otlupeynir
Çǿκ کε√díκ طę ∂طí

kaç kez duydum endişeyle
aşkın uzaklaşan ayak seslerini
sarıldım yalnız yüreğime
avundum
ne çok şeyi unuttum da
seni unutamadım
umarsız karanlık
aldırmaz tavrıyla dalarken uykuya
yüreğimde bir baş kaldırı çığlığı
yar
yokluğuna sükutumdur bu dem
hayat ne bıraktı geriye
yaralı gönülden
ve yokluğundan başka
kayboldum derinliklerinde
hep yeniden ta baştan
gölge oldum peşinde
sokuldum düş olup yanıbaşına
aşkın ahenginde yumdun kirpiklerimi
sabahı gelmeyen gecelere
dile getirilmeyen sözcükleri
tozlu sandıktan çıkarıp
kendini uzak tutma benden
demesen de biliyorum
içinde suskunluğun birikmişliği
parçalar ruhunu
sırlı camda bakarsın gözlerine
tükendiğini söyler sabrın
ikimizin yerine
gitme yar
kaybettim diye güneşin ışıklarını
bundan sonra yıldızlar var
al bir gül açar belki ömründe
inkar etsen de
aşk ayılmaz bir sarhoştur
sarıl nefesime
kal gitme
umut sensin
tüketme...
alıntı