Steganografi | Resime Yazı Gizleme |

SEPTAGH

New member
Katılım
18 Haz 2005
Mesajlar
1,771
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
45
Konum
MARDUK
Steganografi (resim İçinde Kripto)

Genellikl resimlerede uygulanan bu unutulmuş yöntem 11 Eylül saldırılarından sonra Amerikan İstihbarat elemanlarının Teröristlerin evinde yaptıkları aama onucunda çok sayıda pornografik resim bulmuş ve bunları pek önemsememişlerdir.Fakat daha sonra yapılan detaylı incelmede bu resimlerin içinde şifreli metinler olduğu ortaya çıkmıştır.

Şifreleme, bir iletinin (düz metin) içeriğini, uygun bilgi (anahtar bilgisi) elde olmadan okunamayacak hale getirme işlemidir. Şifrelemenin amacı, iletinin istenmeyen şahıslar tarafından okunmasını engellemektir. Şifre çözümü (deşifre) ise şifrelemenin tam tersi, yani şifreli metnin düz metine çevrilmesi işlemidir.
Steganografi
Steganografi de bir başka yazma tekniğidir. Latince de "steganos" görünmeyen anlamına gelmektedir. Böylece steganografi, herkes tarafından görünmeyen bir iletişim çeşididir. Steganografi aslında şifrelemenin alternatifi değil onun tamamlayıcısıdır.
Steganografi son yıllarda yeni bir şifreleme metodu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yaklaşım kısaca bir nesnenin içerisine bir verinin gizlenmesi olarak tarif edilebilir. Bugünün steganografi teknikleri güvenliği daha da arttırmak için şifrelenmiş verileri gizlemek için genelde s es, sayısal resim veya video dosyalarını kullanmaktadır. Şifrelenmiş veriler kendi başlarına er’ların dikkatini çekerken görüntü ya da ses dosyalarının içine gizlenmiş olduklarında hiç kimse fark etmeyeceğinden kırılmaya da çalışılmayacaktır.
Steganografi’nin tarihi
İran Savaşları sırasında, Heredot, kafasını kazıtıp kafa derisinin üzerine, gizli bir mesajın dövmesinin yapılmasına izin veren bir ulaktan bahseder. Mesaj yazıldıktan sonra ulak saçının uzamasını bekler. Daha sonra mesajı bekleyen kişiye ulaşır ve kafasını tekrar traş eder. Mesaj ortaya çıkar. Bu, steganografinin tarihte ilk kullanımıdır.
Steganografi nedir ve digital watermarking ile ne farkları vardır ?
Saklı mesajın varlığını gizlemeyi amaçlayan bir bilgi saklama yöntemidir. Oysa, steganografi kullanıldığında mesaj gizlenerek varlığından üçüncü tarafların haberdar olmaması sağlanarak güvenli iletişim sağlanır. Modern steganografide, gizlenecek mesaj onu saklayacak bir "örtü verisi"nin (cover data) içine gömülür ve örtü verisinin insan algılamasıyla farkedilemeyecek ölçüde bozulmasına izin verir. Oysa, digital watermarking uygulamalarında, gizlenecek mesaj "örtü verisi"nin bir gizlenmiş özelliği olarak bulunur ve "örtü verisi" aslında ticari bir müzik veya yazılım ürünü olduğu için bu "örtü verisi"nin bozulması istenmez.
LSB (Least Significant Bit - En az öneme sahip bit) ekleme yöntemi
"LSB (Least Significant Bit) Insertion" yöntemi, örtü verisine ait segmentlerde her byte’ın en az anlamlı biti yerine gizlenecek verinin bitleri sırasıyla verinin başlangıcından itibaren birer birer yerleştirilir. Burada her sekiz bitin en fazla bir biti değişikliğe uğratıldığından ve eğer değişiklik olmuşsa da değişiklik yapılan bitin byte’ın en az anlamlı biti olmasından dolayı, ortaya çıkan stego verisindeki (= örtü verisi + gömülü veri) modifikasyonlar insan tarafından algılanamaz boyuttadır. Steganaliz yapıldığında, stego verinin her byte’ının son bitlerinin birleştirilmesiyle gizli mesajı oluşturmak kolaydır; dolayısıyla pratikte diğer yöntemlere göre daha az güvenilirdir ve daha az kullanılır.
Sondaki bitin 1 veya sıfır olması sayının değerini çok fazla değiştirmeyecektir. Sondaki bit değerimiz 1 yerine 0 olsaydı bu, renk üzerinde gözle görülecek büyük bir değişikliğe neden olmayacaktı. İşte bu sondaki bitimiz LSB olarak adlandırılır. Bu bitler yerine bizim gireceğimiz datanın verileri girilirse eğer datamız gizlenmiş olabilir. Orijinal resimle içerisine data sakladığımız resim arasında gözle görülür bir fark yoktur.
Günlük yaşantıdaki işlemlerin dijitalleşme yüzdesinin hızlıca artması bunun bir göstergesidir. Bu oran Amerika’da %60 seviyelerinde iken ülkemizde %10’un altında olup, yapılan işlemlerin büyük çoğunluğu bankacılık işlemlerini kapsamaktadır. Ülkemizde bilgi güvenliği için yeni yaklaşımlara duyulan ihtiyacın bu yüzdenin artmasıyla daha da yükseleceği ortadadır.

