür ve soğutulur.Bu sayede motora daha fazla hava molekülü girmesi sağlanır.Eğer turbocharger basıncı 0,7 bar ise intercoolerda 0,7 barlık sıkıştırlılmış havayı süzecek kapasitede olmalıdır.


Turbolar hakkında bazı tezahürler;


-Motor yağını her 5000 km ya da daha erken süreler içerisinde değiştirin.
-Her zaman motor üreticisinin tavsiye ettiği yağı kullanın. -WD40 ve benzeri temizleme katkılarını ya da gevşeticileri kullanmayın.
-Her zaman motorun ısınması için 30 ila 60 saniye kadar bekleyin.
-Soğuk ve ince yağ, ısınmış bir yağ gibi kolayca hareket edemez ve parçaların bir süre yağsız kalmasına yol açar!
-Yola çıktığınızda turboyu hemen devreye sokmayın, turbo henüz yağ ihtiyacını gidermemiş olabilir.
-Aracı stop etmeden önce turbonun dinlemesi ve bir sonraki çalışma için gerekli yağlamayı yapmasına izin verin.Turboyu ne kadar zorladıysan o derecede dinlendirme yapın.
-Yüksek devirlerde türibin devamlı dönmektedir.Bu esnada motoru kapamak turboya giden yağıda kapamak anlamına gelir.Bu durumda turbo yataklarında ciddi hasarlar oluşur.
-Motoru yağını her değiştirdiğinizde yağ filitresinide değiştirin ve ilk çalıştırmada yağ basıncının sağlandığına emin olun.

Yukarıdaki tezahürleri yerine getirmeniz ve aracınızı iyi bir şekilde kullanmanız durumunda Turbochargerınız en az motorunuz kadar sorunsuz ve uzun ömürlü olacaktır.


Kaynak : www.mazdaclubtr.com
 
Önemli ve güzel bilgiler. Teşekkürler...
 
tesekkürler.. (;
 
sabit baslikta konular birlestirildi...
 
Otomotiv Kısaltmaları ( Alfabetik Sıra )




RAKAM


2V - (Two Valve) İki supap
4EAT - (4 speed Electronic Automatic Transmission) 4 hızlı otomatik transmisyon
4WAL - (Four Wheel Antilock) Dört tekerlek kilitlenmesiz
4WD - (Four Wheel Drive) Dört tekerlekten tahrikli, dört çekerli
4WS - (Four Wheel Steering) Dört tekerlekten yönlendirme




A


A - (Amperes) Amper
AAC – (Auxiliary Air Control ) Yedek hava ünitesi
AAP - (Auxiliary Acceleration Pump) Yardımcı hız pompası
ABC – ( Active Body Control ) Otomobilin yanlara öne ve geriye doğru kasılmasını önleyen mercedes patentli hidro elktronik sistem Anlık sürüş durumuna göre değişen, bilgisayar kontrollü ve hidrolik yürüyen aksam. Mercedes CL'de kullanılan sistem ile virajlarda yana yatma ve fren anında öne eğilme önleniyor
AAS – (Auto Adjusting Suspension) Otomatik Ayarlı Süspansiyon
ABS - (Antilock Brake System) Kilitlenmeyen fren sistemi
ABSCM-(ABS Control Module) ABS kumanda modülü
ABV- (Anti-Backfire Valve)Geri Tepmeyi Önleyici Sübap
AC - (Alternating Current) Alternatif akım
A/C - (Air Conditioning) Klima
ACC - (Air Conditioning Clutch) Klima kavraması
ACC - (Automatic Climate Control) Otomatik iklimlendirme kontrolü
ACC - (Adaptive Cruise Control) Uyarlanabilir seyir kontrolü
ACCS - (Air Conditioning Cyclic Switch) Klima çevrimsel anahtarı
ACD - (Air Conditioning Demand) Klima ihtiyacı
ACL - (Air cleaner) Hava filtresi
ACR4 - (Air Conditioning Refrigerant, Recovery, Recycling, Recharging) Klima soğutucusu, iyileştirme, dönüşüm, şarj
ACON - (Air Conditioning On) Klima açık
ACP - (Air Conditioning Pressure) Klima kavraması
ACT - (Air Charge Temperature -replaced with IAT) Hava dolgu sıcaklığı
A/D - (Analog to Digital) Analogdan dijitale
ADB - (Automatische Differantial Bremse)Otomatik diferansiyel freni Standart kilitli diferansiyellerin elektronik devreli bir versiyonu.
ADS – Uygun tampon sistemi Sürüş tarzı, yol durumu ve yükleme durumuna göre en uygun tampon sertliği sağlanıyor.
ADU - (Analog-Digital Unit) Analog-dijital ünite
AFC - (Air Flow Control) hava akış (debi) kontrolü
AFR - (Air Fuel Ratio) Hava/yakıt oranı
AFS - ( Active Fahrwerks Stabilierung)Aktif yürüyen aksam stabilitesi Temel olarak ABC ile ayni islevi görür. Sistem Citroen Xantia Activa'da kullanılmaktadır.
AFV - (Alternative Fueled Vehicle) Alternatif yakıtlı taşıt
AIR - (Secondary air injection -formerly Thermactor air) İkinci hava enjeksiyonu
AIRB - (Secondary Air Injection Bypass) İkinci hava enjeksiyon baypası
AIRD - (Secondary Air Injection Diverter) İkinci hava enjeksiyon saptırıcı
AIS - (Automatic Idle Speed) Otomatik rölanti hızı
ALB (Anti Lock Brakes): ABS'nin ilk ve basit şekli. Kızaklayan tekerlekleri hızlı ritimde bırakıp tekrar tutan fren sistemi.
ALC - (Automatic Level Control) Otomatik seviye kontrolü
ALDL - (Assembly Line Data Link -replaced with DLC) Montaj hattı veri bağlantısı
ALFA ROMEO – ( Alfa : Anonima Lombarda Fabbricca di Automobili )
ALT - (Alternator -replaced with GEN) Alternatör
AMB - (Ambient) Ortam
AOD - (Automatic Overdrive) Otomatik aşırı hız
AODE - (Automatic Overdrive Electronic (transmission)) Otomatik aşırı hız elektronik (transmisyon)
AODE-W - (Automatic Overdrive Electronic Wide (ratio transmission)) Otomatik aşırı hız elektronik geniş(oran transmisyonu)
AP - (Accelerator Pedal) Gaz pedalı
API - (American Petroleum Institute) Amerikan Petrol Enstitüsü
APT - (Adjustable Part Throttle) Ayarlanabilir kısmi gaz
ARC - (Automatic Ride Control) Otomatik sürüş kontrolü
ARS - (Automatic Restraint System Otomatik sınırlama sistemi
ASARC - (Air Suspension Automatic Ride Control) Hava süspansiyonu otomatik sürüş kontrolü
ASC - (Active Stability Control) Aktif kararlılık kontrolü
ASC+T - (Automatic Stability Control Plus Traction) Otomatik kararlılık ve çekiş kontrolü BMW'de kullanılan elektronik çekiş kontrol sistemi olup, sürekli arka tekerleklerin durumunu gözlemleyerek bir kayma olup olmadığını denetler. Arka tekerleklerde bir kayma olursa ASC+T devreye girip frenleri ve motoru kontrol ederek otomobilin yolda kalmasını sağlar.
ASD - (Automatic Shutdown) Otomatik kapama
ASM – ( Auto Shift Manual ) Ford’ta kullanılan otomatik olarak vites değiştirmeye olanak sağlayan sıralı manuel şanzıman (Bkn: Yarı otomatik şanzuman)
ASR - (Acceleration Slip Regulation) İvme kayması kontrolü
ASR – ( Anti slip regulation ) Patinaj önleyici sistem ASR sistemi ilk kalkışta ve hızlanmada, tahrik tekerleklerinin aşırı dönmesini engelleyerek, aracın güvenli hareketini sağlar.
AST – ( Advanced Semisolid Technology ) Gelişmiş yarı katı teknolojisi
A/T - (Automatic Transmission/Transaxle) Otomatik transmisyon
ATF- (Automatic Transmission Fluid) Otomatik şanzuman yağı
ATX - (Automatic Transaxle) Otomatik transaksıl
ATC - (Automatic Temperature Control) Otomatik sıcaklık kontrolü
ATDC - (After Top Dead Center) Üst ölü noktadan sonra
ATM - (Actuator Test Mode) Uyartıcı deney modu
AQS – Hava kalite sistemi . İçerdki havayı kontrol ederek iç hava sirkülasyonunu otomatik devreye sokar.
AWD - (All Wheel Drive) Tüm tekerleklerden tahrikli
AWG - (American Wire Gage) Amerikan tel ölçeği
AWS – ( All Wheel Stering ) Tüm tekerlerden yönlendirmeli örneğin Volvo V70 AWD
AXOD - (Automatic Overdrive Transaxle) Otomatik aşırı hız transaksılı
AXOD-E - (Automatic Overdrive Transaxle - (Electronically Controlled( Otomatik aşırı hız transaksılı - (elektronik kontrollü
AYC - (Active Yaw Control) Aktif sapma kontrolü

