Ulusal Çıkarları Batı Gibi Korumak

64general1

New member
Katılım
14 Haz 2007
Mesajlar
1,720
Reaction score
0
Puanları
0
ABD'den yayılan global ekonomik kriz tüm dünyayı etkiledi. Nakit sıkışıklığı yaşayan dünya piyasaları Avro karşısında giderek değer kaybeden ABD doları nedeniyle petrol fiyatlarını uçurdu.

Arap ülkelerinin petro-dolar milyarderleri kazanç amacıyla yeni, yatırımların peşine düştüler. ABD firmalarının çöküşü, bu ülkelerin yeni yatırım alanlarına yönelmesine neden oldu.

AB Komisyonu, AB üyesi ülkelere girecek üçüncü dünya ülke yatırımları için yeni bir uygulama yasası hazırlamaya başladı.

Bu fikir, devlet kontrolundaki Arap ve Asya yatırım fonlarının Avro bölgesindeki şirketlere göz dikmesi nedeniyle ortaya çıktı.

Geçen iki ay boyunca Avrupa borsalarının değer kaybetmeye devam etmesi, bir çok petrol zengini ülkeye ait devlet kontrolundaki yatırım fonları için Avrupa şirketlerini cazip bir hedef haline getirdi.

Son olay Dubai yatırım Fonu'nun Yunan telekom şirkeri OTE'nin çoğunluk hissesini ele geçirme teşebbbüsü idi. % 25 hisse ile OTE'nin en büyük hissedarı olan Yunan Hükümeti, ülkenin ana telekom işletmesi olan OTE'yi düşmanca bir davranıştan korumak maksadıyla bir kanun çıkartarak yabancı yatırım payını % 20 ile sınırladı.

Bir kaç hafta önce de Almanya Başbakanı Merkel, bir konferansta Alman şirketlerinin üçüncü dünya yatırım fonlarından korunacağını söyledi. Aynı şekilde Fransa, bir yıl önce ülkenin en büyük süt ürünleri şirketi Danone'nin bir ABD şirketi tarafından satın alınmasını bloke etmişti.

En liberal ülke olan ABD'de de bile, iş başa düşünce Kongre, ABD'nin 10 büyük limanını işletmeye talip olan Arap şirketinin başvurusunu reddetmişti.

Nakit sıkışıklığı yaşayan ABD ve AB banka ve şirketlerinin devlet kontrolundaki yabancı fonların kaynaklarına gereksinimi çok açıktır. Ancak iş hisselerini kontrola gelince işler karmaşıklaşmaktadır.

Füze hızıyla yükselen ve halen dolara endeksli petrol fiyatları Arapları zenginleştirdi.

Ancak Doların Avro karşısında değer kaybetmesi bir çok Arap yatırım fonunun zarara uğramasına neden oldu.

Örneğin Dubai Yatırım Fonu milyarlarca dolar kaybetti. Çünkü petrol üreticileri, sermaye yatırımı ve tüketim maddeleri bakımından Avro Bölgesine bağımlıdırlar. Geçtiğimiz bir kaç ayda, petrol fiyatlarının süratle yükselmesi bir kaza değildir.

Basit bir arz-talep ve güvenilir dünya parası meselesidir. Avro dolara karşı tarihinin en yüksek değeri olan 1.56'ya ulaşırken, petrolun varili de 106 doları geçmiştir. Bu ilişki sadece iki para birimi arasındaki faiz oranına bağlanamaz. Bir çok Avrupa ve Asya finansal yatırımlarının Avroya yönelmesi, bu paraya olan talebi artırmıştır ve sonuç olarak da bu parite ortaya çıkmıştır.

2002'de iktidara gelen AKP hükümeti daha önceki hükümetleri kat kat geçerek tüm stratejik kuruluşları özelleştirmiş ve satmıştır.

Başta Telekom olmak üzere, bunların hemen hemen tamamı yabancılar tarafından kontrol edilmektedir. Sıra turistik tesislerimiz, denizlerimiz, madenlerimiz, ormanlarımız, kaplıcalarımız ve verimli tarım alanlarımıza gelmiştir. İşte hedef olarak Türk Milletinin önüne konan AB ülkelerinin davranışı, işte hayranlıkla izlenen dünya devi ABD'nin ulusal çıkarlarını koruma refleksi.