2. dünya savaşından 35 yıl sonra açıklanan bir raporda, İngiltere ile Almanya arasında olan savaşın seyrinin, savaş taktiklerini içeren mesajların çözülmesiyle değiştiği bildirilmiştir. Bu şifre çözme olayı, savaşın müttefikler tarafından kazanılmasında büyük rol oynamıştır. Boston Globe gazetesi, bu olayın 2. dünya savaşı hakkında daha önce yazılmış tarih kitaplarında bir çok değişiklikler yapılmasını gerektirecek kadar önemli olduğunu vurgulamıştır. Tarihi değiştirecek kadar önemli olan şifre çözme olayı bu konunun önemini vurgulamada verilebilecek en iyi örneklerden birisidir.

Kullanımı en basit stenografi programı.Şifrelemek istediğiniz metni bmp dosyasının içine atıp göndermenizi sağlıyor.3. şahıs görse bile sadece resim görüyor.Ama aynı programı mesajı göndermek istediğiniz kişide de bu programın olması gerek.Ama sadece .BMP uzantılı dosyalarda uygulama yapıyor.
 
tam olarak hatırlamıyorum ama gaLiba 2. dünya savaşında şifreleri çözen enigma deniLen sistemdi . (yanlışsa kusura bakmayın çok önceden okumuştum :p)
 
Enigma sayesinde Almanlar savaşta üstünlüğü sağladılar fakat İngilizler ele geçirdikleri bir Alman gemisinde Enigmanın kod kitabını ele geçirince savaşın yönü tamamen değişti:)
 
hııı işte aynen öyLe :D bunları bilim ve ütopya dergisinde okumuştum :p
 
yaw bunları yapan insanların psikolojik durumları ne acaba?
 
Efe hayırlı olsun kriptoya el atmışsın...Benim bi sorunum yok ayrıca.....
 
yaw arkadaşlar buluram atcam bende bunun daha iyisi war d .bmp yine amapaint açarken 16 bit şifre istiyo o şifresi olan herkes açıydu şifreyi yazıyı atarken koyuyon istediine şifreyi ulaştır o açabilir anladınız mı ayrıca bişi daha ekliyim o şifre normal bi 3.0 ghz bilgisayada full werimle 3 yıl da çözüle bilir ;)
 
STEGANOGRAFİ

- TEMEL BİLGİLER - aLıntıdır.! SEntrografi...

Bu makale, “Steganografi” ve “Steganografik Analiz” konularında bilgi vermek üzere hazırlanmıştır fakat konuyu kriptografiden ayrı düşünmek mümkün olmadığından, kısaca kriptografinin içeriği ve temel teknikleri hakkında da bilgiler verilecek ve genellikle yanlış algılanan “kodlama” kavramına değinilecektir.

Öncelikle birçoğumuza yabancı olan bu terimleri açıklamakla başlayalım: Stegnografi, Eski Yunanca’dan dünya dillerine geçmiş olan bir terimdir. “Stegano = gizli, saklı” ve “Grapy = yazmak, çizmek” kelimelerinden oluşan bu kelime, kabaca; ”gizli yazı” olarak dilimize çevrilebilir. Hatta, Ho gibi bazı yazarlar steganografiyi tam olarak bu şekilde tanımlamışlardır color=#0000ff color=#800080†/SPAN/SPAN(Ho,1998).