B



B+ - (Battery voltage) Akü voltajı
BARO - (Barometric (pressure)) barometrik basınç
BAS – ( Brake Assist System ) Ani frenlemede fren hidroliği içindeki basıncı arttıran ve her tekerde eşit fren gücünün oluşmasını sağlayan sistem.
BCM - (Body Control Module) Gövde kontrol modülü
BHP - (Brake Horsepower) Fren beygir gücü Tekerlekler veya kardan mili yerine "genellikle" krank milinden ölçülen ve motor tarafından üretilen gerçek gücü gösteren ölçüdür. Bu ölçümde vites kutusu, alternatör, difransiyel, su pompası gibi parçalar bağlı değildir. "Brake Horsepower" denmesinin sebebi mildeki gücün bir frenleme mekanizması tarafından absorbe edilmesiyle ölçülür.
BLM - (Block Learn Multiplier -replaced with LT FUEL TRIM)) Blok öğrenme çarpanı
B-LVL - (Bilevel) Aynı seviyede
BMAP - (Barometric and Manifold Absolute Pressure) Barometrik ve manifold mutlak basıncı
BMW – ( almanca ) ( bayerische motoren werke ) bavyera köylüsünün makine işi, el emeği göz nuru anlamında
BOO - (Brake On/Off) Fren açık/kapalı
BP - (Back Pressure) geri basınç
BPA - (Bypass Air) Kısa devre havası
BPS- (Barometric Pressure Sensör) Barometrik basınç sensörü
BPW - (Base Pulse Width) ana sinyal genişliği
BTDC - (Before Top Dead Center) Üst ölü noktadan önce
BTSI - (Brake Transmission Shift Interlock) Fren vites değiştirme ortak kilidi
Btu - (British thermal units) British ısı birimi




C


CAC - (Charge Air Cooler) Dolgu hava soğutucusu
CAC - (Customer Assistance Center) Aracınızla ilgili bütün sorunlarınız için danışmanlık yapan ve arıza durumlarında destek sunan Mercedes-Benz Müşteri Hizmetleri Merkezi (Hollanda - Call Center)
Calif - (California) Kaliforniya
CAN - (Controller Area Network) Araç veya çevre şartlarına bağlı olarak araç fonksiyonlarını düzenleyen sistem MERCEDES
CANP - (Canister Purge) Kanister buharı
CARB- (Carburetör) Karbüratör
CB (Carburator) Karbüratör
CBC-(Cornering Brake Control) Arka akstaki frenlerin optimal kullanımını sağlayan yardımcı fren sistemi. Fren sisteminin içinde hidroliğin en doğru şekilde dağılımını sağlar.
CC - (Cruise Control) Seyir kontrolü-Sabit hız kumandası
CC - (Cubic Centimeter) Santimetreküp
CCD - (Chrysler Collision Detection) Chrysler çarpışma belirlemesi
CCD - (Computer Controlled Dwell) Bilgisayar kontrollü dwell
CCDIC - (Climate Control Driver Information Center) İklim kontrol sürücü bilgi merkezi
CCM - (Central Control Module) Merkezi kontrol modülü
CCM- (Cruise control module ECU) Sabit hız kumandası modülü
CCOT - (Cycling Clutch Orifice Tube) Cevrim yapan kavrama orifis borusu
CCP - (Climate Control Panel) İklim kontrol paneli
CCRM - (Constant Control Relay Module) Sabit kontrol röle modülü
CCS - (Coast Clutch Solenoid) Kavrama boşlama solenoidi
CD - Hava direnci katsayısı. Bir otomobilin ne kadar hava direnciyle karşılaşacağını gösterir. Hava sürtünmesi azaldıkca otomobilin yakıt tüketimi de azalır
CDI – ( Common rail Direkt Injektion )( capacitive discharge ignition ) Ortak yakıt hatlı dizel’in Mercedeste kullanılan ismi. Kısaca ne kadar ekmek o kadar köfte diyeceğimiz bir yöntemle çalışan enjeksyon sistemi. Aracın tork istediği sırlar mazot püskürtmesi fazlalaşırken düz yolda püskürtme basıncı azalır. Aracın performansını düşürmeden yakıt tasarrufu da sağlar.
CDR - (Chrysler Diagnostic Readout) Chrysler Arıza belirleme kılavuzu
CDRV - (Crankcase Depression Regulator Valve) Karter basınç düşürme düzenleme valfi
CDTİ – ( Common rail Diesel Turbo İnjeksiyon ) Opel firmasının common railli ecotec motoru
CE - (Commutator End) Komütatör ucu
CEL - (Check Engine Lamp -replaced with MIL) Motor lamba kontrolü
CELO- (Colt engine lock out switch)Soğuk motor çalıştırma anahtarı
CEAB - (Cold Engine Air Bleed) Soğuk motor hava sızdırması
CFI - (Central Fuel Injection -replaced with TBI) Merkezi yakıt enjeksiyonu
CFI - (Cross Fire Injection) Çapraz ateşleme enjeksiyonu
CI - (Cubic Inch) İnçküp
CID - (Cubic Inch Displacement) inçküp yer değiştirme
CID - (Cylinder Identification) Silindir tanımlama
CKP - (Crankshaft Position) Krank mili konumu
CKT - (Circuit) Devre
CL - (Closed Loop) kapalı devre
CLC - (Converter Lockup Clutch -replaced with TCC) Konvertör kilitleme kavraması
CLCC - (Closed Loop Carburetor Control) Kapalı devre karbüratör kontrolü
CLNT - (Coolant) Soğutucu
CMFI - (Central Multi-port Fuel Injection) Merkezi çok portlu yakıt enjeksiyonu
CMP - (Camshaft Position) Kam mili konumu
CO - (Carbon Monoxide) Karbonmonoksit
CO2 - (Carbon Dioxide) Karbondioksit
COMAND - (Cockpit Management and Data System) Yeni nesil otomobillerde navigasyon sistemi, telefon, saat, TV alicısı, radyo, kaset ve CD çalardan oluşan müzik sisteminin hepsine kumanda eden sistem
COP - (Coil On Plug) Fiş üstü bobin
CPA - (Connector Position Assurance) Bağlantı elemanı konum güvenliği
CPI - (Central Port Fuel Injection) Merkezi port yakıt enjeksiyonu
CPP - (Clutch Pedal Position) Kavrama pedalı konumu-Debriyaj pedalı konum svici
CPS - (Central Power Supply) Merkezi güç sağlama
CPU - (Central Processing Unit) Merkezi işlemci ünitesi
CRDI- ( Common rail Direkt Injektion ) Ortak yakıt hatlı dizel’in hyundai ve kiadaki ismi
CRT - (Cathode Ray Tube) katot ışınlı tüp
CRV – ( Compatc Recreational Vehicle ) Sıkı eğlenceli araç honda modeli
CS - (Charging System) Şarj sistemi
CUV- (Crossower utility vehicle)
CTP - (Closed Throttle Position (switch)) Kapalı gaz konumu anahtarı-Kapalı gaz kelebeği
CTS - (Coolant Temperature Sensor) Soğutucu sıcaklık sensörü
CV - (Constant Velocity) Soğutucu hızı
CVT - (Continuously Variable Transmission) Sürekli değişken transmisyon . Bu sistemde dişli çemberleri birbirlerine bir çelik bantla bağlı bulunurlar böylece kademesiz bir vites kontrolü sağlanır. Konvensiyonel şanzımanlarda geçişler dişlilerle sağlanır.
CVVT-Elektronik olarak değişken supap zamanlaması ile çalışan motor.

