O Bir HALK KAHRAMANI

esendere

New member
Katılım
1 May 2008
Mesajlar
43
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
İzmir
Korkmak yok! Yola Devam!
Korkmak yok! Kazmaya devam!

Recep TAYYİP ERDOĞAN NELER YAPTI.
Ergenekon terör çetesi yakalandı. Bu defa gemi batmadan buzdağı fark edildi.
Peki kim bunlar?
Onlar buzdağının görünen kısmı.
Onlar, küçük yaştan beri iktidar sahiplerinin gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde metinleri ezberletilenler.
Onlar, her sabah varlıklarının Türk varlığına armağan olması için yemin ettirilenler.
Onlar, mesele vatansa gerisinin teferruat olduğu öğretilenler.
Onlar, rektörler tarafından göreve davet edildiler.
Onlar, Cumhuriyet mitinglerinde yapılan imdat çığlıklarına kulak verdiler.
Onlar, her gün felaket manşetleri atan büyük gazeteleri aldılar.
Onlar, köşe yazarlarının günaha davet yazılarını okudular.
Onlar, lüzum olduğunda hukuku ayaklar altına almaktan çekinmeyen mahkemelerin kararlarıyla cesaretlendirildiler.
Onlar, en az suçu olanlar.
Onların suçu “yangın var” diyenin imdadına kovayla koşmaktı.
Onların suçu “imdat” diyenin peşinden suya atlamaktı.
Onların suçu “vatanı satıyorlar” diyenin yardımına satırla varmaktı.
Onların suçu “irtica hortladı, rejim tehlikede” diyenin derdine çare olmaktı.
Onlar, kader mahkumu.
Onlar, arkadaş kurbanı.
Azmettiriciler hala dışarıda.
Fikir babaları serbest.
Kral hala çıplak.
Şemdinli hala karanlıkta.
Ferhat Sarıkaya hala mesleğinden uzakta.
Nokta hala kapalı.
Onlar daha çok küçük, büyükler hala görev başında.
Her şey daha yeni başlıyor.

Korkmak yok! Yola devam!
Korkmak yok! Kazmaya devam!

:durdurun:durdurunAKP yi kapatacak GEREKÇELER::durdurun:durdurun:durdurun

Odak olma suçu: AKP’de Mustafa çok Tansel az: DONAR araştırma şirketi tarafından yapılan çalışmada; AKP seçmenleri arasında, Mustafa, Ahmet, Ali, Ayşe, Havva gibi İslam kaynaklı isimlerin CHP seçmenlerine göre 3 katı fazla olduğu, buna karşın; Tansel, çiyse, Berkecan, Sudesu gibi çağdaş isimlerden neredeyse hiç olmadığı tespit edildi.

Reklam panolarında şeriat provası. Konya Mevlana Müzesi karşısında bulunan reklam panolarına ünlü Amerikan porno yıldızı Carmen Elektra yeni filmi için reklam vermek istemiş, AKP’ye bağlı Konya Belediyesi bu talebi geri çevirmiştir.

İçki yasağında son perde: AKP, içki yasağı politikasını uygulamak için pilot bölge olarak Samsun Devlet Hastanesini seçti. AKP yönetimi tarafından başhekim yapılan imam hatip kökenli, Samsun Devlet Hastanesi başhekimi Kamil çoban, siroz hastası 59 yaşındaki B.T. isimli hastasına, içki içmeye devam etmesi durumunda tedaviye devam etmesinin bir anlamı kalmayacağını söyleyerek, içki içmemesi konusunda baskı yaptı.

AKP’nin gizli anlamı: AKP harflerinin gerçek anlamı ortaya çıktı. AKP’nin kuruluşunda görev almış bir yetkili, elimizde bulunan ses kayıtlarında; harflerin Adalet ve Kalkınma Partisi’ni değil Allah ve Kuran Partisi kelimelerini ifade ettiği, ancak şartlar olgunlaşmadığı için gerçeğin açıklanamadığını itiraf etti..

Doğan Medya Center’da da namaz skandalı: Doğan Medya Center içinde bulunan yoga ve reiki salonunu saat:05.00’de temizlemek için gelen bir grup temizlikçi kadın başörtülülerini takarak salonda namaz kılmaya teşebbüs etmişler, bir cumhuriyet mitingi dönüşü gazeteye gelmiş bulunan Milliyet Gazetesi çalışanları, namaz kılma eylemini henüz kıyam halindeyken bastırmayı başarmışlardır. Temizlikçilerin AKP iktidarı döneminde işe alındıkları, AKP iktidarından cesaret alarak geçtiğimiz Ramazan ayında da oruç tutma eylemi yaptıkları ortaya çıkarıldı.