Stephan Lau’ye göre steganografi, “görünüşte zararsız olan haberleşmenin içine gizli haber ilave ederek haberleşmektir” (Lau,2003).

John Hally ise steganografiyi; “zararsızmış gibi görünen belgeler, resimler, video ve ses dosyaları vb. gibi medyalarla gizli mesaj iletme yöntemi” olarak tanımlamaktadır(Hally,2002).

Steganografide amaç, mesajın varlığını gizlemektir (KAHN, 1996). Bunun için, görünmez mürekkep kullanımı, micronoktalama (microdot), metin düzenleme, boş(null) şifreleme gibi teknikler kullanır(KAHN,1996).

Bu açıklamalardan da anlaşılacağı gibi steganografi, -sayısal olsun ya da olmasın- “hedefe ulaşması istenen, gizliliğe sahip herhangi bir düz metnin, iletilmesinin / alınmasının, üçüncü şahısların haberi olmayacak şekilde, gizli olmayan medya vasıtasıyla gerçekleştirilmesine“ denir.

Çok eski tarihlerden bu yana kullanılmakta olan (James C. Judge ‘a göre 2500 yıl) steganografinin literatürdeki ilk kullanımı Roma dönemine rastlar. Yunanlı tarihçi Herodotus’un bildirdiğine göre, M.Ö. 440 yılında Susa’nın Kralı Darius, bir köleyi tıraş ettirip mesajı başına dövme yaptırır ve saçları uzayan köleyi Milet Kralı’nın damadı Aristogoras’a gönderir. Köleyi yolda hiç kimse fark etmez çünkü aramayı gerektirecek hiç bir şey taşımamaktadır. Aristogoras, gelen kölenin saçını tıraş ettirip mesajı alır(Lau,2003).

İkinci olay da yine Horodotus tarafından nakledilmektedir.M.Ö 480’de cereyan eden bu olayda ise Demeratus adındaki bir asker, Sparta’ya, Xerxes’lerin Yunanistan’ı işgal edeceğini iletmektedir. Bunun için Demeratus, balmumu kaplı tabletleri kullanmıştır. Tabletlerin üzerindeki balmumunu kazıyıp mesajı yazdıktan sonra üzerini yine balmumu ile örten Demeratus, üzeri boş görünen bu tabletleri Sparta’ya göndermiş ve yakalanmamıştır (Judge, 2001).

Steganografi, İkinci Dünya Savaşı sırasında da, yaygın olarak kullanılmıştır. Örneğin savaş sırasında İngiltere’de, BBC, radyo haberleşmesinde sürekli olarak steganografiyi kullanmış ve masum gibi görünen fakat aslında gizli mesajlar taşıyan anahtar cümleleri bu yolla iletmiştir. Örneğin “sandalye duvarın yanında” şeklinde gönderilen bir mesajıyla aslında “düşman kuvvetlerinin yarın bilinen şehri bombalayacağı haber alındı” enformasyonu iletilmiştir(Lau,2003).

Naziler tarafından geliştirilen “mikro noktalama” yöntemi de steganografik yöntemler arasında yer almaktadır. Aslında 200 kez büyütülmüş mikro çiplerle oluşturulan yazılardan başka bir şey olmayan bu teknikle Naziler, bir daktilo noktasının içine sayfalar dolusu bilgiyi, resmi, çizelgeyi vb. sığdırabiliyordu.

Naziler, mikro noktalamanın dışında, “görünmez mürekkep” ve “boş şifreleme (null cipher)” gibi steganografik yöntemleri de kullandılar. Örneğin bir Nazi casusu tarafından gönderildiği belirlenen aşağıdaki mesajın her kelimesinin ikinci harflerini aldığımızda ortaya çıkan gizlenmiş mesaj bize boş(null) şifrelemenin aslında hiç de boş bir metot olmadığını göstermektedir(Lau,2003).

“Apparently neutral’s protest is throughly discounted and ignored, Isman hard it. Blocade issue affects pretext for embargo on by-products, ejecting suets and vegetable oils”.