D


D - (Diesel) Dizel
DAB - (Delayed Accessory Bus) Geciktirilmiş aksesuar büsü
dB - (Decibels) desibel
dBA - (decibels on A-weighted scale) A ağırlıklı skalada desibel
DBC - (Dinamik fren kontrolü)BAS ile aynı görevi yapıyor, sadece BMW'deki adı farklı.
DVC – ( Dynamische Bremsen Control ) Ani frenlemede fren hidroliği içindeki basıncı arttıran ve her tekerde eşit fren gücünün oluşmasını sağlayan sistem . BMW
DC - (Direct Current) Doğru akım
DCCSV- (Damper clutch control solenoid valfe) Damper kavrama kontrol selenoid valfi
d / d – devir / dakika . Motorun 1 dakikadaki devir sayısısı
DE - (Drive End) Tahrik sonu
DEC - (Digital Electronic Controller) Dijital Elektronik Kontrolörü
DERM - (Diagnostic Energy Reserve Module) Arızacılık enerji rezerv modülü
DFI - (Direct Fuel Injection) Direkt yakıt enjeksiyonu
DI - (Distributor Ignition) Distribütörlü ateşleme
DIA - (Diameter) Çap
DIC - (Driver Information Center) Sürücü danışma merkezi
DIN – (deutsche industrie norm ) Alman endüstri normu 1 DIN = 1,12 SAE
DIS - (Direct (distributorless) Ignition System -replaced with EI) Direkt distribütörsüz ateşleme
DIST - (Distributor) Distribütör
DLC - (Data Link Connector) Veri hattı bağlantısı-Veri bağlantı soketi
DLI- (Distributorless ıgnition) Distribütörsüz ateşleme
DOE - (The Department of Energy) Enerji Bölümü
DOHC - (Double Overhead Camshaft) Üstten çift kam mili
DOL - (Data Output Line) Veri çıkış hattı
DPFE - (Differential Pressure Feedback EGR) Diferansiyel basınç geri besleme
DRİVE BY WİRE – Elektronik gaz kontrol sistemi ( TOFAŞ )
DPI - (Dual Plug Inhibit) Çift fişli önleyici
DRB - (Diagnostic Readout Box) Teşhis okuma kutusu
DRL - (Daytime Running Lamps) Gün ışığında çalışan lamba
DSA- (Dynamic stability assistance) Dinamik denge desteği
DSC - ( Dynamic stability Control )ESP ile aynı prensipte, dört tekerleğin yola en güvenli şekilde basmasını sağlayan sistem. Elektronik stabilite sistemi ağırlıklı olarak BMW'de kullanılır. viraj dışındaki kritik fren anında karşı moment uygulayarak arka tarafın savrulmasını önler.
DSG – BMW’de kullanılan otomatik olarak vites değiştirmeye olanak sağlayan sıralı manuel şanzuman (Bkn: Yarı otomatik şanzuman)
DSP – ( Dynamic Shift Program ) Ayarlarını sürücünün kullanım tarzına göre değiştiren gelişmiş otomatik şanzuman
DSS - (Downshift Solenoid) Aşağı kaydırma solenoidi
DTC - (Diagnostic Trouble Code) Teşhis güçlük kodu
DTI – Opel ‘in kullandığı direk enjeksiyonlu yakıt sistemi
DTM - (Diagnostic Test Mode) Teşhis deney modu
DTR - (DISTRONIC) Otoyol ve benzeri yollarda, aracı belli bir hızda tutmak için sürücüye destek sunan sistem: Eğer önde başka bir araç yoksa tempomat gibi çalışır. Önde başka araç olması durumunda ise öndeki araçla olması gereken asgari mesafeyi korumanız için hızı düşürür.
DVOM - (Digital Volt-Ohmmeter) Dijital volt-ohm metre
DynAPS - (Dinamik trafik yönlendirmesi) Navigasyon sistemi tarafından hesaplanan hedefe yönlendirme planını, mevcut trafik durumuna uygun hale getiren sistem.




