combanant
New member
- Katılım
- 7 Mar 2006
- Mesajlar
- 1,953
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 35
İnkarcıları tevbe etmeye çağırmıştır
Allah, sonsuz merhametli, şefkatli ve bağışlayıcı olandır. Allah, Kuran'da her kulunun tevbesini kabul edeceğini, bir insan vazgeçtiği takdirde günahlarını bağışlayacağını müjdelemektedir. Peygamberimiz (sav) de, inkar edenlere Allah'ın bu müjdesini iletmiştir:
O inkar edenlere de ki: "Eğer vazgeçerlerse geçmişte (yaptıkları) şeyler bağışlanacaktır. Ama yine dönecek olurlarsa, önceki (toplumlara uygulanan) sünnet, muhakkak (onların başından da) geçmiş olacaktır. (Enfal Suresi, 38)
Peygamber Efendimiz hadis-i şeriflerinde de, insanlara her zaman tevbe edebileceklerini şöyle hatırlatmıştır:
"Tevbe kapısı açıktır, Güneş garpten doğuncaya kadar kapanmaz."59
İnkar edenlere mutlaka yenilgiye uğrayacaklarını
bildirmiştir
Peygamberimiz (sav)'in her sözünde ve her tavrında Allah'a olan güvenini, teslimiyet ve bağlılığını görmek mümkündür. Peygamber Efendimiz en zorlu zamanlarda dahi Allah'ın mutlaka yardım edeceğinden, müminlerin galip geleceğinden ve inkar edenlerin hüsrana uğrayacaklarından emin olmuştur. Ona, Kuran'da söylemesi emredilen şu ayetler de bunun bir örneğidir:
İnkar edenlere de ki: "Yakında yenilgiye uğratılacaksınız ve toplanıp cehenneme sürüleceksiniz." Ne kötü yataktır o. (Al-i İmran Suresi, 12)
Peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde ise şöyle buyurmuşlardır:
"Size vadedilen mutlaka yerine gelecektir. Siz Allah'ı aciz bırakamazsınız."60
İnkar edenlere ahiretin varlığını hatırlatarak
onları uyarmıştır
İnkar edenlerin en belirgin özelliklerinden biri ahiretin varlığına inanmamalarıdır. Peygamberimiz (sav)'in döneminde de inkar eden kişiler, ahirette insanların tekrar diriltileceklerine inanmamışlardır. Peygamberimiz (sav) ise onların iddialarına en hikmetli ve özlü şekilde cevap vermiştir. Kuran'da Peygamber Efendimize şu hikmetli ayetleri söylemesi emredilmiştir:
Dediler ki: "Biz kemikler haline geldikten, toprak olup ufalandıktan sonra mı, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?" De ki: "İster taş olun, ister demir." "Ya da göğüslerinizde büyümekte olan (veya büyüttüğünüz) bir yaratık (olun)." Bizi kim (hayata) geri çevirebilir" diyecekler. De ki: "Sizi ilk defa yaratan." Bu durumda sana başlarını alaylıca sallayacaklar ve diyecekler ki: "Ne zamanmış o?" De ki: "Umulur ki pek yakında." (İsra Suresi, 49-51)
"Biz öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuzda mı, gerçekten biz mi diriltilecekmişiz?" "Veya önceki atalarımız da mı?" De ki: "Evet, üstelik boyun bükmüş kimseler olarak (diriltileceksiniz)." (Saffat Suresi, 16-18)
Peygamber Efendimiz, belki bu insanlar inkarlarından döner ve iman ederler diye, onlara ahiretin dünya hayatından daha hayırlı ve üstün olduğunu hatırlatmıştır. Onun bu sözlerinden bazıları şöyledir:
