The Witcher 2: Assassins of Kings – Ön İnceleme
Geralt uzun macerasının sonuna geldi. İki krallık arasında ittifak sağlandı ve ayaklanma bastırıldı. Hizmetlerinin karşılığında Kral Foltest'ten bir kese altın alıp kuru bir teşekkürle sarayın taştan holünde uzaklaşırken, dikkatini yere sıçramış kan çekiyor ve ortamda garip bir şeylerin dönmekte olduğunu fark ediyor. Bu sadece tek bir anlama gelebilir... Hızla kralın odasına dönen Geralt, bir suikastçı ile düelloya tutuşuyor. Sonunda ölen adamın kapüşonunu kenara çekiyor ve karşısında...
Haydi o kadarını da söylemeyelim. Belki aranızdan ilk Witcher'ı hâlâ oynamak isteyenler vardır. Witcher 2: Assassin of Kings, adının hemen ele verdiği üzere, doğrudan ilk Witcher oyununun sonuna bağlanıyor ve öyküsünü Geralt'ın karşılaştığı son gizem üzerine kuruyor.
The Witcher, 2007'de çıktığında herkes için büyük sürpriz oldu. 1994'te kurulan ve o güne dek sadece bir dağıtımcı olan Polonyalı CD Projekt ilk oyunuyla RYO türüne yepyeni bir soluk katmıştı. Bir kere kahramanımız Geralt ortalıkta iyilik timsali gibi dolaşmıyor ya da yüzeysel ve şematik bir iyi-güzel karşıtlığı içinde de biçimlenmiyordu. Oyunun epey sükse yapmış cinsel içerikleri bir yana, karanlık ve insan doğasını genel olarak pek de olumlamayan atmosfer, oyuncuların rol yapma oyunlarında özlediği yetişkin bir tahayyül dünyasına kapılar açıyordu. Witcher'ın cazibesi bununla sınırlı değildi elbette. Seri ama bir o kadar da karmaşık dövüş sistemi RYO'lar için başlı başına sıradışı bir artıydı.

RED ENGINE GÜCÜ
Gelelim The Witcher 2: Assassins of Kings'e. CD Projekt ilk oyunlarında sağladığı başarı ile artık çok daha geniş olanaklara sahip. Bir kere artık Bioware'in Neverwinter Nights 2 için geliştirdiği Aurora motorunun sınırlamalarına tâbi değiller. Yeni oyun için özel olarak RED Engine geliştirildi. CD Projekt, motor sayesinde oyunu ileri derecede optimize edebildiklerini, dolayısıyla bir yandan nispeten düşük donanımlı bir bilgisayarla oyunun akıcı oynanabileceğini, diğer yandan güncel bir PC'ye sahip olanların Witcher dünyasının zenginliğini tam anlamıyla yaşayabileceğini iddia ediyor. Teknik ayrıntılara hiç girmeden, ilk oyunda 700 olan ara yüklemelerin RED Engine sayesinde dörde (!) düşürüldüğünü söylemekle yetinelim. Evet, o sinir bozucu uzun yüklemeler gitmiş görünüyor. Hâlihazırda yayınlanmış video ve görsellerden oyunun "ultra" ayarda bugüne dek çıkmış herhangi bir RYO'dan daha etkileyici grafiklere sahip olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. İster manzaralara, iç mekânlara ya da karakter tasarımlarına bakın.
Elbette altyapı teknolojisi onu değerlendirecek sanatsal vizyon olmadıktan sonra fazla anlam ifade etmiyor. İster savaş sahnelerinde, ister huzurlu kasaba ortamlarında; ekranda aynı anda bir sürü şeyin olup bittiğini ve tüm unsurların uyum içinde işlediğini göreceksiniz. Bir yanda insanlar muhabbet ederken, başkaları yere düşmüş bir eşyayı alarak ya da tamirat için bir çatıya çıkarak kendi gündelik işlerine bakacak. Her bir ortamın atmosferi özgün olacak. Örneğin bir tavernada bir kız yerleri süpürürken bir grup müşteri yüksek sesle şarkı söyleyecek ve başkaları da büyük bir coşkuyla süregiden bir bilek güreşini izleyecek.