“Pershing sails from NY June 1”





Yukarıdaki ilk metni okuyup da, 1 Haziranda New York’dan yola çıkacaklarını tahmin etmek oldukça zordur. Yalnızca steganografik yöntemden ve mesajdan haberdar olan bir kimse gizlenmiş mesajı anlayabilir.

Bazı okuyucularımıza okudukları tanıdık gelebilir. Bunun nedeni, muhtemelen, steganorafinin, kriptografi ile birçok benzerliğe sahip olmasıdır.

Aslında bu iki kavramı birbirinden ayırmak oldukça kolaydır.

Örneğin her steganografik iletişimde aşağıdaki unsurların mutlaka bulunması gerekir:

· Mesajın taşınacağı bir haberleşme kanalı

· Mesajı barındıran bir taşıyıcı

· Mesajın hangi kanalla ve hangi taşıyıcı ile gönderileceği bilgisi

· Mesajın nasıl çözüleceği bilgisi


Örneğin; traş edilerek gönderilen köle olayında;

· Haberleşme kanalı: Fiziksel ulaşım,

· Taşıyıcı: Köle,

· Bilgi: Yaya bir kölenin mesaj getireceği,

· Deşifre Yöntemi: Gelen kölenin saçlarının kazınmasıdır.


Halbuki kriptografide mesajı taşıyan, taşıyıcı bir kimse ya da bir medya bulunması gerekmez, bir haberleşme kanalı bulunması, mesajın taşınması için yeterlidir.

Kriptografi; “mesajın ifşasını engellemek için bir şifre kullanan ve haberleşmenin izlenip izlenmediği ile ilgilenmeyen iletişim yöntemi” olarak tarif edilmektedir. (Hally, 2002).

David KAHN ise kriptografiyi, “mesajın gizliliğini saklama ihtiyacı duymayan fakat kriptoyu bilmeyen üçüncü şahısların eline geçmesi durumunda da (düz metnin iletilmesi için geliştirilmiş bir çok dönüştürme yöntemi sayesinde) çözülemeyen kodlu iletişim yöntemi” olarak tanımlamaktadır.

Yine Hally’ye göre kriptografi, mesajın içeriğini, istenmeyen kişilerin anlayamayacağı şekilde değiştirmeyi amaçlar (HALLY, 2002) ve bu amaçla kullandığı iki genel yöntem vardır. Tarihsel süreçte de ilk kullanımları temsil eden bu yöntemler(Kahn, 1996):

· Mesajdaki Karakterlerin Pozisyonunu Değiştirmek (transposition) ve

· Mesajdaki Karakterleri Değiştirmektir (substitution)


Örneğin “gizli” yazısını “iizgl” şeklinde yazmak pozisyon değiştirmektir (transposition). ‘g’ Yerine ‘p’, ‘i’ yerine ‘o’, ‘z’ yerine ‘k’, ‘l’ yerine de ‘f’ koyarak; elde ettiğimiz “pokfo” kelimesi ise karakter değişikliği yöntemi ile elde edilmiş bir kriptodur.

Basit birkaç örnekten sonra, daha kullanışlı olabilmesi için neler yapılabileceği hakkında biraz fikir vermek için şunları söyleyebiliriz:

Aşağıdaki ilk alfabeyle hazırlanacak bir düz metnin (şifrelenmemiş metin) her harfi için, alttaki her alfabeden –dönüşümlü olarak– bir harf kullanırsak oluşacak şifreli yazıyı düşünün... Ve ortaya çıkan yazıya rastgele serpiştirilmiş ve sırf kafa karıştırmaya yarayan diğer karakterlerin de yazıya eklendiğini...

{


Düz metin Harfler



Şifre Harfler

Bu alfabelerden yararlanır ve “? (ef)” ve “? (zhe)” harflerini herhangi bir harfi temsil etmeyecek şekilde, “boş (null)” karakter olarak eklersek;


“ GİZLİ ” kelimesini “ ? ????¦ ? ” ya çevirmiş oluruz. İşte kriptografi de kabaca buna benzer yöntemler kullanmaktadır.

STEGANOGRAFİ
KRİPTOGRAFİ

Gücünü,
... gizliliğinden alır.
... şifreleme algoritmasından alır.

Alıcının, mesajı almak için
...sadece mesajın yerini ve nasıl alınacağını bilmesi gerekir.
... mesajın yerini bilmesi ve bir deşifre algoritmasına sahip olması gerekir.