E



E4OD - (Electronic 4-Speed Overdrive) Elektronik 4 hızlı aşırı hız
EAC - (Electronic Air Control -replaced with AIR) Elektronik hava kontrolü
EAIR - (Electronic Secondary Air Injection) Elektronik ikinci hava enjeksiyonu
EAS – ( Electronic Active Steering ) Ön tekerleklerin ani direksiyon hareketleri sebebiyle yol tutuşu bozmasını engellemeye çalışan aktif direksiyon sistemi.
EASY GO – Anahtarsız sürüş sistemi ( TOFAŞ )
EBCM - (Electronic Brake Control Module) Elektronik fren kontrol modülü
EBD – (Electronic brake distribütör ) Elektronik fren dağılımı. Fren gücünün 4 tekerlekte eşit olmasını sağlayan hidrolik dağılımlı destek sistemi.
EBTCM - (Electronic Brake and Traction Control Module) Elektronik fren ve çekiş kontrol modülü
EBP - (Exhaust Back Pressure) Egzoz geri basıncı
EBV: Fren hidroliğinin basıncını ve dağılımını kontrol eden supap sistemi.
E&C - (Entertainment and Comfort) Eğlence ve konfor
ECA - (Electronic Control Assembly -replaced with PCM) Elektronik kontrol grubu
ECAT - (Electronically Controlled Automatic Transmission) Elektronik kontrollü otomatik transmisyon
ECC - (Electronic Climate Control) Elektronik iklimlendirme kontrolü
ECE - (Economic Comission for Europe) Avrupa Ekonomik Komisyonu
ECE - (Electrical and Computer Engineering) Elektrik ve bilgisayar mühendisliği
ECFI- (Electronıc controled fuel injection) Elektronik kontrollü yakıt enjeksiyonu
ECI - (Extended Compressor at Idle) Rölantide uzatılmış kompresör
ECL- (Engıne coolant level) Soğutma suyu seviyesi
ECM - (Electronic Control Module) Elektronik kontrol modülü
ECM - (Engine Control Module) Motor kontrol modülü
ECOTEC: GM'in gelistirdigi çevreci ve ekonomik özelliklerde teknoloji saglayan motor.
ECS - (Emission Control System) Emisyon kontrol sistemi
ECS – ( Early Crash System ) Ön tamponda bulunan ve çarpışmanın şiddetini ölçen sensör sistemi ( TOFAŞ )
ECT - (Engine Coolant Temperature (Switch, Sensor) Soğutma suyu sıcaklığı
ECU - (Electronic Control Unit) Elektronik kontrol ünitesi
EDC - (Elektronik diferansiyal kontrolü)EDS'nin BMW'deki adıdır
EDIS - (Electronic Direct Ignition System -replaced with EI) Elektronik direkt enjeksiyon sistemi
EDLS-Özellikle arkadan itişli otomobillerde, tekerleklerin eşit güçte dönmesini sağlayan elektro-mekanik diferansiyel kilit sistemi.
EDS (Elektronik diferansiyel kilidi)Çekiş sağlayan tekerleklerden biri boşa dönerse, EDS diğer tekere daha fazla tutuş veriyor.
EEC - (Electronic Engine Control) Elektronik motor kontrolü
EEPROM- (Electronically Erasable Programmable Read Only Memeory)Elektronik olarak silinebilir programlanabilir ROM
EEVIR - (Evaporator Equalized Values In Receiver
EFE - (Early Fuel Evaporation) Erken yakıt buharlaşması
EFI - (Electronic Fuel Injection) Elektronik yakıt enjeksiyonu
EGO - (Exhaust Gas Oxygen -replaced with O2S) Egzoz gazı oksijeni
EGOG - (EGO Ground) EGO topraklama
EGR - (Exhaust Gas Recirculation) Egzoz gazı çevrimi Dizel araçlarda bulunan ve egzoz gazındaki is parçacıklarını yakalamak için ek bir sistemdir.
EGRC - (Exhaust Gas Recirculation Control) Egzoz gazı devridaim kontrolü
EGRT - (Exhaust Gas Recirculation Temperature (switch)) Egzoz gazı devridaim sıcaklık anahtarı
EGRTV- (Exhaust Gas Recirculation Thermal Vacuum Valve) Egzoz gazı devridaim ısıl vakum valfi
EGRV - (Exhaust Gas Recirculation Vent) Egzoz gazı devridaim havalandırma
EGTS - (Exhaust Gas Temperature Switch -replaced with EGRT) Egzoz gazı sıcaklık anahtarı
EHB : Elektro Hidrolik Fren Sistemleri
EI - (Electronic Ignition -includes Distributorless Ignition System, formerly DIS) Elektronik ateşleme distribütörsüz dahil
ELC - (Electronic Level Control) Elektronik seviye kontrolü
ELC – (Electronic locked clutch) Elektronik kilitli kavrama
ELR - (Emergency Locking Retractor) Güvenlik kilit geri çekicisi
EMB - (Electromagnetic Brakes) Elektro mekanik frenler
EMF - (Electromotive Force (voltage)) Elektromotiv kuvvet
EMI - (Electromagnetic Interference) Elektromanyetik karışma
EMR - (Electronic Module Retard) Elektronik modül gecikimi
EOT - (Engine Oil Temperature) Motor yağ sıcaklığı
EPA - (Environmental Protection Agency) Çevre koruma örgütü
EPC - (Electronic Pressure Control) Elektronik basınç kontrolü
EPR - (Exhaust Pressure Regulator) Egzoz baısnç regülatörü
EPT - (EGR Pressure Transducer (replaced with PFE)
EPROM - (Erasable Programmable Read Only Memory) Silinebilir programlanabilir ROM
EPS – (Electronic power steering) Elektronik kumandalı hidrolik direksiyon Hidrolik destekli ve hıza duyarlı elektrik motorlu direksiyon sistemi.
ESC - (Electronic Spark Control) Elektronik kıvılcım kontrolü
ESD - (Electrostatic Discharge) Elektrostatik deşarj
ESP – ( Electronic stabilty program ) Elektronik denge programı . Savrulma , ani direksiyon kırma gibi dengesizlik durumlarında devreye girerek dört tekerleğin her birine farklılaşmış halde frenleyici bir tork uygulayarak aracın hareketini düzeltir. gerektiğinde tek bir tekerleğe bile fren yaptıran ve amortisörlerin hareketini de kontrol eden sistem.
EST - (Electronic Spark Timing) Elektronik kıvılcım zamanlaması
ETACS- (Electronic tıme , alarm control system ) Elektronik zaman alarm kontrol sistemi
ETBE - (Ethyl Tertiary Butyl Ether ) Etil tertiari bütil eter
ETC - (Electronic Temperature Control) Elektronik sıcaklık kontrolü
ETC: (Electronic Traction Control) Elektronik çekis kontrol ve düzeltme sistemi.
ETCC - (Electronic Touch Climate Control) Elektronik dokun matik klima kontrol
ETR - (Electronically Tuned Receiver) Elektronik ayarlı alıcı
ETRTO- ( European Tire and Rim Technical Organization) Avrupa Lastik ve Jant Teknik Organizasyonu
Euro NCAP – ( European New Car Assesment Programme ) Avrupa yeni araç değerlendirme programı . Otomotiv sektörünün güvenlik konusundaki tüm testlerinin yapıldığı bağımsız bir kuruluş. Yarış otomobillerindn binek otomobillere kadar her tür otomobilin önden , yandan çarpışma testlerinin yanı sıra yayaya çarpma ve çocuk güvenliğide Euro NCAP laboratuvarlarında yapılan çarpma testlerinde değerlendirmeye alınıyor. Yapılan değerlendirmelerin tamamı kamu oyuna açıklanıyor . Bir otomobilin Euro NCAP testlerinden alabileceği en yüksek puan 5 yıldız . Bu bağımsız testlerden en yüksek puanı almak otomotiv firmaları için önemli bir prestij öğesi . Testlerden elde edilen veriler otomobillerin daha güvenli hale getirilmesi için kullanılıyor. Böylece her yeni çıkan model bir öncekinden daha güvenli hale geliyor.
EV – (Electric Vehicle ) Elektrikli araç
EVAP VALVE- ( Evaporatör purge control solenoid valve) Buhar kontrol solenoid valfi
EVAP - (Evaporative Emission) Evaporatif emisyon
EVAP Canister Purge - (Evaporative Emmision Canister Purge
EVIC - (Electronic Vehicle Information Center) Elektronik taşıt danışma merkezi
EVO - (Electronic Vehicle Orifice) Elektronik taşıt orifisi
EVP - (EGR Valve Position) EGR valf konumu
EVR - (EGR Vacuum Regulator) EGR vakum regülatörü
EXH - (Exhaust) Egzoz


F



FATC- (Full automatic Temperature control) Otomatik klima
FAV – (Fun activity vehicle)
FC - (Fan Control) Vantilatör kontrolü
FBC - (Feedback Carburetor) Geribesleme karbüratörü
FDBK - (Feedback) Geribesleme
FDC - (Fuel Data Center) Yakıt veri merkezi
FDR : Araç Dinamik Kontrolü Özellikle virajlarda ve ani yol değişikliklerinde FDR sistemi, yıldırım hızı ile motor, şanzıman ve frene müdahale ederek aracın savrulmasını önler. FDR sisteminin can noktası olan devir sensörü havacılıktan alınmış ve Bosch tarafından otomobiller için modernize edilmiştir.
FED - (Federal (except California)) Federal, kalifornya hariç
FF - (Flexible Fuel) Esnek yakıt
FI - (Fuel Injection) Yakıt enjeksiyonu
FIPL - (Fuel Injection Pump Lever) Yakıt enjeksiyon pompası kolu
FİAT – ( Fabbrico İtaliano Automobili Torino )
FMEM - (Failure Mode Effects Management) başarısız modu etki yönetimi
FMVSS - (Federal Motor Vehicle Safety Standards) Federal motorlu taşıt güvenlik standartları
FP - (Fuel Pump) Yakıt pompası
FPM - (Fuel Pump Monitor) Yakıt pompası monitörü
FPS – Yangın önleme sistemi ( tofaş ) Birçok otomobilde sadece küçük bir yangın tüpü şeklinde, yarış otomobillerinde ise çesitli noktalara çelik borular içinden söndürücü gaz püskürten yangın önleme sistemi.
FPRC - (Fuel Pressure Regulator Circuit) Yakıt basıncı regülatör devresi
FRC - (Forced) zorlanmış
FR-V – ( Family Recreation Vehicle ) Aile dinlence aracı hondanın modeli
FSI – (Fuel stratified injection)Doğrudan enjeksiyon gerçekleştiren, fakat yüksek oktanlı benzinlerle çalışan motor (Vw Grubu'nda sıkça kullanılmaktadır). Kademeli benzin enjeksiyonu. VW tarafından geliştirilen sistemde yakıt, ateşlemeden hemen önce direkt olarak yanma odasına iletiliyor. Katmanlı direk benzin enjeksiyonu
FT - (Fuel Trim) Yakıt kesme
FTP - (Federal Test Method) Federal test metodu
FTP - (Federal Test Procedure) Federal test yöntemi
FWD - (Front Wheel Drive) Önden çekişli


