alperenccc
Banned
- Katılım
- 23 Ara 2006
- Mesajlar
- 182
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Uzatmalı cumhurbaşkanı, şimdi de referanduma gidiş sürecini 120 günden 40 güne indiren kanunu veto etmiş Bunun neyini veto etti ki acaba?
Kanunda “120 gün” olarak düzenlenen süre, kilitlenen cumhurbaşkanlığı seçiminde, dünyaya rezil olduğumuz şu günleri birazcık olsun kısaltmak için, bir seferliğine “40 gün” olarak belirlenmiş..
Ne var ki bunda?
Hani hop oturup hop kalkıyorlar, “Laiklik elden gitti, ah vah” diyorlar ya.. Acaba; “120 gün 40 güne indirilince de mi, laiklik elden gitmiş oluyor” diye aklımıza bazı parlak fikirler gelmiyor değil.
Ama 120 günü, 40 gün olarak belirlemek niye laikliğe aykırı olsun ki?
Hem de; Atatürk gibi devrimci bir lideri kendisine rehber edinen insanlar, bu hızlanmayı niçin laikliğe aykırı görsünler ki?!
Bir günde saltanatı kaldıran, bir günde cumhuriyeti ilan eden bir liderin takipçileri, “40 gün az, illa 120 gün olsun” nasıl diyebilirler?
Ama diyorlar işte!
Maksatları ne 40 gün, ne de 120 gün.. Maksat; bu ülkenin yönetimi, alnı secde gören insanlarda olmasın.. Bu ülkeyi, kandil günü içkili düğün yapanlar yönetsin... Bu ülkeyi, eli silahlı teröristleri affedenler yönetsin.. Bu ülkeyi, Kur’an Kursu’nu illegal bir yuva gibi görenler yönetsin.. Başörtülüleri devlet düşmanı görüp, temel haklarından yararlandırmamak isteyenler yönetsin..
Dertleri bu!
Fakat bu yolda, artık azınlıkta kaldıklarının da bilincindeler.
Şimdi tek tutunacakları dal, MHP...
Evet; 1999’da, biraz şantaj ile, biraz tehdit, biraz Meclis dışında uzun yıllar kalmanın acemiliği ile, MHP’yi oyuna getirip, kendisine yakın siyasi partiler yerine, götürüp DSP’lilerle iktidar ortağı yaptırmışlardı.
Şimdi, Sezer’in uzatma günlerinde çıkardığı zorlukların arkasında, son umut olarak MHP yatıyor.
Hesap şu: MHPbarajı aşsın.. Cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP ile ortak haraket etsin.
Böylece alnı secdeli birisi o makama oturtulmasın.. Tüm planları bu!
MHP’nin barajı aşması ile ilgili kişisel bir sorunum yok.
Hatta, cumhurbaşkanı adaylarını seçimden önce açıklasınlar, değişik seçim sonuçlarına göre kimi destekleyeceklerinin taahhütünü yapsınlar, kendilerine oy verilmesini bile isterim.
Ama “Alıp da kaçmak” yok..
Kendi üzerindeki sinsi hedefleri görmezden gelip, seçmeni enayi yerine koymak yok..
Buyursunlar, açıklasınlar.. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı mı cumhurbaşkanlığı makamına getirecekler, yoksa Türkan Saylan’ı mı?
Yoksa yoksa, Doğu Perinçek’i mi? Evet; AKParti karşıtlığı uğruna, kolkola girdikleri Doğu Perinçek’i mi cumhurbaşkanı yapacaklar?
Kimse unutmadı; MHP yöneticilerinin, Doğu Perinçek ile kolkola ulusalcı mitinglerde boy gösterdiklerini..
MHP yönetimi, bu tezleri uçuk yaklaşım olarak görebilirler..
Ama uçuk gibi görünen bu tahminlere kendileri sebebiyet veriyorlar.
Nesrin Ünal, seçimden önce sorulduğunda, başını açacağını söylememişti.. Seçim tamamlandıktan sonra, yavaş yavaş halkı alıştırdılar.. Ve Merve Kavakçı’nın “Dışarı dışarı” diye yargısız infaza tabi tutulduğu gün, Nesrin hanım başını açarak girdi TBMM’ye..
Şu anki tahminim; Perinçek’in MHP’lilerce cumhurbaşkanlığına getirilmesi, NesrinÜnal’ın başını açmasından daha düşük oranlı bir tahmin değil.
Dünkü sınavı başaramayanların, yarın ne yapacaklarını sorgulamak vazifemiz.
Bugün kilitlenen konu ne? Cumhurbaşkanlığı seçimi!
Kasım ayında yapılacak genel seçimlerin 22 Temmuz’a alınmasının sebebi ne? Cumhurbaşkanlığı seçimleri..
O halde, şu an önümüzdeki en önemli sorun, cumhurbaşkanlığı seçimleri değil mi?.
Bu en önemli sorun hakkında, MHP yönetimi net bir açıklama yapmadan, halktan nasıl oy isteyebilirler ki?
Halk, MHP’nin cumhurbaşkanı adayını bilmeden, bu partiye nasıl oy verebilir ki?
MHP’ye oy verecekler, verilen oyların sol kafadan birisinin cumhurbaşkanı olmasını sağlama ihtimalini nasıl görmezden gelebilir ki?
Bu seçimin sonucu, “Cumhurbaşkanı adayınız kim?” sorusuna endeksli.. Buyursun MHP’liler, açıklasınlar adaylarını.. Halkın saflığından yararlanmaya kalkmasınlar!