Havadan konularla bile laikliğin altı oyuluyor: Meteoroloji Meslek Liseleri öğrencilerine 4 adet yağmur duası ezberleme zorunluluğu getirildiği iddia edildi.

İnsanları inanan ve inanmayan şeklinde kamplara ayırıyorlar: AKP’li Bakan tarafından atanan Mamak Milli Eğitim Müdürü, öSS sınavına girecek öğrencilere yaptığı konuşmada “ Allah hepinize sınavda zihin açıklığı versin” diyerek sadece Allah’ın sevdiği dini bütün öğrencilerin başarılı olmasını istediği, dinle daha limoni bir ilişkisi olan gençlerin ise yerle yeksan olmasını dilediği anlaşıldı.


AKP’li seçmen davranışlarında artan irtica eğilimi: 14 Nisan 2006 günü, AKP seçmeni olduğu tespit edilen 67 yaşındaki Hatice Benli, Gaziosmanpaşa – Bakırköy hattında çalışan belediye otobüsüne sağ ayağıyla bindi ve ayağını atarken içten içe “bissmillahirrahmanirrahimm” dedi.

AKP’nin Atatürk karşıtı kadrolaşma hareketi: AKP’li bakan tarafından yeni atanan Rize Tapu Kadastro Müdürü’nün odası boyanırken Atatürk resmi duvardan indirildi. Kullanım talimatnamesinde boyanın 12 saatte kuruyacağı belirtilmişken, resim 15,5 saat sonra yani 3,5 saat gecikmeli olarak tekrar eski yerine asıldı. Dolayısıyla söz konusu partinin Atatürk’ü hazmedemeyen kişilerle kadrolaşma yaptığı ispatlanmış oldu.

THY’nin başörtülü açık ayrımı yaptığı belgelendi: 25 Şubat 2004 tarihinde Ankara – Urfa uçağında başı açık bir kadına cam kenarı koltuk kalmadığı söylenmişken, daha sonra gelen türbanlı kadına cam kenarından yer verildiği belgelendi. Yolcuların biniş kartları da ekte delil olarak sunulmuştur.

İnkılap tarihi dersini sindiremediler: Antalya Saime Yahşigil İlköğretim Okulunda ders programı yapılırken, din derslerinin zihinlerin zinde olduğu sabah saatlerine, İnkılâp Tarihi derslerinin ise hemen öğle yemeğinden sonra, çocuklara rehavet çöktüğü saatlere konması dikkat çekti. Ayrıca, rehaveti arttırmak için İnkılap tarihi derslerinin olduğu günler yemekhanede ayran dağıtıldığı belirlendi. Tüm bunlarla körpecik beyinlerin dini bilgilerle doldurulması, Atatürkçülüğü ise öğrenecek takati kalmaması amaçlanıyor.

AKP Belediyeleri’nin Yeşil Takıntısı: AKP’li belediyelerin geçmiş dönemlere göre iki kat fazla yeşillendirme çalışması yaptığı belgelendi. Şeriatı temsil eden yeşil ile rejim değişikliğine park, bahçe ve refüjlerden başladıkları açıkça görülmektedir.
Halka okunmuş su içiriliyor: AKP’li İstanbul Belediyesi Terkos ve ömerli barajları kıyısında her Cuma günü 41 imama 41 yasin okutuyor. Okunmuş sular şebekeye veriliyor, bu sayede insanların dini duyguları coşturularak amaçlanan şeriat devleti için taban oluşturuluyor.

Ampul Gavur icadı: CHP’nin amblemi bir Türk savaş aleti olan OK, DP’nin amblemi yine bir Türk taşıma aracı olan AT iken AKP’nin sembol olarak Amerikalı Edison tarafından icat edilmiş AMPüL’ü seçmiş olması Türkiye’yi Batıya peşkeş çekeceğinin en güzel kanıtıdır.

AB ile gizli anlaşma: Vatansever Türk Tugayları Konfederasyonunun internet sitesinde yer alan belgeye göre; Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, AB’nin Genişleme sorumlusu Oli Rehn ile gizli bir anlaşma yapmıştır. Anlaşmaya göre, Sinop – Mersin hattının doğusu Sözde Ermenistan ve Kukla Kürdistan devletleri arasında paylaşılacak. Ege bölgesi Helen cumhuriyeti olacak. İstanbul, sıcak sulara açılma emelinden bir türlü vazgeçmeyen Rusya’ya bırakılacak. Abdullah Gül’e jest olarak da Kayseri merkezli Gülistan İslam Cumhuriyeti kurulacaktır.

