Savarona kutsal mı?

ISHYnum846

New member
Katılım
18 Eki 2005
Mesajlar
3,284
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
karşıt odak
Savarona kutsal mı?

Ama artık kabak tadı verdiler ha!
Geçen gün, az satışlı bir gazetede imzasız bir ahmak, "Savarona'da önemli görüşmeler yapıldığını" yazıyordu...
Yok efendim, Rus ve Ukraynalı kızlarla yapılan yeni "görüşmeler" değil, Atatürk devrindeki görüşmeler...
Okumuyorlar.
Kendilerininkinden çok daha fazla satan gazetelerden hoşlanmıyor olmalılar. Okumak da istemiyorlar, öğrenmek de istemiyorlar.
Ya da domuzluğuna yapıyorlar.
Savarona'da önemli görüşmeler falan yapılmamıştır.
Yazan ahmak, "Atatürk Savarona'da ne yapar? Yapsa yapsa önemli görüşmeler yapar herhalde" diye düşünüyor olmalı...
Savarona, 1938 yılında, Atatürk'ün hayatının son yılının son aylarında ülkemize gelmiş, Atatürk ona yalnızca birkaç kere binebilmiştir!
Artık ayakta duracak gücü kalmadığı için de "yedekte" inip binebiliyor, koltukla götürülüp getiriliyordu. İyice kötüleyince, Dolmabahçe Sarayı'na geri götürüldü (hani şu içki ve kadın düşkünü pis padişahların içinde zevk ve sefaya daldıkları pis Osmanlı sarayı...)
Savarona 1938 yılının haziran ayında İstanbul'a geldi, Atatürk orada aralıklı olarak toplam altı hafta geçirdi, yani yaz mevsiminde hepi topu bir buçuk ay... Hükümetin de birkaç kere orada toplandığı söylenir ("önemli toplantılar" bunlar olsa gerek.)
Haa, bir de Romanya kralı Carol gelmiştir ki, "nezaket protokolunun" dışında kralla ne görüşüldüğü konusunda tarihçilerimiz bizi aydınlatsınlar bakalım.
Ama bu Savarona konusunu öyle bir "pazarlıyorlar" ki, sanki Atatürk cumhuriyeti kurmuş, Savarona'ya bir binmiş, on beş yıl boyunca bir daha da inmek bilmemiş! (Daha önceleri Ertuğrul yatını kullanırdı.)
Mesele bundan ibarettir... Atatürk'ün kaybedileceği iyice anlaşılınca, son günlerini rahat ve huzurlu geçirebilmesi, "temiz hava alması" için satın alınmış bir gezinti teknesidir Savarona, başka da hiçbir şey değildir.
Kutsal bir gemi, hele hiç değil.
Şimdi orada fuhuş yapıldığı ortaya çıkarılmış, Kemalist basın çığlıklar atıyor: Hem de Atatürk'ün yatında!
Gülcemal vapurunda olsaydı ne farkedecekti?
Atatürk'ün ayağıyla dokunduğu yer kutsal mıdır?
Yüz sürsem o kutlu güverte tahtalarına... Utanmasalar bunu da yazacaklar.
Bakın nasıl gülünç oluyorlar: Ünlü bir şarkıcı- düşünür, "Atatürk'ün kaldığı otellerde izini sürmeyi görev bilirim" diyerek, Berlin'de, oda fiyatları çok yüksek olan Adlon'da kalmış, bunu da ballandıra ballandıra anlatmıştı.
Fakat bilmediği bir şey vardı: Savaştan her nasılsa sağlam çıkan Adlon, hemen savaş sonrası günlerde yanmış (1945 yılının mayıs ayı), kalıntıları da yıktırılmıştı. Adlon'u, mümkün olduğunca aslına benzetmeye çalışarak, 1997 yılında yeniden yaptılar.
Arkadaşın kaldığı otel "çakma Adlon'du" yani! Oraya Atatürk'ün kılı bile değmemişti...
Bendeniz de Viyana'da Atatürk'ün kaldığı Bristol'de kalmaya, çay içtiği Imperial'de çay içmeye niyetlendim de, fiyatları görünce "hovardalığın lüzumu yok" dedim, vazgeçtim. Bizim harcırahımızı "ecnebide tedavi tertibinden" Harbiye Nezareti ödemiyordu.
Şimdi artık Savarona kadın satıcılarının elinden kurtarılacak, yıllardır savunduğumuz şekilde müze olacak.
Yetmez! Kirlendi bir kere... Namusu gitti...
Güvertede ve Atatürk'ün kamarasında tütsüler yakılmalı, Rus karılarının popolarını koydukları çarşaflar ve yastık yüzleri de yakılarak imha edilmelidir! Bir arındırma (purification) eylemi şarttır. Bu operasyon süresince "Atatürk başrahibesi" (ADD başkanı) Sayın Tansel Çölaşan yüksek sesle Nutuk'tan parçalar okumalı, tören Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'yle bitirilmelidir.
1870 yılında Prusya ordusu birkaç günlüğüne Paris'e girip çıktığında, Fransızlar, Prusyalılar'ın ayaklarının değdiği cadde ve kaldırım taşlarını tütsüler yakarak "arıtmışlardı"... Muasır medeniyet seviyesinde onlardan geri kalmayalım arkadaşlar!


