Mehmet Özen
Misafir Editör
- Katılım
- 6 Tem 2007
- Mesajlar
- 13
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0


“Her şey 1 lira”cı dükkânlara rastlamak sürpriz değil. Ama söz konusu “her şey” yemek olunca inandırıcı gelmiyor, ilk bakışta. Merak ettik, denedik ve beğendik.
Krize ve yoksulluğa inat İstanbul’da ne yersen ne içersen “1 lira”. Yanlış duymadınız. Hamburgerden çorbaya, mantıdan tatlıya bu cafede herşey birer lira.
İstanbul Maltepe’nin en işlek caddesi, Bağdat Caddesi’nde, dolaşırken bir dükkanın tabelasının üzerine asılmış büyük yazı, “fiyat indeksi, TEFE ve TÜFE” kavramlarının anlamını unuttturdu bana. Brandada “Ne yersen 1 TL” yazıyor gözüme diken olurcasına. “Ne yersem mi, nasıl yani?” sorusunun cevabını ise yine branda hemen veriyor; nugget, hamburger, köfte ekmek vs... Hamburgerde kullandıkları etin ne olduğunu düşünüp, kişneyen bir hamburger hayali kurmadım değil. Biraz araştırınca bu “1 TL” silsilesinin Şişli ve Marmaris’te de olduğunu öğrenebilirsiniz. İşe o dükkanların durumunu öğrenmek ile başlıyorum.

İstanbul Şişli’de “99 Kuruş” markasının patentinin sahibi İsmail Ahmet Öğrenç ilk durağım. Mesleğinin gümrük müşavirliği olduğunu ve üç yıl önce ABD’de gördüğü Only 99 Cent adlı market zincirinden esinlendiğini söylüyor. Herşeyin yolunda olduğunu söylerken tebessüm ediyor Öğrenç ve ekliyor “Diğer şubelerimi açmak için sabızsızlıkla gün sayıyorum.” Anlaşılan Şişli’de işler yolunda, demek ki bu işte “para” var.
Muğla’nın Marmaris ilçesine gitme imkânım olmadığından telefon ile ulaşıyorum Efem Restauran’tın sahibi Kerim Akıncı’ya. “Kapattık” diyerek başlıyor anlatmaya: “Şişli’deki 99 Kuruş isimli mağazaya tesadüfen girip bir şeyler yedim ardından memleketim Marmaris’te de ‘Neden olmasın’ dedim”. Bir yılda çok da iyi müşteri yakaladığını söyleyen Akıncı, “Mayonezin bile hesabını iyi yapmak lazım. Ben ürüne mayonez sıkmıyordum müşteriye sıktırıyordum. Çünkü mayonezi ben koyarsam sonra müşteri bir de kendisi koyuyor” diyor. Bir yılın sonunda iflas ettiğini dile getirirken, iflasın sebebini bir liraya satış yapmasına değil, yine ilgisizliğine bağlıyor. Anlaşılan “bir liraya yemek olur mu” sorusunun cevabı berabere...

Ve gözüme sokulan “1 TL” brandasının olduğu dükkana, Maltepe’ye gidiyorum. Önceden geleceğimi ve röportaj yapacağımı söyledim kafenin sahibi Eda Kızılırmak’a. Ama gider gitmez “ben geldim” demiyorum. Müşteri olarak giriyorum içeri. Amacım elbette şeffaflık. Daha içeri girmeden dükkanın camından müşterilerine adeta “gel” diyen tebessümlü bir simanın seremonisi dikkati calip oluyor.
Kendimi önyargılarımdan kurtarıp tecrübeyle konuyu anlamak için hamburger, dolma ve kola istiyorum. Nazik bir şekilde siparişlerimi alıp birkaç dakika içerisinde söylediklerim önüme geliyor. Hamburgerden bir ısırık alıyorum şifa niyetine... Hamburgerin eti ince haliyle, ama turşudan domatesten kaçılmamış.

Tadı beklentimin çok üstünde. Dolmalar sıkı sarılmış, tadı tuzu yerinde. Yemeğimi afiyetle yiyorum ve “elinize sağlık” diyorum adet yerini bulsun kabilinden. Ardından Eda Kızılırmak’ı soruyorum. Kendimi tanıtıyorum ancak Kızılırmak şaşkın... Kısa süreli afallamanın ardından başlıyoruz konuşmaya ve merakım diğer dükkan sahiplerine de sorduğum “neden bir lira”. Daha önce köfte üzerine bir cafe olduğunu söylüyor Kızılırmak, hem de porsiyonu dokuz liradan. İşlerin kötülüğü, ekonomik kriz derken ortağıyla da tartıştığını anlatıyor. “Zarar etmektense bir liraya verelim gitsin” teklifini ortağı kabul etmeyince kendisi yapmak istediğini ifade ediyor Kızılırmak.

İki aydır devam eden bir liralık ürünlerden ilk ay zarar ettiğini ancak ikinci ay 26 bin ürün satarak bunu telafi ettiğini dile getiriyor. “Dokuz liranın bana veremediğini bir lira verdi” diyor Kızılırmak ve ekliyor “Benim amacım bir kişiden dokuz lira almak değil, dokuz kişiden birer lira almak”. Dokuz kişiyle uğraşmanın daha zor olup olmadığı sorusuna “herkesin cebinde dokuz lira yok ama bir lira var” diyerek düşündürücü bir de cevap veriyor Kızılırmak. Bir liraya ürün satabilmenin zor olmadığını anlatırken “sürüm” ile tedarikçilerden yüzde altmışa varan indirimler aldığına dikkat çekiyor.

Mevsimine göre bir liraya ne satılabilirse satıyorlar ıspanaktan karnıbahara. Düne kadar taze sıkılmış portakal suyu da varmış mönülerinde ama Kızılırmak’ın “artık pahalandı” sözüyle portakalı mönüden çıkardıkları anlaşılıyor. 4 bin 5 yüz lira kira ve altı çalışanıyla 12 bin lira gideri olan “Başka” cafe, şimdilik dimdik ayakta ve berabere olan durum “2–1 ” bir lira galip gibi gözüküyor. Halk skordan memnun. Kafeye öğrenci üniformasıyla gelen Ezgi Yaman “Bütçeme en uygun yer burası. Üç liraya karnımı doyurdum gidiyorum.” sözüyle bunu doğrular nitelikte.
Yaz geliyor, mönünün “ilk 11’inde” meşhur sinema salonlarında beş liradan satılan meyveli içecek “Buzlaş” ve yazın vazgeçilmezi dondurma var, birer liraya.
İstek Üzerine adresler ve telefon numaraları;
Maltepe "Başka Kafe": Atatürk Cad. Onat İş Merkezi No:60/1 (Grandhause kaşısı) Maltepe Tel: 0216 442 1180
Şişli "99 Kuruş": Halaskargazi Cad. No:62 Şişli
Tel: 0212 246 7732