64general1
New member
- Katılım
- 14 Haz 2007
- Mesajlar
- 1,720
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Hükümet sözcüsü Çiçek Cemil’e göre Türkiye iki dava arasında sıkışıp kaldı. Sarkaç gibi kapatma davasından Ergenekon davasına gidip geliyor.Sözcü, ülkenin bu duruma ne zaman ve kimler tarafından sürüklendiğine değinmiyor.Kapatma davası kimin eseri? 2002 yılında tek başına iktidara gelen AKP’nin laikliğin içini boşaltma çabalarının sonucu değil mi? AKP’nin laiklik karşıtı hareketlerin odak noktasına durumuna getiren dinci eğilimleri içeren icraatının ürünü değil mi? Neredeyse Cumhuriyet Başsavcısı’nın bir gece gördüğü düşten uyanıp AKP’yi kapatma davası açtığını öne sürecekler.
Hiçbir neden yokken partinin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne gönderildiğini söyleyecekler.Oysa kitaplar dolusu örnek hemen her alanda AKP zihniyetinin ülkeye egemen kılınmak istendiğini kanıtlıyor.
Oysa RTE’nin temsil ettiği Türkiye Avrupa içinde sırıtan bir Doğulu… İnançlara saygıdan giyim kuşama kadar “şarklı!”
***Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin Paris’te temelleri atılan Akdeniz İçin Birlik toplantısına katılan ülke liderleri onuruna verdiği akşam yemeğine katılan lider eşlerinin kıyafetlerine bir göz atmak… Bize Batı içinde Doğulu damgası vurulmasına neden olmaz mı? Batılı siyaset adamlarının eşlerinin birbiriyle yarış eden giysilerinin yanında RTE’nin eşi Emine Hanım’la silik bir Dışişleri Bakanı izlenimi bırakan Ali Bey’in eşi Zeynep Hanım baştan aşağıya karalara bürünmüşlerdi.
Başları sarık örneği türbanla sarılıp sarmalanmıştı. Batılı diplomatlar nezaket gereği iki Türk kadınına iltifat etmekten dikkatle kaçınmış olmalılar. Nerelerini övecekler ki… Emine Hanım’ın altın simli giysisini mi? Nesini? Çağdaş Türkiye’yi yalanlayan Emine ve Zeynep hanımların Sarkozy’nin davetine girerken kıyafetlerine bakınız; bir de Mustafa Kemal’in çöl kıyafetiyle donanmış Arap ülkelerindeki bir toplantıya giden Türk heyetine Batılı kıyafetlere özen göstermeleri talimatını verdiği günleri düşününüz.Toplum kalkınmasını fabrika sayısı ile ölçen, uygarlığı boyun bağı takmakla eşdeğerde gören bir kafa ile nereden nereye geldiğimizi bir kez daha kolaylıkla saptayabilirsiniz…
***Biz hayli değil, çok ama çoook acayip ileri bir ülkeyiz. Örnek mi? Baksanıza Anayasa Mahkemesi başkanlığında anayasa hukukunu derinlemesine bilmesi gereken yerine, Sayıştay denetçiliğinden gelen biri görev yapabiliyor. Üstelik son günlerde alçakgönüllü olmayı, hiç değilse böyle görünmeyi de bir yana bıraktı; Anayasa Mahkemesi’nde benden başka büyük yok demeye gelen açıklamalarda bulunuyor.
İkinci Başkan Osman Paksüt, AKP’ye kapatma kararı da çıksa kapatma kararı çıkmasa da kıyamet kopacağını söylemişti ya; Başkan Haşim Kılı, hayır diyor, “kıyamet kopmaz!”Bay Kılıç: Paksüt’ün sözündeki ince değinmeyi neden anlamazlıktan geliyorsunuz?
Bir cümlelik değerlendirme yanlış mı? Hayır! Kapatılırsa AKP, kapatılmaya karşı hukukçu, gugukçu yalakalar, bilumum borazanlar, AB’si ABD’si ayağa kalkmayacak mı? Kalkacak! Kapatılmazsa laik Cumhuriyet’in AKP (RTE) elinde çağdaş değerlerini yitirdiğine hiçbir maddi yarar karşılığı olmaksızın inananlar düş kırıklığını uğramayacaklar mı?
Uğrayacak!