"Ey insanlar! Dünya peşin verilen bir metaıdır. İyi de kötü de ondan nasibini alır. Ahiret ise sadık bir vaaddir. Orada Kadir olan Melik hükmeder. Hak yerini bulur. Batıl ise zail olur. Ey insanlar, ahiret evladı olun, dünya uşağı olmayın. Zira evlat anaya tabidir. (Yani dünya çocuğu olursanız, dünya gibi mahvolmaya layık olursunuz.) Allah'dan korku üzerine amel ediniz. Biliniz ki amelleriniz sizinle yüzleşecektir. Ve yine sizler mutlaka Allah'a mülaki olacaksınız (kavuşacaksınız). Kim zerre miktarı hayır yaparsa onu görecek ve kim de zerre miktarı şer yaparsa onu görecek."61
İnkar edenleri cehennemle uyarmıştır
Allah'ın elçilerinin en önemli görevlerinden biri, insanları uyarmak ve onları Allah'ın azabı ve cehennem ile korkutmaktır. Resuller, böylece insanların korkup sakınmalarına, güzel ahlak göstermelerine ve bazılarının ahirette cennette yaşamalarına vesile olurlar. Peygamber Efendimiz de, insanları cehennem azabı ile uyarmış ve onları kötülüklerden, inkardan ve dinsizlikten korumaya çalışmıştır. Peygamberimiz (sav)'in cehennem ile uyarıp korkutması bazı ayetlerde şöyle bildirilir:
Onlara karşı apaçık olan ayetlerimiz okunduğu zaman, sen o inkar edenlerin yüzlerindeki 'red ve inkarı' tanıyabilirsin. Neredeyse, kendilerine karşı ayetlerimizi okuyanın üzerine çullanıverecekler. De ki: "Size, bundan daha kötü olanını haber vereyim mi? Ateş... Allah, onu inkar edenlere va'detmiş bulunmaktadır; ne kötü bir duraktır." (Hac Suresi, 72)
(Benim görevim,) Yalnızca Allah'tan olanı ve O'nun gönderdiklerini tebliğ etmektir. Kim Allah'a ve O'nun elçisine isyan ederse, içinde ebedi kalıcılar olmak üzere onun için cehennem ateşi vardır. (Cin Suresi, 23)
Peygamber Efendimiz, cehennemi uzak görenlere, cehennemdeki azabı detayları ile tarif etmiş, Kuran'da bildirildiği üzere, inkar edenlerin cehennemdeki durumlarını, azaptan kurtulmak için nasıl yalvaracaklarını anlatmış ve insanların cehennemden korkup sakınmalarına vesile olmak için çaba göstermiştir.
İnkar edenlere karşı kesin ve emin bir üslup
kullanmış ve onlara uymayacağını bildirmiştir
Peygamberimiz (sav), o dönemdeki inkarcılar, sayı ve güç olarak daha üstün gibi görünmelerine rağmen, onların tavırlarına ve tehditlerine aldırış etmemiş, Kuran'ı büyük bir kararlılıkla insanlara anlatmış ve doğru yoldan asla dönmeyeceğini açıkça ve kesin olarak belirtmiştir. Kararlılık ve sabır, müminlere ait önemli bir özelliktir ve her Müslüman, Peygamber Efendimizin kararlılığını ve azmini örnek almalıdır. Bu konuyla ilgili bazı ayetler şöyledir:
De ki: "Ben, sizin Allah'tan başka tapmakta olduklarınıza tapmaktan nehyedildim." De ki: "Ben sizin heva (istek ve tutku)larınıza uymam; yoksa bu durumda ben şaşırıp sapmış ve doğru yolu bulmamışlardan olurum." De ki: "Ben, gerçekten Rabbimden kesin bir belge üzerindeyim, siz ise onu yalanladınız. Sizin kendisine acele ettiğiniz (azab) yanımda değildir. Hüküm yalnızca Allah'ındır. O, doğru haberi verir ve O, ayırt edenlerin en hayırlısıdır." (Enam Suresi, 56-57)
De ki: "Ey kafirler. Ben sizin taptıklarınıza tapmam. Benim taptığıma siz tapacak değilsiniz. Ben de sizin taptıklarınıza tapacak değilim. Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz. Sizin dininiz size, benim dinim bana." (Kafirun Suresi, 1-6)
