Muhafazakarlıkla Akıl İlişkisi

selovedo

New member
Katılım
5 Şub 2007
Mesajlar
37
Reaction score
0
Puanları
0
-Bu insanlar nasıl oluyorda memleketlerinin parçalanmasına göz göre göre razı oluyorlar?

-Kuran da vatan sevmek yok mudur?

Bu sorulara ben de uzun zamandır cevap aradım. Kendimce bir şeyler buldum, bir takım sonuçlara vardım. Fazla vaktinizi almamak için kısaca bu sonuçları özet olarak vereceğim. İlahiyatcı değilim ancak mümkün olduğunca Kuran'dan ve hadislerden konuşacağım.

Sizin de teşhis koyduğunuz gibi dış güçler yurdumuzda "maşa" "işbirlikçi" aradılar. Sonunda "münafık"lar ile "kafir" leri buldular. Bunların ortak noktaları vatan sevgisinden yoksun olmaları idi. Hatta bunların içinde "vatan haini " seviyesinde olanlar bile vardı. Münafıkların görevi mütedeyyin kesimi etki altına almak, kafirlerin görevi ise nifak yayarak ortalığı karıştırmak, kısaca "Hakkı batıl" ile değiştirmeye çalışmaktı. Dikkat ederseniz het iki gurubun medyası farklıdır.

Nasıl oluyorlar da muhafazakar kesim bunlara tabi oluyor? İnsanın "aklı" almıyor.

İşte cevap da tam burada. "Akıl" Dikkat ederseniz "aklın kullanılmasına" yönelik Kuran'da onlarca ayet var. Oysa bu kesim kuran "oku"muyor. Onlar okuduklarını sanıyorlar. Aslında "ikra" (oku) diye anlamlandırdıkları kelimenin "idrak et" manası vardır. Hani maçlarda teknik drektör oyunu okur ve "optimal" kararlar alır ve oyunu lehine çevirir. İşte "ikra" böyle bir şeydir.

"Anlayasınız diye size arapça bir kuran indirdik" (Yusuf 2)
"Öğüt alınsın diye size bu karanı kolaylaştırdık" (Meryem 97, Kamer 17,22,32,40)
"Araba yabancı dilden kitap olur mu?" (Fussilet 44)
"Bu yabancı dilden bir kitap olsaydı onun bize tercüme (" ") edilmesi (tafsilatlı açıklanması) gerekmezmiydi" derdiniz.

Bunun gibi "anlayarak okunması" gerektiği ile ilgili olarak daha bir çok ayet var.

Aslında kuran'a göre okunmayan kitap "Kuran" değil "mushaf" dır. Mushaf (kuranın açıklamalarına göre) okunup anlaşıldıkta sonra "Kuran" olur. Günümüzde (okuma özürlü) mahafazakar kesim mushafı bez torbaya koydu, yükseğe kaldırdı. Kendinden uzaklaştırdı. Tarif edilemez bir "kudsiyet" izafe etti.

Pekiyi bu kesim okumadığına göre dinini nasıl öğrenecek? Ne acıdır ki önüne kim gelirse ondan öğrenecek. O ne derse "doğrudur" diyecek. Olayları akıl süzgeçinden geçirmeyecek. Asker "kaka" diyecekler. Onlar inanacak. Hukuk sistemi elitlerin elinde diyecekler, yine inanacaklar. Çünkü onlar düşünmüyorlar. Onların yerine birileri düşünüyor. Hakkı batıl ile karıştırıp servis yapıyorlar.

Kuran da "münafıklık" ayrıntılı bir biçinde işlenmiş ancak; uzun uzadıya anlatmaktansa "konsantre" bir hadisi şerifi nakletmek daha uygun olur kanaatindeyim;

Peygamber Efendimiz "münafıklığın" alameti üçdür demiş:

1- Konuştuğu zaman yalan söyler.
2- Söz verdiği zaman sözünde durmaz.
3- Bir emanet bırakıldığı zaman o emanete hıyanetlik eder.

Kimi hatırladınız. Hadi canım siz de .. . Mubalağa ediyorsunuz...

Kuran da "Vatan" "Vatan savunması" "Vatan Hainliği" var mı?

Dikkat ettiyseniz tüm yandaş medyada "dini kanallar" dahil "millet olma" bilincini yok etmeye yönelik yanınlar yapılmaktadır. Özetle mütedeyyin kesime "vatan da neymiş?" dedirtmeye çalışıyorlar.