A. İhsan Karahasanoğlu
Vakit
Kanunda “120 gün” olarak düzenlenen süre, kilitlenen cumhurbaşkanlığı seçiminde, dünyaya rezil olduğumuz şu günleri birazcık olsun kısaltmak için, bir seferliğine “40 gün” olarak belirlenmiş..
Ne var ki bunda?
Hani hop oturup hop kalkıyorlar, “Laiklik elden gitti, ah vah” diyorlar ya.. Acaba; “120 gün 40 güne indirilince de mi, laiklik elden gitmiş oluyor” diye aklımıza bazı parlak fikirler gelmiyor değil.
Ama 120 günü, 40 gün olarak belirlemek niye laikliğe aykırı olsun ki?
Hem de; Atatürk gibi devrimci bir lideri kendisine rehber edinen insanlar, bu hızlanmayı niçin laikliğe aykırı görsünler ki?!
Bir günde saltanatı kaldıran, bir günde cumhuriyeti ilan eden bir liderin takipçileri, “40 gün az, illa 120 gün olsun” nasıl diyebilirler?
Ama diyorlar işte!
Maksatları ne 40 gün, ne de 120 gün.. Maksat; bu ülkenin yönetimi, alnı secde gören insanlarda olmasın.. Bu ülkeyi, kandil günü içkili düğün yapanlar yönetsin... Bu ülkeyi, eli silahlı teröristleri affedenler yönetsin.. Bu ülkeyi, Kur’an Kursu’nu illegal bir yuva gibi görenler yönetsin.. Başörtülüleri devlet düşmanı görüp, temel haklarından yararlandırmamak isteyenler yönetsin..
Dertleri bu!
Fakat bu yolda, artık azınlıkta kaldıklarının da bilincindeler.
Şimdi tek tutunacakları dal, MHP...
Evet; 1999’da, biraz şantaj ile, biraz tehdit, biraz Meclis dışında uzun yıllar kalmanın acemiliği ile, MHP’yi oyuna getirip, kendisine yakın siyasi partiler yerine, götürüp DSP’lilerle iktidar ortağı yaptırmışlardı.
Şimdi, Sezer’in uzatma günlerinde çıkardığı zorlukların arkasında, son umut olarak MHP yatıyor.
Hesap şu: MHPbarajı aşsın.. Cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP ile ortak haraket etsin.
Böylece alnı secdeli birisi o makama oturtulmasın.. Tüm planları bu!
MHP’nin barajı aşması ile ilgili kişisel bir sorunum yok.
Hatta, cumhurbaşkanı adaylarını seçimden önce açıklasınlar, değişik seçim sonuçlarına göre kimi destekleyeceklerinin taahhütünü yapsınlar, kendilerine oy verilmesini bile isterim.
Ama “Alıp da kaçmak” yok..
Kendi üzerindeki sinsi hedefleri görmezden gelip, seçmeni enayi yerine koymak yok..
Buyursunlar, açıklasınlar.. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı mı cumhurbaşkanlığı makamına getirecekler, yoksa Türkan Saylan’ı mı?
Yoksa yoksa, Doğu Perinçek’i mi? Evet; AKParti karşıtlığı uğruna, kolkola girdikleri Doğu Perinçek’i mi cumhurbaşkanı yapacaklar?
Kimse unutmadı; MHP yöneticilerinin, Doğu Perinçek ile kolkola ulusalcı mitinglerde boy gösterdiklerini..
MHP yönetimi, bu tezleri uçuk yaklaşım olarak görebilirler..
Ama uçuk gibi görünen bu tahminlere kendileri sebebiyet veriyorlar.
Nesrin Ünal, seçimden önce sorulduğunda, başını açacağını söylememişti.. Seçim tamamlandıktan sonra, yavaş yavaş halkı alıştırdılar.. Ve Merve Kavakçı’nın “Dışarı dışarı” diye yargısız infaza tabi tutulduğu gün, Nesrin hanım başını açarak girdi TBMM’ye..
Şu anki tahminim; Perinçek’in MHP’lilerce cumhurbaşkanlığına getirilmesi, NesrinÜnal’ın başını açmasından daha düşük oranlı bir tahmin değil.
Dünkü sınavı başaramayanların, yarın ne yapacaklarını sorgulamak vazifemiz.
Bugün kilitlenen konu ne? Cumhurbaşkanlığı seçimi!
Kasım ayında yapılacak genel seçimlerin 22 Temmuz’a alınmasının sebebi ne? Cumhurbaşkanlığı seçimleri..
O halde, şu an önümüzdeki en önemli sorun, cumhurbaşkanlığı seçimleri değil mi?.
Bu en önemli sorun hakkında, MHP yönetimi net bir açıklama yapmadan, halktan nasıl oy isteyebilirler ki?
Halk, MHP’nin cumhurbaşkanı adayını bilmeden, bu partiye nasıl oy verebilir ki?
MHP’ye oy verecekler, verilen oyların sol kafadan birisinin cumhurbaşkanı olmasını sağlama ihtimalini nasıl görmezden gelebilir ki?
Bu seçimin sonucu, “Cumhurbaşkanı adayınız kim?” sorusuna endeksli.. Buyursun MHP’liler, açıklasınlar adaylarını.. Halkın saflığından yararlanmaya kalkmasınlar!
A. İhsan Karahasanoğlu
Vakit