G



GA - (Gage) Gösterge
GCW - (Gross Combination Weight) Yalın birleşik ağırlık
GDI - (Gasoline Direct Injection)Direkt benzin enjeksiyonlu mitsubishinin kullandığı sistemdir.
GEN - (Generator) Jeneratör
GHGs - (Greenhouse gases) Sera gazları
GND - (Ground) Zemin, toprak, şase
GPS (Global Positioning System) Uydu sinyalleri ile uygun alıcılar üzerinden coğrafi olarak nerede olduğunuzu gösteren sistem. Navigasyon uygulamalarında kullanılır.
GTC – ( Gran turismo compact ) ( opel astra modeli )
GVWR - (Gross Vehicle Weight Rating) Yalın taşıt ağırlığı derecelendirmesi


H



H - (Hydrogen) Hidrojen
H2O - (Water) Su
HBA – ( Hydraulic Brake Assist ) Hidrolik Fren destek sistemi ( tofaş ) ESP sisteminin çalıştığı durumlarda elektronik olarak devreye giren bir sistemdir.
HC - (Hydrocarbons) Hidrocarbonlar
H/CMPR - (High Compression) Yüksek sıkıştırma
HCV - (Heavy Commercial Vehicle) Ağır ticari taşıt
HD - (Heavy Duty) Ağır hizmet
HDC - (Heavy Duty Cooling) Ağır hizmet soğutma
HDC (Hill descent control)Arazi araçlarında kullanılan yararlı bir sistem. Elektronik ayarlı fren ile kontrollü tırmanma sağlanıyor.
HDI - (High Pressure Diesel Injection) Yüksek basınçlı diesel yakıtı enjeksiyonu peugeot firması tarafından geliştirilmiştir
HEGO - (Heated EGO -replaced with HO2S) Isıtılmış EGO
HFC - (High Fan Control) Yüksek vantilatör kontrolü
HFP - (High Fuel Pump) Yüksek yakıt pompası
Hg - (Mercury) Cıva
Hi Alt - (High Altitude) Yüksek irtifa
Hill Holder Sistemi – Yokuş yukarı kalkışlar sırasında aracın kaymasını engelleyen bu sistem geri ve ileri viteste fren pedalından gaz pedalına geçerken 2 sn. süreyle ek bir fren etkisi yapar . Bu etki yokuş aşağı kaymayı önlerken aracın daha güvenli ve konforlu olarak harekete geçmesini sağlar.( TOFAŞ )
HLA- (Hydraulic lash adjuster ) Hidrolik subap ayarlayıcısı
HLC - (Hydraulic Lash Compensator) Hidrolik dalga dengeleyici
HLOS - (Hardware Limited Operating Strategy) Donanım sınırlı çalıştırma stratejisi
HMMWV (High mobility multipurpose wheeled vehicle) çok hareketli çok amaçlı bir tekerli araç. (Hummer)
HO - (High Output) Yüksek çıkış
HO2S - (Heated Oxygen Sensor) Sıcak oksijen sensörü
hp - (Horsepower) Beygir gücü 0,7457 kw'a eş değer güç birimidir.
HPL - (High Pressure Liquid) Yüksek basınçlı sıvı
HPS - (High Performance System) Yüksek performans sistemi
HPV - (High Pressure Vapour) Yüksek basınçlı buhar
HSC - (High Swirl Combustion) Yüksek türbülanslı yanma
HUD - (Heads Up Display) Baş yukarı göstergesi
HVAC - (Heater-Vent-Air Conditioning) Isıtıcı- havalandırma- iklimlendirme
HVACM - (Heater-Vent-Air Conditioning Module) Isıtıcı- havalandırma- iklimlendirme modülü
HVM - (Heater Vent Mondule) Isıtıcı havalandırma modülü
Hz - (Hertz) Hertz


I



IAC - (Idle Air Control) Rölanti hava kontrolü
IAT - (Intake Air Temperature) Emme havası sıcaklığı
iATN - (International Automotive Technicians Network) Uluslararası otomotiv teknisyenleri ağı
IC - (Ignition Control) Ateşleme kontrolü
IC - (Integrated Circuit) Entegre devre
ICM - (Ignition Control Module) Ateşleme kontrol modülü
ICP - (Injection Control Pressure) Enjeksiyon kontrol basıncı
ID - (Identification) Tanımlama
ID - (Inside Diameter) İç çap
IDE (Injection directe essence)Renault'nun benzinli direkt enjeksiyon sisteminin adıdır.
IDI - (Integrated Direct Ignition) Entegre direkt ateşleme
IDM - (Injector Driver Module) Enjektör çalıştırma modülü
IFS - (Inertia Fuel Shutoff) Atalet yakıt kesici
IGN - (Ignition) Ateşleme
IIHS- Otoban güvenliği sigorta enstitüsü
ILC - (Idle Load Compensator) Rölanti yükü dengeleyici
IMRC - (Intake Manifold Runner Control) Emme manifoldu akış kontrolü
INJ - (Injector) Enjektör
INP - (Input) Giriş
INT - (Intake valve) Emme supabı
INT - (Integrator -replaced with ST FUEL TRIM) Entegratör
I/P - (Instrument Panel) Gösterge panosu
IPC - (Instrument Panel Cluster) Gösterge panosu grubu
IPR - (Injector Pressure Regulator) Enjektör basınç regülatörü
IRS (Araç içi koruma sistemi) Çalınma ve hırsızlık durumlarına karşı emniyet sistemi. Kilitli durumdaki aracın camının kırılarak içine müdahale edilmesi durumunda alarmı devreye sokarMERCEDES
ISC - (Idle Speed Control) Rölanti hız kontrolü
ISO - (International Standards Organization) Uluslararası standartlar organizasyonu
ISS - (Input Shaft Speed) Giriş mili hızı
ITS - (Idle Tracking Switch) Rölanti izleme anahtarı
ITS (Inflatable tubular structure)Şişirilebilir hortum formlu yapı. BMW'nin hava yastıklarının işleyişi ve formu ile ilgili terimidir. Hayat kurtaran hava yastıkları, hortum görünümünde ve A-sütununa monte edilmiş. Yandan çarpışma anında bir gaz jeneratörü yardımı ile şişiriliyor
İVECO – ( İndustrial vehicle corporation )
IVS - (Idle Validation Switch) Rölanti geçerlilik anahtarı
IVSC - (Integrated Vehicle Speed Control) Entegre taşıt hızı kontrolü


J



JIS - (Japanese Industrial Standart) DIN ile aynı seviyedeki Japon endüstri normu.
JTD – (Unijet turbo dizel)Fiat ve alfa romeonun dizel araçlar için kullandığı direkt enjeksiyonlu yakıt sistemi


K



KAM - (Keep Alive Memory) Canlı hafıza
KAPWR - (Keep Alive power) Canlı güç
kHz - (Kilohertz) Kilohertz
KOEO - (Key On Engine Off) Düğme açık motor kapalı
KOER - (Key On Engine Running) Düğme açık morot çalışıyor
kPa - (Kilopascals) Kilopaskal
KS - (Knock Sensor) Vuruntu sensörü