Sıkı durun simdi size "Mümtehine" suresinden iki ayeti aktaracağım;

8. Allah, sizinle din uğrunda savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayanlara iyilik yapmanızı ve onlara adil davranmanızı yasaklamaz. Çünkü Allah, adaletli olanları sever. *

9. Allah, yalnız sizinle din uğrunda savaşanları, sizi yurtlarınızdan çıkaranları ve çıkarılmanız için onlara yardım edenleri dost edinmenizi yasaklar. Kim onlarla dost olursa işte zalimler onlardır.

Dikkatlice düşünerek(ikra) incelerseniz Allah'ın kitabında "Vatan" var. Vatan savunması ile sınırlı milliyetçilik var. Irkçılık yok. Kabile, boy, soy- sop ile uğraşmak yok. Özal zamanında "vatan hainliği" kaldırılmış ama Kuran da 1400 küsur senedir "vatan hainliği" kavramı var. Bizi yurtlarımızdan çıkarmak için yardım edenleri (yerli işbirlikçiler) Allah "zalim"likle damgalıyor. Kafirlerin ve münafıkların da damgası kuran da keza "zalimliktir" .

Evet Banu Hanım, muhafazakar kesimin içine düştüğü "açmaz" kısaca böyle. Ağzınızla kuş tutsanız bu büyüyü bu aldatmacayı "seküler" bir anlatımla çözemezsiniz. Bu büyü ancak Allahın kitabının gerçeklerinin halka anlatılması ile çözülebilir.

Neye benziyor biliyormusunuz? Geçenlerde bir belgesel izledim. Ganj nehrine bildiğiniz gibi kutsallık izafe edilmiş. Nehre giren budisler güya arınıyorlar. Ganj nehrinde suyun içinde ibadet eden Hintli kimya Profesörü ile röpörtaj yapıyorlar. Tölere edilebilir pisik oranı 500 müş. Tahlillerde 40,000 çıkmış. Profesör "suyun pis olduğunu en çok ben biliyorum" "Ama bu halka su çok pis diyemem " "bana inanmazlar ve bana hiç de iyi gözle bakmazlar" dedi ve ritüel gereği sudan içti. İşte böyle "Hakkı"" batıl" ile karıştırırsanız, Allah'da o topluma kendi pisliğini içirir.

İşte düşünmemek böyle birşey. Allahın kitabını anlamak için düşünmediğiniz zaman (Allah ile beraber) farkında olmadan başka ilahlar edinirsiniz. Ki bu Allahın kitabında "şirk"dir. Şirk dar anlamda (puta tapmak) farkında olarak ya da olmadan Allah'dan başka ilahlar edinmektir. Geniş anlamda ise kısmen dahi olsa "hakkın yanına batılı iliştirmek" "hakmış gibi sunmaktır. Şirk ; Allahın asla affetmeyeceğini bildirdiği yegane "günah"tır.

"Maşa"ları "kuklaları" anlattık bir de okyanusun her iki kıyısına yerleşmiş "ip sahiplerini" anlatalım. Tabii ki Kuran diliyle. Allah kitabında onların çok büyük bir çoğunluğuna "kafir" demektedir.

Nisa Suresi 139. ayette Allah şöyle buyuruyor; "Onlar müminleri bırakıp kafirleri dost edinen kimselerdir. Onların yanında izzet ve şeref mi arıyorlar? Halbuki bütün izzet ve şeref Allaha aittir."

ABD ve AB ve İsrail'in dost edinilmesi , onların hamiliğinde , onların istediği biçimde icraatler yapılması, Allahı bırakıp da onlardan izzet ve şeref aranması değildir de nedir? Burada şöyle bir soru akla gelebilir: Kitap ehlinin(Hristiyanların ve Musevilerin) kafir oldukları nereden belli? Bu çok büyük bir itham değil mi?

Bu sorunun cevabını yine Rabbimiz vermektedir. Maide Suresi 72. ayette "Andolsun Allah Meryem oğlu Mesih'dir diyenler kesinlikle kafir olmuştur...."

Yine Maide Suresi 73. ayette " Andolsun Allah üçün üçüncüsüdür diyenler kafir oldu."

Yine Maide 44. ayette Allahın indirdiği ile hükmetmeyen Tevrat Ehli için "kafir" ifadesi kullanılmaktadır.

Furkan Suresi 52. ayette kafirlere "itaat etmek" yasaklanmışken, günümüzde onların emirlerini yerine getiriliyor. Onlardan özel insanlar getirilerek TBMM' mizde Anayasamıza, hukuk sistemimize dil uzattırılıyor. Yine onların talepleri ile yasalar değiştirerek kendi insanımıza hakaret etmek serbest hale getiriliyor.

