Sorun neredeymiş, bir bakalım!

eiffel

Forumun Kulesi
Katılım
10 Mar 2006
Mesajlar
5,705
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Her insan büyük bir alemdir.İnsan düşünceden ibare
Sorun neredeymiş, bir bakalım!

Epeyce bir süre Gül karşıtlığı yaptıktan sonra arzu ettikleri sonucu elde edemeyenler ağızlarındaki baklayı çıkarıverdiler:

"-Sorun Gül'de değil, eşinin türbanındadır..."

Türkiye'yi hiç bilmeyenler "Hayrünisa Gül Cumhurbaşkanı oluyor" sanabilirler!

En az Türkiye kadar laik Hindistan'ın Başbakanı Manmohan Singh inancı gereği başına türban bağlayan bir Sih: Hindistan'da hiç kimse ona "Başındaki türbanla rejimi tehdit ediyorsun" diye efelenmiyor...

Çünkü, orada Ce-Ha-Pes yok...

Varsayalım, Bay Singh Türkiye'de yaşasaydı; üstüne bir de başı açık bir kadın vekilin eşi olsaydı: Ahmet Necdet Sezer onu da resepsiyona almayacaktı!

***

Abdullah Gül'ü eşinin türbanı üzerinden yıpratmaya çabalıyorlar. Türbanlı kadına utanmaksızın "ikinci sınıf insan" muamelesi yapıyorlar. Bu çirkinlik, ayrımcılığın zirvesidir...

Türban, asla ve kata "Siyasal İslam'ın simgesi" değildir. "Simge" söylemi yıllardır Statüko tarafından yönetilen zincirleme psikolojik harekatlar sayesinde "öğretilmiş" bir hurafedir!

Hadisenin temeli şudur: Türbanı "gericiliğin simgesi" olarak gören "Gizli İktidar" yerli ve milli değildi. Türban karşıtlığını "rejim tehlikesi" ekseninde kurgulamış/ imal etmiş olmalarının altında "Devleti milletten koruma" ilkesi yatıyordu...

Şu günlerde "Türbanlı demokrasiye karşıyım /Türbansız askeri vesayet rejimine de" diye yazanlar var: Böyle bir cümle aslında Müslüm Baba'nın bir filminde sarf ettiği "Asla adam öldüremem ama pekala cinayet işleyebilirim" repliği ile tek yumurta ikizi olabilecek bir abukluktur!

"Türbanlı demokrasi olmaz"sa elimizde kalan şeyin demokrasi olması mümkün mü? Sadece bu cümle bile "demokrasi"den anladıklarının gerçekte "askeri vesayet rejimi"nin dışına çıkabilen bir pratik olmadığının kanıtıdır.

Özgürlükçü temelde yükselmeyen/din ve vicdan hürriyetini esas almayan bir demokrasi/laiklik düşünülemez...

YÖK Komutanı Teziç birkaç yıl önce arzu ettiği laik Türkiye'yi anlatırken "Bir polis memuru sokakta bir türbanlıya kimlik sorduğunda orası o anda kamusal alan sayılabilmelidir" demişti. Böyle bir yaklaşımın laiklikle uzaktan yakından bir ilgisi yoktur: Gecenin bu vaktinde gelen en iyi ihtimalle faşizm olabilir!

Sezer'in Çankaya'daki ilk iki yılı boyunca vekillerin türbanlı eşlerini Köşk'teki resepsiyonlara kabul edip de AKP iktidara gelir gelmez "kamusal alan dogmatizmi"ne geçiş yapmasını bugüne kadar izah edebilen tek bir laikçi çıkmadı.

Bu yaman çelişki "laiklik adına sergilenen oyunu" fevkalade iyi anlatıyor!

***

İngiliz basınının "Abdullah Gül, laik kurumlara meydan okumaya hazırlanıyor" şeklindeki art niyetli ve de tümüyle gerçek dışı yorumunun üzerine içeride balıklama atlayanlar "iliştirilmiş" eşik bekçileridir. "Tüm dünya ile Türkiye'deki kamuoyunun büyük kesimi Gül'ün cumhurbaşkanlığının ülkemize pahalıya mal olacağını düşünüyor" diye aba altından sopa gösterenlerin "yerli" reflekslerle hareket etmediği çok açık...

"Sorun Gül'de değil, eşinin türbanındadır" baklası, en başta hukuki açıdan temelsiz bir gerekçeyi geleneksel olarak kullanmakla alakalıdır. Bir yerden sonra o refleks dahi paravandır. Perde arkasındaki ana neden Washington'ın Ankara'yı kaybetmesiyle bağlantılıdır...

Egemen Medya, Ordu'yu kışkırtmaya yönelik tavırlar sergiliyor. Onları en iyi anlatan slogan herhalde "Durmak yok, gerilime devam" olurdu. "Türban üzerinden rejim krizine oynama" sezonunu açtılar. Ama, hepsi beyhude...

Abdullah Gül'ün Çankaya adaylığı "Yeni Ankara"nın Köşk'teki türban konusunda o bildik resmi ezberi bozduğunun göstergesidir.

Tamer KORKMAZ
 
AYYYYYNEN katılıyorum, herkes bu adam gibi aklındakileri yazabilse sorun olmazdı herhalde.
 
burada da döktürmüşün kardeşim eline sağlık...
bi de şu tarafsızlık meselesi var.Gül tarafsız olamaz diyolar sanki şimdiki cumhurbaşkanımız tarafsızmış gibi.maalesef Sn. Ahmet Nejdet SEZER Chp liden daha Chp li davrandı şu 7 sene boyunca...
 
Türban, asla ve kata "Siyasal İslam'ın simgesi" değildir. "Simge" söylemi yıllardır Statüko tarafından yönetilen zincirleme psikolojik harekatlar sayesinde "öğretilmiş" bir hurafedir!

Hadisenin temeli şudur: Türbanı "gericiliğin simgesi" olarak gören "Gizli İktidar" yerli ve milli değildi. Türban karşıtlığını "rejim tehlikesi" ekseninde kurgulamış/ imal etmiş olmalarının altında "Devleti milletten koruma" ilkesi yatıyordu...


NEFİS BİR TESPİT TEŞEKKÜRLER...
 
peki ben size daha ii açıklayayım durumu
ŞU AN PARTİNİN 2. İSİM KİM?

ABDULLAH GÜL
YIL 1993 ABDULLAH GÜL ''İSLAMA TÜRBANA KARŞI GELENLER İSTİKLAL MARŞI DİYE BİŞEY ÇIKARANLAR ''NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE'' DİYİP DİNİNİ UNUTANLAR DİĞER DÜNYADA KESİNLİKLE CEHENNEME GİDECEKLERDİR''
ADAM ÇOK ZEKİ Bİ ADAM DİYCEĞİM YOK GAYET MANTIKLI Bİ İNSAN BİDE KARİZMATİK

AMA GERİCİ EĞRİ OTURUP DOĞRU KONUŞMAK LAZIM
İTİRAZI OLANLAR ARAŞTIRSINLAR!!
 
benim karşı olduğum türbanı siyasal simge olarak kullananlardır.

Abdullah Gül'ün geçmişi rejim karşıtlığıyla ilgili konuşmalarıyla doludur. Rejime Cumhuriyete karşı olan kişinin Cumhuriyetin başına geçmesine kesinlikle karşıyım. Eşinin başının kapalı olup olmaması beni ilgilendirmez...
 
Geri
Üst