L



L- (Leaded) Kurşunlu
L4 - (Four Cylinder Inline Engine) Sıra dört silindirli motor
LV8 - (Load Variable) Yük değişken
LCD - (Liquid Crystal Display) Sıvı kristal gösterge
LCR VALVE- (Load conscious reducing valve) Yük algılayıcı indirgeme valfi
LCV - (Light Commercial Vehicle) Hafif ticari taşıt
LDT - (Light Duty Trucks) Hafif hizmet kamyonu, kamyonet
LDV - (Light Duty Vehicle) Hafif hizmet taşıtı
LED - (Light Emitting Diode) Işık soğurmalı diyot
LEV - (Low Emission Vehicle) Düşük emisyonlu taşıt
LFC - (Low Fan Control) Düşük vantilatör kontrolü
LFP - (Low Fuel pump) Düşük yakıt pompası
LH- (Left hand) Sol taraf
LMP : Lityum metal polimer batarya
LSD- (Limited slip diferantial) Sınırlı kaymalı diferansiyel
LSP VALVE- (Load sensing proportioning valve) Yük algılamalı dağıtım valfi
LT - (Long Term (Fuel Trim)) Uzun dönem yakıt kesme
LTPWS - (Low Tire Pressure Warning System) Düşük basınç uyarı sistemi


M



MAF - (Mass Air Flow) Kütle hava akışı, debi , hava akış sensörü
MAN – ( Maschinenfabrik augsburg-nürnberg )
MAP - (Manifold Absolute Pressure) Manifold mutlak basıncı
MAT - (Manifold Air Temperature -replaced with IAT) Manifold hava sıcaklığı
MC - (Measuring Core) Ölçme özü
MC - (Mixture Control) Karışım kontrolü
MCU - (Microprocessor Control unit -replaced with PCM) Mikroişlemcili kontrol ünitesi
MD - (Modulated Displacement) Değiştirilmiş strok hacmi
MDP - (Manifold Differential Pressure) Manifold diferansiyel basıncı
MECS - (Mazda Electronic Control System) Mazda Elektronik kontrol Sistemi
MEMCAL - (Memory Calibration) Hafıza ayarı
MFI - (Multiport Fuel Injection) Çok delikli yakıt enjeksiyonu
MIC - (Mechanical Instrument Cluster) Mekanik gösterge grubu
MIL - (Malfunction Indicator Lamp) arıza gösterge lambası
MLP - (Manual Lever Position) El levyesi konumu
MP- (Motor position) Motor pozisyon sensörü
MPI - (Multiport Fuel Injection) Çok delikli yakıt enjeksiyonu
MPV (Multi Purpose Vehicle): Ticari kullanima da dönüstürülebilen çok amaçli binek araç. Van sinifi araçlarin tümüne MPV denilebilir. Micro MPV'den macro MPV'ye kadar bir çok çesidi vardi. Bu kategoride yer alan araçlardan bazıları Opel Zafira ve Toyota Yarış Verso.
ms - (Millisecond) Milisaniye
MSFF - (Miles Since First Fail) İlk arızadan bu yana gidilen mil
MSLF - (Miles Since Last Fail) Son arızadan bu yana gidilen mil
MSR (Motor tork düzenleyici)MSR, debriyaja basılmadan motorun torkunun çekiş sağlayan tekerlere iletilmesini engelliyor. Bu sırada motor devri kısa süreli olarak artıyor
MST - (Manifold Surface Temperature) Manifold yüzey sıcaklığı
M / T – (Manuel transaxle) Düz şanzuman
MTBE - (Methyl Tertiary Butyl Ether ) metil tertiari bütil eter
MTV - (Manifold Tuning Valve) Manifold ayarlama valfi
MV - (Megavolt) Megavolt
mV - (Millivolt) Milivolt
MVLPS - (Manual Valve Lever Position Sensor) El levyesi konum sensörü
MVZ SWİTCH- (Manifold vacum zone switch) Manifolt vakum bölgesi sviçi


N


NAAO - (North American Automotive Operations) Kuzey Amerika otomotive işlemleri
NC - (Normally Closed) Normalde kapalı
NEG - (Negative) Negatif, eksi
NGV – ( Natural Gas Vehicle ) Doğal gazlı araç
NLGI - (National Lubricating Grease Institute) Milli yağlama gresi Enstitüsü
N-m - (Newton Meters) Newton Metre
NO - (Normally Open) Normalde açık
NOx - (Nitrogen Oxides) Azot oksitleri


O



O2 - (Oxygen) Oksijen
O2S - (Oxygen Sensor) Oksijen sensörü
OBD - (On Board Diagnostics) Göstergeden arıza teşhisi
OBD II - (On Board Diagnostics, Generation 2)
OC - (Oxidation Catalytic Converter) Oksidasyon katalitik konvertörü
OD - (Outside Diameter) Dış çap
O / D - (Over drive) Aşırı hız veya hız aşımı
OE - (Original Equipment) Orijinal ekipman
OEM - (Original Equipment Manufacturer) Orijinal ekipman imalatçısı
OH- (Over hall) Onarım
OHC - (Overhead Camshaft) Üstten kam mili
OL - (Open Loop) açık devre
ORC - (Oxidation Reduction Converter) Oksidasyon azaltma konvertörü
OTIS - (Overhead Travel Information System) Baş yukarısı seyahat bilgi sistemi


P


PAG - (Polyalkylene Glycol) Polialkilen Glikol
PAIR - (Pulsed Secondary Air Injection) Darbeli ikinci hava enjeksiyonu
PASS - (Personalized Automotive Security System) Kişiselleştirilmiş otomotiv güvenlik sistemi
PCM - (Powertrain Control Module) Güç aktarma organları kontrol modülü
PCS - (Pressure Control Solenoid) Basınç kontrol solenoidi
PCV - (Positive Crankcase Ventilation) Pozitif karter havalandırma, üst karter havalandırması
PDC (Parktronic; Park Distance Control): Otomobilin tampon hizasinda ses dalgalari ile bosluk kontrolü yaparak çalisan park yardim sistemi.Arka tampondaki sensörler, sürücüye otomobil ile engel arasındaki mesafeyi tonlarla uyararak belirtir (echolot-prensibi). Engel ne kadar yaklaşırsa ton kadar hızlanıyor
PFE - (Pressure Feedback EGR) Basınç geri besleme EGR
PFI - (Port Fuel Injection) Port yakıt enjeksiyonu
PG- (Pulse Generatör) Sinyal üretici
PID - (Parameter Identification) Parametre tanımlama
PIP - (Profile Ignition Pickup -replaced with CKP) Profil ateşleme alıcısı
PKE - (Passive Keyless Entry) Pasif anahtarsız giriş
PM - (Permanent Magnet) Sabit mıknatıs
PMD - (Pump Mounted Driver) Pompa montajlı sürücü
P/N - (Part Number) Parça numarası
PNP - (Park/Neutral Position) Park/nötr durumu
POM - (Polycyclic Organic Matter) Polisayklik organik madde
POS - (Positive) Pozitif
POT - (Potentiometer) Potansiyometre
PROM - (Programmable Read Only Memory) Programlanabilir ROM
PRV- (Pressure relief valve) Basınç tahliye valfi
PS - (Power Steering) Güç direksiyonu, hidrolik direksiyon
PS- ( Pferde Starke ) Beygir gücü
PSM – ( Porsche stabilty menagement ) porshce patentindeki ESP sistemi
PSOM - (Programmable Speedometer/Odometer Module) Programlanabilir hız metresi modulü
PSP - (Power Steering Pressure) Güç direksiyonu basıncı, hidrolik direksiyon basıncı
PTC - (Pending Trouble Code) Belirsiz arıza kodu
PTO - (Power take off shaft)) Güç çıkışı, kuyruk mili
PTU - (Part Throttle Unlock) Kısmi gaz açma
PWM - (Pulse Width Modulation) Darbe genişliği modülasyonu