 
hayatımda okuduğum en direk anlatımlı ve güzel bir yazı...

yarası olmak ,o yata sahip çıkılması değil, Atatürkçülerin menba menba arzu endam eylediği güzel yurdumda,o yata sahip çıkamamalarıdır bilakis.. yani üstteki bir üyenin anlayışı bile kendi hamakat ve ihmallerinin hatasını,kutsadıkları değerlerin sahipsizliğine yanacakları yerde,her bir metayı satışa koyup,üzerinden sahte Atatürkçülük gözyaşlarıyla kendi samimiyetsizliklerine ağlayacaklarına,bu sahipsizliğe göz yuman chp ve bilimum sahte Kemalistin peçesini indiren engin ardıça küfretmekten başka ne yaptılarki?

Sizler; ortağı olduğu işbankasının yıllık sömürdükleri temerrütle bu yatı çoktaaaan deniz kuvvetlerinden, yada armatör sadık tan ,satıın almanız gerekmezmiydi sevgili kemalistler? yazara küfür sizi,sorumluluktan kurtarmaz..siz kendi değerinize bile batağa düştükten sonra sahip çıkan,sahip çıkamdınız diye sizi eleştirenlere küfür eden, ama gerçekte asla Atatürkü anlamayanlar olarak ucuz sahiplik laflarıyla göz boyacılığına girmiş siniz o kadar...
 
Bide şu çıktı Atatürkçüler niye almıyorlar yatı... Görende ucuz bişey 100 kişi para toplayınca alınacak sanacak.. Ha bide beyfendiler heralde Atatürkçü değil onlar para katmamışlar... Satılık kalemlerin satılık okurlarına alıştık biz.. Yatı satan sahip çıkmayanlar bellidir.. Olayı Atatürkçü insanlara yıkmak haysiyetsizliktir... Zaten sabah gazetesi yazarlarına göre kurtuluş savaşı diye bişeyde yok düşmanlar kendileri çekilmiş... Onları göre Atatürk yalandan lider hatta diktatör.. Hadi bu yazarlara alıştık zaten.. Beni en cok vatanseverim diyip bu yazarları savunanlar rahatsız ediyor.. Artık hangi vatanı seviyorlarsa..
 
olay ne atarükçülerin canhıraş bağırışlarıdır ne de savaraona da kadın satılmasıdır.


asıl olay savarona gibi dünyanın en pahaalı yatları listesinde ilk sıralarda olan bir yatın daha iyi ve ülkeye daha yararlı işlerde değerlendirilme olasılığı varken " babalar gibi" satarım mantığıyla ne üdüğü belirsiz kişilerin emrine verilmesidir.