Erdoğan neden Fenerbahçeli? Fenerbahçe’nin bayrağı sarı-laciverttir. Bayrak 15 dakika kezzaplı suda bekletildiğinde iki rengin karışmasından yeşil renk ortaya çıkmaktadır. Erdoğan’ın şeriat özlemi takım tercihinde bile kendini ele vermektedir.
Menderes’in köpek davasından sonra Erdoğan’ın kedi davası: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a Van ziyareti sırasında hediye edilen(!) ve adını CANSU koyduğu kedisi yine Başbakan'ın inisiyatifiyle başbakanlık konutuna yerleştirilmiş ve konutun tüm imkanları kedi Cansu'ya seferber edilmiştir. Halkımız sefaletle boğuşurken bununla da yetinilmemiş, bir yabancı misyon şefinin getirdiği pahalı mama 'hill's' ve altın işlemeli tasma memnuniyetle kabul edilmiştir!! Geçtiğimiz yıl mart ayında birkaç günlüğüne konutu terk eden kedi Cansu'ya bu gayri ahlaki davranışından dolayı herhangi bir ceza verilmemiştir!

AKP iktidarı dini futbola bile alet etmiştir: AKP döneminde eşi türbanlı olan Ertuğrul Sağlam Beşiktaş teknik direktörü olurken, namaz kıldığı bilinen futbolcular sürekli ilk onbirlerde takımda yer bulmaya başlamışlardır. AKP iktidarı döneminde Anelka ve Aurilio’nun Müslüman olmaya zorlanması ve aynı iktidar döneminde İlhan Mansız’ın (İ.Mansız) ise futbolu bırakmak zorunda kalması da dikkat çekmiştir.
 
10 sene önce gecekonduda oturuyorum diyerek övünen başbakanın şu anki serveti 10 trilyonun üzerindedir.
Zaten chp nin yaptıgı en büyük yanlıs şu:akp yi türban ve laiklik üzerinden bitiremezsiniz tamtersi hepsi iyi bir hatip olan akp ilerigelenleri azıcık arabesk azıcıkta din elden gidiyor muhabbetiyle oylarını arttırmayı başarırlar.

akp nin gercekyüzünü halka göstermek için en iyi yöntem tayyip erdoganın 10 senede 1 gecekondudan 10 trilyonluk servete nasıl ulastıgnı sorgulamaktır.
Ya da 5 sene önce oglu bursla okuyorken şimdi nasıl gemi sahibi oldugunun sorgulanmasıdır.
Yine maliye bakanımızın oglu için çıkarıdıgı af yasalarıyla aile bütçesine katkısını arastırmaktır.

Bugün türkiyede hangi belediyeye giderseniz gidin şoföründen müdürüne kadar hepsi akp lidir.
İşte bu haksız kadrolaşmayı halka anlatmakda muhalefetin görevidir.
Bırakıun türbanı akp ye bu haksız yere hortumlanan servetin hesabını sorun
işte o zaman cahil olmakla suçladıgınız halk uyanmaya baslayacak ve akp ninde bu şişirme oyları güngectikçe azalacaktır.
 
Halk kahramanı imiş. :) Hiç güleceğim yoktu. Tam tersi bir halk, emekçi düşmanı.
Imf, Abd, Ab'nin zorla dayattığı politikalara gözyuman işbirlikçinin teki
 
Baykal mal varlığını açıkladı

CHP lideri Deniz Baykal, mal varlığını açıklayarak bu konudaki tartışmalarda yeni bir perde açtı.


Baykal, tüm yatırımlarını siyasetten yasaklı olduğu dönemde avukatlıktan kazandığı parayla yaptığını söyledi.

Gazetelerde yer alan haberlere göre Baykal’ın mal varlığı şöyle:
Ankara Oran’da 200 metrekare daire
Antalya Kemer’de 70 metrekarelik bir adet daire
Ankara Beysukent’te halen oturduğu ev
Muğla Bodrum Maviköy Yapı Kooperatifi’nde bir hisse
Antalya merkez ve Kaş ilçesinde 30 dekar arazi
Miras yoluyla Antalya merkez kışla mahallesinde iki dairenin yarımşar hissesi
İş Bankası hesaplarında 26 bin Euro ve 116 bin YTL’yi aşkın nakit para

http://www.ntvmsnbc.com/news/359899.asp

AZALMA GÖRÜLÜYOR
Baykal'ın 1995'te beyan ettiği malvarlığının, mahkemeye sunduğu beyanıyla karşılaştırıldığında azalmış olduğu görülüyor. CHP liderinin Antalya Zeytinköy'deki arazisinin 8 bin dönümünü, Ankara'daki 5 kooperatif hissesini, İstanbul Sarıyer'deki müstakil evini, 150 adet İş Bankası hisse senedini sattığı görülüyor. Son beyanında 1995'te görülen 30 bin dolarlık mücevher ve 24 bin dolarlık döviz yer almıyor.