SERİ DÖVÜŞLER
CD Projekt, dövüş sistemine özel önem veriyor. İlk oyun, üç farklı dövüş stiliyle, deneyimli oyuncular için fazlasıyla keyifliyken, birçoğumuz Geralt'ın yetenekleriyle bütünleşmekte zorlandı. Bunun farkında olan yapımcılar kontrolleri tamamen elden geçirmiş ve aksiyonun daha akıcı olmasını sağlamış. Örneğin fare tıklamalarını doğru zamanlama ile dizme zorunluluğu tümüyle kalkmış. Burada da RED Engine devreye giriyor. Aurora motorunda karşıtların hareketleri birbirini izliyordu ve mücadele öyle görünmese de bir bakıma tur bazlıydı. Oysa RED motoruyla geldiğini gördüğünüz bir darbeden (boşluk tuşuyla) rahatça kaçınabileceksiniz ve önceki komutunuzun tamamlanmasını beklemeyeceksiniz. Yalnız her kaçınma hareketinin yuvarlanarak tamamlanması biraz sıkıcı olmuş. CD Projekt bu animasyonu biraz çeşitlendirse iyi olacak. Serinin devamında da dövüşler sırasında düşen sağlığımızı düzeltemeyeceğiz, yani stratejik düşünerek gücümüzü idareli kullanmayı öğrenmemiz gerekecek.
Baş tasarımcı Tomasz Gop, dövüş sistemini RED motorunu en bariz sergileyen unsur olduğunu söylüyor. Hafif saldırılar sol fare tuşuna, ağır saldırılar sağ fare tuşuna atanırken, büyü ve savunma hareketleri de kısa yol tuşlarına dağıtılmış. İnce ayrıntıları öğrenmek istemeyen oyuncular ise daha kolay bir zorluk seviyesi seçerek temel hareketlerle işini görebilecek. Yeni eklenen "Combat Button" sayesinde ağır çekime geçiyor ve bir sonraki adımınızı planlamak için zaman kazanıyorsunuz. Örneğin CTRL'ye basarak büyü menüsüne ulaşabilir ve çeşitli büyüleri combo oluşturacak şekilde peşpeşe dizebilirsiniz. Kalabalık gruplarda hayatta kalabilmek için uzun süre tek bir düşmana odaklanmamak ve taktiklerinizi rakiplerin özelliklerine göre belirlemek hayli önemli.
Silah çeşitliliği de arttırılmış. Geralt artık kılıçlarının yanı sıra balta, tokmak ve teber (halberd) gibi birçok başka silah da kullanabilecek ve isterse demircilere yenilerini yaptırabilecek. Yine düşmanına göre çelik yerine gümüş kılıcınıza davranmanız gerekecek, çünkü canavar ve doğaüstü yaratıklara karşı ilki işe yaramıyor. Çeşitli tuzaklar ya da bombalarla uzun erimli dövüşlere yeni bir boyut katılmış. Örneğin bir odaya atılan gaz bombası izleyen ateşleme büyüsüyle tek hamlede kalabalık bir düşman grubunu temizleyecek. Ateş tuzağı büyünüzü geliştirdiyseniz yere yerleştirdiğiniz işaretler sayesinde alan etkili tuzaklar da kurabileceksiniz.
İlk oyunda beş zırh seçeneği varken, Witcher 2'de bu sayı 30'u bulacak.

Geralt'ın doğrudan kontrol edemediğiniz yoldaşları da olacak. Haliyle onların silah ya da büyü uzmanlıkları da savaşlarda izleyeceğiniz yolu etkileyecek.
CD Projekt, Bethesda'nın tartışmalı auto-level sisteminden uzak durmaya karar vermiş. Siz ne seviyede olursanız olun, belli bölgelerdeki düşmanlar hep aynı kalarak size göre ya kolay av, ya da henüz bulaşılmaması gereken ağır birer tehdit olacak.
