Eksenim ölüme doğru kayıyor
Tepindikçe içimde yaralı bir hatıra
Keskin bir bıçak gibi yarıp geçiyor
İçimden bir şeyler gidiyor.
Avuçlarımın arasından
Kendimi bulduklarım,
Evim sandığım sokaklarım da
Gidiyor,
Paslanmış bir tren gibi.
-Kustuğum kaldırımlar dahil.
Küstüğüm kadınlar hariç.
Onlar bende kalıyor arsızca
Ve artık şaraplar da anlamını
Yitiriyorlar başıboş birer
Serseri gibi bütün kadehler
Yüzüme bakıyor anlamsızca.
Gözlerimi ihbar ediyorum
Bu gece
Ve muhtemelen
İdam edilecekler
Seni gördükleri için
Günde bir kere.
Konuşamıyorum ben,
Konuşamam.
Dudaklarım senin
Dudaklarında kaldılar
Dikenli tele takılan bir pamuk gibi
İşte bu yüzden beni şayir kıldılar
Kurmak istediğim cümleler
Anlatmak istediğim acılar
Yoksa bir balıktım ben
Kendi yağında pişmeye çalışan
Bir yapraktım anlaşamadığım bir ağaçta
Her mevsim sarı sarı gülümsemek
Zorunda bırakılan.
Sadece bir kelime olarak
Varlığımda barınan.
Gülümseyebilir,
Eğer sabredebiliyorsa bir insan
Derdi hep babam.
O ki,
Şairler kadar doğru konuşan bir adam.
Rüzgâr keyif verebilirdi hislerime
Ah bir de yıkılmasam…
Batuhan Dedde.