* Oran Sitesi'nde bir ev (Ankara)
* Angora Sitesi'nde bir ev (Ankara)
* Ankara'da bir konut kooperatifi üyeliği
* Antalya'da miras yoluyla intikal etmiş ev ve arsalar
* Antalya Kaş'ta bin 400 metrekarelik bir arsa
* Antalya Kaş'ta 16 dönüm bir arsa
* Antalya Zeytinköy'de 16 dönüm arazi ve arsa
* Bodrum'da 2 kooperatif hissesi
* Fiat - Marea bir binek araba
* İş Yatırım A.Ş'de 100 bin YTL

http://arsiv.sabah.com.tr/2006/02/03/siy105.html

Başbakan'ın mal varlığı ile CHP lideri Baykal'ın mal varlıklarını karşılaştırınca iki önemli ayrıntı dikkatimizi çekiyor. Birincisi, Baykal, (eşinin mal varlığı hariç) nakit ve gayrimenkulleriyle Başbakan Erdoğan'ı ikiye- üçe katlamış durumda. İkincisi ise, malların kaynağı. Erdoğan'ın mal varlığının ağırlıklı bölümünü, ticari ortaklıktan gelen para oluşturuyor. Yani Erdoğan'ın servetinin neredeyse tamamı, geçmişte yapmış olduğu vergilendirilmiş ticaretten elde edilmiş.

Ya Deniz Baykal'ın mallarının kaynağı? Baykal'ın kendisinin de ifade ettiği gibi, bütün mallarını avukatlık yaparak kazanmış. Yani mal varlığının kaynağı 1980'li yıllardaki avukatlık dönemi. İşte, Baykal'ın mal varlığı ile ilgili kafaları karıştıran tek yön de burası. Zira Sayın Baykal, değişik zamanlarda, değişik gazetecilere yaptığı açıklamalarda, '80'li yıllarda büyük ekonomik sıkıntı içinde olduğunu ve adeta sefalet dönemi yaşadığını söylüyor. Oysa bugün aynı Baykal, bütün "mal varlığı"nı "büyük ekonomik sıkıntılar yaşadım" dediği 1980'li yıllarda avukatlık yaparak kazandığını açıklıyor.

Peki hangi Baykal'a inanacağız? Kaldı ki, 'avukatlık yaparak kazandım' dediği o dönemde ödediği vergiler konusunda ise suskun. Öyle ya, bir avukat çok kazandıysa aynı zamanda çok da vergi ödemiştir
 
Baykal avukatlıktan bu kadar paramı kazanmış? Ankara oran-angorada ev ve marea araba nedir bu çelişki. Ayrıca Ankara oran ve angorada ev alabilmek için bir avukatın yemeden içmeden 8-10 sene çalışması lazım. Kardeşim bırak avukatlığı Anayasa başkanı olsan bu kadar para kazanamazsın. Kaç sene yasaklı kaldı bu adam 200 sene mi?

Kimse sütten çıkma ak kaşık değil.
 
Başbakan'ın mal varlığı ile CHP lideri Baykal'ın mal varlıklarını karşılaştırınca iki önemli ayrıntı dikkatimizi çekiyor. Birincisi, Baykal, (eşinin mal varlığı hariç) nakit ve gayrimenkulleriyle Başbakan Erdoğan'ı ikiye- üçe katlamış durumda. İkincisi ise, malların kaynağı. Erdoğan'ın mal varlığının ağırlıklı bölümünü, ticari ortaklıktan gelen para oluşturuyor. Yani Erdoğan'ın servetinin neredeyse tamamı, geçmişte yapmış olduğu vergilendirilmiş ticaretten elde edilmiş.