Taraflar arasında bir haberleşme olduğunun bilinmesinden
... rahatsız olur.
... rahatsız olmaz.

İnsanlar arasındaki haberleşme
...nin tamamı kontrol edilemez.
...de ele geçirilen tüm şifreler çözülebilir.




KODLAMA:

Ender olarak “kodlama” teriminin de bazen kriptografi ile bazen de steganografi ile karıştırıldığı görülmektedir. Halbuki bu terim de diğer ikisinden oldukça belirgin farklara sahiptir.

Öncelikle, kodlamada saklanan, bir mesajdan çok, bir bilgidir. Ayrıca, doğrudan doğruya mesaj iletiminden çok, kodu bilenler arasında ortak bir dil oluşturma amacı söz konusudur. Fakat özellikle 20. y.y.’da kodlamayı kullanan çok daha küçük grupların oluşması ve kısıtlı da olsa bu grupların aralarında bir gizililiği amaçlamaları bu terimi kriptografi ve steganografiye yaklaştırmıştır.

Minesota Üniversitesi’nden Joseph A. Gallian, kodu şöyle tanımlar:

“Bilgi (enformasyon, haber) içeren, bilgiyi temsil eden semboller grubu”.

Kod kavramını oldukça geniş bir perspektifle ve sade, tutarlı bir şekilde açıklayan bu tanımdan da anlaşılacağı gibi Hiyeroglif Alfabesi’nden Yunan Alfabesi’ne, Romen Rakamları’ndan matematik sembollerine kadar bilgiyi aktarmak, ifade etmek için kullandığımız tüm bu karakterler kodları oluşturmaktadır ve bin yıllardır varlık sahnesindedirler(Gallian, 1994).

Günümüzde de özel uygulama alanları için geliştirilmiş birçok kod kullanılmaktadır. Bunlar arasında notalar ve müzik sembolleri, mors alfabesi, genetik kodlar vb. sayılabilir(Gallian, 1994).

Görüldüğü gibi burada bir sembolü başka sembol(ler)le ifade edip iletmek değil, o sembol(ler)e bazı bilgiler yüklemek amaçlanmaktadır. Örneğin genetik koddaki “A” karakteri

aslında “Adenin” bazını ifade eder. Ya da mors alfabesindeki “... _ _ _...” işaretleri, “SOS” yani “hayatımız tehlikede” anlamlarına gelmektedir.

Fakat buraya kadar gizlilik kavramı kodlamada bulunmamaktadır. Gizliliğin eklenmesi ile barkodlar; kitapların ISBN numaraları; pasaportların, kimlik kartlarının güvenlik numaraları vbg. kullanıma girmiştir.

Örneğin, aşağıdaki “Amerikan Express Seyahat Çeki” üzerinde bulunan rakamlar bir güvenlik kodu barındırmaktadır. Rakamlardan herhangi birinin değişmesi halinde “güvenlik rakamı” olarak belirlenmiş rakamla yapılacak işlem, çekin sahte olduğunu gösterir.


Kodlama kavramının ayrıntılarına girmek, bu yazının amacı ve kapsamı dışındadır. Bu nedenle sayısal steganografi ve terörizm amaçlı haberleşme kavramlarına da değinmek yerinde olacaktır.

Buraya kadar anlatılanlardan, Steganografinin bir çok alana uygulanabileceğini görmek zor değildir. Kölelerin, balmumu kaplanmış tabletlerin, mikro yazıların, radyo dalgalarının vs. kullanımı söz konusudur. Günümüzdeki uygulamalarının ise, sayısallaşmadan başka bir alanda yoğunlaşmasını beklemek yanlış olurdu...

Literatürde, steganografinin elektriksel yöntemlerle haberleşmeye uygulanmasıyla color=#0000ff color=#800080‡/SPAN/SPAN “Transmisyon/Yayın Güvenliği” kavramının ortaya çıktığı ve bu ve bundan sonraki elektronik uyarlamalara “elektronik steganografi” kavramının karşılık geldiği söylenmektedir. Fakat bu tanımlamayı devam ettirmek aslında savaş yıllarının bir alışkanlığıdır.

