SevencLoves
Altın Üye
Acılarımı yüreğimin bir kenarında bıraktım, unutmadım asla
Sarhoş gecelere yasladığım kopası başımı, yorgun sabahlarda zor ayılttım güne.
Kunduramın çivisi çıkmış, voltalarımın vuslatı yok. Sensiz sabahladığım gecelerin tırnakları yüzümde bir iz ve sensiz gelen günler ayrılığın katıksız şahitleridir
Şiirlerin, türkülerin ve bütün edebi sözlerin kifayeti, namlunun ucunda ki yaşamı söndüren mermiye kadar.
Dost nefesli kokan sözcükler şeytanın yancısı, kabristanlarda ayaklanan taşlar, vefasızlığın baş kaldırışı ve ruhun cesede büyük huzursuzluğudur.
Acı nedir?.. Bir kere tatsaydın, pamuk şeker helvalardan arındırılmış acı dediğin bütün şekerlerden sonra yaslasaydın kuduran gecelere başını, o zaman görürdüm yüreğinde ki asıl yaşı.
Acılarım her geçen gün yüreğimin bir kenarını daha doldurmakta, korkuyorum sevgili, umudumun gelmeyişine direnişinin tükeneceğinden. Umut nedir sevgili?.. Dayanmak nereye kadar?.. Ve ben taş mıyım sevgili?..
Sebebim sendin bu şehir kararmadan önce
Sevincim, gülen gözlerim ve mutlu yanlarım vardı sen yüreğimi vurup gitmeden önce
Çay ve kahve bir başka kokardı, sen başımdan aşağı kaynar suları dökmeden önce
Şer bir haber gibi düşmüştü yüreğime ayrılık, ayrılık ölüm gibi bir şeydi sen gitmeden önce
Gittin işte, elma kokulu sohbetlerimizi unutarak, çay ve kahvemizi içtiğimiz ince belli bardaklarımızı kırarak
Günle birlikte bende doğardım, kuşlarla arkadaş olur, sokak köpekleriyle konuşurdum sen sırtını dönmeden önce
Kuşlar suskun, buruk bir matemi yaşar gibiler, köpekler avucumdan ekmek yemez, sokaklarda görünmez oldular ve ben her doğan günle, sensiz bir günü öldürürken, bir gün daha nefes almak istiyorum, ölmeye böylesine razıyken
Umudumu hissedebilen yüreğine rehin bırakıyorum, bellimi olur belki yeni günle gittiğini hatırlar, burada kalbimizi kıran bardaklarımızın hüznünü hisseder, sevincimin ve gülen gözlerimin hicranına mutluluk sürmek, dönüp boynuma sarılmak istersin diye
Satır başından mutluluğumun kaynağı hep gözlerindi, gülen yüzünle hayata bağlayan, bu şehri sevdiren sebebimdin ve en demli muhabbetimdi elma kokulu sözlerin sen sırtını dönüp gitmeden önce
Sarhoş gecelere yasladığım kopası başımı, yorgun sabahlarda zor ayılttım güne.
Kunduramın çivisi çıkmış, voltalarımın vuslatı yok. Sensiz sabahladığım gecelerin tırnakları yüzümde bir iz ve sensiz gelen günler ayrılığın katıksız şahitleridir
Şiirlerin, türkülerin ve bütün edebi sözlerin kifayeti, namlunun ucunda ki yaşamı söndüren mermiye kadar.
Dost nefesli kokan sözcükler şeytanın yancısı, kabristanlarda ayaklanan taşlar, vefasızlığın baş kaldırışı ve ruhun cesede büyük huzursuzluğudur.
Acı nedir?.. Bir kere tatsaydın, pamuk şeker helvalardan arındırılmış acı dediğin bütün şekerlerden sonra yaslasaydın kuduran gecelere başını, o zaman görürdüm yüreğinde ki asıl yaşı.
Acılarım her geçen gün yüreğimin bir kenarını daha doldurmakta, korkuyorum sevgili, umudumun gelmeyişine direnişinin tükeneceğinden. Umut nedir sevgili?.. Dayanmak nereye kadar?.. Ve ben taş mıyım sevgili?..
Sebebim sendin bu şehir kararmadan önce
Sevincim, gülen gözlerim ve mutlu yanlarım vardı sen yüreğimi vurup gitmeden önce
Çay ve kahve bir başka kokardı, sen başımdan aşağı kaynar suları dökmeden önce
Şer bir haber gibi düşmüştü yüreğime ayrılık, ayrılık ölüm gibi bir şeydi sen gitmeden önce
Gittin işte, elma kokulu sohbetlerimizi unutarak, çay ve kahvemizi içtiğimiz ince belli bardaklarımızı kırarak
Günle birlikte bende doğardım, kuşlarla arkadaş olur, sokak köpekleriyle konuşurdum sen sırtını dönmeden önce
Kuşlar suskun, buruk bir matemi yaşar gibiler, köpekler avucumdan ekmek yemez, sokaklarda görünmez oldular ve ben her doğan günle, sensiz bir günü öldürürken, bir gün daha nefes almak istiyorum, ölmeye böylesine razıyken
Umudumu hissedebilen yüreğine rehin bırakıyorum, bellimi olur belki yeni günle gittiğini hatırlar, burada kalbimizi kıran bardaklarımızın hüznünü hisseder, sevincimin ve gülen gözlerimin hicranına mutluluk sürmek, dönüp boynuma sarılmak istersin diye
Satır başından mutluluğumun kaynağı hep gözlerindi, gülen yüzünle hayata bağlayan, bu şehri sevdiren sebebimdin ve en demli muhabbetimdi elma kokulu sözlerin sen sırtını dönüp gitmeden önce