BEŞERİ İLİŞKİLER
Diyaloglar sadece iki kişi arasında değil, bizim de dâhil olduğumuz bir grup insan arasında geçebilecek. CD Projekt'in ilk oyunda da gayet iyi kotardığı üzere diyaloglarda benimsediğimiz tercihler oyunun gidişatına kendini ancak saatler sonra belli eden sonuçlarla yansıyabilecek. Birçok RYO yapımcısı bunu yapmayı denediyse de, genel olarak bu kadar karmaşık olay örgüleri ve anlatım teknikleriyle pek iyi baş edemediler. CD Project, serinin ikincisinde de bizi bu konuda hayal kırıklığına uğratmayacak gibi. Bu arada yoldaşlarınız da fikirlerini belirtmekten çekinmeyecek.
CD Projekt ayrıca seslendirmeler konusunda da yol almış. İngiliz bir seslendirme stüdyosu ile yapılan anlaşma sonucunda önemli karakterlerin seslendirmeleri ilk oyuna göre daha başarılı ve bol. Örneğin Dwarf'lar artık İskoç aksanına sahip ve Elf'ler de iyi eğitim görmüş vatandaşlar gibi konuşuyor. Zaten karşılaştığınız karakterler hal ve tavırları, giysileri ve beden dilleriyle size salt kelimelerle aktaracaklarından çok fazlasını söyleyecekler. Birçok RYO'dan alışık olduğumuz uzun anlatımların yerini, sizin çevrenizde olup biteni iyi takip edip kavramanız alıyor.
İlk oyunda bazılarının koleksiyonculuk ruhunu uyandıran "sex cards" ikinci oyunda olmayacak. Bunun yerine karşı cinsle olan münasebetler daha olgun ve gerçekçi bir tarzda yansıtılacakmış. Ancak Geralt tabi yine bildiğiniz Geralt ve bol miktarda "özel" karşılaşma yaşayacak. Bu karşılaşmalar ara videolarla da süslenecek. Ara video demişken; ilk oyundaki videolar toplam 53 dakika sürüyor ve 130 sekanstı. Bu sayı ikinci oyunda 150 dakikalık 256 sahneye çıkıyor.

BIOWARE VE BETHESDA, YENİ OYUN ARKADAŞINIZA HOŞ GELDİN DEYİN
Upgrade sistemi üç kola ayrılmış: Alchemy (simya), swordsmanship (kılıç ustalığı) ve magic (büyü). Haliyle bir kolda uzmanlaşmaya karar verdiğinizde diğer kollarda geri kalıyorsunuz. CD Projekt anlamlı olan ikilemi bir derece hafifletmek için topladığımız mutagenlerle yeteneklerimize ek özellikler kazandırma olanağı sağlıyor. Böylece farklı kollardan kendimize özgü uygun bir karışım elde edebileceğiz.
Oyunun kurgusu en baştaki çizgisel giriş kısmından sonra paralel ilerleyen ve 16 farklı sona ulaşabilen üç ana hat içeriyor. Bunlar sırasıyla suikastçılarla, kralın Baroness La Valette'e karşı giriştiği seferle ve Geralt'ın şahsi kimlik arayışıyla ilgili. Tabi özenle kurgulanmış yan görevler de cabası. Yapımcıların dediğine göre toplamda 40 saatlik bir oynanış söz konusu, ki bu sürenin ayrıntıcı oyuncular için bir hayli uzayabileceğini varsayabiliriz.
İlk oyundaki kayıtlar yüklenebilecek ve böylece bazı eşyalar ve temel seçimler yeni youna taşınmış olacak. Triss Merigold, Zoltan ve Dandelion gibi tanıdığımız bazı karakterler de dönecek. Geralt daha oyunun ilk başlarında Temerialı aksi mizaçlı ordusu mensubu Vernon Roche ile yeni bir yoldaş daha kazanıyor.
Quest'lerde çok farklı çözüm yolları tercih edebileceksiniz. Kısa yol genelde kaba kuvvetten geçerken, belki daha tatmin edici olacak çözümler için biraz kafa yormanız gerekecek. Yalnız dikkat, The Witcher 2 "iyi" olmanın hep ödüllendirileceği yanılsamasını yerle bir etmekten hiç çekinmiyor. Vicdanınızı dinlerken karşılaşacaklarınız kendinizi kandırılmış bir aptal gibi hissetmenize yol açabilir.
