kRuMp
murcielago
Sorarım size ey Türk kadınları; neden size bir erkek azıcık iyi davrandı mı, güler yüz gösterdi mi hemen tavırlarınız değişir? Burnunuz ile yer arasındaki açı, estetik ameliyat ile verilemeyecek bir eğime sahip olur?
Sorarım size ey Türk kadınları; neden davetkar tavırlarınıza açık kapı bırakıldığında biz saf erkekler tarafından, birden kendinizden bahsetmeye başlarsınız? Egonuz ile yer arasındaki açı, bir ömür boyu pohpohlansa bile erişemeyeceği bir yüksekliğe çıkar?
Sorarım size ey Türk kadınları; neden herhangi bir konuda yardım istediğinizde biz erkeklerden, kurbanınız size bütün ışıklarını yakınca birden bire değişirsiniz de kendinizi Kaf Dağı’nın ötesinde yapayalnız bulursunuz?
Sorarım size ey Türk kadınları; neden Amerikalı’sı, Alman’ı, İngiliz’i Türk erkeği diye diye yazı getirir de, siz elinizdekinin kıymetini bilmez, hor kullanırsınız dört mevsim?
***
Sözüm sana Türk erkeği. Sen! Sen, neden bu kadar iyi olmak zorundasın? Melek misin sen?!
Sözüm sana Türk erkeği. Sen! Sen, neden bu kadar yardımsever olmak zorundasın? Yok mu başka işin?!
Sözüm sana Türk erkeği. Sen! Sen, neden bu kadar alçakgönüllüsün, neden bahsetmezsin kendinden. Bilmez misin anlamaz Türk kadını bundan! Aptal mısın sen?!
Sözüm yine sana Türk erkeği. Sen! Sen, neden bu kadar çabuk yeşil ışıklarını yakarsın? Bilmez misin Türk kadını anlamaz yeşil ışığın, senin sözlüğünde geç demek olmadığını! Hissetmez misin sen?!
Son sözüm sana Türk erkeği. Her şeyi ve herkesi kolay elde etmeye alışmış Türk kadınına, onun hayallerinde kurduğu biri olmak fazla gelebilir. Aman hazırlık ol buna! Başarı ile egoyu karıştırdığı zamanlarda, gözünün görmesi zordur karşısındakinin değeri. Bilirim Türk erkeği sen mütevazisin; sevmezsin yaptıklarını anlatmayı, nereden gelip nereye gittiğini.. Fazla iyi niyetlisindir, onu da bilirim. Ama sen değilsin Türk erkeği ‘cool’luk ile ‘relax’liği karıştıran.
***
Ben onu bilir, onu söylerim! Ne dersem de doğrudur Türk kadını ve erkeği! Ona göre...
Sen Türk kadını! Atacaksın egolarını elinden. At ki gözün açılsın. O zaman ancak anlayabilirsin seni ne tür bir kompozisyonun beklediğini. Görmediğin için sanırsın bütün kapılar açık...
Sen Türk erkeği! Sen de azıcık kendini anlatasın ki ayakları yere bassın Türk kadınının. Yoksa ‘kendi yarattığı gökyüzünde kanatlanacak’ uçacak, irtifası hep yüksek olacak gözlerinde.
O yüzden geçtiğimiz yolları iyi bilelim, egolarımıza, süper egolarımıza hakim olalım, karşımızdakinin bizden çok daha fazla işler yapmış olabileceğini unutmayalım.
Hani çok da önemli değil ya!
Hani olur ya mütevazinin biridir...
Sonra ‘neden hep böyle oluyor’ diye üzülmeyelim.
Sorarım size ey Türk kadınları; neden davetkar tavırlarınıza açık kapı bırakıldığında biz saf erkekler tarafından, birden kendinizden bahsetmeye başlarsınız? Egonuz ile yer arasındaki açı, bir ömür boyu pohpohlansa bile erişemeyeceği bir yüksekliğe çıkar?
Sorarım size ey Türk kadınları; neden herhangi bir konuda yardım istediğinizde biz erkeklerden, kurbanınız size bütün ışıklarını yakınca birden bire değişirsiniz de kendinizi Kaf Dağı’nın ötesinde yapayalnız bulursunuz?
Sorarım size ey Türk kadınları; neden Amerikalı’sı, Alman’ı, İngiliz’i Türk erkeği diye diye yazı getirir de, siz elinizdekinin kıymetini bilmez, hor kullanırsınız dört mevsim?
***
Sözüm sana Türk erkeği. Sen! Sen, neden bu kadar iyi olmak zorundasın? Melek misin sen?!
Sözüm sana Türk erkeği. Sen! Sen, neden bu kadar yardımsever olmak zorundasın? Yok mu başka işin?!
Sözüm sana Türk erkeği. Sen! Sen, neden bu kadar alçakgönüllüsün, neden bahsetmezsin kendinden. Bilmez misin anlamaz Türk kadını bundan! Aptal mısın sen?!
Sözüm yine sana Türk erkeği. Sen! Sen, neden bu kadar çabuk yeşil ışıklarını yakarsın? Bilmez misin Türk kadını anlamaz yeşil ışığın, senin sözlüğünde geç demek olmadığını! Hissetmez misin sen?!
Son sözüm sana Türk erkeği. Her şeyi ve herkesi kolay elde etmeye alışmış Türk kadınına, onun hayallerinde kurduğu biri olmak fazla gelebilir. Aman hazırlık ol buna! Başarı ile egoyu karıştırdığı zamanlarda, gözünün görmesi zordur karşısındakinin değeri. Bilirim Türk erkeği sen mütevazisin; sevmezsin yaptıklarını anlatmayı, nereden gelip nereye gittiğini.. Fazla iyi niyetlisindir, onu da bilirim. Ama sen değilsin Türk erkeği ‘cool’luk ile ‘relax’liği karıştıran.
***
Ben onu bilir, onu söylerim! Ne dersem de doğrudur Türk kadını ve erkeği! Ona göre...
Sen Türk kadını! Atacaksın egolarını elinden. At ki gözün açılsın. O zaman ancak anlayabilirsin seni ne tür bir kompozisyonun beklediğini. Görmediğin için sanırsın bütün kapılar açık...
Sen Türk erkeği! Sen de azıcık kendini anlatasın ki ayakları yere bassın Türk kadınının. Yoksa ‘kendi yarattığı gökyüzünde kanatlanacak’ uçacak, irtifası hep yüksek olacak gözlerinde.
O yüzden geçtiğimiz yolları iyi bilelim, egolarımıza, süper egolarımıza hakim olalım, karşımızdakinin bizden çok daha fazla işler yapmış olabileceğini unutmayalım.
Hani çok da önemli değil ya!
Hani olur ya mütevazinin biridir...
Sonra ‘neden hep böyle oluyor’ diye üzülmeyelim.