Ve sizin Türk Milletine yaklaşık altı senedir anlattığınız özelleştirmenin faydaları masalı. Acaba hangisi doğru?


Dr. Nejat TARAKÇI
Yeniden Ergenekon
Jeopolitikçi ve Stratejist
 
Özelleştirmeyi, ABD’nin çıkarları doğrultusunda Türkiye gibi ülkelere dayatmakla görevli iki kuruluş : Uluslararası Para Fonu (IMF) ile Dünya Bankası. Bu kuruluşlar marifetlerini, IMF “istikrar paketleri” ile, Dünya Bankası’nın “yapısal uyum programları” ile gerçekleştiriyor. Kesinlikle neoliberal ideolojiye dayanan bu programlar, daima, kamu hizmetlerinin özelleştirilmesi ve kamu sektörünün sistemli bir şekilde tahrip edilmesi sonucunu vermiştir. Kamu hizmetlerinin özelleştirilmesi ve ticarîleştirilmesi, Dünya Bankası’nın borçlu Üçüncü Dünya ülkelerine yutturduğu “yapısal uyum programları”nın önemli bir parçasıdır. Dünya Bankası verdiği kredileri özelleştirme şartına bağlamaktadır. Peki bu kuruluşlar bizim “millî iradeyi temsil eden” hükümetlerimize özelleştirmeleri, örneğin Erdoğan hükümetine özelleştirilmeleri nasıl yaptırıyor? Elbette “para verme” karşılığında uygulattığı “istikrar paketleri” ile, “yapısal uyum programları” ile…
Bu mekanizma uzun süredir işliyor: Amerika’nın ve Avrupa’nın kapitalistleri Türkiye’yi lokma lokma yutmaktadır.

Somerset Maugham’a ait bir özdeyiş: ''Bir millet herhangi bir şeye özgürlükten daha fazla değer veriyorsa, özgürlüğünü kaybedecektir. Eğer değer verdiği şey rahatlık ve para ise, onları da kaybedecektir.''


 
Evet Sedapınar;İlginç olan şey Zar zor 80-90 yılda yapılan Cumhuriyet ruhu ürünlerini saçıp savururken AKP,bunu o Cumhuriyet ruhunu öldürmek amaçlı ve o ruha küfrederek yapıyor.Ama elin emperyalistleri ve Vatansever idarecileri bizi bu konuda destekler görünürlerken,bizi yeteri kadar ileri olmadıgımızı söylerlerken,kendi içlerindeki özelleştirmelerinde de o kadar tutucular ki bizlerin ders çıkartamaması bundan acı.
 
Türk telekomun tam kaymağımı yeme zamanında adsl çağında,
sen git telekomu kokuşmuş araplara ver,
buyrun tam kaymak zamanı siz yiyin arap şeyhleri.
Şuan adsl gelirleri tavan yapıyor.
ama kaymağını bizim devletimiz değil arap şeyhleri yiyor.
Ondan sonrada niye akpye karşısınız. tabi karşı olurum.
3 senedir inadına superonline kullanıyorum.
 
Özelleştirme ve AB Sizi Yok Edecek

Türkiye’nin AB’ye girme konusundaki ısrarını anlayamadığını ifade eden Türk dostu İsviçreli Profesör Finger, tarihi uyarılarda bulundu "kimliğinize sahip çıkın"
Jeopolitik öneme sahip Türkiye’nin AB’ye girmeden ‘bağımsız’ olarak kalması gerektiğini vurgulayan Lozan Üniversitesi Dekanı Prof. Matthias Finger, “Bakın bir tarafta AB, diğer tarafta Asya var. Türkiye, AB’nin içine girip kaybolmak mı istiyor?” dedi.
Özelleştirmenin Türkiye için yol açacağı tehlikelere de dikkat çeken Prof. Finger, şöyle konuştu: Stratejik önem taşıyan bazı kurumların özelleştirilmesi boyunduruk altına girmek olur ki, bunun sonucu Türk kimliğinin kaybedilmesine kadar varabilir.