Oyuna kumar dışında mini oyun olarak bir de boks, bilek güreşi ve hatta şiir eklenmiş. Evet, şiir. Bazı sekanslarda diyoloğu Dandelion'a bırakırsanız, beliren dizeleri anlamlı bir bütün oluşturmak üzere bir araya getirmesi gerekiyor. Henüz duyurulmamış başka mini oyunların da akışa yedirilmiş olması olası. Bu vb. ayrıntılar CD Projekt ekibinin oyunu birkaç güçlü unsur çevresine kurmak yerine, bütünsel bir deneyim olarak mükemmelleştirmek derdinde olduğunun açık kanıtı. Quest'lerin standart RYO kalıplarından olabildiğince uzak tasarlanması ilk akla gelen şeylerden biri. Arayüz, dövüşlerde, envanterde ve yetenek ağacında olsun, her açıdan geliştirilmiş ve daha rahat, doğal hissettiren bir kullanıma kavuşmuş. Sunum, kurgu ve rol yapma seçeneklerinin genişliğiyle The Witcher 2 bir bütün olarak koyu ve güçlü renklerle bezenmiş kendine özgü bir kişiliğe sahip. Bu sene zirve için yaşanacak yarışta Bethesda ve Bioware kesinlikle yalnızlık çekmeyecekler.
The Witcher 2: Assassin of Kings, oyunu sabırsızlıkla bekleyen PC'ciler için 17 Mayıs'ta piyasada olacak.

Sistem gereksinimleri çok hafif değil. Örneğin tavsiye edilen minimum grafik kartı 512 GB RAM'li bir 8800 ya da muadili AMD. Tavsiye edilen gereksinimler ise 1GB'lık bir GTX 260 ya da HF 4850 ve işletim sistemine göre 3 ya da 4 GB RAM. CD Projekt'ten en son yapılan açıklamaya göre konsol sahipleri de bundan birkaç ay sonra Geralt'ın maceralarını bizzat yaşayabilecek.
The Witcher 2: Assassins of Kings (PC)[NL/VP]
Geralt uzun macerasının sonuna geldi. İki krallık arasında ittifak sağlandı ve ayaklanma bastırıldı. Hizmetlerinin karşılığında Kral Foltest'ten bir kese altın alıp kuru bir teşekkürle sarayın taştan holünde uzaklaşırken, dikkatini yere sıçramış kan çekiyor ve ortamda garip bir şeylerin dönmekte olduğunu fark ediyor. Bu sadece tek bir anlama gelebilir... Hızla kralın odasına dönen Geralt, bir suikastçı ile düelloya tutuşuyor. Sonunda ölen adamın kapüşonunu kenara çekiyor ve karşısında...
Haydi o kadarını da söylemeyelim. Belki aranızdan ilk Witcher'ı hâlâ oynamak isteyenler vardır. Witcher 2: Assassin of Kings, adının hemen ele verdiği üzere, doğrudan ilk Witcher oyununun sonuna bağlanıyor ve öyküsünü Geralt'ın karşılaştığı son gizem üzerine kuruyor.
The Witcher, 2007'de çıktığında herkes için büyük sürpriz oldu. 1994'te kurulan ve o güne dek sadece bir dağıtımcı olan Polonyalı CD Projekt ilk oyunuyla RYO türüne yepyeni bir soluk katmıştı. Bir kere kahramanımız Geralt ortalıkta iyilik timsali gibi dolaşmıyor ya da yüzeysel ve şematik bir iyi-güzel karşıtlığı içinde de biçimlenmiyordu. Oyunun epey sükse yapmış cinsel içerikleri bir yana, karanlık ve insan doğasını genel olarak pek de olumlamayan atmosfer, oyuncuların rol yapma oyunlarında özlediği yetişkin bir tahayyül dünyasına kapılar açıyordu. Witcher'ın cazibesi bununla sınırlı değildi elbette. Seri ama bir o kadar da karmaşık dövüş sistemi RYO'lar için başlı başına sıradışı bir artıydı.