Ya Deniz Baykal'ın mallarının kaynağı? Baykal'ın kendisinin de ifade ettiği gibi, bütün mallarını avukatlık yaparak kazanmış. Yani mal varlığının kaynağı 1980'li yıllardaki avukatlık dönemi. İşte, Baykal'ın mal varlığı ile ilgili kafaları karıştıran tek yön de burası. Zira Sayın Baykal, değişik zamanlarda, değişik gazetecilere yaptığı açıklamalarda, '80'li yıllarda büyük ekonomik sıkıntı içinde olduğunu ve adeta sefalet dönemi yaşadığını söylüyor. Oysa bugün aynı Baykal, bütün "mal varlığı"nı "büyük ekonomik sıkıntılar yaşadım" dediği 1980'li yıllarda avukatlık yaparak kazandığını açıklıyor.

Peki hangi Baykal'a inanacağız? Kaldı ki, 'avukatlık yaparak kazandım' dediği o dönemde ödediği vergiler konusunda ise suskun. Öyle ya, bir avukat çok kazandıysa aynı zamanda çok da vergi ödemiştir

Yazıdaki ayrıntı gerçekten ilgin.

Bayla ifadesinde malvarlığını 1980 döneminde siyaseten yasaklı olduğu için avukatlık yaparak kazandığını söylüyor.

daha sonra yani 80 yılların sonunda yine siyasete girdiğine göre 7-8 yılda bu malvarlığını avukatlık yaparak nasıl kazanmış.

madem avukatlık bukadar kısa sürede böyle büyük gelirlen getiren meslekse diğer avukatlar neden ortalama bir gelire sahip

Bence en büyük halk kahramanı Baykal ben bunu anladım zaten partisinin içindede Halk sözcüğü var
 
baykalı niye işin içine karıştırırıyosunuz anlamadım. zaten siyasetçilerin çoğu birbirine benzer başa geçtilermi halkı sömürürler; ama akp nin başımızda çaldığı tehlike çanları azımsanmayacak kadar kuvvetli çalıyor.
 
rte ne ticareti yapmış ki
10 senede 1 gecekondudan şimdi trilyonlarca nakit paraya ulaşmış.

Ya da oglum burslu okuyor diye secimlerde gariban edebiyatı yaparken mezun olur olmaz ogluna nasıl gemi alabiliyor.
Bende 2 sene önce mezun oldum bende gemi almak istiyorum
ne yapmalıyım ??
 
rte ne ticareti yapmış ki
10 senede 1 gecekondudan şimdi trilyonlarca nakit paraya ulaşmış.

Ya da oglum burslu okuyor diye secimlerde gariban edebiyatı yaparken mezun olur olmaz ogluna nasıl gemi alabiliyor.
Bende 2 sene önce mezun oldum bende gemi almak istiyorum
ne yapmalıyım ??

Erdoğan ın 10 senede gece kondudan trilyonlara ulaşması doğru değil.

Erdoğanın zaten uzun bir süreden beri ticaretle uğraştığını bilmeyen yok. Ülkerin belli bir oranda hissesine sahip olduğunu ve hatta disribütörlüğünü yaptığını sağır sultan bile biliyor.

başbakan oluncada bu hisseleri devretti.

gece kondu meselesine gelincede Erdoğan belediye başkanı olduğunda bile gece kondu da oturuyordu.

bu seçimlerde gariban edebiyatı yaptığını ben duymadım her halde senden başka kimsede duymamıştır.

oğlunu burslu okutmak garban edebiyatı ise ozaman dünya da herkes gariban


ama Baykal ın siyasi yasaklı olduğu dönemde 7-8 yılda avukatlık yaparak bu serveti nasıl kazandığını merak ettim doğrusu.

ticaret yaparak insanın zengin olması normal ama kısa sürede avukatlık yaparak böyle servete sahip olmak pek mümkün görünmüyor

benim genç stajyer avukatlara tavsiyem stajyerliklerini Baykalın yanında yapsınlar ki onlarda bu kadar kısa sürede kçşe nasıl dönülüyor öğrensinler
 
rte ne ticareti yapmış ki
10 senede 1 gecekondudan şimdi trilyonlarca nakit paraya ulaşmış.

Ya da oglum burslu okuyor diye secimlerde gariban edebiyatı yaparken mezun olur olmaz ogluna nasıl gemi alabiliyor.
Bende 2 sene önce mezun oldum bende gemi almak istiyorum
ne yapmalıyım ??

Onur Öymen var ya... Emekli memur... Hani şu kendilerine oy vermeyen halkı “mantıksız” bulan kişi... Deniz Baykal’ın sağ kolu...

Onur Öymen’in bir de oğlu varmış, Burak Öymen.