çanakkale savaşında kullanılan tpları da hurdacıya satmadı mı bu devlet?

dünyaca meşhur zeus tapınağı yılalrdır almanyada bir müzede segilenmiyor mu?


artık bazı şeylerimize sahip çıkalım. bu atatürkün bidiği yat da olaiblir zeus tapınağı da. önemli olan bizim için ve dünya için ne ifade ettiği. ne kada rpara ettiği falan değil.
 
hayatımda okuduğum en direk anlatımlı ve güzel bir yazı...

yarası olmak ,o yata sahip çıkılması değil, Atatürkçülerin menba menba arzu endam eylediği güzel yurdumda,o yata sahip çıkamamalarıdır bilakis.. yani üstteki bir üyenin anlayışı bile kendi hamakat ve ihmallerinin hatasını,kutsadıkları değerlerin sahipsizliğine yanacakları yerde,her bir metayı satışa koyup,üzerinden sahte Atatürkçülük gözyaşlarıyla kendi samimiyetsizliklerine ağlayacaklarına,bu sahipsizliğe göz yuman chp ve bilimum sahte Kemalistin peçesini indiren engin ardıça küfretmekten başka ne yaptılarki?

Sizler; ortağı olduğu işbankasının yıllık sömürdükleri temerrütle bu yatı çoktaaaan deniz kuvvetlerinden, yada armatör sadık tan ,satıın almanız gerekmezmiydi sevgili kemalistler? yazara küfür sizi,sorumluluktan kurtarmaz..siz kendi değerinize bile batağa düştükten sonra sahip çıkan,sahip çıkamdınız diye sizi eleştirenlere küfür eden, ama gerçekte asla Atatürkü anlamayanlar olarak ucuz sahiplik laflarıyla göz boyacılığına girmiş siniz o kadar...



bu muhammet peygamberin hırkasıdır, bu muhammet peygamberin sakalının kılıdır, yok bu sandaletleridir, ve hatta bu falanca peygamberin ayak izidir diye ortaya konan nesneler hakkında ne düşünüyorsun...?

Topkapı sarayı fatih sultan mehmetin kılıcı, kaşıkçı elması, sokollunun kaftanı, vs. hakkında ne düşünüyorsun?

Birinci saydıklarım Peygamberlerin yadigarları ikinci saydıklarım ise ataların yadigarları değilmi...

Peki bunlara kim sahip çıkıyor...DEVLET....BU HALKIN DEVLETİ.işte sizin tuzaklarınızdır yukarda yazdığın gibi yazılar sizleri böyle kandırılıyor, bizleri böyle bölüyorlar.
 
senin evin de kutsal değil ama herhalde bu gibi işlerin orada yapılmasını istemezdin.

bir şeyin değerli olması için illaki kutsal olması mı gerekiyor? o zaman bu yazara namus, şeref, haysiyet, gelenekler, görenekler, şehitlere, gazilere ve devlet büyüklerine saygı gibi kavramların neyi ifade ettiğini sormak lazım.

başka bir husus da; türkiye'de değişik konularda hassasiyetleri olan farklı gruplar olabilir. bu gruplar her ne kadar fikirsel bağlamda birbirlerinden ayrılsalar da bu gibi durumlarda birleşerek ortak bir tavır göstermek durumundadır. aksi takdirde bugün Atatürk'e yapılan bu saygısızlık yarın topluma mal olmuş başka birine yapılabilir.

bazı çevrelerin namusumuzu, onurumuzu ve geleceğimizi borçlu olduğumuz bir insana her fırsatta düşmanmışcasına saldırmalarını da haysiyetlerinin sorgulanmasını gerektiren ayrı mesele olduğunu düşünüyorum.
 
senin evin de kutsal değil ama herhalde bu gibi işlerin orada yapılmasını istemezdin.