RED ENGINE GÜCÜ
Gelelim The Witcher 2: Assassins of Kings'e. CD Projekt ilk oyunlarında sağladığı başarı ile artık çok daha geniş olanaklara sahip. Bir kere artık Bioware'in Neverwinter Nights 2 için geliştirdiği Aurora motorunun sınırlamalarına tâbi değiller. Yeni oyun için özel olarak RED Engine geliştirildi. CD Projekt, motor sayesinde oyunu ileri derecede optimize edebildiklerini, dolayısıyla bir yandan nispeten düşük donanımlı bir bilgisayarla oyunun akıcı oynanabileceğini, diğer yandan güncel bir PC'ye sahip olanların Witcher dünyasının zenginliğini tam anlamıyla yaşayabileceğini iddia ediyor. Teknik ayrıntılara hiç girmeden, ilk oyunda 700 olan ara yüklemelerin RED Engine sayesinde dörde (!) düşürüldüğünü söylemekle yetinelim. Evet, o sinir bozucu uzun yüklemeler gitmiş görünüyor. Hâlihazırda yayınlanmış video ve görsellerden oyunun "ultra" ayarda bugüne dek çıkmış herhangi bir RYO'dan daha etkileyici grafiklere sahip olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. İster manzaralara, iç mekânlara ya da karakter tasarımlarına bakın.
Elbette altyapı teknolojisi onu değerlendirecek sanatsal vizyon olmadıktan sonra fazla anlam ifade etmiyor. İster savaş sahnelerinde, ister huzurlu kasaba ortamlarında; ekranda aynı anda bir sürü şeyin olup bittiğini ve tüm unsurların uyum içinde işlediğini göreceksiniz. Bir yanda insanlar muhabbet ederken, başkaları yere düşmüş bir eşyayı alarak ya da tamirat için bir çatıya çıkarak kendi gündelik işlerine bakacak. Her bir ortamın atmosferi özgün olacak. Örneğin bir tavernada bir kız yerleri süpürürken bir grup müşteri yüksek sesle şarkı söyleyecek ve başkaları da büyük bir coşkuyla süregiden bir bilek güreşini izleyecek.

SERİ DÖVÜŞLER
CD Projekt, dövüş sistemine özel önem veriyor. İlk oyun, üç farklı dövüş stiliyle, deneyimli oyuncular için fazlasıyla keyifliyken, birçoğumuz Geralt'ın yetenekleriyle bütünleşmekte zorlandı. Bunun farkında olan yapımcılar kontrolleri tamamen elden geçirmiş ve aksiyonun daha akıcı olmasını sağlamış. Örneğin fare tıklamalarını doğru zamanlama ile dizme zorunluluğu tümüyle kalkmış. Burada da RED Engine devreye giriyor. Aurora motorunda karşıtların hareketleri birbirini izliyordu ve mücadele öyle görünmese de bir bakıma tur bazlıydı. Oysa RED motoruyla geldiğini gördüğünüz bir darbeden (boşluk tuşuyla) rahatça kaçınabileceksiniz ve önceki komutunuzun tamamlanmasını beklemeyeceksiniz. Yalnız her kaçınma hareketinin yuvarlanarak tamamlanması biraz sıkıcı olmuş. CD Projekt bu animasyonu biraz çeşitlendirse iyi olacak. Serinin devamında da dövüşler sırasında düşen sağlığımızı düzeltemeyeceğiz, yani stratejik düşünerek gücümüzü idareli kullanmayı öğrenmemiz gerekecek.
Baş tasarımcı Tomasz Gop, dövüş sistemini RED motorunu en bariz sergileyen unsur olduğunu söylüyor. Hafif saldırılar sol fare tuşuna, ağır saldırılar sağ fare tuşuna atanırken, büyü ve savunma hareketleri de kısa yol tuşlarına dağıtılmış. İnce ayrıntıları öğrenmek istemeyen oyuncular ise daha kolay bir zorluk seviyesi seçerek temel hareketlerle işini görebilecek. Yeni eklenen "Combat Button" sayesinde ağır çekime geçiyor ve bir sonraki adımınızı planlamak için zaman kazanıyorsunuz. Örneğin CTRL'ye basarak büyü menüsüne ulaşabilir ve çeşitli büyüleri combo oluşturacak şekilde peşpeşe dizebilirsiniz. Kalabalık gruplarda hayatta kalabilmek için uzun süre tek bir düşmana odaklanmamak ve taktiklerinizi rakiplerin özelliklerine göre belirlemek hayli önemli.