Fakat o babası gibi memur olup sonra da madara olmaya yanaşmamış.

“Bir buçuk milyar dolarlık bir projeyle sahneye çıkmış”, bir gazetenin ifadesine göre...

Bu bir turizm yatırımı projesi, Öymen’in ortağı da Capital Partners adında bir Kazak şirketi. (Kazak üretmiyor,

Kazakistan’da kurulmuş.)

“Kaplankaya” diye bir yer yapacaklarmış, villalar, evler, oteller, yat limanı, alışveriş merkezi, eğlence alanı, okullar,

sağlık merkezi, spor bilmemnesi, falan filan. Yatırım Muğla ilinin Milas ilçesinin Bozbük beldesine.

Beş bin kişi çalışacak, yetmiş bin yerli ve yabancıya hizmet verecek. İleride bölgede bir de zeytinyağı fabrikası

kurmayı bile düşünüyorlar.

Burak Öymen Amerika’da okumuş, Türkiye, Rusya, Azerbaycan ve Kazakistan’da on iki yıldır “gayrımenkul işinde”
bulunuyormuş. Resco diye bir şirketi var, Colliers International şirketinin Türkiye temsilcisi. Bugüne kadar

Türkiye’de tam dört milyar dolarlık iş yapmış.

Eee, ne var bütün bunlarda?

Hiçbir şey yok.

Haberin ilginçliği de burada, hiçbir şey olmamasında.

Fakat çıkarılacak dersler var, yazının amacı da bu zaten.

Demek ki bir devlet memurunun ve politikacının çocuğu işadamı olabiliyormuş, hem de milyarlarca dolarla

oynayabiliyormuş.

Demek ki bu ayıp ya da günah değilmiş.

Demek ki bu politikacı, birtakım “matbuat pezevenklerinin” ısrarla ve yalan yere sol olduğunu pazarlamaya

çalıştıkları bir partinin ikinci adamı bile olabilirmiş!

Demek ki yatırım yapmak ve para kazanmak, yani kapitalist olmak da ayıp ya da günah değilmiş.

Bu durumda demek ki başbakanın oğluyla “gemici”, “gazozcu” ya da “bisküvitçi” falan diye dalga geçmeden önce

durup düşünmek gerekiyormuş.

Demek ki akşam yemeklerinden sonra çay demlemek, televizyon seyredip erkence yatmak ve Aydın Doğan’ın

verdiği paraları istife koymaktan daha başka yaşama biçimleri de varmış.

Demek ki, Onur Öymen gibi “Atatürk devrimlerini ve bürokratik oligarşinin yüce çıkarlarını korumak ve kollamakla

görevli” adamlar, Adnan Menderes “gibi bile” davranmayabiliyorlarmış... Menderes, ticaret yapmak isteyen büyük

oğlu Yüksel’e, “ben başbakan olduğum sürece sen bu işleri yapamazsın, senden faydalanmaya çalışırlar, dedikodu

çıkar” demiş ama Recep Tayyip Erdoğan bu sağduyuyu gösterememiş...

Vallahi, günümüzün ana muhalefet partisinin genel başkan yardımcısı da gösterememiş!

Gençlere “zağar” mağar diye küfür edeceklerine kendi gözlerindeki merteğe baksınlar, CHP amigoları. Sanki

göbekleri yok ve onları hiç kaşımadılar...

Hep de yanılmıyorlar ya canım, ara sıra doğru da yazıyorlar. Adam demiş ki, “demek ki bizim yazdıklarımızın bir

kıymet-i harbiyesi yok”...

Ha şunu bileydin tonton!

Engin Ardıç
 
Onur Öymen var ya... Emekli memur... Hani şu kendilerine oy vermeyen halkı “mantıksız” bulan kişi... Deniz Baykal’ın sağ kolu...

Onur Öymen’in bir de oğlu varmış, Burak Öymen.

Fakat o babası gibi memur olup sonra da madara olmaya yanaşmamış.

“Bir buçuk milyar dolarlık bir projeyle sahneye çıkmış”, bir gazetenin ifadesine göre...

Bu bir turizm yatırımı projesi, Öymen’in ortağı da Capital Partners adında bir Kazak şirketi. (Kazak üretmiyor,

Kazakistan’da kurulmuş.)

“Kaplankaya” diye bir yer yapacaklarmış, villalar, evler, oteller, yat limanı, alışveriş merkezi, eğlence alanı, okullar,

sağlık merkezi, spor bilmemnesi, falan filan. Yatırım Muğla ilinin Milas ilçesinin Bozbük beldesine.

