son bir mektup

ferdag

New member
Katılım
20 Mar 2008
Mesajlar
1
Reaction score
0
Puanları
0
hayat dediğin nedir...

gelip geçici fani bir şey... (bi yorum!)

hayat sevdiğinle mutlu olmaktır...

bir yaz günü köhne düğün salonunda 3. sınıf bir düğünde dans etmiştim biriyle; güzel bir kızla...
bir gün evime geldi bir gece boyunca o konuştu ben seyrettim; çok güzel bir gülümsemesi vardı..
ne dediğini hatırlamıyorum bile ben sadece onu seyrediyordum...
o zaman dedim ben onu bir ömür seyredebilirim... evet bir ömürü onunla geçirebilirdim...
ertesi gün bir öpücük yumuşak, çok sıcak, içten 'seni seviyorum' der gibi bir öpücük.
sonra sevdiğim oldu, aşkım oldu, eşim oldu, karım oldu...

sonra ne oldu tam bilmiyorum, belki hayat şartları -ucuz bir bahane olur-, ama bilmiyorum...
fakat bir şeyler oldu daima kötüye giden bir 'ben' çıktım ortaya hor gördüm onu, kötü davrandım.
kırdım onu, hayatta yapmamam gereken bir şey yaptıp üzdüm onu....
sevdiğimi üzdüm, aşkımı üzdüm, eşimi üzdüm, karımı üzdüm...

belki gerçeklerden korktum, belki bağlanmaktan korktum, belki de sadece kendimden korktum...
tek bir gerçek varsa onu çok yordum; dayandı bu yaptıklarıma. sineye çekti; dedi 'ben fazlasını
istemiyorum ve biliyordum buna bilerek başladım.'

bana bir gün dedi 'beni kaybetmekten korkmuyor musun? ' 'korkmuyorum' dedim 'yanımdasın'...
dedi bana 'insan sevdiğini kaybetmekten korkar' haklıydı, evet çok haklıydı; ama ben onu seviyordum
ama yanımdaydı, kollarımın arasındaydı onu nasıl kaybedebilirdim ki, nasıl benden kopabilirdi ki,
kim onu benden alabilirdi ki... sadece bir kişi 'O'... ama ben bunu düşünemedim hiç bir zaman...

gün geçtikçe, gidgide yoruldu, omuzları çöktü, bitkin düştü, yanlız kaldı, üzüldü, ağladı...
gözünden akan her damlayla yavaş yavaş yok oldu... bitti............................

ve sonunda fark ettim bunu ne yapıyordum ben sevdiğimi, aşkımı, eşimi, karımı üzüyordum...
dedim 'toparlan artık, al gönlünü, bu güne kadar yaşamadığı kadar mutlu et onu...'
evet artık üzmemeliydim onu sevmeliydim onu, mutlu etmeliydim onu...
ve bir yüzük aldım ona -hala bende olan, veremediğim- aşkımın ilanı, sevgimin göstergesi, benim
korkumun kanıtı; benden kopmaması için bir halka... çünkü anlamıştım artık, onu benden koparabilecek kişiyi bulmuştum 'O' ydu....

ve bana bir gün dedi bitti... göz yaşlarımla birlikte ben de bittim...
ne olduğunu anlamadım, ne diyordu nasıl biterdi... ben onu mutlu etmek için her şeyi yapmaya hazırlanırken neden, nasıl...
kızdım, sinirlendim, 'ben kaldırırım, sen kendine bak' bile dedim...
kocaman bir salaklık ettim...

koptu, benden gitti, çıktı haytımdan ve o gün ilk kez bir kız için göz yaşı döktüm...
hayır olamazdı onu bu kadar severken ve -eminim ki- o da beni bu kadar severken...
mücadele etmeliydim benden kopmasına izin vermemeliydim...
onu sevdiğimi söyledim defalarca, yalvardım...

ama olmadı; anladığımda tükendiğini, çok geç kaldığımı; ağladım sadece....

artık bitmişti...

son sarıldığında dediği gibi bitmişti...
son kez öptüğünde beni dediği gibi bitmişti...
son konuşmamızda dediği gibi bitmişti...
son mesajında dediği gibi bitmişti...

dudağıma konan bir öpücükle başlayıp; yanağıma konan bir öpücükle bitmişti....


onu hala çok seviyorum. veremedim yüzüğünü saklayacağım....
bir gün... belki bir gün bir gelipte 'yüzüğüm nerde' demesini bekleyeceğim...
belki hiç olmayacak o gün...
Ta ki evlenip başkasının yari olana dek;
işte o zaman...
o zaman yüzüğünü ona vereceğim...
çünkü o zaman anlayacağım, son halkada koptu, sevgiside bitti....
yüzüğün sahibine gitmesi gerkliydi....................
 
Geri
Üst