Şaşkınlık içindeyim
Prof. Finger, üyeliğin Türkiye için tehlikelerini anlatıp, “AB’de ne işiniz var?” diye sordu.
“Türk dostu” olarak tanınan Lozan Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Akademisi Dekanı Prof. Dr. Matthıas Finger bile şaşırdı: Neden AB diye ısrar ediyorlar anlamıyorum!
Bazı kurumların özelleştirilmesi boyunduruk altına girmek olur ki, bunun sonucu Türk kimliğinin kaybedilmesine kadar varabilir.
AB’nin Türkiye’ye ihtiyacı var, Türkiye’nin AB’ye değil. Çünkü Türkiye her şeyiyle kendi kendine yeten bir ülke. AB’ye girmeniz çıkarınıza olmaz.
Ne sizi birliğe almak istiyorlar, ne de başka mecralara kaymanızı... Oyalama taktiği güdüp geleceğin büyük gücünü şimdiden parçalamak istiyorlar

Birliğe girip kaybolmak mı istiyorsunuz?
Türkiye’nin AB’ye altenatif olabilecek projeleri neler olabilir size göre?
Bakın bir tarafta AB, diğer tarafta Asya var. Türkiye Jeopolitik olarak önemli bir yerdedir. AB’nin içine girip kaybolmak mı istiyorsunuz? Türkiye’nin bence AB’ye girmeden ‘bağımsız’ olarak kalması ve öncelikle Asya ile özellikle Türk Cumhuriyetleriyle ilişkilerini güçlendirimesi lazım. Türkiye kararlı politikalar izlerse büyük bir aktör olabilir. Örneğin doğalgaz ve petrol sıkıntısı çeken Avrupa ile, enerji kaynakları açısından zengin olan Orta Asya arasında köprü görevi yapabilir. Kararsız politilarla oyalandıkça Türkiye kaybeder. Türkiye’nin AB’ye girmesi de Asya ve Avrupa arasındaki güç dengesini Avrupa lehine çevirebilir.

Özelleştirme bir ülkeyi nasıl bölebilir ki?
Doğal ve tabii kaynakların hiç bir zaman özelleştirilmemesi gerekir. Bunlar o ülkenin, o vatanın insanlarının malıdırlar.
Bu kaynakları yabancı birine sattığınızda bunu nasıl kullanacağını kontrol altına alamayabilirsiniz Bu da ülkenizin ekonomik açıdan güç kaybetmesine, yıpranmasına neden olabilir. Burada Rusya örneğini vermek istiyorum. Rusya hiç bir kurumunu özelleştirmeye yanaşmıyor. Bunları uluslararası platformda bir silah olarak kullanıyor.
esela Moskova geçtiğimiz günlerde doğalgaz vanasını kapatınca Avrupa ile kriz yaşandı. Neden? Çünkü güç Rusya’nın elindeydi. Rusya kendi kuralını koymuştu. Ve biliyorlardı ki doğalgazı özelleştirdiklerinde Rusya’nın gücü de elinden alınmış olacaktı. Diğer bir tehlikede şudur ki; böyle bir stratejik önem taşıyan kurum özelleştirildiğinde bunu satın alan şirket istediği fiyatı koyar. Ve devlete şantaj yapabilir. ’Ben bunu işlettiğim için istediğim fiyatı koyarım’ diyebilir. Buda bir yabancı şirketin boyunduruğu altına girmekten başka bir şey değildir. Bu stratejik kurumların üzerinde bir yetkiniz ve gücünüz kalmadığında, pek bir şeyiniz de kalmamış demektir. Özelleştirme ancak %20 civarında olmalıdır.







http://www.turkkulturu.net/haberoku63/ozellestirme-ve-ab-sizi-yok-edecek
 
Türk dostu İsviçreli Profesör Finger,şaşırır tabi sanki AB'ye zararına olsada girmeye çalışmanın mantığını anlayamaz.Zaten aklı başında vatanını seven kimsede anlayamaz ve açıklayamaz bu mantığı ama bana göre bunun açıklaması şu ülke çıkarlarını değil kişisel çıkarlarını düşünen,AB giriş hikayelerini Cumhuriyeti yıkma amaçları için kamufle malzemesi olarak kullanıldıgını anlayabilirsen her şeyi çözebilirsiniz.
 
Geri
Üst