bir şeyin değerli olması için illaki kutsal olması mı gerekiyor? o zaman bu yazara namus, şeref, haysiyet, gelenekler, görenekler, şehitlere, gazilere ve devlet büyüklerine saygı gibi kavramların neyi ifade ettiğini sormak lazım.

başka bir husus da; türkiye'de değişik konularda hassasiyetleri olan farklı gruplar olabilir. bu gruplar her ne kadar fikirsel bağlamda birbirlerinden ayrılsalar da bu gibi durumlarda birleşerek ortak bir tavır göstermek durumundadır. aksi takdirde bugün Atatürk'e yapılan bu saygısızlık yarın topluma mal olmuş başka birine yapılabilir.

bazı çevrelerin namusumuzu, onurumuzu ve geleceğimizi borçlu olduğumuz bir insanı her fırsatta düşmanmışcasına eleştirmeleri de sorgulanması gereken ayrı mesele.

Cumhuriyetle beraber "Saltanat"ın da kaldırıldığını okuduk ve hala da okutuyoruz. Maaalesef Sultanlık kaldırılmamış yeni "Sultanlar" eskilerinin yerini almışlar.

Millet fakr-u zaruret içinde "Kurtluş Mücadelesini" verip hain Sultanı da yurttan kovduktan sonra yıllarca açlık çekti.

Ama Savarona gibi hala kıymet biçilemeyen yatlar yeni Sultanların emrine verilmiş hatta saraylar da onların avanelerine tahsis edilmiş....
 
o savarona....Başbakanın oğlunun gemiciğinden pahalı değildir...Şu an değerli olmasının sebebi ise ATATÜRK'ün gemisi olduğu içindir, Alındığı yıllarda bu kadar yüksek değerlerde bir yatda değildir..
 
o savarona....Başbakanın oğlunun gemiciğinden pahalı değildir...Şu an değerli olmasının sebebi ise ATATÜRK'ün gemisi olduğu içindir, Alındığı yıllarda bu kadar yüksek değerlerde bir yatda değildir..

Haklısın.

Atatürk zaten sarayları da sevmezdi.

Dolmabahçe de bir saray değildi...
 
Igreniyorum Artik Tiksiniyorum Yazik Size...

Cok Yazik....
 
Igreniyorum Artik Tiksiniyorum Yazik Size...

Cok Yazik....

Ortama "avam"dan birileri takılınca rahatsız olmuş Efendiler.

Tiksinmeyiniz.. Hele iğrenmenizi hiç istemem...

Forumunuz da sizin olsun, ortamınız da... Kendi kendinize çalıp söyleyin...

Nedim ne demiş:

"Ar etmez efendim şehler gedadan."
 
verin cemaate kardeşlerine yardım götürsünler hem siz kurtulun hem onlar sevap işlesin en büyük sevap filistin yolunda şehit olmaktır diyor vatikan papazı :)
 
Doğrusu atanın yadigarı olan herşey ister küçük ister büyük hepsi kıymetli ve değerlidir.Burada mesele böylesine anlamı ve değeri olan birşeye olması gerektiği gibi sahip çıkamamızdır.Herşeyi özelleştirme ve satma meraklısı olanların bu işte payı büyük.Ben bu bağlamda belki konuyla alakası yok ama özelleştirmelerin karşısında olduğumuz noktada duruşumuzu tekrarlıyorum.
 
Haklısın.

Atatürk zaten sarayları da sevmezdi.

Dolmabahçe de bir saray değildi...

haklıyım tabi...o sarayda tüm cumhurbaşkanlarının buna Cumhurbaşkanı Gül de dahil kaldığını biliyorum vede Başbakanında Dolma bahçe sarayında çalışma ofisi var. çalışma ofisleride var....Artı parayı basan orada düğün bile yapabiliyor, ama sen yapamazsın Avam sın ya :)
 
Ortama "avam"dan birileri takılınca rahatsız olmuş Efendiler.