(Burada şunu da belirtmek gereklidir: Rabbimiz Kitap ehli ile-dolayısıyla kafirlerle- ilişki düzeyini sıfıra indirgeyin diye bir emir vermemiştir. Kitap ehli ile olan ilişki düzeyi çeşitli surelerde özellikle Mümtehine suresinde açık ve net bir biçimde çizilmiştir.)

İşte bölye Banu hanım,

- Yasalarla "zina"yı serbest bıraktılar. Benim zavallı halkım sesini çıkarmadı, oysa "zina" Kuran'da büyük günahlardandı. (İsra 32)

- "Domuz eti"ni serbest bıraktılar. Benim "oku"mayan halkımdan ses yok. Oysa Kuran'da domuz eti haram'dı.(Bakara 173, Enam 145, Nahl 115)

- Filistindeki din kardeşlermiz zulme uğruyorlar diye ortalığı ayağa kaldırdılar , ancak zavallı halkımdan Irak'daki zulme uğrayan din kardeşlerimizle ilgili tık yok.

- Kuran'da "faiz" haram dı. Hem dış borçları(reel) faiz ile kısa sürede ikiye katladılar, hem de zavallı halkımı faiz kıskacı ile batağa sürüklediler. (Al İmran 130, Bakara 275, 276, 278 Nisa 161, Rum 39) Sesini çıkaran var mı?

- Kuran da "israf" haramdı. Lüks tüketim mallarının ithalatının serbest bırakarak çok önemli bir kaynak israfına neden olundu. (Araf 31, Enam 141)


Anlayıp öğüt alan var mı?

B. AVAR'dan Bir Okur Mektubu: Muhafazakarlıkla Akıl İlişkisi
 
şimdi sen böyle yazı yazmışsın ya
orayada Kuran dan ayetler koymuşsun , kimse yorum yapamıyor

işte siyasette de dini kullanınca böyle hık diye kalıyor millet
araba farı görmüş tavşan gibi
 
işimize geldiğinde dine sarılıp gelmediğinde dini ir ayak bağı olarak görmek kadar bir riyakarlık varmıdır? çanakkale savaşındaki duyguyu biraz kavrayabilseydik ya da hicretin nasıl yapıldığını biraz kavrayabilseydik peygamber efendimiz sas in medinede kimlerin arasında yaşamak durumunda olduğunu,eyyup el ensarinin istanbula akrabalarını ziyarete değilde islamı yaymak için geldiğini ve hangi toplumunarasında yaşadığını araştırsaydınız okyanusun heriki kıyısında yaşamak durumunda kalanları anlayabilirdiniz.
dini de kim siyasete alet ediyorsa Allah ta onu islah etsin.
etmeden de etti diyen de zaten bu yazıyı yazanın da gösterdiği kaynak kur'ana göre iftira atmış olur
 
işimize geldiğinde dine sarılıp gelmediğinde dini ir ayak bağı olarak görmek kadar bir riyakarlık varmıdır? çanakkale savaşındaki duyguyu biraz kavrayabilseydik ya da hicretin nasıl yapıldığını biraz kavrayabilseydik peygamber efendimiz sas in medinede kimlerin arasında yaşamak durumunda olduğunu,eyyup el ensarinin istanbula akrabalarını ziyarete değilde islamı yaymak için geldiğini ve hangi toplumunarasında yaşadığını araştırsaydınız okyanusun heriki kıyısında yaşamak durumunda kalanları anlayabilirdiniz.
dini de kim siyasete alet ediyorsa Allah ta onu islah etsin.
etmeden de etti diyen de zaten bu yazıyı yazanın da gösterdiği kaynak kur'ana göre iftira atmış olur