Q



QDM - (Quad Driver Module) Dörtlü sürücü modülü


R



RABS - (Rear Antilock Brake System) Arka ABS
RAM - (Random Access Memory)Rastgele erişimli bellek
RAP - (Retained Access Power)
RDC (Lastik basınç kontrolü)Dört teker içindeki basınç ve sıcaklığı denetler. Sistem, basınç azalmasını sürücüye iletir (kokpitteki gösterge) ve lastiklerin zarar görmesini önler
RE- (Replace) Değiştirme
REDOX - (Reduction Oxidation Catalytic Converter)
REF - (Reference) Referans
RF - (Radio Frequency) Radyo Frekansı
RFI - (Radio Frequency Interference) Radyo Frekans paraziti
RFG - (ReFormulated Gasoline) Yeniden formüle edilmiş benzin
RH- (Right hand) Sağ taraf
RKE - (Remote Keyless Entry) Uzaktan kumandalı anahtarsız giriş
RM - (Relay Module) Röle modülü
ROM - (Read Only Memory)Yalnızca okunabilir bellek
ROPS (Roll over protection sistem)Volvo C70 cabrio'da kullanılan takla koruma sistemi. Aracın takla atması durumunda arka başlıkların arkasında iki adet koruma çıtası, arkadaki yolcuların ağır baş yaralanmalarından korunmasını sağlar.
RPM - (Revolutions Per Minute) dakikadaki devir sayısı
RPO - (Regular Production Option) Noral üretim seçeneği
RTD - (Real Time Dampening) Gerçek zaman nemlendirmesi
RTN - (Return) Dönüş
RTV - (Room Temperature Vulcanizing) Oda sıcaklığında sertleştirme
RVP - (Reid Vapour Pressure) Reid buhar basıncı
RWAL - (Rear Wheel Anti-lock) Arka ABS
RWD - (Rear Wheel Drive) Arka tekerleklerden tahrikli


S



SAE - (Society of Automotive Engineers) Amerikan Otomotiv mühendisleri birliği
SAW - (Spark Angle Word) Kıvılcım açısı işareti
SAV (Sports Activity Vehicle): Sportif özellikleri çok öne çikarilmis, iri, arazi tipli binek araç. Sportif aktivite aracı. Bu terim BMW tarafından arazi aracı X5 için özel olarak kullanılmış. Nedeni ise, X5'in gerçek bir arazi aracı ile konforlu bir otomobil karışımı olması
SBDS - (Service Bay Diagnostic System) Servis bölümü teşhis sistemi
SBEC - (Single Board Engine Controller -replaced with PCM) tek bordlu motor kontrolörü
SBS - (Supercharger Bypass Solenoid) Süperşarjer kısa devre solenoidi
SBT - (Serial Bus Traveller) Seri büs esyahat edici
SC - (Supercharger) Süperşarjer
SCB - (Supercharger Bypass Süperşarjer kısa devresi
SCSV- (Shift control solenoid valve) Vites kontrol selenoid valfi
SDM - (Sensing and Diagnostic Module) algılama ve teşhis modülü
SDI (Saugdiesel Direct Injection): VW'nin turbo olmayan direkt enjeksiyonlu dizel motorlarinda kullanilan bir sistemin ismi. SDI (Emmeli dizel direct enjeksiyon
SDV - (Spark Delay Valve) Kıvılcım geciktirme valfi
SEFI - (Sequential Electronic Fuel Injection -replaced with SFI) Sıralı elektronik yakıt enjeksiyonu
SEO - (Special Equipment Option) Özel ekipman seçeneği
SES - (Service Engine Soon -replaced with MIL) Servis motoru bozukluk göstergesi
SFI - (Sequential Multiport Fuel Injection) Sıralı çok portlu yakıt enjeksiyonu
SHO - (Super High Output) Süper yüksek güç
SIG RTN - (Signal Return) Sinyal dönüşü
SIL - (Shift Indicator Lamp) Vites değiştirme gösterge lambası
SIPS – ( Side impact protection system ) Volvo yan darbe korma sistemi Ön koltukların altında enlemesine ve B direklerinde diklemesine bulunan yüksek dayanıklığı olan çelik barlar ile yan havayastıklarının oluşturduğu sistem.
SIR - (Supplemental Inflatable Restraint) İlave şişirilebilir trtucu
SLS: Lüks otomobillerde ve Off-road araçlarinda kullanilan, aracin yüksekligini otomatik olarak ayarlayan sistem.
SL SWITCH- (Stop lamp Switch) Stop lambası svici , Fren müşürü
SMEC - (Single Module Engine Controller -replaced with PCM) tek modüllü motor kontrolörü
SNSR - (Sensor) Sensör, algılayıcı, duyar eleman
SO2 - (Sulphur Dioxide) kükürt dioksit
SOHC - (Single Over Head Camshaft) Üstten tek kam mili
SPD - (Speed) Hız
SPOUT - (Spark Output) Kıvılcım çıkışı
SRC - (Selective Ride Control) Seçilebilir sürüş kontrolü
SRS - (Supplemental Restraint System) Tamamlayıcı sınırlayıcı sistem, Yardımcı emniyet Sistemi Olası bir kazada havayastığı ve aktif gergili emniyet kemerlerinin birlikte çalışmasını, gaz pedallarının ileriye doğru katlanmasını sağlayan tüm ek güvenlik sisteminin ismi. Bahsedilen, emniyet kemeri yerine değil onunla birlikte kullanılması gereken ve yolcuları koruyan hava yastıklarıdır.
SRSCM- (Aır bag Control modülü) Hava yastığı kumanda modülü
SRI- (Servıce Reminder Indıcator) Servis ikaz lambası
SS - (Shift Solenoid) Vites değiştirme solenoidi
ST - (Scan Tool)Test cihazı, (arıza) Tarama takımı
STI - (Self Test Input) Kendi kendine test girişi
STO - (Self Test Output) Kendi kendine test çıkışı
STS - (Service Technicians Society) Servis teknisyenleri birliği
SULEV - (Super Ultra Low Emission Vehicle)Süper ötesi düşük emisyonlu taşıt
SUV (Sport utility vehicle) Sportif zevk aracı. SAV ile benzer amacı taşıyor. Bu kategoride yer alanlardan bazıları: Honda HR-V, Toyota RAV4 veya Subaru Forester
SW - (Station Wagon) Kombinasyonlu araç


