Taksim

64general1

New member
Katılım
14 Haz 2007
Mesajlar
1,720
Reaction score
0
Puanları
0
Kliment Vefremoviç Voroşilov...

Var mı tanıyan?

Mihail Vesilyeviç Frunze?

*

Hadi bi soru daha... Erkek ceketlerinin düğmeleri sağda mı olur, solda mı?

*

Voroşilov, adı üstünde, Rus.

Frunze de.

Bolşevik devriminin generalleri.

Atatürk için "özel" adamlardı.

Çünkü, Kurtuluş Savaşı’nda dünya bize silah doğrultmuşken, bize destek veren Sovyetler’in "apoletli elçileri"ydi onlar... Frunze, 1921’de TBMM kürsüsüne çıkmış, Rus halkı adına, Sakarya Zaferimizi kutlamıştı. Voroşilov ise, "silahsa silah, paraysa para, isteyin verelim" demek için, savaşın en zorlu günlerinde Ankara’daydı.

Atatürk, onları unutmadı hiç.

*

Diyeceksiniz ki, e-ee?

E’si şu...

Taksim Meydanı’yla ilgili ne zaman bir tartışma olsa, aklıma geliverir Voroşilov ile Frunze... Çünkü, Taksim Cumhuriyet Anıtı’nda heykelleri var onların... Bizzat, Atatürk’ün emriyle dahil edildiler, Anıt’taki figürler arasına... 1928’den beri orada, Taksim’in göbeğinde, Atatürk’ün hemen yanıbaşında duruyorlar.

*

Taksim Cumhuriyet Anıtı’nda "ne var, niye var" gibi soruları merak etmeyen, orada "kim"lerin olduğundan haberi bile olmayan bir toplumun, "Taksim’e çıkarım, çıkartmam" diye kavga etmesinin manası var mıdır? "Gomünistler Moskova’ya" diyen dangalakların, Taksim Anıtı’nda Bolşevik generallerin önünde saygı duruşunda bulunması veya onları sendikalardan koruması, komik değil midir?

*

Habire önünden gelip geçtiğimiz Taksim Cumhuriyet Anıtı yıllardır orada dururken, Atatürk, Rus generalleri yanına yerleştirmişken; nasıl oldu da, 1950’den itibaren, Kurtuluş Savaşı’nda bize kurşun sıkanlarla kanka olup, bize destek verenlere düşman olduk? Atatürk o heykeli, kafasına kuş pislesin, siz de seyredin diye mi dikti?

*

Amaaaan, bana ne be...

Sıkıldık tarihten.

Magazine geçelim...

Erkek ceketlerinin düğmeleri sağda olurken, Taksim Cumhuriyet Anıtı’ndaki Atatürk’ün ceket düğmeleri neden solda?



Yılmaz ÖZDİL
 
Ataturk bu ulkeye hayatı boyunca sadece ulkemize faydası dokunacak ulkelerle dost olmamız gerektigini gostermeye calıstı...

Biz ne yaptık...

Bireysel olarak cebimizi hangi ulke dolduruyorsa kendi ulkemizi onlara sattık...

Sonra kalktık onların dusmanı bizim de dusmanımızdır dedik... Her ne kadar dusman dedigimiz bize onlardan iyi davransada...

Sozde dostumuz amerika bize zorla sevri imzalatırken ruslar bize silah yardımı yapıyordu...

Amerikayla dostlugumuz derecesinde basbakanlarımızın cepleri doluyor... Ne kadar guzel...

Durmak yok yola devam...
 
ben ayakları baş etmiş, kitap yerine gazete okuyan, sosyal faaliyetler yerine tv proğramlarında alkış tutan ve başkalarına ait her yorumu kendi akıl süzgecinden geçirmeden alkışlayanlardan bir şey beklemiyorum. heleki savunduğu fikrinden bi haber, inancını üç beş bezirganın ağzından çıkacak fetvaya bağlamış, arkasından koştuğu kişilerin kendine tekme attığını ve üç kuruşa sattığını inatla kabul etmeyenlerden hiç bir şey beklemiyorum. dahada acısı cehaleti bilgelik sanan hiç kimseden hiç bir şey beklemiyorum. saygılarımla, insanlık için güzel bir şeyler yapmış, yapmaya çalışmış başta Atatürk olmak üzere herkese teşekkürlerimle.
 
Ben olsam pc'nin başından kalkar koşar Takim'e "Bi Taksim" yapardım :) :) :)
 
İşçileri vurmalı...


İSTANBUL’da hukuksuz işgal edilip halkın elinden alınan yerlerin büyüklüğü ne kadardır?..

Bir Taksim Meydanı?..

İki... Üç... On... Yüz... Bin...

Ama ne Bakan gördü, ne Vali...

Boğazın iki yakası, yeşil alanlar, ormanlar, tarihi eserler, kültür alanları... Hatta daha dün Milliyet’in birinci sayfasında vardı; antik kalıntı Bizans Sarayı...

Cemaatlere ve tarikatlara verilen kamu arazilerini toplayın, kaç Taksim eder?..

Ya da kaç Taksim büyüklüğündedir; bakanların, milletvekillerinin, parti önde gelenlerinin, belediyecilerin ve yakınlarının kapattıkları alanların toplamı?..

Ne Başbakan gördü, ne Bakan, ne Vali...

Ama işçiler Taksim’e iki saatliğine çıkıp şehit arkadaşlarını anmak istediklerinde, bunun adı:

"İşgal..."

*

Kaç esnaf iflas etti de ömür boyu kepenklerini kapattı ocak ayından bu yana?

Güvensiz ortamda kaç turiste tecavüz edilip bıçaklandı, öldürüldü?

İstanbul sokakları değnekçi, kapkaççı, hırsız çetelerine bırakılmış değil midir?

Ne Bakan görüyor, ne Vali...

Ama işçiler ellerinde karanfillerle iki saatliğine Taksim’de "bayramlarını" kutlayacaklar, bunun adı:

"Esnafın işini aksatmak... Turistlerin huzuru kaçırmak... Ve şehrin asayişini bozmak..."

*

Niçin böyle yapıyorlar, niçin?..

Çünkü insan psikolojisidir; onlar işçileri, hele hele örgütlenmiş işçileri hiçbir zaman sevmediler. Bu yüzden de hırsızın-uğursuzun-itin-kopuğun yaptıklarını dahi görmediler de, işçinin elindeki karanfillerle Taksim’e iki saatliğine çıkmaları battı onlara.

Ve kızdılar.

İşçileri vurmalı...

(.......)

Bugün 1 Mayıs.

Alın teri ile yaşayan, dürüst-namuslu işçilerimizin, yarı aç-yarı tok yaşayıp yine de ülkesini seven yiğit emekçilerimizin bayramı...

Kutlu olsun...



Bekir COŞKUN
 
Geri
Üst