Silah çeşitliliği de arttırılmış. Geralt artık kılıçlarının yanı sıra balta, tokmak ve teber (halberd) gibi birçok başka silah da kullanabilecek ve isterse demircilere yenilerini yaptırabilecek. Yine düşmanına göre çelik yerine gümüş kılıcınıza davranmanız gerekecek, çünkü canavar ve doğaüstü yaratıklara karşı ilki işe yaramıyor. Çeşitli tuzaklar ya da bombalarla uzun erimli dövüşlere yeni bir boyut katılmış. Örneğin bir odaya atılan gaz bombası izleyen ateşleme büyüsüyle tek hamlede kalabalık bir düşman grubunu temizleyecek. Ateş tuzağı büyünüzü geliştirdiyseniz yere yerleştirdiğiniz işaretler sayesinde alan etkili tuzaklar da kurabileceksiniz.
İlk oyunda beş zırh seçeneği varken, Witcher 2'de bu sayı 30'u bulacak.

Geralt'ın doğrudan kontrol edemediğiniz yoldaşları da olacak. Haliyle onların silah ya da büyü uzmanlıkları da savaşlarda izleyeceğiniz yolu etkileyecek.
CD Projekt, Bethesda'nın tartışmalı auto-level sisteminden uzak durmaya karar vermiş. Siz ne seviyede olursanız olun, belli bölgelerdeki düşmanlar hep aynı kalarak size göre ya kolay av, ya da henüz bulaşılmaması gereken ağır birer tehdit olacak.
BEŞERİ İLİŞKİLER
Diyaloglar sadece iki kişi arasında değil, bizim de dâhil olduğumuz bir grup insan arasında geçebilecek. CD Projekt'in ilk oyunda da gayet iyi kotardığı üzere diyaloglarda benimsediğimiz tercihler oyunun gidişatına kendini ancak saatler sonra belli eden sonuçlarla yansıyabilecek. Birçok RYO yapımcısı bunu yapmayı denediyse de, genel olarak bu kadar karmaşık olay örgüleri ve anlatım teknikleriyle pek iyi baş edemediler. CD Project, serinin ikincisinde de bizi bu konuda hayal kırıklığına uğratmayacak gibi. Bu arada yoldaşlarınız da fikirlerini belirtmekten çekinmeyecek.
CD Projekt ayrıca seslendirmeler konusunda da yol almış. İngiliz bir seslendirme stüdyosu ile yapılan anlaşma sonucunda önemli karakterlerin seslendirmeleri ilk oyuna göre daha başarılı ve bol. Örneğin Dwarf'lar artık İskoç aksanına sahip ve Elf'ler de iyi eğitim görmüş vatandaşlar gibi konuşuyor. Zaten karşılaştığınız karakterler hal ve tavırları, giysileri ve beden dilleriyle size salt kelimelerle aktaracaklarından çok fazlasını söyleyecekler. Birçok RYO'dan alışık olduğumuz uzun anlatımların yerini, sizin çevrenizde olup biteni iyi takip edip kavramanız alıyor.
İlk oyunda bazılarının koleksiyonculuk ruhunu uyandıran "sex cards" ikinci oyunda olmayacak. Bunun yerine karşı cinsle olan münasebetler daha olgun ve gerçekçi bir tarzda yansıtılacakmış. Ancak Geralt tabi yine bildiğiniz Geralt ve bol miktarda "özel" karşılaşma yaşayacak. Bu karşılaşmalar ara videolarla da süslenecek. Ara video demişken; ilk oyundaki videolar toplam 53 dakika sürüyor ve 130 sekanstı. Bu sayı ikinci oyunda 150 dakikalık 256 sahneye çıkıyor.