Beş bin kişi çalışacak, yetmiş bin yerli ve yabancıya hizmet verecek. İleride bölgede bir de zeytinyağı fabrikası

kurmayı bile düşünüyorlar.

Burak Öymen Amerika’da okumuş, Türkiye, Rusya, Azerbaycan ve Kazakistan’da on iki yıldır “gayrımenkul işinde”
bulunuyormuş. Resco diye bir şirketi var, Colliers International şirketinin Türkiye temsilcisi. Bugüne kadar

Türkiye’de tam dört milyar dolarlık iş yapmış.

Eee, ne var bütün bunlarda?

Hiçbir şey yok.

Haberin ilginçliği de burada, hiçbir şey olmamasında.

Fakat çıkarılacak dersler var, yazının amacı da bu zaten.

Demek ki bir devlet memurunun ve politikacının çocuğu işadamı olabiliyormuş, hem de milyarlarca dolarla

oynayabiliyormuş.

Demek ki bu ayıp ya da günah değilmiş.

Demek ki bu politikacı, birtakım “matbuat pezevenklerinin” ısrarla ve yalan yere sol olduğunu pazarlamaya

çalıştıkları bir partinin ikinci adamı bile olabilirmiş!

Demek ki yatırım yapmak ve para kazanmak, yani kapitalist olmak da ayıp ya da günah değilmiş.

Bu durumda demek ki başbakanın oğluyla “gemici”, “gazozcu” ya da “bisküvitçi” falan diye dalga geçmeden önce

durup düşünmek gerekiyormuş.


Engin Ardıç

Başbakan ın oğlu zengin bir arkadaşıy ile 17 yıllık bir gemiyi ayda 250 bin dolara taksitle aldığı için anti kapitalist geçinen solcu paçavralar ahkam kesebiliyor,,

Lakin sözde Amerikan düşmanı büyük solcu Onur öymenin!!!! Amerikada okuyan oğlu milyar dolarlık paralarla oynarken kimsenin gıkı çıkmıyor .

neden olsa Onur öymen anti amerikancı anti kapitalist anti falaln filan bir solcu
 
.......................
Eger baykal'ın gecmişinde biraz kirlilik olsa rte dokunulmazlıkları kaldırıp baykalı madara etmezmi ??
6 sene önce söz vermişti tv lerde.İktidar olursak dokunulmazlıklar kalkacak diye
neden hala dokunulmazlıgın arkasına saklanılıyor ??

sizin dürüst,namuslu,alın teriyle trilyonlar kazanan iktidarınız neden hala dokunulmazlıgı kaldırmıyor
yoksa korktukları bişeymi var ?
 
Biraz kafayı çalıştırın ampul arkadaslar.
Eger baykal'ın gecmişinde biraz kirlilik olsa rte dokunulmazlıkları kaldırıp baykalı madara etmezmi ??
6 sene önce söz vermişti tv lerde.İktidar olursak dokunulmazlıklar kalkacak diye
neden hala dokunulmazlıgın arkasına saklanılıyor ??

sizin dürüst,namuslu,alın teriyle trilyonlar kazanan iktidarınız neden hala dokunulmazlıgı kaldırmıyor
yoksa korktukları bişeymi var ?

Başkalarına kafayı çalıştır diyeceğine sen neden çalıştırmıyorsun

iddia ettiğin gibi Erdoğanın geçmişinde kirlilik olsaydı

1998 yılında koskoca 5 yıl siyasi yasaklı olduğu dönemde , üstelik de hapse girdiği dönemde ,üstelikte dokunulmazlığın olmadığı bir dönemde ,üstelikte devrin Anasol_me iktidarının erdoğanı bitirmek için fırsat kolladığı bir dönemde

bu fırsatları değerlendirip erdoğanı bitirmezlermiydi
 
10 sene önce gecekonduda oturuyorum diyerek övünen başbakanın şu anki serveti 10 trilyonun üzerindedir.
Zaten chp nin yaptıgı en büyük yanlıs şu:akp yi türban ve laiklik üzerinden bitiremezsiniz tamtersi hepsi iyi bir hatip olan akp ilerigelenleri azıcık arabesk azıcıkta din elden gidiyor muhabbetiyle oylarını arttırmayı başarırlar.

akp nin gercekyüzünü halka göstermek için en iyi yöntem tayyip erdoganın 10 senede 1 gecekondudan 10 trilyonluk servete nasıl ulastıgnı sorgulamaktır.
Ya da 5 sene önce oglu bursla okuyorken şimdi nasıl gemi sahibi oldugunun sorgulanmasıdır.
Yine maliye bakanımızın oglu için çıkarıdıgı af yasalarıyla aile bütçesine katkısını arastırmaktır.