AKP arkasına yargı desteğini de aldığı düşünce ve kararıyla laik Cumhuriyet üzerindeki oyunlarına daha büyük cesaretle devam etmeyecek mi? Edecek!Anayasa Mahkemesi İkinci Başkanı Paksüt doğru söylüyor; “mütedeyyin” Birinci Başkan Kılıç, kimileri rahatsız eder diye içeriği anlamlı bir anlatımı, boş bir ifadeyle çürütmeye, karşı çıkmaya çalışıyor.
Benden duymadığınız hiçbir şeye inanmayınız diyor medyaya.
RTE gibi benden başka büyük yok demek ister gibi…
CÜNEYT ARCAYÜREK
Hiçbir neden yokken partinin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne gönderildiğini söyleyecekler.Oysa kitaplar dolusu örnek hemen her alanda AKP zihniyetinin ülkeye egemen kılınmak istendiğini kanıtlıyor.
Oysa RTE’nin temsil ettiği Türkiye Avrupa içinde sırıtan bir Doğulu… İnançlara saygıdan giyim kuşama kadar “şarklı!”
***Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin Paris’te temelleri atılan Akdeniz İçin Birlik toplantısına katılan ülke liderleri onuruna verdiği akşam yemeğine katılan lider eşlerinin kıyafetlerine bir göz atmak… Bize Batı içinde Doğulu damgası vurulmasına neden olmaz mı? Batılı siyaset adamlarının eşlerinin birbiriyle yarış eden giysilerinin yanında RTE’nin eşi Emine Hanım’la silik bir Dışişleri Bakanı izlenimi bırakan Ali Bey’in eşi Zeynep Hanım baştan aşağıya karalara bürünmüşlerdi.
Başları sarık örneği türbanla sarılıp sarmalanmıştı. Batılı diplomatlar nezaket gereği iki Türk kadınına iltifat etmekten dikkatle kaçınmış olmalılar. Nerelerini övecekler ki… Emine Hanım’ın altın simli giysisini mi? Nesini? Çağdaş Türkiye’yi yalanlayan Emine ve Zeynep hanımların Sarkozy’nin davetine girerken kıyafetlerine bakınız; bir de Mustafa Kemal’in çöl kıyafetiyle donanmış Arap ülkelerindeki bir toplantıya giden Türk heyetine Batılı kıyafetlere özen göstermeleri talimatını verdiği günleri düşününüz.Toplum kalkınmasını fabrika sayısı ile ölçen, uygarlığı boyun bağı takmakla eşdeğerde gören bir kafa ile nereden nereye geldiğimizi bir kez daha kolaylıkla saptayabilirsiniz…
***Biz hayli değil, çok ama çoook acayip ileri bir ülkeyiz. Örnek mi? Baksanıza Anayasa Mahkemesi başkanlığında anayasa hukukunu derinlemesine bilmesi gereken yerine, Sayıştay denetçiliğinden gelen biri görev yapabiliyor. Üstelik son günlerde alçakgönüllü olmayı, hiç değilse böyle görünmeyi de bir yana bıraktı; Anayasa Mahkemesi’nde benden başka büyük yok demeye gelen açıklamalarda bulunuyor.
İkinci Başkan Osman Paksüt, AKP’ye kapatma kararı da çıksa kapatma kararı çıkmasa da kıyamet kopacağını söylemişti ya; Başkan Haşim Kılı, hayır diyor, “kıyamet kopmaz!”Bay Kılıç: Paksüt’ün sözündeki ince değinmeyi neden anlamazlıktan geliyorsunuz?
Bir cümlelik değerlendirme yanlış mı? Hayır! Kapatılırsa AKP, kapatılmaya karşı hukukçu, gugukçu yalakalar, bilumum borazanlar, AB’si ABD’si ayağa kalkmayacak mı? Kalkacak! Kapatılmazsa laik Cumhuriyet’in AKP (RTE) elinde çağdaş değerlerini yitirdiğine hiçbir maddi yarar karşılığı olmaksızın inananlar düş kırıklığını uğramayacaklar mı?
Uğrayacak!
AKP arkasına yargı desteğini de aldığı düşünce ve kararıyla laik Cumhuriyet üzerindeki oyunlarına daha büyük cesaretle devam etmeyecek mi? Edecek!Anayasa Mahkemesi İkinci Başkanı Paksüt doğru söylüyor; “mütedeyyin” Birinci Başkan Kılıç, kimileri rahatsız eder diye içeriği anlamlı bir anlatımı, boş bir ifadeyle çürütmeye, karşı çıkmaya çalışıyor.
Benden duymadığınız hiçbir şeye inanmayınız diyor medyaya.
RTE gibi benden başka büyük yok demek ister gibi…
CÜNEYT ARCAYÜREK