BIOWARE VE BETHESDA, YENİ OYUN ARKADAŞINIZA HOŞ GELDİN DEYİN
Upgrade sistemi üç kola ayrılmış: Alchemy (simya), swordsmanship (kılıç ustalığı) ve magic (büyü). Haliyle bir kolda uzmanlaşmaya karar verdiğinizde diğer kollarda geri kalıyorsunuz. CD Projekt anlamlı olan ikilemi bir derece hafifletmek için topladığımız mutagenlerle yeteneklerimize ek özellikler kazandırma olanağı sağlıyor. Böylece farklı kollardan kendimize özgü uygun bir karışım elde edebileceğiz.
Oyunun kurgusu en baştaki çizgisel giriş kısmından sonra paralel ilerleyen ve 16 farklı sona ulaşabilen üç ana hat içeriyor. Bunlar sırasıyla suikastçılarla, kralın Baroness La Valette'e karşı giriştiği seferle ve Geralt'ın şahsi kimlik arayışıyla ilgili. Tabi özenle kurgulanmış yan görevler de cabası. Yapımcıların dediğine göre toplamda 40 saatlik bir oynanış söz konusu, ki bu sürenin ayrıntıcı oyuncular için bir hayli uzayabileceğini varsayabiliriz.
İlk oyundaki kayıtlar yüklenebilecek ve böylece bazı eşyalar ve temel seçimler yeni youna taşınmış olacak. Triss Merigold, Zoltan ve Dandelion gibi tanıdığımız bazı karakterler de dönecek. Geralt daha oyunun ilk başlarında Temerialı aksi mizaçlı ordusu mensubu Vernon Roche ile yeni bir yoldaş daha kazanıyor.
Quest'lerde çok farklı çözüm yolları tercih edebileceksiniz. Kısa yol genelde kaba kuvvetten geçerken, belki daha tatmin edici olacak çözümler için biraz kafa yormanız gerekecek. Yalnız dikkat, The Witcher 2 "iyi" olmanın hep ödüllendirileceği yanılsamasını yerle bir etmekten hiç çekinmiyor. Vicdanınızı dinlerken karşılaşacaklarınız kendinizi kandırılmış bir aptal gibi hissetmenize yol açabilir.
Oyuna kumar dışında mini oyun olarak bir de boks, bilek güreşi ve hatta şiir eklenmiş. Evet, şiir. Bazı sekanslarda diyoloğu Dandelion'a bırakırsanız, beliren dizeleri anlamlı bir bütün oluşturmak üzere bir araya getirmesi gerekiyor. Henüz duyurulmamış başka mini oyunların da akışa yedirilmiş olması olası. Bu vb. ayrıntılar CD Projekt ekibinin oyunu birkaç güçlü unsur çevresine kurmak yerine, bütünsel bir deneyim olarak mükemmelleştirmek derdinde olduğunun açık kanıtı. Quest'lerin standart RYO kalıplarından olabildiğince uzak tasarlanması ilk akla gelen şeylerden biri. Arayüz, dövüşlerde, envanterde ve yetenek ağacında olsun, her açıdan geliştirilmiş ve daha rahat, doğal hissettiren bir kullanıma kavuşmuş. Sunum, kurgu ve rol yapma seçeneklerinin genişliğiyle The Witcher 2 bir bütün olarak koyu ve güçlü renklerle bezenmiş kendine özgü bir kişiliğe sahip. Bu sene zirve için yaşanacak yarışta Bethesda ve Bioware kesinlikle yalnızlık çekmeyecekler.
The Witcher 2: Assassin of Kings, oyunu sabırsızlıkla bekleyen PC'ciler için 17 Mayıs'ta piyasada olacak.

Sistem gereksinimleri çok hafif değil. Örneğin tavsiye edilen minimum grafik kartı 512 GB RAM'li bir 8800 ya da muadili AMD. Tavsiye edilen gereksinimler ise 1GB'lık bir GTX 260 ya da HF 4850 ve işletim sistemine göre 3 ya da 4 GB RAM. CD Projekt'ten en son yapılan açıklamaya göre konsol sahipleri de bundan birkaç ay sonra Geralt'ın maceralarını bizzat yaşayabilecek.
The Witcher 2: Assassins of Kings (PC)[NL/VP]