T



T - (Turbo) Turbo
T / A (Transaxle) Şanzuman
TAB - (Thermactor Air Bypass -replaced with AIRB) Termeaktör hava kısa devresi
TAC - (Throttle Actuator Control) Ventüri uyartım kontrolü
TAD - (Thermactor Air Divert -replaced with AIRD) Termeaktör hava saptırıcı
TACH - (Tachometer) Takometre
TAP - (Transmission Adaptive Pressure) Transmisyon uyumlu basınç
TAS (Travel Assist System): Bu sistem bağlı olduğu GSM hattı sayesinde kaza ve arıza hallerinde markanın merkezine GPS'te belirlediği koordinatlarla birlikte yardım mesaji gönderiyor.
TB - (Throttle Body) Ventüri boğazı,Gaz kelebeği gövdesi
TBA - (Tertiary Butyl Alcohol) Tertiari bütil alkol
TBI - (Throttle Body Fuel Injection) Ventüri boğazı yakıt enjeksiyonu
TC - (Turbocharger) Türboşarjer, aşırı doldurucu
TC (Traction Control): ASR ile ayni görevi yapan bir sistem. ABS yardimi ile yeri geldiginde fren uygulayarak çekisin basarisini artiriri. Opel'in ASR sisteminin adıdır.
TCC - (Torque Converter Clutch) Tork konverter kavraması
TCIL - (Transmission Control Indicator Lamp) Transmisyon kontrol gösteresi lambası
TCL - (Traction Control) Çekiş kontrolü
TCM - (Transmission Control Module) Transmisyon kontrol modülü
TCS - (Traction Control System) Çekiş kontrol sistemi veya itişin olduğu herhangi bir tekerleğin boşa dönmesini engelleyen kontrol sistemi.
TCS - (Transmission Control Switch) Transmisyon kontrol anahtarı
TDC - (Top Dead Center) Üst ölü nokta
TDCI – (turbo diesel common rail injection)Fordun kullandığı common rail sistemi
TDI - (Turbo Direct Injection) Direkt enjeksiyonlu turbo ( audi , vw , seat skodanın kullandığı crdi sistemi )
TEMP - (Temperature) Sıcaklık
TFI - (Thick Film Integrated -replaced with DI) kalın film entegreli
TFT - (Transmission Fluid Temperature) Transmisyon sıvısı sıcaklığı
THM - (Turbo Hydra-Matic) Turbo Hidra-Matik
TIR – ( Transport İnternational Routiel ) Uluslar arası karayolu taşımacılığı
TLEV - (Transitional Low Emission Vehicle) Geçiş süreci düşük emisyonlu taşıtı
TOT - (Transmission Oil Temperature) Transmisyon yağı sıcaklığı
TP - (Throttle Position) Gaz konumu, Gaz kelebeği pozisyonu
TPS- (Throttle position sensor) Gaz kelebeği pozisyon sensörü
TPI - (Tuned Port Injection) ayarlı port enjeksiyonu
TPM - (Tire Pressure Monitor) Lastik basıncı monitörü
TR - (Transmission Range) Transmiston aralığı,Vites seçici
TRUST (Traktion und stabilitaet) TRUST, ESP'nin Smart'ta kullanılan adıdır.
TS (Twin Spark): Alfa Romeo'nun silindir basina 2 buji kullanilan modellerine verilen ad.
TSS - (Transmission Speed Sensor) Transmisyon hız sensörü
TV - (Throttle Valve) Gaz kelebeği
TVS - (Thermal Vacuum Switch) Isıl vakum anahtarı
TVV - (Thermal Vacuum Valve) Isıl akum valfi
TWC - (Three Way Catalytic Converter) Üç yollu katalitik konvertör
TXV - (Thermal Expansion Valve) Isıl genleşme valfi


U



UART - (Universal Asynchronous Receiver-Transmitter) Üniversal asenkron alıcı-aktarıcı
UCC- (Under floor catalytic onvertor) Alt katalitik konvektör
UD - (Underdrive) Sürüş altı
UL- (Unleaded) Kurşunsuz
ULEV - (Ultra Low Emission Vehicle) Çok düşük emisyonlu taşıt
ussp Amerika yeni araç değerlendirme programı


V



V - (Volts) Volt
VAC - (Vacuum) Vakum
VAF - (Volume (or Vane) Air Flow) Hacimsel veya kanatçık hava akışı
VANOS (Variable Nockenwellen Steuerung): BMW tarafindan gerçeklestirilmis degisken zamanli supap, supap iticileri ve eksantrik kontrol sistemi. BMW'nin teknolojik bir diğer özelliği. Sübapların açılma ve kapanma anları değişkendir. Düşük devirlerde daha fazla tork ve yüksek devirlerde daha fazla güç sağlanıyor Bu sistem, emme ve egzoz manifoldlarindaki gaz akisini da kontrol ediyor. (Değişken eksantrik ateşlemesi)
VAT - (Vane Air Temperature -replaced with IAT) Kanatçık hava sıcaklığı
VATS - (Vehicle AntiTheft System) Taşıt hırsız önleme sistemi
VCC - (Viscous Converter Clutch) Viskoz konvertör kavraması
VCM - (Vehicle Control Module) Taşıt kontrol modülü
VCRM - (Variable Control Relay Module) Değişken kontrol rölesi modülü
VDC (Vehicle dynamics control)Subaru'nun dört çeker araçları için sürüş dinamiği düzenleyicisinin adıdır FDR sistemi ile aynıdır, yıldırım hızı ile motor, şanzıman ve frene müdahale ederek aracın savrulmasını önler
VDOT - (Variable Displacement Orifice Tube) Değişken yer değiştirme orifis tüpü
VDV - (Vacuum Delay Valve) vakum geciktirme valfi
VECI - (Vehicle Emission Control Information (label) Taşıt emisyon kontrol bilgi etiketi
VF - (Vacuum Flourescent) Vakum floresant
VGT – Değişken geometrili turbo
VIN - (Vehicle Identification Number) taşıt kimlik numarası
VMV - (Vacuum Modulator Valve) Vakum modülatör valfi
VNT - (Variable Nozzle Turbocharger) Değşken lüleli türboşarjer
VOTM - (Vacuum Operated Throttle Modulator) Vakumla çalışan gaz kelebek modülatörü
VPWR - (Vehicle Power) Taşıt gücü
VR - (Vacuum Regulator) Vakum regülatörü , Voltaj regülatörü
VREF - (Voltage Reference) voltaj referansı
VRV - (Vacuum Reducer Valve) Vakum azaltma valfi
VRIS - (Variable Resonance Induction System) değişken rezonanslı indüksiyon sistemi
VSA – Araç denge kontrol sistemi ( HONDA )
VSC – ( Vehicle stability control system ) Toyota'nın ESP için kullandığı isim
VSS - (Vehicle Speed Sensor) Taşıt hız sensörü
VTA - (Vehicle Theft Alarm ) Taşıt hırsız alarmı
VTEC - (Variable-valve timing and electronic-lift control) Değişken Zamanlamalı Supap Kontrol SistemiHONDA
VTG (Variable turbin geometrie)Değişken türbin geometrisi. Turbo yükleyicisinin türbin kanatları ayarlanabiliyor. Düşük devirlerde daha yüksek tork üretiliyor. Yüksek devirlerde kanatlar, akıma paralel durumda bulunuyor. Atık gaza karşı gelen basınç azaltılır ve yakıt tüketimine olumlu bir etki sağlanır.AUDİ
VTSS - (Vehicle Theft Security System) Taşıt hırsız güvenlik sistemi
VVC (Variable valve control) Rover'in VANOS versiyonudur.
VVT - (Variable Valve Timing) Değişken supap zamanlaması
VVT-i - (continuously Variable intake Valve Timing) Sürekli değişken emme supabı zamanlaması Toyota'nın VANOS versiyonudur.


W



WAC - (Wide Open Throttle A/C Cutoff) Tam gaz klima kapatma
W/B - (Wheelbase) Dingiller arası mesafe
WHIPS – ( Whiplash protection safety seats ) Volvo boyun zedelenmesini önleme sistemi Arkadan gelecek kaza darbelerinde ön koltukları alttan ön yukarıya doğru kaydırarak, sürücü ve yanındakinin boynundan omuruna zedelenme ortaya çıkarmayan, salıncak hareketi içeren bir sistem Beyin travmalarına karşı koruyucu sistem. Özel olarak üretilen ön koltuklar ile arkadan çarpmalarda omurgaya binen yük absorbe edilir ve yaralanma riski azaltılır.
WOT - (Wide Open Throttle) Tam gaz, Tam açık gaz kelebeği
WSS - (Wheel Speed Sensor) Tekerlek hız sensörü
WTS- (Water temperature sensor) Su sıcaklık sensörü
WU-OC - (Warmup Oxidation Catalytic Converter) Isınma oksidasyon katalitik konvertörü
WU-TWC - (Warmup Three Way Catalytic Converter) Isınma üç yollu katalitik konvertörü


X Y Z


X - (Experimental (vehicle)) Deneysel (taşıt)
ZEV - (Zero Emission Vehicle) Sıfır emisyonlu taşıt
ZTECH - (Zero Emission Technology) Sıfır emisyon teknolojisi
 
Geri
Üst