Bugün türkiyede hangi belediyeye giderseniz gidin şoföründen müdürüne kadar hepsi akp lidir.
İşte bu haksız kadrolaşmayı halka anlatmakda muhalefetin görevidir.
Bırakıun türbanı akp ye bu haksız yere hortumlanan servetin hesabını sorun
işte o zaman cahil olmakla suçladıgınız halk uyanmaya baslayacak ve akp ninde bu şişirme oyları güngectikçe azalacaktır.

Tayyip Erdoğanın 10 trilyon servetinin olduğunu ispatla, Bi daha tayyip adını ağzıma almayım.. Ama bana somut kanıt göstereceksin. Cuntacı Gazete yapraklarından örnek vermeyeceksin... Belge göstereceksin.

Gösteremezsende bi daha tayyip e dil uzatmayacaksın. Elini öpeceksin.
 
Ben kimsenin elini öpmem.
Biz devrimciyiz sizler gibi fettullahçı degiliz.
Hayat boyu bazı insanların önünde ceket ilikleyerek biryerlere gelen sizler kolayca onun bunun elini öpüp insanlara çamur atabilirsiniz ama biz atmayız.

Sana bu 10 trilyonluk serveti ispatlayacagım.Aslında kendin sorsan tayyipe o da sana söyleyecektir 10 trilyondan daha fazla serveti oldugunu.
Ama illa diyorsanki böyle bir servet yoktur sana söyleyecek söz yok...
 
Ben kimsenin elini öpmem.
Biz devrimciyiz sizler gibi fettullahçı degiliz.
Hayat boyu bazı insanların önünde ceket ilikleyerek biryerlere gelen sizler kolayca onun bunun elini öpüp insanlara çamur atabilirsiniz ama biz atmayız.

Sana bu 10 trilyonluk serveti ispatlayacagım.Aslında kendin sorsan tayyipe o da sana söyleyecektir 10 trilyondan daha fazla serveti oldugunu.
Ama illa diyorsanki böyle bir servet yoktur sana söyleyecek söz yok...

Ben fettullahçı değilim. Ve insanları tayyipci fettuhlahçı şucu bucu diye aşağalayamazsın. O zaman sende maocusun. Aranızda ne fark varki. Sizde maonun izinde gidiyorsunuz. Görsen elini değil ayağının altını öpersin eminim. Asıl çamur atan sizsiniz. Servet olabilir veya olmayabilir. ben inanmıyorum demiyorum. sadece sen bir iftira attın. o zaman ispatla.
 
Adnan aybaba gibi yorum yapıyorsun.
Tartısmayı bu kadar arabeskleştirmeye gerekde yok.

Mao'cu nereden cıktı şimdi onuda anlamadım ama neyse.
Bence gecekten kitap oku.En azından karsıt görüşünü savundugun fikirle ilgili birşeyler ögren.
Mesela Politzer'in ''Felsefenin temel ilkeleri'' adlı eserini mutlaka oku.
Her insanın anlayacagı seviyede yazılmış müthiş bir kitap.

Sonra gel tartısmaya kaldıgımız yerden devam edelim...
 
Ben kimsenin elini öpmem.
Biz devrimciyiz sizler gibi fettullahçı degiliz.
Hayat boyu bazı insanların önünde ceket ilikleyerek biryerlere gelen sizler kolayca onun bunun elini öpüp insanlara çamur atabilirsiniz ama biz atmayız.

Sana bu 10 trilyonluk serveti ispatlayacagım.Aslında kendin sorsan tayyipe o da sana söyleyecektir 10 trilyondan daha fazla serveti oldugunu.
Ama illa diyorsanki böyle bir servet yoktur sana söyleyecek söz yok...

devrimcileride gordu bu ülke zamanında..solermisin devrim yenemdiğin kşiyi zorla yerinden etmekmi..bırakn bu devrimci ayaklarını bu donemde olması gerekn bir devrim varsa eğitimdir..çalışcaksın çabalıkcasın ve insanlara bilim sayesinde birşeyleri anlatıcaksın iftirayla değil zorla kaba kuvvetle değil..aten bunların tersi olduğu için bu zamana kadar bir partinin %47 lik bir oyla başa geçişine şahit olduk...2 donemk tek başına hükümet olduğuna şahit olduk..
 
Geri
Üst