arkadaşım o farklı bu farklı şimdi. Kuran'da siyaset şeytan işidir diyor hocanın bir parti kurmadığı kaldı. Milleti yönlendirip evet oyu verdirdi, her şey satıldı hala neyi savunuyor, elimizde bir dinimiz kaldı, o da gidecek bağımsızlık gittikten sonra bunun vebalini nasıl verecek bu. Hoşgörü diye bağırıyor Atatürk'e ve diğer vatanını seven insanlara çaktırmadan demediğini bırakmıyor. Amerikadan habersiz iş yapılmaz diyor, dünya barışına katkı sağlıyor diyor. ABD'ye gittiğinden beri abd ve israil aleyhine bir tek laf edemedi gitmeden önce saydırıyordu. Gitti papayla görüştü. Hani yılanın başıydı o papa? İşte bunlar böyle DÖNEK. Mehmet akif ersoy neden mısıra gitti? Madem o kadar dinine bağlı kafirin başkenti abd de ne işi var? Kuran'ı kendine göre YORUMLUYOR arkadaşım. Kendinize gelin biraz. Azıcık kafası olsa milletin Allah ile arasına kimseyi sokmaz. Gider okur kitabını. Kuran'ı illa arapça okuyacağım diye ömrü boyunca okuyamıyor adam ne arapça öğreniyor ne kuran. Arapça öğrendiğinde o kelimelerin anlamını da öğrenmen lazım. Türkiye aynı arabistan gibi ya cahiller ülkesi oldu, Atatürk zamanında fazlasını yapmış şimdi millet kendine yakışan şekilde geri tepiyor hepsini. Hep dinci partiler sattı ülkenin varlıklarını. Bak göreceksin ileride neler gelecek başımıza, bu adamı kullanıyorlar arkadaşım 30 milyonluk cemaati kontrol eden adamı kim olsa kullanmak ister. Adam dini yayma peşindeymiş, her yıl binlerce müslüman ölürken dini yayacak müslüman kalmayacak ileride merak etme. Biraz bu müslümanları gavur bağımsızlığından kurtarmaya çalışsın, adamlar ipleri bir çekti mi ortada müslüman kalmaz, herifler petrol ile geçiniyor ne sanayi ne ekonomi kalmış bizimki gibi. Üretmemiz lazım, yok otoban yapmış alışveriş merkezi yapmış bunlar olmasa ne olacak olsa ne olacak. Adamlar uçağı ıraka indiriyor binlerce müslüman ölüyor, ırak ne yapıyor, saklanacak yerleri bile yok insanların, bu adam daha tutturmuş dini yayın dini yayın, bunun sırası değil arkadaşım, adamlar haçlı seferi başlatmış kendimizi savunamıyoruz üstelik her geçen gün varlıklarımızı satıyoruz, vakit kaybetmeden bilimle uğraşıp yeni şeyler üretip diğerleriyle rekabet edeceğimize daha nasıl daha fazla namaz kılarız ibadet ederiz diye düşünüyoruz. Ben ibadet etmeyelim demiyorum yanlış anlamayın ama şimdi çalışıp ileride söz sahibi olursak o zaman daha fazlasını yaparız, şimdi islam dünyasının hali harap, bu durumdan kurtulacağına yatıyor kalkıyor dini kitap okuyor, çalışsana arkadaşım. İşte bu fethullah denen adam da böyle, insanları dinle uyutuyor, bu da abd nin işine geliyor, besler tabi. ABD çıkarlarına ters düşen adamı anında susturur, demek ki bu adam bizim iyiliğimize çalışmıyor abd nin çıkarına çalışıyor arkadaşım. Bu dincilerin sığ düşünceli olmadığını ne zaman göreceğiz
 
Dini Siyasete karıştıranlar belli oldu ! Yahu ayıptır sırf siyasi düşüncelerini açığa çıkarmak insanlara kendi düşüncesindekileri aşılamak için artık bu yollara da başvurdular.. Allah Kahretsin !

İlahiyatçı değilim demişsin Banu Avar, iyiki de olmamışsın.. Ayetler üzerinden siyaset yapacak acziyete düştüğüne göre isabet olmuş !

İşlerine gelince Din,Peygamber,Kitap öyle akıllarına geliyor ki....
 
B.AVAR- Sadece Türkiye’de değil dünyanın bir çok ülkesinde iktidarlar bir küresel çete tarafından belirleniyor. Biz bunu nereden biliyoruz? Kendileri söylüyorlar... Listeleri kendileri veriyor. Açın ABD Dışişleri Bakanlığı Eğitim ve Kültür İşleri Sitesini ya da ABD Uluslar arası Liderlik Kursları sitesine bakın. Orada onlarca ülkenin zirve isimlerini göreceksiniz. Afrika cumhurbaşkanlarından Avusturya Genel Valisine, NATO genel Sekreterinden tüm Avrupa’daki zirve isimlere kadar birçok ‘belirlenmiş’ ‘eğitilmiş’ isim var bu listelerde. Abdullah Gül’ün adı da bu listede.
GAZETE5- Sizin Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan’ın da bu ‘listelerde’ olduğuna dair iddialarınız oldu. Bunu nereden biliyorsunuz?

