- Katılım
- 11 Mar 2008
- Mesajlar
- 20,694
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Güneş Sisteminde merkeze en yakın gezegeni olan Merkürün yüzeyinde bugüne kadar yapılan en kapsamlı araştırmalar, gezegenin sistemdeki kardeşlerine kıyasla çok farklı olduğunu ortaya koydu.
ABD Havacılık ve Uzay Dairesinin bir yıl sürecek görev için Merkürün yörüngesine gönderdiği Messenger uzay aracının, misyonunun üçüncü ayında elde edilen veriler, gezegenle ilgili hiç bilinmeyen bazı gerçekleri ortaya koydu.
Merkürün nasıl oluştuğunu ve son 4 milyar yılda başından neler geçtiğini anlamaya çalışan Messenger, aynı zamanda gezegenin orantısız bir manyetik alana sahip olduğunu ve manyetosferinde elektron akımlarının yaşandığını tespit etti.
Washington merkezli Carneige Enstitüsünden Sean Solomon, Sanki yeni bir gezegen keşfetmiş gibiyiz derken, yanardağların Merkürün bugünkü şeklini kazanmasında büyük rol oynadığını belirtti.
Gezegenin yüzeyinde tahmin edildiğinden çok daha fazla sülfür olduğunu ifade eden Solomon, Merkürün coğrafi yapısının Venüs, Dünya ve Marstan çok farklı olabileceğine dikkat çekti.
BİLİM İNSANLARI ŞAŞKIN
Ancak, Güneş Sisteminin en sıcak bölgesinde bulunan Merkürün, kükürt gibi hafif metallerin oluşması için doğru sıcaklıklara sahip olmadığı düşünülüyordu.
Solomon, Bu tür elementler uzayın bilinmeyen köşelerinde kaybolmuş durumda. Merkürde kükürt keşfetmemiz, gezegenin yüzeyinden kükürt gazlarının çıktığına işaret ediyor dedi.
Messengerın çektiği görüntüler ise bir zamanlar lavların dümdüz ettiği antik bir ovayı ortaya çıkardı. Söz konusu alan, 400 milyon kilometre karelik bir bölgeye yayılıyor.
Öte yandan, Merkürün manyetik alanının kuzey kutup bölgesinde güneye kıyasla daha güçlü olduğu anlaşıldı. Bilim insanları henüz bu durumun sırrını çözebilmiş değil.
Merkür, ilk olarak NASAnın Mariner 10 aracıyla 1974 yılında gözlemlenmişti.