Tiksinmeyiniz.. Hele iğrenmenizi hiç istemem...

Forumunuz da sizin olsun, ortamınız da... Kendi kendinize çalıp söyleyin...

Nedim ne demiş:

"Ar etmez efendim şehler gedadan."

Cok Mu Canin Acidi Pek 1 Imali Konusuyorsun :)
 
Haber yayınlanır , fakat herşeyden evvel medya bu işin önce kaymağını yer daha sonra işine gelirse sahip çıkar gelmezse unutur gider. Böyle bir olay , kimin ekmeğine yağ sürdü ? Laik-Müslüman ayrımını hatırlarsınız , padişahımızın yaptığı bir ayrım. Bu olay Müslüman ya da müslüman geçinenlerin ekmeğine fena halde yağ sürdü. Eminim ki cemaat evlerinde de bu olay ibretlik olarak gösterildi. Laikliğin nelere yol açacağını bile söylemişlerdir. Haber bitti gitti. Bu ülkeye hizmetlerde bulunan(!) cemaat , peygamber sıfatına soktukları Made In USA olan bir Fethullah , ve milyonlarca müridi. İşlerine gelince cumhuriyetçi oluyor , Atatürk'ü destekliyorlar , böyle bir durumda neden kıllarını kıpırdatmıyorlar peki ? İşte biz buna DÖNEKLİK diyoruz...
 
Atatürk'üm sende kabahat! Ne diye bu vatanı kurtarıyorsun? İnim inim düşman çizmesi altında inlesinler. Namusları üç para olsun! Karıları, kızları düşmanın gecelik mezesi olsun! Ezan yerine çan sesi dinlesinler! Kendi evleri ve arabaları yerine düşmanın evini ve arabasını temizlesinler! Vatanı kurtarırsan, işte böyle arkandan söver kansızlar. Senin olan herşeye düşman bunlar Ata'm! Bütün kurduğun tesisleri ölmüş eşek fiyatına küffara ve yandaşlarına sattılar. Yediler, yediler bitiremediler. Senin yatını ne idüğü belirsiz kişilere kiraladı bunlardan önceki zihniyet. Senin yatının fuhuş yuvası olmasına o kadar sevindiler ki, kimisi bayram ilan etti. Çünkü seni simgeleyen bir yapıt daha kirlenmişti. Onlar için bundan büyük bayram olur mu?

Sevgili Ata'm! Kim mi bu bayram edenler? Annesini kesmiş, babasını zehirlemiş, kardeşlerinin kellesini vurduran Osmanlı denen saltanata özenen bir avuç güruh. Din-iman diye yırtınan ama euzü besmele ve fatiha'yı 7 yanlışla okuyanlar. Namaz "arapça dışında kılınmaz" diyip, arapça okuyamayan zavallılar. Hacca gidip, şeytan taşlamayı farz sanıp, birbirlerini taşlayanlar. Müslüman görünümlü hırsızlara: " benim hırsızım iyidir, ne yapsa yeridir" diyen şaşkınlar. Allah'a inanıyoruz söylemini sadece sloganlarda söylerler. "Tekbiiiiir" " Allahü Ekber" bu kadar. Allah'ı, peygamberi, Kur'an-ı Kerim'i, imam-ı Azam'ı bırakmışlar, herşey diye hoca görünümlü fetvaza sarılmışlar. Ha! Bunlara son zamanlarda avantacılar ,rantçılar, bölücülerde de eklendi. Kalabalık görünüyorlar. Sadece Vatan evlatlarının % 42'si herşeyin farkında. Vatan elden gitti, gidecek. Biz, ne mi yapıyoruz? Yorulduk, maddi olarak tükendik ve bu halk için birşey yapmanın gereksiz olduğunu anladık. Bizden bu kadar. Bu sefer ülkeyi kurtuluş savaşı haline kim getirdiyse, onlar savaşsın. Kusura bakma Ata'm!
 
Geri
Üst