B.AVAR- 1994’de BBC için rehberlik yaparken yaşadıklarımı anlatmıştım. Avusturya ABC, Amerikan PBS ve BBC’den Nick Gowing gibi kuruluş ve isimler ısrarla Türkiye’den 3 isimle görüşme talebinde bulunmuşlardı. Konu Refah Partisi idi. Erbakan partinin başındaydı ama, kimse onunla görüşmek istemiyor hepsi Tayip Erdoğan, Abdullah Gül ve Fehmi Koru’dan randevu alınmasını istiyordu… Aldım, görüşmeler yapıldı…
1994 yılı sonunda ABD büyükelçisi Morton Abromowitz bir beyanatında “Erbakan’dan daha şehirli daha modern biri lazım. Tayip Erdoğan gibi!” demişti. Bir süre sonra bu arzuları gerçekleşti… Bugün de benzer şekilde her kesimden eğittikleri favorileri var ve gerektiğinde sahneye sürüyorlar...
GAZETE5- Bunu neden yapıyorlar?

B.AVAR- Çünkü psikolojik savaşta ‘Biz her şeye hakimiz. Ne dersek o olur!’ havası vermeyi amaçlıyorlar. Ama ne planlarlarsa planlasınlar bir millet uyanık olduğu sürece tuzaklara düşmüyor. Bunun yakın tarihte en iyi örneğidir 1 mart tezkeresi!
GAZETE5- Bu sürecin 68 ülkede aynı anda başlatıldığını belirtiyorsunuz. Türkiye’deki süreç, Yugoslavya ya da renkli devrimlerin yaşandığı devletlerden farklı mı seyrediyor?
B.AVAR- Bence bu sürecin nasıl başladığını iyi anlamak ve belgelerini görmek için herkesin Emin Değer’in “Oltada Balık Türkiye” kitabını ders kitabı gibi okuması gerek. 2. dünya savaşı sonrası ABD Türkiye arasındaki anlaşmalara bakın… Amerika İçimize sızmak için bir yığın madde koydurmuştur, yardım anlaşmaları içine. Yapılan birçok araştırmada Türkiye’de ‘Batılı kalıpta öncü kuşak yetiştirmekten’ söz ediliyor.
Türk toplumu gelenekçiler, modernler ve aradakiler olarak öbeklere ayrılıyor ve nasıl Amerika çıkarlarına uygun yönlendirilecekleri karara bağlanıyor. Ve bu çerçevede bir toplum mühendisliği yapılıyor.. Tutuyor mu? O başka dava! Her ülkenin kendi dinamikleri var. O dinamiklere göre farklı operasyonlar planlanıyor... Yugoslavya veya Gürcistan’da ya da Kırgızistan’da ‘turuncu’ operasyonlar yapıldı. Ama unutulmasın bu ülkelerle Türkiye kıyaslanabilir değildir. Türkiye, İran ve Rusya; bulunduğumuz coğrafyada İmparatorluk geleneği olan 3 devlettir. Diğerleriyle değil ancak birbirleriyle kıyaslanabilirler… Bu üçüne benzer operasyonlardan söz edilebilir. Her üçünde de bir yandan enerji operasyonları yapılmakta, diğer yandan etnik ve dini parçalama faaliyetleri yürütülmektedir.


Banu Avar röportajı 31 Mayıs 2010 Pazartesi 08:35




bu banu avar'ı yakın zamanda bir eporasyonla içeri alırlarsa şaşmayacağım. keza böyle konuşanların hemen hepsi şu ve ya bu şekilde susturuldu.
 
Dini Siyasete karıştıranlar belli oldu ! Yahu ayıptır sırf siyasi düşüncelerini açığa çıkarmak insanlara kendi düşüncesindekileri aşılamak için artık bu yollara da başvurdular.. Allah Kahretsin !

İlahiyatçı değilim demişsin Banu Avar, iyiki de olmamışsın.. Ayetler üzerinden siyaset yapacak acziyete düştüğüne göre isabet olmuş !

İşlerine gelince Din,Peygamber,Kitap öyle akıllarına geliyor ki....

Katılmamak elde değil.

Banu Hanım, madem dine o kadar duyarlıydınız, bilginiz vardı, yıllardır süregelen başörtüsü sorunu için niçin sesinizi duymadık, girişiminizi görmedik..?
 
Katılmamak elde değil.

Banu Hanım, madem dine o kadar duyarlıydınız, bilginiz vardı, yıllardır süregelen başörtüsü sorunu için niçin sesinizi duymadık, girişiminizi görmedik..?

Çünkü başörtüsünü sorun eden onlardan nemalananlardır.. Banu Avarla bir ilgisi yok.. Dinde sadece başörtüsü değildir. Dİn deyince aklınıza sadece o geliyorsa bi sorun var demektir..

Ayrıca bu yazıdan rahatsız olanlar arkadaşlarında açıkladığı gibi okyanus ötelerinin siyaset yapmasına neden rahatsız olmadğını açıklamaları gerekir.. Yoksa dedikleriniz lakırdıdan ileri gitmez...
 
Geri
Üst