Allah, sonsuz merhametli, şefkatli ve bağışlayıcı olandır. Allah, Kuran'da her kulunun tevbesini kabul edeceğini, bir insan vazgeçtiği takdirde günahlarını bağışlayacağını müjdelemektedir. Peygamberimiz (sav) de, inkar edenlere Allah'ın bu müjdesini iletmiştir:
O inkar edenlere de ki: "Eğer vazgeçerlerse geçmişte (yaptıkları) şeyler bağışlanacaktır. Ama yine dönecek olurlarsa, önceki (toplumlara uygulanan) sünnet, muhakkak (onların başından da) geçmiş olacaktır. (Enfal Suresi, 38)
Peygamber Efendimiz hadis-i şeriflerinde de, insanlara her zaman tevbe edebileceklerini şöyle hatırlatmıştır:
"Tevbe kapısı açıktır, Güneş garpten doğuncaya kadar kapanmaz."59
İnkar edenlere mutlaka yenilgiye uğrayacaklarını
bildirmiştir
Peygamberimiz (sav)'in her sözünde ve her tavrında Allah'a olan güvenini, teslimiyet ve bağlılığını görmek mümkündür. Peygamber Efendimiz en zorlu zamanlarda dahi Allah'ın mutlaka yardım edeceğinden, müminlerin galip geleceğinden ve inkar edenlerin hüsrana uğrayacaklarından emin olmuştur. Ona, Kuran'da söylemesi emredilen şu ayetler de bunun bir örneğidir:
İnkar edenlere de ki: "Yakında yenilgiye uğratılacaksınız ve toplanıp cehenneme sürüleceksiniz." Ne kötü yataktır o. (Al-i İmran Suresi, 12)
Peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde ise şöyle buyurmuşlardır:
"Size vadedilen mutlaka yerine gelecektir. Siz Allah'ı aciz bırakamazsınız."60
İnkar edenlere ahiretin varlığını hatırlatarak
onları uyarmıştır
İnkar edenlerin en belirgin özelliklerinden biri ahiretin varlığına inanmamalarıdır. Peygamberimiz (sav)'in döneminde de inkar eden kişiler, ahirette insanların tekrar diriltileceklerine inanmamışlardır. Peygamberimiz (sav) ise onların iddialarına en hikmetli ve özlü şekilde cevap vermiştir. Kuran'da Peygamber Efendimize şu hikmetli ayetleri söylemesi emredilmiştir:
Dediler ki: "Biz kemikler haline geldikten, toprak olup ufalandıktan sonra mı, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?" De ki: "İster taş olun, ister demir." "Ya da göğüslerinizde büyümekte olan (veya büyüttüğünüz) bir yaratık (olun)." Bizi kim (hayata) geri çevirebilir" diyecekler. De ki: "Sizi ilk defa yaratan." Bu durumda sana başlarını alaylıca sallayacaklar ve diyecekler ki: "Ne zamanmış o?" De ki: "Umulur ki pek yakında." (İsra Suresi, 49-51)
"Biz öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuzda mı, gerçekten biz mi diriltilecekmişiz?" "Veya önceki atalarımız da mı?" De ki: "Evet, üstelik boyun bükmüş kimseler olarak (diriltileceksiniz)." (Saffat Suresi, 16-18)
Peygamber Efendimiz, belki bu insanlar inkarlarından döner ve iman ederler diye, onlara ahiretin dünya hayatından daha hayırlı ve üstün olduğunu hatırlatmıştır. Onun bu sözlerinden bazıları şöyledir:
"Ey insanlar! Dünya peşin verilen bir metaıdır. İyi de kötü de ondan nasibini alır. Ahiret ise sadık bir vaaddir. Orada Kadir olan Melik hükmeder. Hak yerini bulur. Batıl ise zail olur. Ey insanlar, ahiret evladı olun, dünya uşağı olmayın. Zira evlat anaya tabidir. (Yani dünya çocuğu olursanız, dünya gibi mahvolmaya layık olursunuz.) Allah'dan korku üzerine amel ediniz. Biliniz ki amelleriniz sizinle yüzleşecektir. Ve yine sizler mutlaka Allah'a mülaki olacaksınız (kavuşacaksınız). Kim zerre miktarı hayır yaparsa onu görecek ve kim de zerre miktarı şer yaparsa onu görecek."61
İnkar edenleri cehennemle uyarmıştır
Allah'ın elçilerinin en önemli görevlerinden biri, insanları uyarmak ve onları Allah'ın azabı ve cehennem ile korkutmaktır. Resuller, böylece insanların korkup sakınmalarına, güzel ahlak göstermelerine ve bazılarının ahirette cennette yaşamalarına vesile olurlar. Peygamber Efendimiz de, insanları cehennem azabı ile uyarmış ve onları kötülüklerden, inkardan ve dinsizlikten korumaya çalışmıştır. Peygamberimiz (sav)'in cehennem ile uyarıp korkutması bazı ayetlerde şöyle bildirilir:
Onlara karşı apaçık olan ayetlerimiz okunduğu zaman, sen o inkar edenlerin yüzlerindeki 'red ve inkarı' tanıyabilirsin. Neredeyse, kendilerine karşı ayetlerimizi okuyanın üzerine çullanıverecekler. De ki: "Size, bundan daha kötü olanını haber vereyim mi? Ateş... Allah, onu inkar edenlere va'detmiş bulunmaktadır; ne kötü bir duraktır." (Hac Suresi, 72)
(Benim görevim,) Yalnızca Allah'tan olanı ve O'nun gönderdiklerini tebliğ etmektir. Kim Allah'a ve O'nun elçisine isyan ederse, içinde ebedi kalıcılar olmak üzere onun için cehennem ateşi vardır. (Cin Suresi, 23)
Peygamber Efendimiz, cehennemi uzak görenlere, cehennemdeki azabı detayları ile tarif etmiş, Kuran'da bildirildiği üzere, inkar edenlerin cehennemdeki durumlarını, azaptan kurtulmak için nasıl yalvaracaklarını anlatmış ve insanların cehennemden korkup sakınmalarına vesile olmak için çaba göstermiştir.
İnkar edenlere karşı kesin ve emin bir üslup
kullanmış ve onlara uymayacağını bildirmiştir
Peygamberimiz (sav), o dönemdeki inkarcılar, sayı ve güç olarak daha üstün gibi görünmelerine rağmen, onların tavırlarına ve tehditlerine aldırış etmemiş, Kuran'ı büyük bir kararlılıkla insanlara anlatmış ve doğru yoldan asla dönmeyeceğini açıkça ve kesin olarak belirtmiştir. Kararlılık ve sabır, müminlere ait önemli bir özelliktir ve her Müslüman, Peygamber Efendimizin kararlılığını ve azmini örnek almalıdır. Bu konuyla ilgili bazı ayetler şöyledir:
De ki: "Ben, sizin Allah'tan başka tapmakta olduklarınıza tapmaktan nehyedildim." De ki: "Ben sizin heva (istek ve tutku)larınıza uymam; yoksa bu durumda ben şaşırıp sapmış ve doğru yolu bulmamışlardan olurum." De ki: "Ben, gerçekten Rabbimden kesin bir belge üzerindeyim, siz ise onu yalanladınız. Sizin kendisine acele ettiğiniz (azab) yanımda değildir. Hüküm yalnızca Allah'ındır. O, doğru haberi verir ve O, ayırt edenlerin en hayırlısıdır." (Enam Suresi, 56-57)
De ki: "Ey kafirler. Ben sizin taptıklarınıza tapmam. Benim taptığıma siz tapacak değilsiniz. Ben de sizin taptıklarınıza tapacak değilim. Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz. Sizin dininiz size, benim dinim bana." (Kafirun Suresi, 1-6)