Radyo dalgaları gerçekten de elektronik iletişim ile ilgilidir fakat günümüzdeki internet uyarlamaları ve sayısallaşma göz önüne alındığında “sayısal (dijital) steganografi” terimini kullanmanın çok daha tutarlı olduğu görülecektir.

21. y.y.’ın steganografik mesaj iletmede kullandığı kaynakların birçoğu da gerçekten sayısaldır. Yalnızca bilinen birkaçına yer verebilmek amacıyla şu uzantıları sıralayalım: Günümüzde, “.doc”, “.htm”, “.pdf”, “.jpg”, “.bmp”, “.gif”, “.tif”, “.mp3”, “.wav”, “.avi”, “.png”, “.au”, “.tga”, “.dll”, “.exe” vb. uzantılı dosyalara steganografik mesajlar ilave edilebilmektedir(KELLEN, 2001). Aslında bu da bir çok hükümet için dehşet verici bir haberdir color=#0000ff color=#800080§/SPAN/SPAN çünkü (adeta) internette dolaşımda olan başka format yoktur!.. Sadece yukarıda zikredilen dosya formatlarının bile internetin devasa veri içeriğinin % 90’ını oluşturduğunu söylemek hiç de iddialı olmaz!..

Geçmişe baktığımızda, ülkelerin bu konudaki duyarlılıklarını görmek de mümkündür. Örneğin Amerikan hükümeti İkinci Dünya Savaşı’nda steganografik haberleşmeyi kontrol edemediğinden, savaş sırasında ülke dışına steganografiye kaynaklık edebilecek herhangi birşey ile çıkmayı yasaklamıştır. Bunlar arasında, gazete kırpıntıları, bulmacalar, satranç notasyonları, örgü yönergeleri bile bulunmaktaydı.

11 Eylül’de Amerika’da yaşanan terör eylemleri de göz önüne alınırsa, Amerika’nın steganografiye engel olmak için yeni yöntemlerle dünya gündemine geleceğinde kuşku yoktur. Aslında steganografinin popülerlik kazanması da 11 Eylül ile başlamıştır. Aralarında USA Today gibi ciddi gazetelerin de bulunduğu(KELLY, 2001) bazı Amerikan gazeteleri, saldırının ardından, Üsame Bin Ladin ve El-Kaide militanları, arasındaki iletişimin steganografi sayesinde gizli tutulduğunu yazmıştır (Jack, 2001).

Sayısal steganografiye bir örnek olabilmesi açısından aşağıdaki resmi inceleyebiliriz(Hally, 2002):

İlk resimdeki bayanın sol gözüne saklanan gizli resimler sağ taraftaki büyütülmüş resimde görülebilmektedir. Soldaki resme bakarak bu resimle birlikte gizli bilgiler, resimler gönderildiği yargısına varmak insanın görsel yetenekleri için mümkün değildir.

İçine metin olarak bir sayfa yazı gömülmüş başka bir resme daha yer vererek yazımızı sonlandıralım. Aşağıdaki resimlerden birinde, sol taraftaki bir sayfalık metin gömülüdür. Hangisinin orijinal resim olduğunu söyleyebilir misiniz?


Cevabı görsel yeteneklerimizin (HVS = Human Visual System) yardımıyla bulmanın zor olduğunu belirtmiştik.... Bu durumda yazara güvenmekten başka çareniz yok...
 
dostum link ölüü..bi el atarsan..
 
evet linki yeniliyebilecek olan arkadas varmı ?
 
eet arkadaslar link is dead:) buarada dark_crazy nin werdigi bilgiyi de cok begendım.. tşkler...
 
merhabalar. arkadaşlar link ölü durumda. daha önce birileri indirdi ise programı tekrar yükleyebilir mi acaba bir yerlere? merak ettim dogrusu programı ve sonuçlarını
 
enigma'yı teslim eden ve o savaş gemisinin batmadan yakalanmasını sağlayan yine siyonist ajanlardır. Çünkü savaşın sonucu zaten başladığında belliydi. bunu kolaylaştırmak için o geminin batmadan ele geçirilmesini sağladılar.
 
arkadaşım link ölüüü :( bir yenileden indirek şunu :)
 
enigma almanların yaptıgı en iyi şifrelemeydi ama bir hata nelere yol açtı yani kırılamayacak şifre yoktur
 
Geri
Üst